Öğretmen ve öğrencilere yönelik kitap özetleri, kitap sınavları, kitap soruları ve eğitici hikayeler
Dostoyevsky etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dostoyevsky etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
5 Mart 2020 Perşembe
Kumarbaz (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
Kitabın Adı : Kumarbaz
Kitabın Yazarı : Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Kitap Hakkında Bilgi :
Kumarbaz, Rus ve Dünya Edebiyatının en mühim romancılarından birisi olan Fyodor Dostoyevsky‘nin (d. 1821, Moskova - ö. 9 Şubat 1881, Sankt-Peterburg), özgün adı Igrok olan ve 1867 yılında ilk basımı gerçekleşen Dünya klasikleri arasına girmiş, realist anlayışla yazılmış bir romanıdır.
Çocukluk yılları sarhoş bir baba ve hasta bir anne etrafında geçen Dostoyevski, Petersburg Mühendis Okulu'nu bitirdikten sonra kısa bir süre askerlik yapmış, ancak askerlikten nefret eden Dostoyevski bu görevinden ayrılıp yazarlığa başlamıştı. 1849 tarihinde devlet aleyhine komplo düzenlemek ile suçlanan yazar ölüm cezasına çarptırılmış ama idamı Sibirya'daki Omsk Kalesi'ne sürgüne çevrilerek bu kalede sekiz ay hapishanede dört yılı tamamlayacak şekilde sürgün edilmiş ve hapis yatmıştı. Suç ve Ceza adlı romanını da Sibirya ve Omsk (Omak) kalesinde ayakları zincire bağlı dört yıl süren bu yaşantısının izlerini aktaracak şekilde yazmıştı.
Dostoyevski ilk gençlik yıllarından beri kumara tutkun bir adamdı. Bu tutkusu sürgün ve ceza günlerinin bitiminden sonra yeniden başlamak zorunda kaldığı askerlik hizmetinden terhis edildikten sonra da devam etmişti. Nitekim 1859'da ordudan terhis edilerek Moskova dışında küçük bir yerde kalmaya zorlanmıştı.
Suç ve Ceza romanının sağladığı şöhret ve imkanlar sayesinde Avrupa turuna çıkmış, bu tur sonrasında kumar yüzünden de oldukça borca girmişti. Yayıncılardan aldığı avansları da kumarda kaybeden yazar Kumarbaz (Rusça: Игрок, Igrok) romanını yayıncıların zorlaması ve onlarla yapmış olduğu sözleşme gereği sipariş üzerine yazmak ve bu romanını 25 gün içinde bitirmek zorundaydı. Çünkü yayıncı ille yaptığı sözleşme gereği “Kumarbaz romanının 25 gün içerisinde bitirmemesi halinde ileride yazacağı diğer romanlarından da herhangi bir hak talep edemeyecekti.” Bu nedenle Kumarbaz adlı romanı 25 günde bitmişti ve bu roman Dostoyevski’nin en çabuk yazdığı roman olarak tarihe geçmiş oldu. Dostoyevski bu romanı hem çabuk hem de iyi bir şekilde yazabilmek için stenograflık yapan Anna Grigoryevna adlı bir kadını sekreter olarak tutmuştu. Bu sayede romanı zamanında bitirmiş, bu roman bittikten sonra da kendisinden oldukça genç olan bu hanım ile de evlenmişti.
Sekreteri, Anna Grigoriyevna Snitkina yazarın ikinci karısıydı.
Kumarbaz adlı roman yazarın ilk gençlik yıllarındaki anılarını anlatan otobiyografik bir roman olmuştu. Dostoyevski bu romanında gençlik yıllarındaki yaşadıklarını, anılarını, aşklarını ve kumar tutkusunu yalın, gerçekçidir, zaten çoğu kendi yaşadığı olaylardır böylece kitap doğal bir şekilde kaleme almış olur.
Kitabın Özeti :
Fransa’da bir Rus Generali ve ailesinin yanında öğretmen olarak çalışan 25 yaşındaki Aleskey İvanoviç, kumar tutkusunu yenmeye çalışan bir gençtir. Bu süre zarfında kaldığı yere birkaç tanıdık sima gelmiştir. Bunlardan birisi İvanoviç’in hiç hoşlanmadığı Fransız, diğeri ise İvanoviç ile sıkı bir dostluğu olan Mister Astley’dir. Zamanla Fransız’ın otelde bulunuş nedenini anlamaya başlamıştır. General’in, Fransız'a yüklü bir miktar borcu vardır. General bu borcu da uzun süredir hasta olan Rusya’daki zengin halasından kalacak mirasla ödemeyi düşünüyordur. General, bu adamalara yüklü bir şekilde borçlu olduğundan onlara iyi davranmak zorundadır. General ise Antonida Vasilyevna TARASYEVİÇEVA adındaki zengin halasının ölmesini beklemektedir. Eğer Generalin halası Büyükanne ölürse beş parasız olan General, biraz rahatlayacaktır. Büyükanne ise Rusya’da ölüm döşeğindedir.
Kumarbaz bir adam olan General, Çar ordusundan emekli olduktan sonra yediyüz rubleyi rulette kaybetmiş, çok zor durumda kalmıştır.
İvanoviç, General’in üvey kızı Polina’ya sırılsıklam âşıktır. Fakat Polina ona karşı kaprisler yapmakta tutarsız davranmaktadır. Kimi zaman samimi, kimi zaman da küçümser hallere giren Polina, İvanoviç’i oldukça üzmektedir. Üstelik Fransız ile Polina arasındaki yakınlaşma İvanoviç’in gözünden kaçmamış, onu daha da hırpalamıştır.
İvanoviç zaman zaman Polina ile yürüyüşe çıkıp dertleşebilmektedir. Polina’nın yine bir gün kaprisleri tutmuş İvanoviç’ten kendisine bağlılığın ispat etmesi için ve şehrin hatırlı insanları olan Baron ve Barones’e Almanca bir şeyler söylemesini emretmiştir. İvanoviç bu isteği yerine getirmiş fakat onun sözlerini yanlış anlayan Baron’un şikayeti üzerine General de İvanoviç’i evdeki işinden atmıştır.
General, zengin bir Fransız soylusu zannettiği Mlle. Blanche ile evlenmek istemektedir. Fakat Mlle. Blanche, zengin bir Fransız soylusu olmadığı gibi Generalle büyükanneden gelecek miras için yakınlaşan bir kadındır.
Fakat bu esnada General ve ailesinin ölecek diye beklediği Rusya’daki hala çıkıp eve gelmiştir. Büyükanne iyileşmiş ve doktorun tavsiyesi üzerine Ruletenburg’e, yani Generalin yanına gelmeye karar vermiştir.
Bu olay üzerine İvanoviç tekrar işe alınır çünkü Büyükanne onu çok sevmektedir. Büyükanne, Generale yaptıklarından dolayı çok kızgındır. Büyükanne oradaki kumarhanelere de gitmeye başlamış genç İvancovic’i de yanına almıştır. Büyükanne zamanla kumarda kaybetmeye başlar. Öyle ki en sonunda o da beş parasız kalmış, tüm servetini kaybetmiş Rusya’ya dönmeye karar vermiştir. Büyükanne Rusya’ya giderken yanında Polina’yı da götürmek ister ama Polina kabul etmez.
Bunun üzerine Generalin mirası alamayacağını anlayan Mlle. Blanche’de hem General’den hem de Ruletenburg’tan ayrılır. Bir gün Polina, İvanoviç’in odasına gelerek yüklü bir miktar paraya ihtiyacı olduğunu söyler. Bunun üzerine İvanoviç, elindeki bütün parayla rulet oynar ve iki yüz bin ruble kazanır. Fakat otele döndüğünde Polina’yı perişan bir halde bulmuştur.
O günden sonra Polina, Mister Astley’in yanında tedavi olmaya başlar. İvanoviç’de General’in sevgilisiyle Pariste iki aylık güzel bir hayat yaşadıktan sonra geri dönmüş, Polina’nın kendisini sevdiğini de anlamıştır.
4 Mart 2020 Çarşamba
Kumarbaz Kitabı ve Fyodor Mihayloviç Dostoyevski ile Anna Grigoryevna Snitkin'in Evlenmesi
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski kumar alışkanlığından ötürü aşırı derecede borçlanmıştır. O sırada ortaya Stellovski adında bir yayıncı çıkar. Dostoyevski’ye şunları söyler:
“Bak senin bütün borçlarını kapatacağım. Sana iki yıl yetecek kadar da para vereceğim. Fakat bir sözleşme imzalaman gerek. Senden bir kısa roman istiyorum. Bu kısa romanı bana bu sözleşmeyi imzaladıktan tam 24 ay sonra vermeyi kabul edeceksin. İstediğim sürede bitirip bana teslim edersen sorun çıkmayacak. Fakat eseri bir gün bile geç verecek olursan bundan önce yayımladığın ve bundan sonra yayımlayacağın bütün eserlerin hakları benim olacak.”
Çok fazla borcu olan Dostoyevski sözleşmeyi mecburen imzalar.
Aradan 23 ay geçer fakat tek bir cümle bile karalamamıştır. Durumdan haberdar olan Fransız yazar Stendhal, Dostoyevski’ye
“Ben ‘Parma Manastırı’ romanımı dikte ettirerek (söyleyerek yazdırmak) yazdırdım, sen neden denemiyorsun?” der.
Başka çaresi olmayan Dostoyevski kabul eder.
O zamanlar Rusya’da bir dikte etme okulu vardır. Okulun en yetenekli öğrencisi Grigoryevna Snitkin adında İsveç asıllı genç bir kızdır. Kız bu görevi yapmaktan gurur duyacağını söyler ve Dostoyevski ile eseri yazmaya başlarlar.
Eseri son gün bitiren Dostoyesvki hemen Stellovski’nin yanına gider. Dostoyevski’nin yazma sürecini baştan sona takip eden uyanık yayıncı Stellovski Dostoyevski eseri teslim edemesin diye ofisini kapatıp gitmiştir.
O zamanlar Rusya’da noter yoktur. Noter görevini polis karakolundaki memurlar yapıyordur. Dostoyevski eserini polis karakolundaki memurlara onaylatır. Daha sonra bu olaydan dolayı yayıncı ile davalık olsalar da davayı Dostoyevski kazanır.
Her Rus gibi Dostoyevski de zaferi kutlamak için bol votkalı bir davet verir. Davete bütün dostları ile birlikte romanı dikte ettirdiği genç kız Grigoryevna Snitkin’i de çağırır.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Dostoyevski genç kıza “senden bir konuda fikir almak istiyorum “der.
Bu durum genç kızın gururunu okşamıştır.
“Memnuniyetle, ben size nasıl bir fikir verebilirim merak ettim” diye karşılık verir.
Dostoyevski şöyle der:
“Ben bir roman yazmaya çalışıyorum. Romanın başkarakteri korkunç biri… Sara nöbetleri geçiren, kumar bağımlısı, düşman kazanmaktan çekinmeyen bir adam. Bu adam kendinden genç bir kıza aşık oluyor. Sence bir evlenme teklifi kaleme alacak olsam bu gerçekçi olur mu?”
Kız ise şöyle der: “Evlenme teklifinizi kabul ediyorum Bay Mihayloviç… O kız Dostoyevski’nin ikinci eşi Anna Grigoryevna Snitkin’dir.
Dostoyevski, gözlerinin bozulması üzerine 20 yaşında olan Anna Snitkin’i işe almış. 4 Ekim 1866’da tanışan çift kısa süre içerisinde birbirine aşık olmuş ve 8 Kasım’da da nişanlanmıştır.
Yazdıkları eser ise ünlü roman “Kumarbaz”dır.
4 Aralık 2019 Çarşamba
Beyaz Geceler (Dostoyevsky) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
Kitabın Adı : Beyaz Geceler
Kitabın Yazarı : Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Kitap Hakkında Bilgi :
Öykünün Hayalperest anlatıcısı, Petersburg'un "beyaz geceler"inde sokaklarda dolaşırken, Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da Hayalperest kadar yalnızdır. İkinci buluşmalarında aralarında bir dostluk doğar; Nastenka, Hayalperestimize, kendi yaşam öyküsünü anlatır: Âşık olduğu bir genç adam bir yıl sonra ona geri döneceğini söyleyerek Moskova'ya gitmiş, ama aradan bir yıl geçmesine karşın tek bir mektup bile yazmamıştır. Bu arada, Hayalperestimiz de Nastenka'ya vurulduğunu fark eder, ama duygularını gizler.
