Kitabın Konusu: Murtaza’nın unvan namus şeref işini hakkıyla yapma uğruna yaşadığı olaylar edindiği düşmanlıklar ve yaptığı mücadele anlatılır.
Kitabın Anafikri : İnsanın sorumlulukları vazifesi hayatındaki her şeyden önce gelmelidir.
Kitabın Değerlendirilmesi:
Yazar herkesin konuştuğu ortak dili kullanmıştır ve herkesin anlayabileceği bir dil kullanmıştır. Yabancı terimlere yer vermemiş sade yalın anlaşılır bir dil kullanmıştır.
Yazar hem uzun hem kısa cümlelere yer vermiştir. Tasvirlerde bulunurken uzun cümleler kullanmayı tercih etmiştir. Edebi sanatlara, tamlamalara yer vermemiş akıcı olmasına özen göstermiştir. Bazı tekrarlanan tasvir cümleleri romanın akıcılığını bozsa da roman bundan olumsuz şekilde etkilenmemiştir.
Orhan Kemal yazılarında gerçeklilik çizgisinde yalın açık bir anlatım kullanır.Bu romanında bu özelliğini devam ettirmiştir. Değişik olarak o kendine has köy, Anadolu tasvirlerine yer verememiştir. Bunun nedeni olarak romanın İstanbul’da geçmesini gösterebiliriz. Eserde kendi görüşlerini direkt olarak ifade etmemiştir ama kahramanları aracılığıyla zaman zaman düşüncelerini yansıtmıştır.
Orhan Kemal Murtaza romanında dönemin şartlarını açık anlaşılır okuyucuyu sıkmayacak şekilde sade gerçekçi bir dille anlatmıştır.
Kitabın Özeti:
Murtaza Yunanistan’dan mübadeleyle Çukurova’ya gelmiş bir muhacirdir. Kolağası Hasan dayısı gibi asker olup savaşarak şehit olmak en büyük isteğiydi.
Yazar hem uzun hem kısa cümlelere yer vermiştir. Tasvirlerde bulunurken uzun cümleler kullanmayı tercih etmiştir. Edebi sanatlara, tamlamalara yer vermemiş akıcı olmasına özen göstermiştir. Bazı tekrarlanan tasvir cümleleri romanın akıcılığını bozsa da roman bundan olumsuz şekilde etkilenmemiştir.
Orhan Kemal yazılarında gerçeklilik çizgisinde yalın açık bir anlatım kullanır.Bu romanında bu özelliğini devam ettirmiştir. Değişik olarak o kendine has köy, Anadolu tasvirlerine yer verememiştir. Bunun nedeni olarak romanın İstanbul’da geçmesini gösterebiliriz. Eserde kendi görüşlerini direkt olarak ifade etmemiştir ama kahramanları aracılığıyla zaman zaman düşüncelerini yansıtmıştır.
Orhan Kemal Murtaza romanında dönemin şartlarını açık anlaşılır okuyucuyu sıkmayacak şekilde sade gerçekçi bir dille anlatmıştır.
Kitabın Özeti:
Murtaza Yunanistan’dan mübadeleyle Çukurova’ya gelmiş bir muhacirdir. Kolağası Hasan dayısı gibi asker olup savaşarak şehit olmak en büyük isteğiydi.
Mübadele yapıldıktan sonra Çukurova’ya gelen muhacirler topraklarını satıp konaklar evler alacak kadar zengin olmuşlardır. Murtaza ve onun gibi düşünenler ise ezan seslerine kavuştukları için şükretmiş mal mülk istememişlerdir. Murtaza mal mülk istemese de ailesi istemiştir. Erkek kardeşi zengin olmayı başarmıştır. Annesi parasızlıktan ölmüştür. Kız kardeşiyle Murtaza İstanbul’a gelmişlerdir.
Murtaza Çukurova’da bir kızı tanımış beğenmiştir. Kızı beğenmesinin ası nedeni kızın babasının da Murtaza gibi düşünüp zengin olma derdine düşmemesidir. Murtaza daha sonra bu kızla evlenmiştir. Kız kardeşi de birisiyle evlenmiştir.
