Üç Silahşörler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ocak 2020 Cumartesi

thumbnail

The Three Musketeers - Alexander Dumas - Üç Silahşörler İngilizce Kitap Özeti


The Three Musketeers - Üç Silahşörler - Alexander Dumas

At the age of eighteen, d’Artagnan goes to Paris with a letter of introduction from his father to Monsieur de Tréville, the Captain of the King’s Musketeers. On his way, d’Artagnan gets into trouble. At an inn in Meung, a group of men laugh at his horse and he gets into a fight. The letter of introduction is taken from him. When he recovers, he sees one of the men talking to a woman he calls Milady. He tries to catch him, but he falls to the ground. In Paris he meets Monsieur de Tréville. Before they start talking, de Tréville calls three musketeers in, Athos, Porthos and Aramis. Only two arrive, as Athos is very ill. There was a fight between the Cardinal’s guards and the King’s musketeers. They were taken by surprise, two musketeers were killed and Athos was wounded. D’Artagnan then tells de Tréville about his stolen letter and his desire to become a musketeer. D’Artagnan sees the man from Meung again and runs after him.

While pursuing him, he offends three musketeers. First, he collides with Athos, then he jostles Porthos, and finally, he offends Aramis by bringing attention to a lady’s handkerchief. He is challenged to a duel by each of them. Later, he meets the musketeers and begins dueling with Athos. They are all threatened with arrest by the Cardinal’s guards because of a law against dueling. D’Artagnan and the musketeers drive the Cardinal’s men away. So, just after his arrival in Paris, d’Artagnan becomes an intimate friend of the three musketeers.

The Cardinal organises a dinner and dance and wants the Queen to wear the diamond pins the King had given her as a present. The Queen, however, has given the pins to her lover, the English Duke of Buckingham. The Cardinal, who knows this, has sent Milady to steal at least two of the diamond pins. The Queen, in her desperation, confides in her servant, Constance, who offers to help her by asking d’Artagnan to take a letter to the Duke. On their way to London, the three musketeers are continually attacked by the Cardinal’s men, and prevented from completing the journey to England with d’Artagnan.

D’Artagnan hands the Queen’s letter to the Duke. He discovers two diamond pins are missing and realises that Lady de Winter (Milady) took them. He has two new pins made and gives them to d’Artagnan, who returns to Paris. On the day of the great dinner, the King notices the Queen is not wearing the pins and asks her to put them on. While she gets them, the Cardinal gives the King a box containing two diamond pins. The King expects her to be wearing the remaining ten pins, but she returns with the complete set of twelve. The Cardinal is very angry. Afterwards, the Queen rewards d’Artagnan with a diamond. D’Artagnan finds his three friends, each at the inn where he left them. Porthos is recovering from an injured leg. Aramis is about to join the Church, but d’Artagnan gives him a letter from his love, which makes him change his mind. Athos is sad because his wife turned out to be a bad woman. She is Lady de Winter, otherwise known as Milady.

The Cardinal and the King decide to attack the Huguenot city of La Rochelle. While the musketeers are on their way to the city, Athos overhears the Cardinal’s conversation with Milady in an inn. He is telling her to go to England and speak to the Duke again and tell him the Cardinal knows of his love affair with the Queen and will reveal the secret if the Duke helps the Huguenots in La Rochelle. The Cardinal says the Duke will die if he supports the Protestants in France. She asks the Cardinal to kill d’Artagnan and Constance. Athos confronts Milady and takes the Cardinal’s permit from her. Athos tries to tell his friends about Milady’s plans but there are people listening. He makes a bet with some guards that they can have breakfast at St Gervais Bastion. The losers will pay for a dinner for eight.

The four men fight some workmen who have come to the bastion. They take control of the place by propping up dead men to make them seem to be alive, thus confusing the opposing forces. They win the bet. Milady is killed on her arrival in England. The Cardinal learns that she was a murderess and that everything was done under his permit. He rewards d’Artagnan by making him a musketeer.

Üç Silahşörler D'Artagnan (Alexander Dumas) Kitabının Türkçe Özeti, Konusu, Tahlili

2 Ağustos 2019 Cuma

thumbnail

Üç Silahşörler D'Artagnan (Alexander Dumas) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Üç Silahşörler romanında yaralanmalarda etkili olan merhemi D'artanyan’a kim verdi?