Yalnızca 19. yüzyıl Rus edebiyatının değil, dünya edebiyatının en büyük yazarlarından Dostoyevski'nin 27 yaşında yazdığı Beyaz Geceler, sevecen, okuru sarıp sarmalayan, ama hüzünlü bir uzun öyküdür. Bir yanıyla romantik bir aşk üçgeninin, bir yanıyla da bir kişilik parçalanmasının öyküsüdür.
Kitabın Özeti :
Petersburg’da yaşayan ve hiçbir arkadaşı olmayan yazar evindeki hizmetçisiyle birlikte yaşamakta ve yalnızlığını hiç de dert etmemektedir. Hayallerinin dünyasında yaşayan bu adam Petersburg sokaklarının kendisine ait olduğunu hayal ederek yaşamaktadır. Şehirdeki insanlar mutlu iken mutlu, üzgünse hüzün duyan biridir.
Her gün Petersburg sokaklarını gezmekte ve insanları, binaları saatlerce izleyerek tek başına oturmaktadır. Yaz gelmiş sokaklar bomboş kalmış, ahali tatil yerlerine gitmiştir. Bu nedenle de kahramanımız kendini çok yalnız hisseder. Bu nedenle dolaşmaya başlar. O kadar çok yürür ki, şehir dışına çıkar. Bu kez de kırlarda dolaşmaya başlar. Gece olduğunda şehre geri dönerken, nehir kenarında korkuluklara yaslanmış ağlayan bir kız görür. Kızın yanına gider, fakat kız ürküp caddenin karşısına geçtiğinde bundan vazgeçerek yürümeye devam eder.
Fakat az sonra sarhoş bir adam o kızı sataştığını görünce geri döner ve gidip kızı kurtarır. Bunun üzerine kız onunla konuşmaya ve birlikte yürümeye başar. Adı Nastenka olan kız henüz on yedi yaşındadır. Zavallı kız yazardan hoşlanmış, yazar da kızdan çok etkilenmiştir. Yazar kıza evine kadar eşlik ederken nehrin kıyısında neden ağladığını da sorar.
Nastenka, eğer kendisini daha da yakından tanırsa neden ağladığını da anlatacağını söyler. Bunun üzerine yarın nehrin kenarında buluşmak için anlaşırlar. Yazar hayatı boyunca ilk kez bir kadınla bu denli yakınlaşabildiği için oldukça mutlu olmuştur. Çok heyecanlanmıştır, ertesi geceyi sabırsızlıkla beklemektedir.
Ertesi gece buluşmuşlar ama Nastenka neden ağladığını anlatmadan önce, kendisine asla aşık olmaması konusunda yazarı önceden uyarmıştır. Yazar eğer bu konuda ona söz verirse onunla arkadaş olarak kalabileceğini söyler. Aksi takdirde arkadaşlığını bitirmek zorunda kalacağı konusunda uyarmıştır. O da bunu kabul eder ve böylece aralarında bir arkadaşlık başlar. Kızın hikayesini dinlemeden önce yazar kendi hayat hikayesini anlatarak, yalnız bir insan olduğunu, sekiz yıldır Petersburg'da yaşadığını, ama hiçbir arkadaşının da olmadığını günlerini evinde hayal kurarak geçirdiğini anlatmıştır.
Bu defa kendi öyküsünü anlatan Nastenka, en az onun kadar yalnız bir kız olduğunu söyler. Anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş olduğunu ve ninesiyle birlikte yaşadığını anlatırr. Üstelik ninesi kör olduğu için iki yıldır ona kitap okuyarak ya da örgü örerek zamanını geçirmek zorunda kalmıştır. Bir keresinde ninesinin sözünü dinlemediğinden, ninesi iki yıldır Nastenka'nın elbisesini kendininkine iğneleyerek onu yanında tutmaktadır. Bu nedenle o da kendi yalnızlığına mahkum olmuştur. Kızın küçük, eski ve ahşap bir evi olduğunu evin tavan arasını genç bir adama kiraya vermek zorunda kaldıklarını anlatır. Kiracıları bir keresinde Nastenka'ya kitap yollamış, bir kere de onu ve ninesini operaya götürmüştür.
Nastenka bu adama aşık olmuştur. Bir gece Nastenka eşyalarını bir bavulda toplar ve tavan arasına çıkar. Fakat genç adam bunu kabul etmez. Kendisini beklemesini, bir yıl sonra döndüğünde eğer hala istiyorsa kendisinden başka biriyle evlenmeyeceğini söyler. Nastenka, kendisini de Moskova’ya götürmesi için adama çok yalvarmış ama adam fakir biri olduğundan onu Moskova’ya götüremeyeceğini ama tam bir yıl sonra geri dönüp, eğer evlenmemiş ise gelip onunla evleneceğine söz vermiştir ve ertesi sabah çekip gitmiştir.
Aradan bir yıl geçmiş, o adam şehre dönmüştür. Döneli üç gün olmuş ama Nastenka’ya uğramamıştır. İşte o gece Nastenka bu nedenle ağlamıştır.
Yazar, kızı teselli etmeye çalışmış eğer bir mektup yazarsa götürüp o adama verebileceğini de söylemiştir. Nastenka, önceden de bunu düşündüğünden zaten bir mektup yazmıştır. Bunun üzerine Nastenka mektubu yazara vererek adamın adresini de verir. Yazar bu mektubu o adrese götürür. Fakat iki gün sonra kız ile tekrar buluştuklarında o adamın yine gelmediğini öğrenir.
Bunun üzerine yazar Nastenka’ya aşık olduğunu ona önem vermeyen öyle bir adamı beklemek yerine kendisini sevmesini talep eder. Nastenka da onu sevdiğini söyler ve ikisi beraber Petersburg sokaklarında evlilik planları yaparak geçirler.
Geceleyin geç saatlere kadar el ele dolaşmışlar Nastenka’nın evine doğru yaklaşırlarken onlara doğru gelen bir adam görmüşlerdir. Nastenka birden durmuş, adam yavaşça onlara yaklaşmış ve Nastenka’ya seslenmiştir. Nastenka yazarın elini bırakıp o adama doğru koşmuş ve adamın kollarına atılır. Daha sonra geri dönüp yazarı öper. Nastenka adamla el ele tutuşarak karanlıkta kaybolup gider.
Yazar çok üzülmüştür, fakat Nastenka gitmiştir. Ertesi gün Nastenka, ona bir mektup gönderir. Ondan özür dileyerek onu affetmesini ister. Bir hafta içinde o adamla evleneceklerini, eşini de onunla tanıştırmak istediğini ve ölene kadar onunla arkadaş kalacağını yazmıştır. Yazar mektubu ağlaya ağlaya defalarca okur.
Beyaz Geceler (Dostoyevsky) Kitap Sınavı Soruları ve Cevapları için tıklayınız...
İnsancıklar (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
Kitabın Adı : İnsancıklar
Kitabın Yazarı : Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Kitap Hakkında Bilgi :
Avrupalılar’ın bakış açısıyla, Devrim öncesindeki Rus’u simgeleyen Dostoyevski’nin ilk romanı olmasının yanı sıra yazarını dünyanın en iyi yazarlarından biri olmaya götürecek yolun da ilk adım…
İnsanın dramı romanlarından ağırlıklı bir yer tutan Dostoyevski, bu romanında ‘büyük insanlık’ın acılarının izini sürüyor ve sadece mektuplardan oluşmuş bu yapıtına koskocaman hayatlar sığdırıyor. Mektuplarda adı geçen her bir karekter, okura, büyük insanlığın iç dünyasını yansıtırken, bir yandan da, küçük, sili insanın bir romana nasıl taşınabileceğinin de ustaca bir örneğini veriyor…
Yıl 1846'dır. Genç Dostoyevski, ilk romanı İnsancıklar'ı tamamlar tamamlamaz ev arkadaşı yazar Grigoroviç'e okutur. Grigoroviç o kadar heyecanlanır ki birkaç kez kalkıp Fyodor'un boynuna sarılmak ister; fakat arkadaşının aşırı duygu gösterilerinden hoşlanmadığını bildiği için yapmaz. Grigoroviç ertesi gün romanı yazar ve yayımcı Nekrasov'a götürür; kitaptan çok etkilenen Nekrasov da eleştirmen Belinski'ye... "Yeni Gogol doğdu!" der, Nekrasov, daha kapı ağzında. Aynı günün akşamı, Belinski'ye tekrar uğradığında onu heyecan içinde bulur: "Nerede kaldınız? Nerede bu Dostoyevskiniz? Genç mi? Kaç yaşında? Hemen getirin bana onu!"
Belinski'nin evine getirilen yirmi üç yaşındaki genç yazar, daha sonra orada olanları şöyle anlatacaktır: "Ve işte... beni onun yanına götürdüler. Belinski'yi birkaç yıl önce heyecanla okumuştum, ama bana ürkütücü ve sert gelmişti ve benim İnsancıklar'ımla alay edecek diye düşünüyordum. Beni çok saygılı ve ağırbaşlı bir şekilde karşıladı; ama daha bir dakika bile geçmeden her şey bambaşka oldu... Ateşli ateşli, alevli gözlerle konuşuyordu. "Siz kendiniz anlıyor musunuz?" diyordu bana tekrar tekrar, alışkanlığı olduğu üzere bağırarak, "Ne yazmış olduğunuzu anlıyor musunuz?.. Bütün bu korkunç gerçeği, bizlere göstermiş olduğunuz bu gerçeği siz mi düşündünüz? Olamaz, sizin gibi yirmi yaşında birinin bütün bunları anlamış olmasına imkân yok... Gerçeği keşfetmiş ve bir sanatçı olarak ilan etmişsiniz, size bir yetenek verilmiş, yeteneğinizin değerini bilin ve emin olun, siz büyük bir yazar olacaksınız."
Kitabın Özeti :
Kitapta fakir bir devlet memuru olan Makar Alekseyevich ile uzaktan akrabası olan Varvara Alekseyevna arsındaki ilişki anlatılır. Mektup şeklinde yazılan kitap dönemin Rusyasını da anlatmaktadır. İnsanların nasıl ekonomik sorunlar yaşadığını, bunları nasıl karşıladıklarını ve bu sıkıntılar içinde birbirleri ile olan dayanışma ve yardımlaşmalarını konu alır.
Makar ve Varvara sürekli birbirleri ile mektuplaşır birbirlerine destek olurlar. Makar elinde olan azıcık bir varlığı bile Varvara için harcamaktan ve ekonomik sıkıntıya girmekten çekinmez. Ama sonunda ikisininde tüm kaynakları tükenir ve umutsuzluğa sürüklenirler. Varvara zengin bir adamla tanışır ve onunla evlenmeye karar verir. Başta Makar da bu konuya olumlu yaklaşır ama Varvara gittikten sonra onsuz yaşayamayacağını anlar.
İnsancıklar yaşlı bir kâtibin çok uzak bir akrabası olan küçük bir kıza olan sevgisini, aşkını ve ona karşı utangaç saygın çabalarını anlatır. Zorla geçinen ve kendisi bakılmaya muhtaç olan yaşlı kâtip kendini bu genç kıza karşı sorumlu hisseder. Genç kızın tüm ekonomik gereksinimlerini karşılamayı kendisi için bir zorunluluk olarak kabul eder yaşlı adam.
Oysa kalın kafalı bu yaşlı memurun ceketinin düğmeleri bile dökülüyordu giyecek doğru dürüst elbisesi yoktu. Adamcağız genç kıza öyle bağlıdır ki laf olur diye kızın kendisini sık sık çağırmasına karşın kızın evine gitmez. Hep mektuplaşarak görüşmüş olur paraları başkasıyla yollar. Ve mektuplarında çokça anacığım kızım diye hitap eder.