Murtaza’nın en büyük hayali dayısı gibi askerlik ile ilgili bir görev alıp savaşlarda şehit olmaktı. Ama istediği olmadı askerlikle ilgili bir meslek bulamadı. O da üniforma giyebilmek için mahalle bekçisi oldu ve işini titizlikle yaptı.
Hırsızlara, haksız kazanç sağlayanlara, mahalleyi rahatsız edenlere göz açtırmadı çünkü ona göre her ne meslek olursa olsun önemeliydi ve düzgün yapılmalıydı. Mahalleli bundan rahatsız oldu ve türlü türlü oyunlar yaptıysadalar Murtaza’dan kurtulamadılar. Mahallelinin komiseri de Fen Müdürü olan arkadaşı Kamüran’ın fabrikadaki bozulan disiplinini görünce ona Murtaza’yı tavsiye etti. Böylece Murtaza fabrikaya gece kontrolü oldu.
Murtaza hep erkek çocuğunun olmasını istedi, onun dayısına benzemesini ve onun gibi asker olup savaşlarda şehit olmasını istedi. Kız çocuklarından sonra erkek çocuğu oldu adını da Hasan koydu. Hasan istediği gibi dayısına benzemedi. Futbola düşkün oldu babasının istediği gibi askeri okula gitmedi sanat okuluna gitti.
Murtaza da umudunu yeni doğan çocuğu Hasan’a sakladı. Murtaza yeni doğan çocuğunun da ismini Hasan koymuştu. Murtaza küçük oğlu Hasan’ın istediği gibi olduğunu sanıyordu. Oysa Hasan babasını kandırıyordu. Babası büyüyünce hangi okula gideceksin diye sorduğunda Kuleli Askeri Lisesi dediğinde Murtaza çok seviniyordu dünyalar onun oluyordu. Aslında Hasan babasını kandırıyor babasından para alabilmek için öyle söylüyordu. Murtaza bunu anlamıyordu.
Murtaza çalışmaya başladığı fabrikada işçiler tarafından sevilmedi. Çünkü işçiler işten kaytarıyor işlerini aksatıyorlardı. Murtaza’da onlara engel olduğu için işçiler onu sevmediler onlarda mahalledekiler gibi türlü oyunlara başvurup işten atılması için çalıştılar ama başarılı olamadılar. Çünkü fen müdürü Murtaza’ya güveniyor ona tam yetki veriyordu. Öyle ki hemşerisi Nuh bile buna şaşırıyordu. Bunun nedeni ise fabrikanın bozulan disiplininin Murtaza’nın sayesinde düzelmesiydi.
Murtaza’nın küçük oğlu Hasan babasını kandırmakla kalmadı ve bir gün bakkaldan ekmek çaldı. Murtaza bunu duyunca çok üzüldü adeta yıkıldı.
Bakkal mahkemede Hasan’ı affedip cezasını iptal ettirecekti ama Murtaza oğlunun bu yaptığını ona hiç yakıştıramadı ve onu affetmedi mahkemede hakime cezasını çekmesi gerektiğini söyleyip salonu terk etti.
Kişiler:
Murtaza: Romanın ana kahramanıdır. Sivri uzun burunlu, kalın kapkara kaşlı, geniş alınlı, yeşil gözlüdür. Sorumluluklarını vazifesini çok iyi bilir, vazifesini her şeyi üstünde tutar cesur bir muhacirdir.
Murtaza’nın Karısı: Mavi gözlü, zayıf, paraya önem veren ünvana şerefe önem vermeyen bir kadındır.
Kamüran: Fabrikanın fen müdürüdür. Laubali her şeyi ciddiye almayan ama gerektiğinde de ciddi ve doğru davranmasını bilen her zaman Murtaza’nın arkasında olan peşin hükümlü olmayan çapkın eğlenceye düşkün akıllı biridir.
Akile Hala: Zeki yardımsever düşünceli hep Murtaza’nın yanında olan onu düşünen biridir.