A- Annesi
B- Babası
C- Çingene
D- Hancı

2. D'artanya Mösyö Treville ile tanışmaya giderken ona ne götürmektedir?

A- Şarap
B- Mektup
C- Altın
D- Şatonun anahtarını

3. Dartanyan’ın arkadaşları kimlerdir?

A- Porthos, Aremis, Miller
B- Athos, Porthos, Aremis
C- Athos, Porthos, Alice
D- Athos, Porthos, Petro

4. D'artanyan, yaralı Athos’a çarpınca özür diledi. Ancak Athos özrü kabul etmedi. Athos ve D'artanyan bu olay sonucunda nerede ve ne zaman düello etmeye karar verdiler?

A- Tam saat birde Lüksenburg’ un arkasında
B- Tam saat ikide, Treville Konağı’ nın arkasında
C- Tam saat on ikide, Karmes yakınlarında
D- Tam saat üçte, şatonun arkasında

5. Üç Silahşörler romanının kahramanı D'artanyan nerelidir?

A- Gaskonyalı
B- Saksonyalı
C- Lüksenburglu
D- Normandiyalı

6. D'artanyan ve üç silahşor arkadaşlar düello yaparken muhafızların gelmesiyle düello yarıda kalır.Düellonun yasak olduğunu bildiren kardinalin adamları tutuklanıp cezalandıracaklarını söylerler.Buna karşılık Dartanyan ve arkadaşları muhafızlarla savaşmaya başlarlar.

Bu mücadele sırasında Dartanyan’ ın yaraladığı ve aynı zamanda muhafızların komutanı olan kişi kimdir ?

A- Mileydi
B- Jusak
C- Bonaşi
D- Kardinal

7. Athos nasıl biridir?

A- Kaba saba, bağırarak konuşan, gösterişe düşkün, kendisinden fazla söz etmeyen biri
B- Bayanlardan ve sevgiden bahsetmeyen dinine bağlı biri
C- Kibar, kırıcı konuşmayan, arkadaşlarına bağlı, parayı seven biri
D- Son derece kibar yaratılışlı, düzenli bir evi ve değerli eşyaları olan biri

8. D'artanyan’ın Mösyö Treville’nin yanından ayrılırken eldivenimi unuttum diyerek niçin hizmetçiden izin alarak içeri girdi ?

A- Eldivenini aldı ve mektup bıraktı.
B- M.Treville’ nin günlüğünü aldı.
C- M.Treville’ nin masasına yanındaki pusulayı bıraktı.
D- Geri aldığı saati düzeltti.

9. Üç Silahşorlar romanında kardinalin fiziksel görünüşü nasıl tarif ediliyor?

A- Otuz beş, otuz altı yaşlarında gösteren saçı sakalı ağarmış biriydi.
B- Kırk ,kırk beş yaşlarında gösteren beş parmağı olmayan biriydi.
C- Kırk beş, elli yaşlarında gösteren sakalı ağarmış,uzun boylu biriydi
D- Elli eli beş yaşlarında gösteren,ilginç bir kasketi olan biriydi.

10. Madam Bonaşi’nin yardımıyla saraya giren Dük, kraliçe ile görüştü. Bu görüşmenin hatırası olarak kraliçe, Düke hangi hediyeyi verdi?

A- İçinde elmas yaka iğneleri olan gül ağacından yapılmış üzerinde kendi adı yazılı olan bir kutu verdi.
B- İçinde elmas küpeler olan gül ağacından yapılmış üzerinde kendi adı yazılı olan ipek bir kese verdi.
C- Kendi adı yazılı işlemeli bir mendil verdi.
D- Üzerinde Kraliyet mührü olan ceylan derisi verdi.

11. Kraliçe ve Dükün buluşmasını kardinale kim haber verdi?

A- Vitray
B- Kont Rişali
C- Mösyö Bonaşi
D- Mileydi

12. Kardinal, Mileydi’ye yazdığı mektubu yerine ulaştırması için kimi görevlendirdi? Bunun karşılığı olarak ne verdi?

A- Planşet’i görevlendirdi, yüz altın verdi.
B- Patrik’i görevlendirdi, üç yüz altın verdi.
C- Vitray’ı görevlendirdi, iki yüz altın verdi.
D- Kont Rişali’yi görevlendirdi, beş yüz altın verdi.