Bu eserde daha çok acıma duygusu egemendir. Yoksul genç kız sonunda kendisine evlenecek bir adam bulmuştur. Ve yaşlı kâtip son mektubunda (nikâhtan sonra kocasıyla gidecek genç kıza) şöyle seslenir: “Bundan sonra kime mektup yazacağım ben? Söyleyin meleğim artık kime Anacığım diyeceğim? Sizi artık nasıl göreceğim melekciğim? Öleceğim Varenka mutlaka öleceğim kalbim bu acıyı kaldırmaz. Tanrı’nın nuru gibi kendi kızımmışçasına sevdim sizi tamamen sevdim. Salt sizin için yaşıyordum siz varsınız diye belgeleri temize çekiyor gezip dolaşıyor hissettiklerimi mektuplara aktarıyordum. Belki farkında değilsiniz fakat böyleydi. Bizi terk edip gidemezsiniz küçük dostum. Gidemezsiniz çocuğum olamaz bu. Bakın yağmur iniyor bu soğuğu göğüsleyecek ölçüde sağlıklı değilsiniz. Arabanız da koruyamaz sizi mutlaka soğuk alırsınız. Daha şehir sınırlarındayken arabanız yuvarlanır parça parça olur. Biliyorsunuz Petersburg arabaları sağlam değildir.”
Genç kıza para yetiştirebilmek için evde belgeleri temize çekerek fazladan çalışan ve bu son mektubunda bile kızım diyecek kadar utangaç olan bu yaşlı adamın aşkı açıklayamıyordu bile. Hele gitmesini engellemek için söylediği araba devrilmesi bahanesi tam bir trajikomik durumdur.
18 Kasım 2019 Pazartesi
Karamazov Kardeşler (Fyodor Dostoyevsky) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri
Kitabın Adı : Karamazov Kardeşler
Kitabın Yazarı : Fyodor Dostoyevsky
Kitap Hakkında Bilgi :
Freud’u dahi etkilemiş olan bu romanın türü psikolojik bir romandır. Dostoyevski, bu romanda insan ruhunun derinliklerine inmiş, bir insan sağlam bir inançla tüm zorlukların üstesinden gelebilir ana fikrini işlemiştir.
Olay, Rusya’nın bir taşra kentinde on dokuzuncu yüzyıl ortalarında geçmektedir. Romanın zamanı ve mekânı Rusya’dadır.
Romanın üzerinde durduğu bir diğer konu babalık ve baba katilliğidir. Romanda Fyodor Pavloviç ve onu öldüren oğulları üzerinden tartışmaya açılmıştır. Fyodor Pavloviç, sorumsuz ve şehvet düşkünü bayağı bir adamdır. Öte yandan onu öldüren oğlu Smeryakov olsa bile, bu cinayeti isteyen Dimitri de, cinayetin haklı olacağını savunan İvan da, cinayetin işleneceğini tahmin edip bunu engellemeye kalkışmayan Alyoşa da suçludur.
Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler'i tamamladığında, Rus yazınında 'felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski'nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında "Karamazov Kardeşler"de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmiştir. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.
(Tanıtım Yazısından)
Dostoyevski (1821-1881): Gerek 1840'ların ortalarından itibaren yayımlamaya başladığı Beyaz Geceler ve Öteki gibi uzun öykü-kısa romanlarıyla, gerekse Karamazov Kardeşler, Suç ve Ceza ve Budala gibi Sibirya sürgünü sonrası büyük romanlarıyla, insanın karanlık yakasını kendinden sonraki bütün romancıları derinden etkileyecek biçimde dile getirmiş büyük bir 19. yüzyıl ustasıdır. Karamazov Kardeşler, yazarın son başyapıtıdır.
Kitabın Özeti :
Bölüm 1 – Küçük Sevimli Bir Aile
Ailenin genel hatları ile anlatıldığı giriş bölümünde Dimitri tam payını alamadığı annesinin mirasından payını almak için kente gelmiştir. İvan da eğitimini tamamladığı için kenttedir. Alyoşa ise bir süre önce kendini Staretze adadığı manastırda kalmaktadır.
Bölüm 2 – Uygunsuz Bir Ziyaret
Karamazov ailesi Staretz Zosima’yı görmek için manastıra gelir. İvan ve Fyodor Pavloviç’in zaten sadece alay amaçlı bu ziyareti gerçekleştirdikleri ziyaretin ironik yanı bu fikrin Ateist İvan’dan çıkmış olmasıdır. Dimitri ve babası kavga ederek büyük bir rezaletle manastırdan ayrılırlar. Buna rağmen hiç azalmayan ziyaretçi kalabalığı arasında kötürüm kızını iyileştiren Zosima’ya teşekküre gelen bir kadın da vardır. Ziyaretçiler Staretz’in mucizeleri karşısında kilometrelerce uzaktan ona danışmaya gelmektedir.
Bölüm 3 – Şehvet Düşkünleri
Bu bölüm Fyodor Pavloviç, Dmitri ve Gruşenka arasındaki aşk çıkmazını anlatır. Gruşenka’yı elde etmeye çalışan Fyodor Pavloviç binlerce rubleyi bu yolda harcamaya hazırdır. Bu ahlaksızlığa yanaşmayan Dimitri ise birgün eve girip babasını tehdit eder. Bu arada Katerina’ya bir evlilik sözü vermiştir.
Bölüm 4 – Yaralar
Çocuklara düşkün olan Alyoşa bir grup okul çağındaki çocuğun bir arkadaşlarını hırpaladıklarını görünce müdahale eder ve hırpalanan çocuktan (İlyuşa) bir ısırık da kendi parmağına alır. Bir süre sonra İlyuşa’nın babasının ağabeyi Dimitri tarafından dövüldüğünü ve yerlerde sürüklendiğini, İlyuşa’nın kendisine bu yüzden saldırdığını öğrenir. İlyuşya’nın babasından af dilemek için evine gidip para teklif ettiğinde reddedilip evi terk eder.
Bölüm 5 – Lehte ve Aleyhte
Rusya’da iyice hareketlenen felsefi akımları konu alan bu bölümde İvan’ın nihilizmle ilgili düşüncelerine bu bölümde yer verilir. İspanya‘da devam eden büyük bir engizisyon hükümdarlığı olduğunu ve dünyaya hükmettiğini kurgulayan İvan Büyük Engizisyoncu olarak adlandırdığı 90 yaşındaki bir din adamının tüm Hristiyanlığa hükmettiğini ve tüm insanları istediği gibi yönlendirip onları işledikleri günahların vebalinden kurtardığını anlatır. Engizisyoncular bu yolla tüm insanların mutluluğunu sağladıklarını savunurlar. İşte bu hükümdarlığın varlığı sırasında Dünyaya dönen İsa çeşitli mucizelerle insanları kendisine inandırdıktan sonra engizisyoncu tarafından zindana attırıldıktan sonra Büyük Engizisyoncu’nun anlattıklarını hiçbir şey söylemeden dinler ve sessizce yanına gelerek şefkatle öpüverir. Hemen gitmesini ve hiç görünmemesini bu taktirde onu bağışlayacağını söyleyen engizisyoncuyu dinlemeyip ertesi gün idam edilmek üzere hücresinde oturmayı sürdürür. Hikayeyi dinledikten sonra Alyoşa İvan’ın edebi hırsızlık diye sönlenmesinin arasında İvan’ın yanağına bir öpücük kondurur.
Bölüm 6 – Rus Keşiş
Bu bölüm ölüm döşeğindeki Staretz Zosima’nın kendi ağzından hayat hikâyesini ve öğütlerini içerir. Asi bir gençlik yaşayan Staretz öyküsüne Ağabeyinin ölümü ile başlar. Evlerinin yakınında yaşayan tanrıtanımaz bir filozofla tanışan ağabeyi bir süre sonra önemli bir hastalığa yakalanır ve annesiyle arasında geçen kısa konuşmalar arasında onlara öğüt vermeyi ihmal etmez. Dünyadaki her şeye sevgi duymalarını öğütleyen ağabeyin ölümünden sonra Staretz subay olmak için askeri okula girer ve burada hastalık halini alan düello modasına katılmak üzereyken vazgeçip okulunu bırakarak bir manastıra girer. Bu arada başından geçen birkaç olay da inancını ve düşüncelerini olgunlaştırmaktadır. Evine itirafta bulunmaya gelen bir katile teslim olmasını öğütleyerek manastır eğitimini sürdürmüştür. Ölüm döşeğinde anlattığı bu hikâyeler arasında İvan’ın anlattığı hikâyedeki Ateist tezi çürütecek düşüncelerini de ortaya koyarken sevgi öğütleri ile ölür.
Bölüm 7 – Alyoşa
Staretz’in ölümü ile gerçekleşecek bir mucize bekleyen halk manastırın önünde toplanır. Bu arada keşişler dualarını okumakta Staretz’i gömmeye hazırlanırken gerçekleşecek mucizeyi merakla beklerken hiç beklenmedik bir şekilde cenaze, normalinden çok daha önce ve müthiş bir yoğunlukla kokmaya başlar. Staretz’in mucizelerine körü körüne bağlı olan Alyoşa bu olayla sarsılır. İnsanların alaylarına dayanamaz ve cüppesini çıkarıp manastırı terk eder. Bir arkadaşının kendi hassasiyetini kullanıp yol göstericilik etmesi ile Gruşenka’nın evine yollanır. Burada inancını yitirme durumuna gelen Alyoşa tekrar bir değişim geçirerek inancına geri döner ve kendisini baştan çıkarma tasarısından vazgeçen Gruşenka’dan etkilenerek evden çıkar.
Bölüm 8 – Mitya
Dimitri (Mitya) Katerina’nın kendisine uzun zaman önce verdiği bir miktar parayı kendisine ödeyemeden Gruşenka ile evlenemeyeceğini, her zaman Katerina’ya borçlu kalacağını ve Gruşenka’nın ise kendisi için üç bin ruble hazırlayan babasını seçeceğini düşündüğünden önce varlıklı komşularından borç ister. Bir yandan da Gruşenka’yı gözetim altında tutmaya çalışır; fakat Gruşenka’yı bulamadan çıktığı evden giderken bir de eline pirinçten bir havaneli geçirmiştir. Babasının evine doğru yola koyulur. Duvardan bahçeye atlar. Tam bu sırada romanın olay örgüsü kesintiye uğrar. Mitya bahçeden kaçmakla uğraşmaktadır. Kendisini yakalamaya gelen uşağın kafasına cebindeki havaneliyle vurur. Yaşayıp yaşamadığına bakarken her tarafı kan içinde kalmış halde bahçeden çıkıp kaçar. Gruşenka’yı ve birkaç eğlence düşkününü de yanına alarak nereden geldiği belli olmayan bir parayla arabasını şarap ve yemekle doldurarak eğlenecekleri hana doğru yola çıkar. Bu arada Gruşenka Mitya’yı gerçekten sevdiğini anlamıştır. Handa çılgınca eğlenirken polisler ve sorgu memurlarınca gözaltına alınırlar. Mitya sorguya alınır. Zira babasının öldürülmesi nedeniyle cinayetin tek sanığıdır.
Bölüm 9 – Soruşturmanın İlk Aşaması
Fyodor Pavloviç’in öldüğü gece eve Mitya’dan başka kimse uğramamış. Bel ağrısından şikayet eden uşağa hazırladığı sakinleştirici kocakarı ilacını içiren ve kendisi de nasibini alan uşağın karısı ve uşak bütün gece uyumuşlar, nasıl olduysa sesleri duyup gelen uşak Mitya tarafından bayıltılmıştır. Smerdyakov ise geçirdiği sara krizi ile kendinden geçmiş halde yatağından kalkamamıştır. Başka görgü tanığının olmadığı cinayet davasında Dimitri tek sanık olarak cezaevine sevkedilir.
Bölüm 10 – Oğlanlar
Kolya, Alyoşa’nın son görüşünden beri hastalanmıştır. Bu arada Avrupa’daki fikir akımları(Nihilizm) hakkında fikir sahibi olan bir arkadaşı (Kolya) ile sıkça görüşmektedir. Alyoşa da ziyaretlerinden birinde Kolya ile karşılaşır ve fikirlerini dinleme fırsatı bulur.