Kontrol Nuh: Kalın kemikli, geniş yüzlü tilkiyi andıran bir yüzü vardır. Laubali işini ciddiye almayan, yalaka, çıkarlarını düşünen, Murtaza’dan nefret eden Fen müdürünün hemşerisi şımarık biridir.
Azgın Ağa: Kaba bıyığı püskül püskül kaşları bir doksan boyunda iri yarı zamanında savaşlar katılmış mert bir adamdır.
Hasan: Murtaza’nın büyük oğludur. Zayıf uzun boylu annesi gibi mavi gözlü akıllı biridir. Babasını sevmez futbola düşkündür.
Hasan: Murtaza’nın küçük oğludur. Murtaza büyük oğlu dayısına benzemediği için küçük oğlunun da adını Hasan koymuştur. Ama küçük oğlu Hasan da babasını sevmez ve onu kandıran kötü biridir.
Kişiler:
Murtaza: Romanın ana kahramanıdır. Sivri uzun burunlu, kalın kapkara kaşlı, geniş alınlı, yeşil gözlüdür. Sorumluluklarını vazifesini çok iyi bilir, vazifesini her şeyi üstünde tutar cesur bir muhacirdir.
Murtaza’nın Karısı: Mavi gözlü, zayıf, paraya önem veren ünvana şerefe önem vermeyen bir kadındır.
Kamüran: Fabrikanın fen müdürüdür. Laubali her şeyi ciddiye almayan ama gerektiğinde de ciddi ve doğru davranmasını bilen her zaman Murtaza’nın arkasında olan peşin hükümlü olmayan çapkın eğlenceye düşkün akıllı biridir.
Akile Hala: Zeki yardımsever düşünceli hep Murtaza’nın yanında olan onu düşünen biridir.
Kontrol Nuh: Kalın kemikli, geniş yüzlü tilkiyi andıran bir yüzü vardır. Laubali işini ciddiye almayan, yalaka, çıkarlarını düşünen, Murtaza’dan nefret eden Fen müdürünün hemşerisi şımarık biridir.
Azgın Ağa: Kaba bıyığı püskül püskül kaşları bir doksan boyunda iri yarı zamanında savaşlar katılmış mert bir adamdır.
Hasan: Murtaza’nın büyük oğludur. Zayıf uzun boylu annesi gibi mavi gözlü akıllı biridir. Babasını sevmez futbola düşkündür.
Hasan: Murtaza’nın küçük oğludur. Murtaza büyük oğlu dayısına benzemediği için küçük oğlunun da adını Hasan koymuştur. Ama küçük oğlu Hasan da babasını sevmez ve onu kandıran kötü biridir.
Çıkarılacak Sonuçlar:
1) İnsan vazifesini hakkıyla yerine getirmelidir.
2) İnsan hayatında sorumluluklarına paradan daha çok önem vermelidir.
3) İnsan vazifesini yaparken akrabalarına yakınlarına torpil geçmemelidir
4) Ebeveynler çocuklarını yetiştirirken iyi yetiştirmelidirler.
5) İnsan hayatında paradan daha önemli şeyler olduğunu unutmamalıdır.
6) Çalışanlar görevlerinde üstlerine karşı saygılı olmalıdır.
7) İnsanları düşünceleri alay konusu yapılmamalıdır.
8) Çocuklar babalarını kandırmamalıdır ve karşı gelmemelidirler.
9) Resmi yerlerde memur gibi üst görevlilere torpil geçilmemelidir.
1) İnsan vazifesini hakkıyla yerine getirmelidir.
2) İnsan hayatında sorumluluklarına paradan daha çok önem vermelidir.
3) İnsan vazifesini yaparken akrabalarına yakınlarına torpil geçmemelidir
4) Ebeveynler çocuklarını yetiştirirken iyi yetiştirmelidirler.
5) İnsan hayatında paradan daha önemli şeyler olduğunu unutmamalıdır.
6) Çalışanlar görevlerinde üstlerine karşı saygılı olmalıdır.
7) İnsanları düşünceleri alay konusu yapılmamalıdır.
8) Çocuklar babalarını kandırmamalıdır ve karşı gelmemelidirler.
9) Resmi yerlerde memur gibi üst görevlilere torpil geçilmemelidir.