13. Kardinal, kralın isteğiyle kraliçenin odasını aradı ve kraliçe üzerinde gizlediği mektubu kendisi, kardinale verdi. Bu mektup kime yazılmıştı?

A- Burmingam Düküne
B- Mösyö Treville’ye
C- Kraliçenin İngiltere’de olan kız kardeşine
D- Kraliçenin kardeşine, Avusturya İmparatoruna

14. Kardinal, yanında yer alması için D'artanyan’a ne teklif etti?

A- İşleyebileceği kadar toprak
B- Teğmenlik rütbesi
C- Üç kese altın
D- Dartanyan ve arkadaşları için muhafızlık görevi

15. D'artanyan’ı öldürmek isteyen Mileydi nerede idam edildi?

A- Kardinalin şatosunda
B- Şehrin pazarında
C- Bir nehir kenarında
D- Sarayın bahçesinde

16. D'artanyan, Meung kasabasına neden gitmiştir?

A- Yeteneklerini insanlara göstermek için
B- Gezmek için
C- Babasının ona bıraktığı mektubun içindekileri gerçekleştirmek için
D- Bir akrabasını ziyaret etmek için

17. Kraliçe D'artanya’a ne hediye etmiştir?

A- Yüzük
B- Kitap
C- Bileklik
D- At

18. Aşağıdakilerden hangisi D'artanyan’ın arkadaşı değildir?

A- Athos
B- Porthos
C- Miladi
D- Aramis

19. Üç Silahşörler kitabının yazarı kimdir?

A- Micheal ENDE
B- Jack London
C- Daniel Daefo
D- Alexander Dumas

20.Üç Silahşorlar romanında geçen olaylar hangi yüzyılda geçmiştir?

A- 16.yy
B- 17.yy
C- 18.yy
D- 19.yy

21. Üç Silahşorlar romanında D'artanyan, silahşor olmak için evden ayrılırken annesi ona aşağıdakilerden hangisini hediye etmiştir?

A- On beş altın
B- At
C- Merhem
D- Mektup


22. Üç Silahşorlar romanında dine önem vermesiyle anlatılan kahraman hangisidir?

A- D'artanyan
B- Athos
C- Porthos
D- Aramis

23. Üç Silahşorlar romanının son bölümlerinde Kardinal’in adamı olup D'artanyan’ı öldürtmek isteyen kimdi?

A- Mösyö Bonaşi
B- Mösyö Treville
C- Mileydi
D- Planşet


Cevap Anahtarı :

1-A     2-B     3-B      4-C      5-A
6-B     7-D     8-D      9-A     10-A
11-B   12-C   13-D   14-B    15-C
16-C   17-A   18-C   19-D    20-B
21-C   22-D   23-C

Üç Silahşörler D'Artagnan (Alexander Dumas) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız...

31 Temmuz 2019 Çarşamba

thumbnail

Üç Silahşörler D'Artagnan (Alexander Dumas) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Üç Silahşörler D'Artagnan

Kitabın Yazarı : Alexander Dumas

Kitap Hakkında Bilgi :

Monte Kristo Kontu, Demir Maske ve Siyah Lale gibi kitapların yazarı Alexander Dumas, Üç Silahşörler adlı eserini 1844 yılında yazmıştır. Üç Silahşörler; çocuklar için dostluk, sır tutma, inanç, dürüstlük gibi derslerin çıkabileceği bir kitap.

Yıl 1625 Fransa. Genç D'Artagnan, babasının yönlendirmesiyle silahşör olabilmek ve kralın hizmetine girebilmek için Paris'e gelir. Yolda bazı talihsizlikler yaşamasına rağmen, kralın silahşörlerinin komutanı Bay de Treville'i bulur. Bu arada üç silahşörler Athos, Aramis ve Porthos ile bir dizi yanlış anlaşılmalar yüzünden aynı gün, aynı saate üç ayrı düelloya davet edilir. Tam düello başlarken, Komutan de Treville'nin rakibi Kardinal Richelieu'nün silahşörlerinin saldırısına uğrayınca, D'Artagnan, üç silahşörlerin yanında yer alır ve onlarla güç birliği yapar. Böylece aralarında sarsılmaz bir dostluk başlar. Üç arkadaş ve D'Artagnan artık hep birliktedir.

