30 Nisan 2019 Salı

Mavi Zamanlar (Mavisel Yener) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı: Mavi Zamanlar

Kitabın Yazarı: Mavisel Yener

Kitabın Özeti:

Mavi Zamanlar kitabı eski çağlara ait antik bir keşif macerasını anlatıyor.

Sekizinci sınıfa geçen Birce, yedinci sınıf kitaplarını verip onların yerine tatilde okuyabileceği kitaplar alır. Bu kitaplardan birinin adı çok ilgisini çeker: Gizli Geçitleri Bulmanın Yolları. Birce, bu kitapla birlikte kendini büyük bir maceranın içinde bulur. Katıldığı yarışmada da dereceye giren Birce, Allianoi Arkeolojik Kazı Alanı’nda bir haftalık tatil kazanır.

Birce, Aktan, Sevilay ve Işıl kazı alanına doğru yola çıkarlar. Birce yolculuk sırasında kitabını okumaya iyice dalmıştı. Mavi zamanların dolunay masalcısı, dut ağacından yaptığı kağıt parçasına ‘Gizli geçitleri bulmanın ilk kuralı; gök evrenin mavisini görebileceğin, dağların kekik kokan havasını soluyabileceğin, yelin fısıltısını, suyun şırıltısını duyabileceğin bir yerde olmaktır.’ yazmıştı. Yarı şeffaf mor kâğıdın üzerindeki yazı şöyle devam ediyordu:

Herşey yaşamın gizli geçitlerine yol alabilir, yeterki ki gör.

Minibüs sert bir dönüşle toprak yola saptı. Şöför dikiz aynasından bakarak konuştu:
“Geldik sayılır.”

Yolun kıyısındaki tabelayı okudular: “Allianoi Kurtarma Kazısı Alanı”

Burası mitolojide hasta insanlara şifa dağıtan, hekimliğin ve tıp biliminin sağlık tanrısı Asklepios’a adanmış bir Asklepion. Söylenceye göre tanrı Apollon, oğlu Asklepios’u yarı at yarı insan olan Kheiron’a emanet etmiş. Kherion ona okuma yazma ile birlikte öncemli hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların formüllerini de öğretmiş. Asklepios’un ünü kısa sürede yayılmış. Onun ölüleri bile dirilttiği söylenmiş. Zeus buna kızdığı için Asklepios’u öldürtmüş. Halk da Asklepios’un adını yaşatmak için aynı isimle sağlık merkezleri kurmuş. Buralara ‘Asklepion’ adını vermişler. Allianoi de onlardan biri. Yani burası Batı Anadolu’nun en büyük şifa merkeziymiş.

Bu masal İlya’da geçen okuruna yazılmış bir mektuptur.

Kazı alanında herkes işinde gücündeydi. Birce kitabını okurken sağ eliyle taşa dokunuyordu. “… uçsuz bucaksız düzlüklerde rastlayınca yüz çevirdiğimiz tekerlek izi gibi. Gördüğün şey yüzyıllar boyu başkaları tarafından da görüldü; ama iz süremedi onların gözleri.”

Birce gözlerini kapayarak içini çekti ve hızla yerinden kalktı. Dün gece bahsedilen su perisinin nerede olduğunu merak etti. Onun Bergama Müzesinde sergilendiğini öğrendi.
‘Neden su perisi demişler peki?’
‘Herhalde kucağında kocaman bir istridye tuttuğu için…’
Gilman, gel masalın su perisi ile ilgili kısmını bir daha okuyalım.

Diğer bir taraftan ise Seine Nehri’ne bakan Montebello Caddesi’ndeki karanlık, rutubetli çatı katında İbrahim, Mısırlı Necip ve Mısırlı Reşat, Paris’teki sahaftan buldukları el yazması haritayı dikkatle inceliyorlardı.

Bu haritaya göre dünyanın elektromanyetik alanını düzenleyen dört büyük kristal, dört ayrı bölgede yer alıyor. Bunların biri Türkiye’de, diğer üçü okyanuslarda görünüyor.
Şu an ulaşabileceğimiz tek kristal Türkiye’de.

Yerküre dev bir mıknatıs, mıknatıslanmanın değiştirilmesi gezegendeki su dengesini Mısır adına olumlu etkileyecek, Mısır’a su getirmeyi biz başaracağız. Reşat’ın ve Necip’in gözleri parladı, yolculuk Türkiye’ye…

Birce bu arada kitaptaki şifrelerle yavaş yavaş karşılaşmaya başladı.
“Sakın ola demeyesin, hamamın kubbesi yok, tası yok, kurnası yok, suyu yok! İşte ilk ipucu sana. Dünya güzeli su perisi hâlâ yıkanıyor orada…”

İşte şifrelerin ikincisi: Ay yeryüzüne iyice yaklaşıp İlya’da ıslanınca çıkabilirsiniz yola.

Her kim üç köşeli tası bulur, tası kumla parlatırsa tılsıma yaklaşacak. Havuzun kenarında bekler tas yüzyıllardır, içinde, beklenen şifre.

Masal der ki: tılsım su perisinin elindeki kristalde. Ey Dolunay Masalcısı, yol kesenler yanıbaşında su perisinin. Görmeyi bilmeyen insanların elinde yanlış anlaşıldı bütün bilgiler.

Git ve kurtar Allionoi’nin yerlatı kentini. Su için doğdu, su için de yok olmasın…

Yaz başında Allianoi’de düzenlenen gençlik şenliği için toplananlara kazı başkanı, arkeolog Gilman: eğer barajın projesi değiştirilmeseydi, bugün bütün bu güzellikler su altında kalmış olacaktı. Allianoi dünyaya örnek olmuş, sular altında kalmaktan kurtarılmış ilk kenttir.