Bölüm 11 – İvan Fyodoroviç
İvan Alyoşa ile görüşmesinden bu yana kendisini yıkıcı bir biçimde sorgularken deliliğe sürüklenir. Smerdyakov’la görüşmeye başlar. Onu son görüşünde Smerdyakov, Fyodor Pavloviç’in öldürüldüğü gece sara krizi geçiriyor gibi davranarak herkesi aldattığını ve cinayeti işledikten sonra gerçekten kriz geçirerek tüm ev sakinlerini kandırmayı başardığını itiraf eder ve çaldığı parayı çıkarıp suç ortağına ,İvan’a, verir. Suç ortağı saymasındaki gerekçe ise İvan’ın da babasının ölmesini istemesi ve babası tehdit altındayken evi terk etmesi nedeniyle Smerdyakov’un bunu ondan istediğini düşünmesidir. İvan’ın böyle bir şey tasarlamadığını anlayan Smerdyakov intihar eder. İvan evine gittiği zaman şeytanın kendisini rahatsız ettiğini gördüğü düşlere kapılır. Alyoşa’nın intiharı bildirmesinin ardından bilincini kaybeder.
Bölüm 12 – Hukuki Bir Hata
Katerina Dimitri’nin savunması için ülke çapında tanınan bir avukat olan Fetükoviç’i tutmuştur. Dostoyevski bu bölümde aynı zamanda babalık kavramını Fetükoviç’in ağzından sorgular. Fetükoviç savunması sırasında Fyodor Pavloviç’i şehvet düşkünü, sorumsuz ve ilgisiz bir baba olarak nitelendirir. Fetükoviç’in tüm avukatlık yeteneği, soğukkanlı ve etkileyici hareketleri ve deneyimi ile Dimitri’yi savunmasına rağmen, heyecanlı savcının yaptığı çocukça ve Dimitri’yi bayağı ithamların altında bırakan sözleri jüri üzerinde daha etkili olur. Katerina’nın histeri krizi sırasında açığa çıkardığı Dimitri’nin babasını öldüreceğini yazdığı mektup da kararın alınmasında kritik etkide bulunur. Dimitri hapse ve ardından sürgüne mahküm edilir.
Epilog
Katerina mahkemede yaptıklarına rağmen İvan’ın bilincini yitirmeye başlamadan önce Dimitri’yi kaçırmak için yaptığı planları uygulamayı üstlenir. İvan’a aşık olmasına rağmen Dimitri’nin son çağrısına uyarak ziyarete gider ve anın etkisiyle yeni kişilere aşık olmalarına rağmen birbirlerine olan sevgilerinin gerçekliğini açıklarla. Konuşmanın ardından Gruşenka’nın gelmesiyle Katerina odadan çıkar ve sahne sona erer. İlyuşa geçirdiği hastalık sonucu ölmüştür. Alyoşa cenazeden sonra çocuklara bir konuşma yapıp, birbirlerinin hatalarından sorumlu olmayı ve hiç kopmamalarını öğütler. Arkadaşlarının anısının onları koruyacağını bildirir. Roman çocukların Yaşa, varol Karamazov tezahüratı ile sona erer.
Kitabın Kahramanları, Kişileri :
Fyodor Pavloviç Karamazov : Karamazov ailesinin 55 yaşındaki, kadın düşkünü, asalak babası. Yaptığı iki evliliğin birincisinden sermaye yapabilecek kadar drahoma aldıktan ve bir çocuk sahibi olduktan sonra karısının evden kaçması ve akabinde hastalanıp ölmesi üzerine havaleli dediği ikinci karısı ile evlenip iki çocuk dünyaya getiren Fyodor Pavloviç’in, yüksek ihtimalle, bir gece evine gelen meczup bir kadından gayrimeşru bir oğlu daha vardır.
Dimitri Fyodoroviç Karamazov : Ailenin 28 yaşındaki en büyük oğlu. Babası gibi şehvet düşkünü olan Dimitri yıllarca hiçbir pay alamadığı annesinin mirasından kendisine düşen payın bir kısmını nakden, gerçek değerinin altında parça parça almış ve borcunun kapandığına dair imza vermesine rağmen mirasın gerçek değerini göz önüne alarak babasından daha fazlasını istemektedir. Dimitri’nin üvey kardeşi Alyoşa ile sıkı bağları vardır. Katerina İvanovna ile nişanlı ve Gruşenka adındaki bir kadına âşıktır.
İvan Fyodoroviç Karamazov : Fyodor Pavloviç’in havaleli dediği ikinci karısından doğan 24 yaşındaki ikinci oğlu. İyi bir eğitim alan İvan nihilist düşünceleri olan ve aileden kopuk yaşayan bir gençtir. Romanda tanrıtanımazlığın üzerinden tartışıldığı İvan’ın da tıpkı Dimitri gibi babasına karşı beslediği düşmanca duyguları vardır.
Aleksey Fyodoroviç Karamazov : Fyodor Pavloviç’in yine ikinci karısından doğan 20 yaşındaki en küçük oğlu. Romanda genelde Alyoşa olarak geçen 20 yaşındaki genç belki de Dostoyevski’nin üç yaşında iken kaybettiği oğlunun adını taşıması bakımından romanın sonunda ortaya çıkacak olan savcının deyimi ile en hayırlı evlattır. Kentteki manastırda kalan Alyoşa, İvan’ın nihilist bir şüpheciliği temsil etmesi gibi Hristiyanlığı ve inancı sembolize eder.
Pavel Smerdyakov : Meczup Lizaveta Smerdyaşçaya'nın Fyodor Pavloviç ile ilişkisinden doğduğu düşünülen gayrimeşru çocuk. Fyodor Pavloviç tarafından evdeki hizmetçi çifte emanet edilen Smerdyakov saralıdır. Üvey ağabeyi İvan’ı örnek alan bir kopyadır. Her ne kadar Fyodor Pavloviç’e her fırsatta dalkavukluk etse bile ona karşı öfke besleyen Smerdyakov daha sonra hikâyeyi önemli ölçüde etkileyecektir.
Agrafena Aleksandrovna Svetlova : Kentte birçok erkeğin ilgisini çeken civelek genç kadın. Dimitri’nin ve Fyodor Pavloviç’in de beraber olmak istedikleri Agrafena Aleksandrovna(Gruşenka) Dmitri ve babası arasındaki hiç bitmeyecek olacak husumetin de sorumlusudur.
Katerina İvanovna Verkhovtseva : Dimitri’nin nişanlısı. Babasının yaptığı yolsuzluğu saklamak için kendilerine yardım eden ve ordunun kasasından daha sonra ödenmek üzere alınan birkaç bin rubleyi temin eden Dimitri ile bu yaptığının kefareti olarak nişanlanan Katerina romanda asaletin, onurun ve şerefin temsilcisidir.
İlyuşa : Kentteki bir öğrenci. Ölümü ile romandaki olayların çok az bir bölümünü oluşturduğu sanılsa da aslında İlyuşa Dostoyevski’nin teknik olarak çıktığı doruk noktasının göstergesidir. Ölümü ile teşkil ettiği küçük olay -yazarın üstün yeteneği ile- kitabın felsefesini oluşturan bir ipucuna dönüşmüştür.
7 Haziran 2019 Cuma
100 Temel Eser Lise Kitap Sınavı Yarışması Soruları 62-81 ve Cevap Anahtarı 4
VADİDEKİ ZAMBAK (62-65.SORULAR)
62- “Vadideki Zambak” adlı eser ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Roman, Felix’in, Kontes Natalie’ye yazdığı bir mektupla başlar.
B) Romanda anlatım birinci tekil kişi ağzından yapılmıştır.
C) Roman, Felix’in hayatını anlattığı uzun mektup silsilesi şeklinde yazılmıştır.
D) Romanın sonunda Natalie’nin Felix’e yazdığı mektup yer alır.
E) Romandaki olaylar 1809-1836 yılları arasında İngiltere’de geçmektedir.
63.“Vadideki Zambak” adlı romanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kendinin bilge olduğunu ispat etmektir.
B) Savaşın acımasızlığını vurgulamaktır.
C) Hazinenin fakirlere dağıtılmasını sağlamaktır.
D) Toplumda yerleşmiş kuralların neler olduğunu ortaya çıkarmaktır.
E-) Başkasına yapılan kötülük karşılıksız kalmayacağını vurgulamaktır.
64. ‘Vadideki Zambak’ adlı eserin baş kahramanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cihangir Şah
B) Cervantes
C) Felix de Vandessne
D) Turgenyev
E) Jarvis
65. ‘Vadideki Zambak’ adlı romandaki ‘Sevmediği,sert bir adamla evlidir. Felix’e âşık olduğu halde ahlakını hep muhafaza eder. Bu uğurda Felix’i kaybetmeyi dahi göze alır.’ Karaktere sahip kadının ismi nedir?
A) Henriette de Mortsauf
B) Lorry
C) Madam Defarge
D) Luise
E) Madam Bovary
SEFİLLER (66.-70.SORULAR)
66. Madlen’in gerçek adı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Javert
B) Bay Tenardiye
C) Jan Valjan
D) Fauchelevent
E) Gavroş
67. Jan Valjan Cosette’yi (Kozet) Tenardiye’in elinden kurtardıktan sonra birlikte nerede yaşamaya başlamışlardır?
A) Fantine’nin evinde
B) Kendi evinde
C) Otelde
D) Kilisenin misafirhanesinde
E) Fauchelevent kaldığı bayanlar manastırının
arkasındaki kulübede
68. Jan Valjan’ın Myriel’e verdiği söz aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir daha hırsızlık yapmama
B) Bir daha kasabaya uğramama
C) Çaldıklarını geri verme
D) İyi bir insan olma
E) Arkadaşlarına kötü söz söyleme
69. Sefiller adlı romanda XI. Yüz yılın üç sorununun eşleştirilmiş şekli aşağıdakilerden hangisidir?
1. Erkeğin A. Açlık yüzünden kötü yola düşmesi
2. Kadının B. Eğitimsizlik yüzünden cahil kalması
3. Çocuğun C. Yoksulluk yüzünden alçalması
A) 1-C 2-A 3-B
B) 1-A 2-B 3-C
C) 1-C 2-B 3-A
D) 1-B 2-A 3-C
E)1-A 2-C 3-B
70. Kitap hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır ?
A) Yazar kitabı gerçek olaylardan esinlenerek yazmıştır.
B) Yazar kitapta kendi hayatını anlatmıştır.
C) Kitabın yazıldığı dönemde halkın bir kısmının refah seviyesi yüksek bir kısmının düşüktür.
D) Kitabıın yazıldıgı dönemlerde işlenen suçlara ağır cezalar verilmektedir.
E) Kitap dönemine ayna olmuştur.
FAUST (71.-73.SORULAR)
71.Bu eser yazarın neredeyse tüm yaşamı boyunca yazarak tamamlayabildiği bir başyapıttır. 18 yaşında eseri yazmaya başlayan yazar ölümünden kısa bir süre önce 83 yaşında ancak eseri tamamlayabilmiştir.
Yukarda bahsedilen yazar ve eserin adı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Goethe-Faust
B) Charles Dickens-Đki Şehrin Hikayesi
C) Victor Hugo-Sefiller
D) Goethe-Genç Werther’in Acıları
E) Turgenyev-Babalar ve Oğullar
72. Ünlü Alman yazar Goethe’nin eserinin konusu çok eski bir öyküden alınmıştır. Teması şeytanla bahse giren insanoğludur. Bahsedilen eser aşağıdakilerden hangisidir?
A) Genç Werther’in Acıları
B) Faust
C) Fırtına ve Coşku
D) Renk Teorisi
E) İnsanın Öyküsü
73. Oyun, gökyüzünde mukaddime ile başlar. İsrafil, Cebrail, Mikail ve Mefistofeles arasında bir diyalog geçer. Mefistofeles ile diğer melekler arasındaki farklılık bu konuşmayla ortaya çıkar. Konuşmalardan Mefistofeles’in ...................... olduğu anlaşılır. Konuşmaya Tanrı da katılır. Mefistofeles, Tanrı ile bir yarışa girer. Gökyüzü kapanır ve melekler dağılır.
Yukarıdaki noktalı yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur?