Kitabın Özeti :

1625 yılı nisan ayında Meung kasabası o gün çok kalabalıktır. İnsanlar hanın önünde duran tuhaf bir yabancıya bakıyordu. Şen Değirmenci hanı yakınında bir kavga olmuş, Gaskonya’Iı olduğu belli olan yeni çocukluktan çıkmış bir genç kavgaya sebep olmuştu.

Bu yabancı gencin uyuz bir atı, garip bir kılığı, omuzundan sallanan kılıcıyla komik bir görüntüsü vardı. Genç adamın adı D'artanyan dı. D'artanyanlar bir kaç nesildir. Gaskonya’da yaşıyordu. Bu genç yabancının babası kralın hizmetinde silahşor olarak çalışmayı düşlemiş, fakat amacına ulaşamamıştı. Babası, ona komik görünüşlü bir at, beline uzun bir kılıç, eline de bir tavsiye mektu­bu vererek, bundan sonra kendi yolunu kendin çiz demiş ve oğlunu bu kasabaya yollamıştı.

Dartanyan Paris şehrine Mösyö Treville’in yanına gitmek istiyordu. Genç adam kazasız belasız bu kasabaya kadar gelmiş ama kasabalılar onunla alay ediyorlar genç adam da onlara saldırmamak için kendini zor tutuyordu. Genç adam, en sonunda dayanamayarak atı ve kendisi ile alay edenlerle kavga etti.

Karşısındakiler kalabalık olmalarına rağmen bu gençten dayak yediler. Hancı ve yardımcıları da sopalarla D'artanyan’a saldırdılar. Genç adam yediği sopalar yüzünden bayıldı. Genç adam bayıldığı yerde “Mösyö De Treville “diye sayıklıyordu. Mösyö De Treville kralın muhafız komutanıydı.

Hancı ve Kardinal’in adamları, genç adamın cebinden babası tarafından şövalyelerin kumandanı Mr. Treville’e hitaben yazılmış tavsiye mektubunu buldular. Korktukları için bu mektubu cebinden aldılar.

Genç adam, yarı baygın vaziyette iken hancı ve Kardinal’in adamlarının konuşmalarını dinler. Onların krala hazırladıkları tuzağı işitmiştir. Adam “hemen İngiltere’ye döneceksiniz. Dük Londra’dan ayrılırsa hemen haber vereceksiniz. O kutunun içinde hepsi. Ama Manş’ın öbür kıyısına varmadan açmayacaksınız kutuyu” diye ulaka emir vermiştir.

Genç adam hancıya borcunu ödeyip handan ayrılırken torbasını yoklamış, mektubun yerinde olmadığını görmüştü. Kılıcını çekip hancının boğazına dayayarak mektubunun nerede olduğunu sordu. Hancı ise mektubu yabancı bir adamın aldığını fakat o adamın adını bilmediğini söyledi. Handan çıkıp giderken bunun hesabını sormayı düşünmüştü.

Paris’e yaklaştığında atını sattı ve yaya olarak şehirden içeri girdi. Kalabileceği bir oda tuttuktan sonra, Mr. Treville’yi bulmak için dışarı çıktı. Mösyö De Treville ülkenin en iyi silahşörü ve kralın muhafız komutanıydı. De Treville komutanlığa geçtikten sonra kendine bağlı bir birlik kurmuştu. Bu birlik sadece De Treville’den emir alıyordu. De Treville’nin adamları iş saatleri dışında konakta oluyorlardı. Konak, silahşörlerin karargâhı idi.

D'artanyan konağı bulmuş, bahçeye girmişti. Mösyö De Treville ile görüşmek istediğini ona bir mektup getirdiğini söyleyerek beklemeye başladı. Mr. Treville’nin konağının avlusunda elli-altmış kadar şövalye bir aradaydı. Bir kısmı konuşuyor, bir kısmı kılıç talimi yapıyordu. Görevli Mösyö D'artanyan diye çağırdı ve Mr. Treville’nin odasına girdi.

Mr. Treville, Aramis ve Portos isimli iki silahşoru, kardinalin adamlarıyla kapışıp esir düştükleri için eleştiriyordu. İki arkadaş komutanım kalleşçe saldırıya uğradık kılıçlarımızı çekemeden bizi bertaraf ettiler. Athos vuruşurken yaralandı fakat yakalanmadık dediler. Ben de ikisini temizledim dedi Aramis. Mr. Treville, Athos’u da çağırın diye bağırdı. Athos içeri girdi ama yaralı olduğu için, düşüp bayıldı. Mr. Treville dokto­runun çağrılmasını emretmişti.