A) İnsan
B) Azrail
C) Şeytan
D) Yazar
E) Werther
ROBİNSON CRUSOE (74-77.SORULAR)
74. Bir gemiyle ticaret yapmak için başka ülkelere giderken deniz kazasına uğrayarak bilmediği ıssız bir adada uzun yıllar kalmak ve yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan bir adamın hikâyesini anlatan romanın adı ve yazarı hangi şıkta doğru olarak verilmiştir?
A) Adadaki Yıllarım-Robinson Crusoe
B) Captain Singleton-Charles Dickens
C) Deniz Yolculuğu-Jules Verne
D) Dünyanın Merkezine Seyahat –Jules Verne
E) Robinson Crusoe-Daniel Defoe
75. Bir gemiyle ticaret yapmak için başka ülkelere giderken deniz kazasına uğrayarak bilmediği ıssız bir adada uzun yıllar kalmak ve yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan bir adamın hikayesinin anlatıldığı romanı başkahramanının ülkesi ve yaşadığı şehir hangi şıkta doğru olarak verilmiştir?
A) İngiltere-Londra
B) Portekiz-Lizbon
C) İngiltere-York
D) Fransa-Paris
E) Mısır-Kahire
76. Robinson Crusoe bir deniz kazası sonucu düştüğü adada kaç yıl kalmıştır?
A) 18
B) 8
C) 7
D) 35
E) 28
77. Robinson’un adada evcilleştirdiği yabani hayvan nedir?
A) Maymun
B) Keçi
C) Köpek
D) Kedi
E) Ceylan
SUÇ VE CEZA (78–81.SORULAR)
78. Dostoyevski’nin yazdığı romanların genel özelliklerine bakıldığında hangisi söylenemez?
A) Geçimini sağlamak için durmadan yazıyordu.
B) Eserlerinde güçlü psikolojik çözümlemeler vardır.
C) İnsan ruhunu kendi hayat tecrübelerini de katarak ustaca yansıtmıştır.
D) Sibirya’ya kürek mahkumluğuna gönderildiği yılları anlatmıştır.
E) Çocukluğundan beri rüyalarını dolduran yoksul,merhamete layık insanlardan bahseder.
79. Roman kahramanlarından Raskalnikov nerede yaşamaktadır?
A) Pis ve köhne bir odada
B) Malikanede
C) Rusya’da kasabada
D) Lüks ve temiz odada
E) Nehir kenarında dairede
80. Raskalnikov’un en iyi arkadaşı olan Rozumih’in kişilik özelliği olarak hangisi söylenemez?
A) Çok zeki biriydi
B) Canı istediğinde çok içki içerdi
C) Hiçbir yenilgiye üzülmez, hiçbir şey onu ezemezdi.
D) Karamsar bir karaktere sahiptir
E) Soğuğa ve açlığa dayanabilirdi
81. Raskolnikov kaç ay ev kirasını ödeyemedi?
A) 3 ay
B) 4 ay
C) 5 ay
D) 6 ay
E) 7 ay
Cevap Anahtarı :
62-E 63-D 64-C 65-A
66-C 67-E 68-D 69-A 70-B
71-A 72-B 73-C 74-E 75-C
76-E 77-B 78-D 79-A 80-C
81-B
1 Mayıs 2019 Çarşamba
Suç ve Ceza (Dostoyevsky) Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 2
A) Hastalanan Marmelodov’u iyileştirmek için gayret ediyordu.
B) Katrina’nın cenazesini kaldırdı.
C) Sonya’ya para vererek yardım ediyordu.
C) Sonya’ya para vererek yardım ediyordu.
D)Komiser Fomiç’e doğruyu itiraf ediyor.
E) Kardeşinin İvanoviç’le evlenmesini engelliyor.
CEVAP: D
E) Kardeşinin İvanoviç’le evlenmesini engelliyor.
CEVAP: D
2- Raskolnikov kime söz verdiği için karakola gidip teslim oluyor?
A) Annesi
B) Kız kardeşi
C) Arkadaşı
D) Komiser Petkoviç
E) Sonya
CEVAP: E
3- Raskolnikov cinayetten önce parkta çimlerin üzerinde uyuya kalarak uzun bir rüya görüyor.Rüyasında öldürme sahneleri görüyor.Rüyada öldürülen şey nedir?
A) Bir delikanlı
E) Sonya
CEVAP: E
3- Raskolnikov cinayetten önce parkta çimlerin üzerinde uyuya kalarak uzun bir rüya görüyor.Rüyasında öldürme sahneleri görüyor.Rüyada öldürülen şey nedir?
A) Bir delikanlı
B) Küçük bir çocuk
C) At
D) Köpek
E) Kedi
CEVAP: C
4- Raskolnikov Sonya’ya itiraf ettikten sonra Sonya ona neyi teklif etti?
A) Petersburg‘tan kaçıp başka bir yerde yaşaması
CEVAP: C
4- Raskolnikov Sonya’ya itiraf ettikten sonra Sonya ona neyi teklif etti?
A) Petersburg‘tan kaçıp başka bir yerde yaşaması
B) İtirafını komisere yapıp, teslim olmasını
C) Annesiyle kız kardeşini alarak evlerine geri dönmesini
C) Annesiyle kız kardeşini alarak evlerine geri dönmesini
D) Paraları alıp, başka bir kimlikle yaşamayı
E) Kendisiyle Sibirya’ya gelebileceğini
CEVAP: B
5- Aşağıdaki isimlerden hangisi romanda geçmez?
A)Razumihin
E) Kendisiyle Sibirya’ya gelebileceğini
CEVAP: B
5- Aşağıdaki isimlerden hangisi romanda geçmez?
A)Razumihin
B)Piyatr Petroviç
C)Katerine İvanovna
D)Soyimov İhoviç
E) Dunya Aleksandrovna
CEVAP: D
6- “Eğer yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde,iki ayağımın sığacağı kadar bir yer verseler ve deseler ki, “Çevrende okyanuslar,altında uçurumlar, korkunç bir yalnızlık içinde, böylece dikilmeye razı mısın?Bütün samimiyetinle şu cevabı verirdim:”Evet, razıyım! Yeter ki yaşayayım! Ömür boyunca, binlerce yıl, ayakta dursam bile yaşamaya razıyım….”
Bu paragrafta anlatılmak istenen en kapsamlı yargı hangisidir?
E) Dunya Aleksandrovna
CEVAP: D
6- “Eğer yüksek bir yerde, bir kayanın üzerinde,iki ayağımın sığacağı kadar bir yer verseler ve deseler ki, “Çevrende okyanuslar,altında uçurumlar, korkunç bir yalnızlık içinde, böylece dikilmeye razı mısın?Bütün samimiyetinle şu cevabı verirdim:”Evet, razıyım! Yeter ki yaşayayım! Ömür boyunca, binlerce yıl, ayakta dursam bile yaşamaya razıyım….”
Bu paragrafta anlatılmak istenen en kapsamlı yargı hangisidir?
A) İnsan “yaşamak” duygusu yüzünden alçalmayı bile göze alır.
B) Yaşama duygusu her şeye rağmen devam eder.
C) ”Var olmak” duygusu insanoğlunun ruhunda vardır.
C) ”Var olmak” duygusu insanoğlunun ruhunda vardır.
D) Yaşamak, insana hayat veren bir duygudur.
E) Yaşamak yana bir çelişkiyle girer hayatımıza
CEVAP: B
7- Raskolnikov ile Razumihin beraberce eve dönerken Raskolnikov’un evinin ışıkların yandığını görüyorlar.Eve çıktıklarında kimlerle karşılaşıyorlar?
A) Lujin ve ev sahibi
E) Yaşamak yana bir çelişkiyle girer hayatımıza
CEVAP: B
7- Raskolnikov ile Razumihin beraberce eve dönerken Raskolnikov’un evinin ışıkların yandığını görüyorlar.Eve çıktıklarında kimlerle karşılaşıyorlar?
A) Lujin ve ev sahibi
B) Marmelov ve eşi
C) Sonya ve annesi
D) Annesi ve kız kardeşi
E) Doktor arkadaşı ve komiser
CEVAP: D
8- Raskolnikov üniversitenin hangi bölümünde okuyor, ne olmak istiyor?
A) Hukuk Fakültesi – Avukat
E) Doktor arkadaşı ve komiser
CEVAP: D
8- Raskolnikov üniversitenin hangi bölümünde okuyor, ne olmak istiyor?
A) Hukuk Fakültesi – Avukat
B) Uluslar arası ilişkiler – Yönetici
C) Siyaset Bilimi – Yönetici
D) Tıp Fakültesi - Dahiliye Uzmanı
D) Tıp Fakültesi - Dahiliye Uzmanı
E) Hukuk Fakültesi - Savcı
CEVAP: A
9- Raskolnikov, sistemi değiştirenlerden dört insanı kendisine örnek alıyor. Aşağıdaki isimlerden hangisi bunlardan biri değildir?
A) Napolyon
CEVAP: A
9- Raskolnikov, sistemi değiştirenlerden dört insanı kendisine örnek alıyor. Aşağıdaki isimlerden hangisi bunlardan biri değildir?
A) Napolyon
B) Büyük İskender
C) Sezar
D) Hz.Muhammed
E) Lenin
CEVAP: E
10- Raskolnikov’un tefeci kadını öldürme sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tefeci kadından intikam almak için
B) Tefeci kadında verdiği emanetleri almak için
CEVAP: E
10- Raskolnikov’un tefeci kadını öldürme sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tefeci kadından intikam almak için
B) Tefeci kadında verdiği emanetleri almak için
C) Daha fazla para kazanma arzusu
D) Bozulan sistemi düzeltme düşünceleri
E)Parasız kalınca ne yaptığını bilmeme duygusu
D) Bozulan sistemi düzeltme düşünceleri
E)Parasız kalınca ne yaptığını bilmeme duygusu
CEVAP: D
11- Raskolnikov tefeci kadını öldürdüğü için değil, kız kardeşi Lizevatta’yı öldürdüğünden vicdan azabı çekiyor. Aşağıdakilerden hangisi vicdan azabı çekmesinin sebebi değildir?
A) Lizevatta öldürülmeyi hak ettiğinden
11- Raskolnikov tefeci kadını öldürdüğü için değil, kız kardeşi Lizevatta’yı öldürdüğünden vicdan azabı çekiyor. Aşağıdakilerden hangisi vicdan azabı çekmesinin sebebi değildir?
A) Lizevatta öldürülmeyi hak ettiğinden
B) Masum bir insanın kanını döktüğünden
C) Lizevatta’da bol para bulunduğundan
D) Sistemi değiştirirken yanlış şeyler yaptığından
D) Sistemi değiştirirken yanlış şeyler yaptığından
E) Gözü karardığı ve doğru düşünemediğinden
CEVAP: C
CEVAP: C
15 Nisan 2019 Pazartesi
Suç ve Ceza (Fyodor Dostoyevski) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişiler
Kitabın Adı : Suç ve Ceza
Kitabın Yazarı : Fyodor Dostoyevski
Kitap Hakkında Bilgi :
Dostoyevski'nin olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Dünya klasikleri arasında yer alan yapıt toplumsal kötülüklerin sebeplerini ortaya koyarken kötülükleri yapanların cezalarını çekmesi gerektiğini anlatır. Suç ve Ceza, Rusya'daki yaşamı çok canlı bir biçimde yansıtması bakımından da dikkat çekicidir.
Dört aydır evin kirasını verememişti. Evin sahibi onu mahkemeye verecekti. Uzun süreden beri hasta olmasına rağmen yaşlı Teteri kadının evine gidebilirdi. Daha önceki yüksüğe 1.5 Ruble veren kadın yeni getirdiği saate baktı ve “1.5 Ruble” dedi. Raskonikov kabul etmek zorundaydı çünkü kata çıkana kadar kimseyle karşılaşmamıştı. Yaşlı kadın, kız kardeşi ile beraber kalıyordu evde. Çok zengin olmasına rağmen, kız kardeşi hiç miras bırakmayacaktı. Kız kardeşini çoğu zaman döver, onun her işini takip etmesi gerektiğini düşünürdü.
Raskolnikov 1.5 Rubleyi aldı ve dışarı çıkıp bir meyhaneye gitti. Marmeladov yan masada oturuyor olmasına rağmen taşınıp sohbet etmekten kendini almamıştı. Marmeladov eşini çok seviyordu ve üç çocuğunu da; ama çok içyordu. O kadar ki ailenin geçimi için Sonya fahişelik yapmak zorunda kalmıştı. “Ne kadar fedakar bir kız bu Sonya” diye düşünmekten kendini almamıştı. Raskolnikov Marmeladov ‘un evine gittiklerinde eşi haykırışla onları yumruklamaya başladı. Hep içiyordu ve evdeki 20 Rubleyi götürüp içkiye vermişti. Marmeladov Raskolnikov cebindeki 50 Kapik’i oraya bırakarak uzaklaştı. Eve geldi, yorgundu. Nastasya bir mektup getirdi. Raskolnikov heyecanla okumaya başladı mektubu. Annesinden gelmişti mektup. Annesi kız kardeşi Dunya’dan bahsediyordu. Dunya, Luzhin adında çift memurluğu olan 45 yaşındaki biriyle evlenecekti. Hem Luzhin onların eşyalarıyla beraber Petersbur’ga gelmesi için yardım edecek, gelmelerini sağlayacaktı. Annesi, 60 mil ötedeki tren yoluna gitmek için bir araba ayarladığını, trende ise 3 ncü sınıfta güzel bir yolculuk yaptıktan sonra Petersburg’a gideceklerini ve onu çok özlediğini yazıyordu.
Raskolnikov “Bu evlilik olmayacak” diye düşündü. Dışarı çıktı ve birkaç saat dolaştıktan sonra yorgun düşüp bir yerde uyukladı. Kötü bir rüya gördükten sonra uyandı. Eve gitti. Saat 7’ye yaklaşıyordu. Saat uygundu. Aşağıdaki baltayı alacak kimseye gözükmeden yaşlı tefeci kadının evine gitti. İçeri girerken onu kimse görmemişti. 2 nci katta boya yapan adamlarda onu yukarı çıkarken görmemişlerdi.
Tefeci kadının evine girdi ve ona bir kültablası uzattı. Kadın kültablasına bakarken baltayı kafasına indirmişti. Kadının ölü bedeni yerde yatıyordu. İçeri daldı ve dolaptan sadece rehin verilmiş, birkaç parça altını cebine aldı. Yaşlı kadının kız kardeşiyle içeride karşılaştı. Kızın şaşkın bakışları altında baltayla onu da öldürdü. Doğrusu bir kişinin toplumdaki binlerce kişinin refahı ve mutluluğu için ölmesinin bir zararı yoktu. Üstelik bu tefeci kadın çok kötü biriydi. Kapıda birkaç kişi kapıyı vuruyorlardı. Hiç evden çıkmayan tefeci kadının, çıkacağı tutmuştu. Raskolnikov titriyor, dışarı çıkıp her şeyi itiraf etmek istiyordu ama yapmadı. Dışardakilerden biri kapının içeriden sürgülü olduğunu fark etti. Yaşlı kadına bir şey olduğunun farkına vardılar. İki kişi Kapıcıyı çağırmak için aşağı indi. Bu kaçmak için tam fırsattı, Raskolnikov kapıyı açtı, hızla merdivenlerden inmeye başladı, aşağıdan gürültü gelmeye başlayınca Raskolnikov boyacıların dairesinin kapısının arkasına saklandı ve kapıcı ile üç adam yukarı çıkınca o da dışarı çıkıp değişik bir yoldan eve gitti. Baltayı aldığı yere bıraktı. Çok korkmuştu ve titriyordu. Aldığı mücevherleri ve kıymetli takıları dışarıda bir yerde saklamayı ihmal etmedi.
“2 gün geçti hala uyanmadı” diye düşünüyordu Üniversite arkadaşı Razumikin. Doktor Zozimov hastalığı atıp kendisine geleceğini söylüyordu. Ama Raskolnikov uyanınca arkadaşını ve doktoru isteksiz bir vaziyette evden kovdu ve dışarı gidip bir bara oturdu. Eski gazeteleri okurken yanına gelen bir polis memuru melenkolik ve deli bir ruh haliyle cinayetten bahsedip, üstü kapalı her şeyi anlattı. Korktuğunu, endişelendiğini hiç hissettirmedi.
Ertesi gün eve geldiğinde annesi ve kız kardeşi Dünya’ nın kendisini beklediklerini gördü. Çocuğun halini gören anne şaşkınlıkla titriyordu. Onu ertesi gün bay Luzbinin geleceği görüşmeye çağırırken korkmuştu. Ertesi gün bay Luzbin onları ziyaret etttiğinde, Raskolnikov haklı çıkmanın gururu ile gülüyordu. Bay Luzbin kız kardeşi çok aşağılamış, onların fakir bir aile olduğunu değerlendirerek fazla istekte bulununca evden kovulmuştu. Hemen ardından Raskolnikov “elveda” diyerek evden ayrıldı. İnanamıyordum. Annesi oğlunun bu tavırla doğrusu ağlamaktan başka yapacak bir şeyleri yoktu. Raskolnikov melenkolik halde evi terkederken her nasılsa arkadaşı Ramuskin’e onları emanet etmeyi de ihmal etmemişti.
Bay Marmeledov’un cenazesi için evine gittiğinde Sonya’da oradaydı Sonya’ya karşı inanılmaz bir his içindeydi. Ailesi için Sonya’nın yaptığı fedekarlık onun gözlerini büyülemişti. Birkaç gün boyunca Sonya’yı düşündü ve fırsat buldukça onunla konuşmaya çalışarak geçirdi vaktini.
Polis memuru porifiri Raskolnikov’un (Mihailovis adında genç biri cinayeti işlediğini itiraf etmiş olmasına rağmen) cinayet işlediğini biliyor ve onun psikolojik durumunu bildiği için, itiraf etmesi için onu sıkıştırıyor ama tutuklamayacağını söylüyordu. Cinayeti işlediğini Sonya’ya itiraf etmişti. Sonya’da Raskolnikov’a “gidip teslim olmasını, yere kapanıp Allah’tan ve insanlardan özür dilemesini” istiyordu.
Sonuç olarak Raskolnikov vicdanının verdiği acıya dayanamayıp suçunu polise itiraf etti. 1.5 yıldır Sibirya’daydı Raskolnikov. Petersburg’ a, Razumukin ve kardeşi Dunya evlenmişlerdi. Mahkeme Raskolnikov’un iyi hali, parayı kullanmadığı, daha önceki yaşamında verimli bir üniversite öğrenimi yaptığı, fedakar kişiliği ve kendi kendine teslim olmasından dolayı, çok az bir cezayla 8 yıl kürek mahkumiyetine çarptırıldı. Raskolnikov’u Sonya her gün ziyaret ediyordu. Sibirya da ailesi ile sürekli mektuplaşan Sonya, Ramuzkin ve Dunya’nın tek haber kaynağıydı. Raskolnikov,Sonya’nın sevgisi ile hayata bağlandı ve geleceğin planlarını beraber hayal etmeye başladılar.
Kitap Hakkında Bilgi :
Dostoyevski'nin olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Dünya klasikleri arasında yer alan yapıt toplumsal kötülüklerin sebeplerini ortaya koyarken kötülükleri yapanların cezalarını çekmesi gerektiğini anlatır. Suç ve Ceza, Rusya'daki yaşamı çok canlı bir biçimde yansıtması bakımından da dikkat çekicidir.
Kitabın Özeti :
Dört aydır evin kirasını verememişti. Evin sahibi onu mahkemeye verecekti. Uzun süreden beri hasta olmasına rağmen yaşlı Teteri kadının evine gidebilirdi. Daha önceki yüksüğe 1.5 Ruble veren kadın yeni getirdiği saate baktı ve “1.5 Ruble” dedi. Raskonikov kabul etmek zorundaydı çünkü kata çıkana kadar kimseyle karşılaşmamıştı. Yaşlı kadın, kız kardeşi ile beraber kalıyordu evde. Çok zengin olmasına rağmen, kız kardeşi hiç miras bırakmayacaktı. Kız kardeşini çoğu zaman döver, onun her işini takip etmesi gerektiğini düşünürdü.
Raskolnikov 1.5 Rubleyi aldı ve dışarı çıkıp bir meyhaneye gitti. Marmeladov yan masada oturuyor olmasına rağmen taşınıp sohbet etmekten kendini almamıştı. Marmeladov eşini çok seviyordu ve üç çocuğunu da; ama çok içyordu. O kadar ki ailenin geçimi için Sonya fahişelik yapmak zorunda kalmıştı. “Ne kadar fedakar bir kız bu Sonya” diye düşünmekten kendini almamıştı. Raskolnikov Marmeladov ‘un evine gittiklerinde eşi haykırışla onları yumruklamaya başladı. Hep içiyordu ve evdeki 20 Rubleyi götürüp içkiye vermişti. Marmeladov Raskolnikov cebindeki 50 Kapik’i oraya bırakarak uzaklaştı. Eve geldi, yorgundu. Nastasya bir mektup getirdi. Raskolnikov heyecanla okumaya başladı mektubu. Annesinden gelmişti mektup. Annesi kız kardeşi Dunya’dan bahsediyordu. Dunya, Luzhin adında çift memurluğu olan 45 yaşındaki biriyle evlenecekti. Hem Luzhin onların eşyalarıyla beraber Petersbur’ga gelmesi için yardım edecek, gelmelerini sağlayacaktı. Annesi, 60 mil ötedeki tren yoluna gitmek için bir araba ayarladığını, trende ise 3 ncü sınıfta güzel bir yolculuk yaptıktan sonra Petersburg’a gideceklerini ve onu çok özlediğini yazıyordu.
Raskolnikov “Bu evlilik olmayacak” diye düşündü. Dışarı çıktı ve birkaç saat dolaştıktan sonra yorgun düşüp bir yerde uyukladı. Kötü bir rüya gördükten sonra uyandı. Eve gitti. Saat 7’ye yaklaşıyordu. Saat uygundu. Aşağıdaki baltayı alacak kimseye gözükmeden yaşlı tefeci kadının evine gitti. İçeri girerken onu kimse görmemişti. 2 nci katta boya yapan adamlarda onu yukarı çıkarken görmemişlerdi.
Tefeci kadının evine girdi ve ona bir kültablası uzattı. Kadın kültablasına bakarken baltayı kafasına indirmişti. Kadının ölü bedeni yerde yatıyordu. İçeri daldı ve dolaptan sadece rehin verilmiş, birkaç parça altını cebine aldı. Yaşlı kadının kız kardeşiyle içeride karşılaştı. Kızın şaşkın bakışları altında baltayla onu da öldürdü. Doğrusu bir kişinin toplumdaki binlerce kişinin refahı ve mutluluğu için ölmesinin bir zararı yoktu. Üstelik bu tefeci kadın çok kötü biriydi. Kapıda birkaç kişi kapıyı vuruyorlardı. Hiç evden çıkmayan tefeci kadının, çıkacağı tutmuştu. Raskolnikov titriyor, dışarı çıkıp her şeyi itiraf etmek istiyordu ama yapmadı. Dışardakilerden biri kapının içeriden sürgülü olduğunu fark etti. Yaşlı kadına bir şey olduğunun farkına vardılar. İki kişi Kapıcıyı çağırmak için aşağı indi. Bu kaçmak için tam fırsattı, Raskolnikov kapıyı açtı, hızla merdivenlerden inmeye başladı, aşağıdan gürültü gelmeye başlayınca Raskolnikov boyacıların dairesinin kapısının arkasına saklandı ve kapıcı ile üç adam yukarı çıkınca o da dışarı çıkıp değişik bir yoldan eve gitti. Baltayı aldığı yere bıraktı. Çok korkmuştu ve titriyordu. Aldığı mücevherleri ve kıymetli takıları dışarıda bir yerde saklamayı ihmal etmedi.
“2 gün geçti hala uyanmadı” diye düşünüyordu Üniversite arkadaşı Razumikin. Doktor Zozimov hastalığı atıp kendisine geleceğini söylüyordu. Ama Raskolnikov uyanınca arkadaşını ve doktoru isteksiz bir vaziyette evden kovdu ve dışarı gidip bir bara oturdu. Eski gazeteleri okurken yanına gelen bir polis memuru melenkolik ve deli bir ruh haliyle cinayetten bahsedip, üstü kapalı her şeyi anlattı. Korktuğunu, endişelendiğini hiç hissettirmedi.
Ertesi gün eve geldiğinde annesi ve kız kardeşi Dünya’ nın kendisini beklediklerini gördü. Çocuğun halini gören anne şaşkınlıkla titriyordu. Onu ertesi gün bay Luzbinin geleceği görüşmeye çağırırken korkmuştu. Ertesi gün bay Luzbin onları ziyaret etttiğinde, Raskolnikov haklı çıkmanın gururu ile gülüyordu. Bay Luzbin kız kardeşi çok aşağılamış, onların fakir bir aile olduğunu değerlendirerek fazla istekte bulununca evden kovulmuştu. Hemen ardından Raskolnikov “elveda” diyerek evden ayrıldı. İnanamıyordum. Annesi oğlunun bu tavırla doğrusu ağlamaktan başka yapacak bir şeyleri yoktu. Raskolnikov melenkolik halde evi terkederken her nasılsa arkadaşı Ramuskin’e onları emanet etmeyi de ihmal etmemişti.
Bay Marmeledov’un cenazesi için evine gittiğinde Sonya’da oradaydı Sonya’ya karşı inanılmaz bir his içindeydi. Ailesi için Sonya’nın yaptığı fedekarlık onun gözlerini büyülemişti. Birkaç gün boyunca Sonya’yı düşündü ve fırsat buldukça onunla konuşmaya çalışarak geçirdi vaktini.
Polis memuru porifiri Raskolnikov’un (Mihailovis adında genç biri cinayeti işlediğini itiraf etmiş olmasına rağmen) cinayet işlediğini biliyor ve onun psikolojik durumunu bildiği için, itiraf etmesi için onu sıkıştırıyor ama tutuklamayacağını söylüyordu. Cinayeti işlediğini Sonya’ya itiraf etmişti. Sonya’da Raskolnikov’a “gidip teslim olmasını, yere kapanıp Allah’tan ve insanlardan özür dilemesini” istiyordu.
Sonuç olarak Raskolnikov vicdanının verdiği acıya dayanamayıp suçunu polise itiraf etti. 1.5 yıldır Sibirya’daydı Raskolnikov. Petersburg’ a, Razumukin ve kardeşi Dunya evlenmişlerdi. Mahkeme Raskolnikov’un iyi hali, parayı kullanmadığı, daha önceki yaşamında verimli bir üniversite öğrenimi yaptığı, fedakar kişiliği ve kendi kendine teslim olmasından dolayı, çok az bir cezayla 8 yıl kürek mahkumiyetine çarptırıldı. Raskolnikov’u Sonya her gün ziyaret ediyordu. Sibirya da ailesi ile sürekli mektuplaşan Sonya, Ramuzkin ve Dunya’nın tek haber kaynağıydı. Raskolnikov,Sonya’nın sevgisi ile hayata bağlandı ve geleceğin planlarını beraber hayal etmeye başladılar.
30 Mart 2019 Cumartesi
Budala (Fyodor Dostoyevsky) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
KİTABIN YAZARI : DOSTOYEVSKİ
Romanın kahramanı Prens Mışkin, saralıdır. Tedavi gördüğü İsviçre'den döndüğünde elindeki giysi çıkınından başka hiçbir şeyi yoktur. Yaşamı kendi iç dünyasını seyre dalmakla geçmektedir. İnsanlarla her türlü alışverişten arınmıştır. Budalalık derecesinde iyi olan Prens Mışkin, tam bir ermiş kişidir, sevmekten başka bir şey gelmez elinden. Müthiş bir zeka sahibidir. Çevresindekiler, onu her zaman yadırgarlar, ama onsuz da edemezler. Kendisi de saralı olan Dostoyevski, romanının kahramanına kendi kişiliğinden pek çok şey koymuştur. Prens Mışkin'in anıları, aslında Dostoyevski'nin anılarıdır. Prens Mıskin'in romanının bir yerinde anlattığı, siyasal görüşlerinden dolayı kurşuna dizilme cezası alan bir adamın öyküsü, aslında Dostoyevski'nin başından geçmiş bir olaydır. Bir tutku romanı olan Budala, Dostoyevski'nin yazdığı ilk büyük aşk romanıdır.
KİTABIN ÖZETİ :
Hasta prens Mişkin Rusya’dan İsviçre’ye Şnayder adlı bir doktorun kliniğine yollanır. Prens çok acı çeken bir insandır ve ara sıra hastalığıyla ilgili nöbetler geçirmektedir. Nöbet geçirdikten sonra budalalaşır ve afallar. Çocukları çok seven prens köydeki çocukların kalbini kazanmasıyla iyileşme sürecini de hızlandırır.
Köydeki yoksul bir kızla ilgilenmesinden dolayı da çevresi tarafından ayıplanmaktadır. Nedeni ise kızın annesinin ölümünden sonra lanetlenmiş olmasıdır. İsviçrede üç sene kalan prens bir çok acılarla Rusya’ya döner ve soyunun son bireyiyle tanışmak için atılımlarda bulunur. Onunla tanışması aynı evde yaşayan Ganya ile tanışmasına da vesile olur. Ganya prense Nastasya’nın portresini gösterir ve prens artık Nastasya’ya çoktan vurulmuştur. Onu her ne pahasına olursa olsun aramaya başlar ve sonunda da bulur ve evlenme teklif eder.
Hala Moskova’da bulunan Mişkin Nastasya’yı aramak için Petersburg’a gelir. Prens Mişkin Nastasya’yı aradığını bir sır gibi saklamaktadır. Bu günlerde Prens Mişkin bazı özel günlerde evinde partiler verir ve bu partilere de kitabındaki bütün kahramanları çağırır. Bu kişilerden Aglea adındaki kadın ise Prensi deliler gibi sevmektedir ve ona “Yoksul Şövalye” gibi imalarda bulunmaktadır. Bunları ise mektuplarında sık sık dile getirmektedir.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ :
Rus edebiyatının en büyüklerinden olan Dostovyevski, 1821 Moskova doğumludur. Orta sınıf bir aileden gelen yazarın babası, yoksullar hastanesinde cerrahtı. Dostovyevski ilk eğitimini ailesinden aldı. Romanlarının tümünde, ailesinin çektiği sıkıntıların ve tanık oldukları yoksulluğun etkisi görülebilir. Çok çalkantılı geçmiştir Dostovyevski’nin hayatı. 17 yaşında askeri akademiye girmiş ama oradaki katı disipline uyamayıp ayrılmış, Norodniklerin siyasi görüşlerini benimsemiş, 1849’da idama mahkum edilmiş ve tam idam sehpasında öğrenmiştir cezasının sürgüne çevrildiğini. Ölümün kıyısından dönen ve Sibirya’daki sürgün yaşantısında zor günler geçiren Dostovyevski’nin siyasi görüşlerinin temelden farklılaştığını söyleyebiliriz. Kişiliğini derinden etkileyen epilepsi nöbetlerinin sıklaşması da bu tarihte başlar. Artık mistik bir dünya görüşü egemendir Dostovyevski’nin metinlerinde.
Bugün dünyanın en çok satan yazarları arasında olan Dostovyevski, 1881 yılında geçim sıkıntıları içinde hayata veda etti.
KİTABIN KONUSU :
Romanın kahramanı Prens Mışkin, saralıdır. Tedavi gördüğü İsviçre'den döndüğünde elindeki giysi çıkınından başka hiçbir şeyi yoktur. Yaşamı kendi iç dünyasını seyre dalmakla geçmektedir. İnsanlarla her türlü alışverişten arınmıştır. Budalalık derecesinde iyi olan Prens Mışkin, tam bir ermiş kişidir, sevmekten başka bir şey gelmez elinden. Müthiş bir zeka sahibidir. Çevresindekiler, onu her zaman yadırgarlar, ama onsuz da edemezler. Kendisi de saralı olan Dostoyevski, romanının kahramanına kendi kişiliğinden pek çok şey koymuştur. Prens Mışkin'in anıları, aslında Dostoyevski'nin anılarıdır. Prens Mıskin'in romanının bir yerinde anlattığı, siyasal görüşlerinden dolayı kurşuna dizilme cezası alan bir adamın öyküsü, aslında Dostoyevski'nin başından geçmiş bir olaydır. Bir tutku romanı olan Budala, Dostoyevski'nin yazdığı ilk büyük aşk romanıdır.
KİTABIN ÖZETİ :
Hasta prens Mişkin Rusya’dan İsviçre’ye Şnayder adlı bir doktorun kliniğine yollanır. Prens çok acı çeken bir insandır ve ara sıra hastalığıyla ilgili nöbetler geçirmektedir. Nöbet geçirdikten sonra budalalaşır ve afallar. Çocukları çok seven prens köydeki çocukların kalbini kazanmasıyla iyileşme sürecini de hızlandırır.
Köydeki yoksul bir kızla ilgilenmesinden dolayı da çevresi tarafından ayıplanmaktadır. Nedeni ise kızın annesinin ölümünden sonra lanetlenmiş olmasıdır. İsviçrede üç sene kalan prens bir çok acılarla Rusya’ya döner ve soyunun son bireyiyle tanışmak için atılımlarda bulunur. Onunla tanışması aynı evde yaşayan Ganya ile tanışmasına da vesile olur. Ganya prense Nastasya’nın portresini gösterir ve prens artık Nastasya’ya çoktan vurulmuştur. Onu her ne pahasına olursa olsun aramaya başlar ve sonunda da bulur ve evlenme teklif eder.
Buhranlı bir dönemde olan Nastasya bu teklifi kabul eder gibi yapıp reddeder ve Rogo Jin adındaki biriyle evlenmeye karar verir. Bu evlilikten sonra tekrar Mişkin’e kaçan Nastasya daha fazla dayanamayarak tekrar geri döner.
Hala Moskova’da bulunan Mişkin Nastasya’yı aramak için Petersburg’a gelir. Prens Mişkin Nastasya’yı aradığını bir sır gibi saklamaktadır. Bu günlerde Prens Mişkin bazı özel günlerde evinde partiler verir ve bu partilere de kitabındaki bütün kahramanları çağırır. Bu kişilerden Aglea adındaki kadın ise Prensi deliler gibi sevmektedir ve ona “Yoksul Şövalye” gibi imalarda bulunmaktadır. Bunları ise mektuplarında sık sık dile getirmektedir.
Sonunda Aglea ile Prens Mişkin nişanlanmaya karar verirler. Böylece Prens ikinci kez Ganya’nın sevdiği kadını elinden alır. Ancak bu nişandan da vazgeçen Mişkin Nastasya ile evlenmeye karar verir. Ancak aynı zamanda Aglea’yı çok sevdiğini de bilmektedir. Nastasya ile evlenecekleri sırada Rogo Jin gelir ve Nastasya’yı sessizce alır gider. Mişkin bunu sakince karşılar ve birşey diyemez. Rogo Jin Nastasya’yı Petersburg’ta öldürür ve bunu da Prens gelince öğrenir ve tekrar krize girerek budalalaşır. En sonunda Şnayder’in kliniğine gönderilir. Aglea ise Polonyalı bir Coutla evlenir. Rogo Jin ise 15 yıllığına İsviçre’ye sürülmüştür.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ :
Rus edebiyatının en büyüklerinden olan Dostovyevski, 1821 Moskova doğumludur. Orta sınıf bir aileden gelen yazarın babası, yoksullar hastanesinde cerrahtı. Dostovyevski ilk eğitimini ailesinden aldı. Romanlarının tümünde, ailesinin çektiği sıkıntıların ve tanık oldukları yoksulluğun etkisi görülebilir. Çok çalkantılı geçmiştir Dostovyevski’nin hayatı. 17 yaşında askeri akademiye girmiş ama oradaki katı disipline uyamayıp ayrılmış, Norodniklerin siyasi görüşlerini benimsemiş, 1849’da idama mahkum edilmiş ve tam idam sehpasında öğrenmiştir cezasının sürgüne çevrildiğini. Ölümün kıyısından dönen ve Sibirya’daki sürgün yaşantısında zor günler geçiren Dostovyevski’nin siyasi görüşlerinin temelden farklılaştığını söyleyebiliriz. Kişiliğini derinden etkileyen epilepsi nöbetlerinin sıklaşması da bu tarihte başlar. Artık mistik bir dünya görüşü egemendir Dostovyevski’nin metinlerinde.
Bugün dünyanın en çok satan yazarları arasında olan Dostovyevski, 1881 yılında geçim sıkıntıları içinde hayata veda etti.
27 Mart 2019 Çarşamba
Suç ve Ceza (Dostoyevsky) Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı
1. “Kara gözlere, esmer yüze ve ortadan biraz uzunca boya sahipti. Sinirli, yaptığı işten pişmanlık duyan, melankolik bir kişilik…”
Yukarıda özellikleri verilen kahraman, Dostoyevsky’ nin “Suç ve Ceza” adlı romanındaki karakterlerden hangisidir?
a) Svidrigaylov
b) Raskolnikov
c) Nikolay
d) Nikodim Fomiç
e) Lebezyatnikov
2. Romanda Sonya arkasını dönünce bir adet yüz rubleliği katlayarak Sonya’ nın cebine atan ve Sonya’ yı paralarını çalmakla suçlayan kimdir?
a) Dunya
b) Svidrigaylov
c) Marfo Petrovna
d) Lujin
e) Lebezyatnikov
3. Romandaki kahramanlardan Katerine İvanovna, nasıl ölür?
a) Bir kurşunla şakağından vurularak.
b) Hummadan ölür.
c) Bir otelde intihar ederek.
d) Delirerek.
e) Ayağı taşa takılır ve düştüğünde ölür.
4. Dostoyevsky’ nin “kahramanının işlediği cinayet ve bu cinayetten sonra vicdan azabı sebebiyle doğan iç hesaplaşmaları” dile getirdiği romanının adı nedir?
a) Budala
b) Ecinniler
c) Suç ve Ceza
d) Kumarbaz
e) Karamazof Kardeşler
5. Romanda olayların geçtiği mekân, aşağıdakilerden hangisidir?
a) St. Petersburg
b) Sibirya
c) Moskova
d) Novosibirsk
e) Volgograd
6. Romanda Raskolnikov’ un, yaşlı tefeci kadın ve kız kardeşini öldürmekte kullandığı cinayet aleti aşağıdakilerden hangisidir?
a) Şiş
b) Balta
c) Bıçak
d) Ustura
e) Makas
7. “Dostoyevski, “Suç ve Ceza” adlı romanında Raskolnikov’un ve Saint Petersburg’da yaşayan insanların yoksulluğunu işlerken, dönemin iktisadi yaklaşımlarını da, örneğin John Stuart Mill’in ekonomik refah için bireysel bencilleşmeyi öneren kuramını ‘İnsanın dünyada gideceği bir yer olmalı’ diyen emekli bir memurun ağzından eleştiri
a) Svidrigaylov
b) Raskolnikov
c) Nikolay
d) Nikodim Fomiç
e) Lebezyatnikov
2. Romanda Sonya arkasını dönünce bir adet yüz rubleliği katlayarak Sonya’ nın cebine atan ve Sonya’ yı paralarını çalmakla suçlayan kimdir?
a) Dunya
b) Svidrigaylov
c) Marfo Petrovna
d) Lujin
e) Lebezyatnikov
3. Romandaki kahramanlardan Katerine İvanovna, nasıl ölür?
a) Bir kurşunla şakağından vurularak.
b) Hummadan ölür.
c) Bir otelde intihar ederek.
d) Delirerek.
e) Ayağı taşa takılır ve düştüğünde ölür.
4. Dostoyevsky’ nin “kahramanının işlediği cinayet ve bu cinayetten sonra vicdan azabı sebebiyle doğan iç hesaplaşmaları” dile getirdiği romanının adı nedir?
a) Budala
b) Ecinniler
c) Suç ve Ceza
d) Kumarbaz
e) Karamazof Kardeşler
5. Romanda olayların geçtiği mekân, aşağıdakilerden hangisidir?
a) St. Petersburg
b) Sibirya
c) Moskova
d) Novosibirsk
e) Volgograd
6. Romanda Raskolnikov’ un, yaşlı tefeci kadın ve kız kardeşini öldürmekte kullandığı cinayet aleti aşağıdakilerden hangisidir?
a) Şiş
b) Balta
c) Bıçak
d) Ustura
e) Makas
7. “Dostoyevski, “Suç ve Ceza” adlı romanında Raskolnikov’un ve Saint Petersburg’da yaşayan insanların yoksulluğunu işlerken, dönemin iktisadi yaklaşımlarını da, örneğin John Stuart Mill’in ekonomik refah için bireysel bencilleşmeyi öneren kuramını ‘İnsanın dünyada gideceği bir yer olmalı’ diyen emekli bir memurun ağzından eleştiri
Romanda, John Stuart Mill’in ekonomik refah için bireysel bencilleşmeyi öneren kuramını eleştiren kahramanının adı nedir?
a) Semyon Zaharoviç Marmeladov
b) Porfiriy Petroviç
c) Svidrigaylov
d) Lebezyatnikov
e) Nikodim Fomiç
8. Romanda Raskolnikov’ un öldürdüğü, toplum için hiçbir fayda üretmeyen, bilâkis topluma zararı dokunan, insanların düşkünlüğünü kullanıp servet edinen, kendi öz kardeşini kullanmaktan dahi çekinmeyen yaşlı tefeci kadının adı nedir?
a) Lizaveta İvanovna
b) Sonya
c) Dunya
d) Katerine İvanovna
e) lyona İvanovna
9. Romanda laf oyunlarıyla cinayeti itiraf etmesi için Raskolnikov’u sıkıştıran ama onu tutuklamayacağını söyleyen polis müfettişinin adı nedir?
a) Lujin
b) Marmeladov
c) Razumuhin
d) Nikodim Fomiç
e) Porfiriy Petroviç
10. Romanda çok yoksul bir ailenin kızı olan, bu yüzden kötü bir hayata atılmak zorunda kalan, Sonya’ nın ayyaş babasının adı nedir?
a) Svidrigaylov
b) Marmeladov
c) Razumuhin
d) Nikodim Fomiç
e) Porfiriy Petroviç
CEVAPLAR:
1-B 2-D 3-E 4-C 5-A 6-B 7-A 8-E 9-E 10-B
Suç ve Ceza (Dostoyevsky) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişiler için tıklayınız...
Başka Suç ve Ceza (Dostoyevsky) Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...
Beyaz Geceler (Dostoyevsky) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevapları
1) Dostoyevsky’nin “BEYAZ GECELER” romanının ana karakterinin (yazar) yalnız olma sebebi nedir?
Hayalperest olması ve kendisini diğer insanlardan soyutlamasıdır.
2) Romanın ana karakteri Hayalperest, Nastenka’yı görünce neden hemen ona ısındı?
Hayalperest, Nastenka’yı daha önceden kafasında kurduğu ve âşık olduğu kıza benzettiği için
3) Romanın ana karakteri Hayalperest, Nastenka ile konuşmaya nasıl başladı?
Yolda, Nastenka’yı takip eden bir adam vardı ve Hayalperest, Nastenka’yı ondan kurtardı ve konuşmaya başladılar.
4) Romanın ana karakteri Hayalperest ile Nastenka birinci gece nasıl ayrıldılar?
Hayalperest, Nastenka’ya kendisini bir kez daha ayrıldıkları yerde bekleyeceğini ve oraya gelip kendisini sevindirmesini istedi.
5) Romanın ana karakteri Hayalperest, ikinci gece ile Nastenka’ya ne anlattı?
Nastenka, ikinci gece Hayalperest’in hayatını merak etti,Hayalperest de Nastenka’ya hayatını anlattı.
6) Romanın kahramanlarından Nastenka, Hayalperest’in hayatını dinledikten sonra ne yaptı?
Kendi hayatını anlatmaya başladı.
7) Romanın kahramanlarından Nastenka, neden yalnızdır?
Erken yaşta anne ve babasını kaybettiği; daha sonra da evinde kaldığı ninesi, Nastenka’nın elbisesini kendi elbisesine iğneleyip tek başına dışarı çıkmasına engel olduğu ve âşık olduğu kiracı da kendisini bırakıp Moskova’ya gittiği için yalnızdır.
8) Romanın kahramanlarından Nastenka, hayatını anlatırken kimin yüzünden üzgündür ve ondan çok bahsetmiştir?
Ninesinin küçük, ahşap kulübesinin çatı katında kalan kiracıdan bashetmiştir; çünkü Nastenka ninesinin evinde kalan kiracıya âşıktır ve kiracı kendisine karşılık vermediği için çok üzgündür.
9) Romanın kahramanlarından Nastenka, neden Hayalperest ile birlikte oldu?
Nastenka’nın âşık olduğu kiracı, iş için bir yıllığına Moskova’ya gitti; oradan döndüğünde Nastenka’ya değer vermeyip onu önemsemeyince, Nastenka da kendisini seven bir adamla birlikte olmak istedi.
10) Romanın kahramanlarından Nastenka, neden Hayalperest’i bırakıp gitti?
Çünkü, daha önce âşık olduğu kiracı Nastenka’ya geri döndü.
11) Romanın kahramanlarından Nastenka’nın ninesi geçimini nasıl sağlamaktadır?
Dul maaşı, tavan arasının kirası ve ufak tefek el işleri ile sağlamaktadır.
12) Romanın kahramanlarından Nastenka’nın ninesi nasıl bir evde oturmaktadır?
Tavan aralı, eski ahşap bir evde oturmaktadır.
13) Romanın kahramanlarından Nastenka kaç yaşındadır?
On yedi yaşındadır.
14) Romanda olaylar hangi şehirde geçmektedir?
Petersburg’ta geçmektedir.
15) Romanda anlatılan aşk hikâyesinin süresi ne kadardır?
Dört gece sürer.
16) Romanın kahramanlarından Hayalperest, Nastenka’yı elindeki hangi eşyadan güç alarak sarhoştan kurtarmıştır?
“Baston”dan güç alarak…
17) Romanın kahramanlarından Nastenka, eserin kahramanıyla tanıştığında kendisini neden şanslı hissetmiştir?
Nastenka, herhangi bir konuda soru sorabileceği ve akıl danışabileceği biri ile tanıştığı için kendisini şanslı hisseder.
18) Romanın kahramanlarından Nastenka kendisini evine bırakan Hayalperest’ten bir sonraki gece için buluşma sözleşmesinde hangi konuda söz alır?
Adamdan kendisine âşık olmayacağı konusunda söz alır.
19) Romanın kahramanlarından Hayalperest, Nastenka ile ikinci gece buluşma yerine ne zaman gelir?
Akşam olmadan iki saat önce gelir.
20) Romanda Hayalperest ile yürüyen Nastenka, aniden karşılarına çıkan adamın boynuna sarıldıktan sonra Hayalperest’e ne der?
“Kusura bakma!” der.
21) Romanın kahramanlarından Nastenka’nın elbisesini ninesi neden kendi elbisesine iğnelemiştir?
Gözleri kör olan nine, Nastenka’nın tek başına evden dışarı çıkmasına engel olmak için böyle bir çözüm üretmiştir.
Beyaz Geceler (Dostoyevsky) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Site İçi Linkler
- 9. Sınıf Ders Notları
- 10. Sınıf Ders Notları
- 11. Sınıf Ders Notları
- 12. Sınıf Ders Notları
- Kitap Özetleri
- Kitap Sınavları
- Eğitim ve Teknoloji
- İngilizce - Türkçe Hikayeler
- A. Hamdi Tanpınar
- Ahmet Ümit
- Amin Maalouf
- Binbir Gece Masalları
- Cengiz Aytmatov
- Cemil Meriç
- Dan Brown
- Dede Korkut
- Dostoyevsky
- Fakir Baykurt
- H.G. Wells
- Halide E. Adıvar
- İskender Pala
- Jules Verne
- Kemalettin Tuğcu
- Mevlana Celaleddin Rumi
- Ömer Seyfettin
- Peyami Safa
- Reşat Nuri Güntekin
- Sabahattin Ali
- Stefan Zweig
- Tolstoy
- Y. Kemal Beyatlı
- Yaşar Kemal
- Ziya Gökalp