Mösyö Treville, D'artanyan’a dönerek “Candan sevdiğim arkadaşım D'artanyan’ın oğlu için ne yapabilirim?” diye sordu. D'artanyan başından geçenleri ve tavsiye mektubunu çaldırdığını anlatınca De Trevile, mektubu alan kişinin Kardinal’in casusu olabileceğini söyledi. Mr. Treville’nin o kişiyi tanıdığını anladı. Dartanyan, ben zaten Krala ve Kardinal’e hizmet için geldim. Sizin dışınızda kimseden emir almam ve boyun eğmem. Çünkü babam öyle tembih etti dedi.

Mr. Treville’nin kendisi için yazmış olduğu tavsiye mektubunu alırken, konağın avlusunda kendisinden mektubu çalan adamı görüp, “işte, o” dedi. Fırlamış ama birine çarpmıştı. Bu adam yaralarını yeni sardırmış olan Athos’tu. Özür diledi fakat adam onu düelloya davet etti. Onunla, düello için saat on bir de sözleştikten sonra, koşma­ya devam etti. Ancak, bu defa da Protos’a çarptı. Protos’a da düello için saat on üçe randevu vererek, koşmasına devam etti. Ama adam ortadan kaybolmuştu. Aynı gün, en ünlü iki tane silahşörle tartışmış, mektubunu çalan adamı elinden kaçırmıştı. Tüm bunları düşünürken, daha önce tartıştığı silahşörleri gördü. Onlara doğru giderken bu defa da Aramisle bir mendil meselesi yüzünden tartıştı ve onunla da saat on dörtte, düello için randevulaştı. “Herhalde ölümüm bir şövalye elinden olacak” diye düşündü.

D’artanyan düello yerine yalnız gitti. Athos, kendisinden önce gelmişti. Athos’un şahit­leri olarak, Aramis ve Portos da gelmişlerdi. Her üçünün de birbirin­den habersiz D’artanyan ile dövüşecekleri belli olmuştu. Artos ile D’artanyan dövüşmek için kılıçlarını çektiğinde Kardinal‘in adamları ortaya çıktı.

Silahşörler hemen savunma vaziyeti almışlar D’artanyan da hayatını değiştirecek kararı vererek onların yanında saf tutmuştu. Hep birlikte kardinalin adamlarını yenerler.

Artık, dost olmuşlardı. Mr. Treville’nin konağına geldiklerinde, şefleri herkesin önünde onlara bağırmış, ancak yalnız kalınca da “Kardinalin adamlarına iyi bir ders verdikleri için” onları tebrik etmişti. D’artanyan’da şövalyeler arasına kabul edilmişti ve üç şilahşörlerin arasına katılmıştı.

D’artanyan’ın ev sahibi Bönasyoler, sa­ray entrikalarının içindeydiler. Kocası Kardinal'in, ha­nımı ise Kraliçe’nin hizmetindeydi. Kardinal, Kral ve Kraliçe­nin aralarını bozmak için çalışıyordu. D’artanyan, karı kocanın konuşmaları sırasında bu planları öğrendi.

Bu konuşmalar arasında kraliçenin zor durumda ol­duğunu öğrenip Mr. Treville’ye anlattı. Mr. Treville, diğer üç arkadaşlarıyla birlikte onları Londra’ya gönderdi. Yanlarında, D’artanyan’ın uşağı Planşe de vardı.

Portos yolda düello yapmak zorunda kalmış, kurulan bir pusuda Aramis ağır yaralanmıştı. Konakladıkları bir handa, Athos’u sahte para suçun­dan tutuklamışlardı. Bu yüzden D’artanyan ve uşağı yalnız de­vam etmek zorunda kalmışlardır.

D’artanyan ve uşağı, Londra’ya varıp, Birmingham Dükü’nu bularak kraliçenin mücevherlerini alarak, Paris’e dönmeyi başarmışlardı.

Kraliçe, balo gecesi, mücevherlerini takarak salondaki yerini almış ve kardinalin oyunu bozulmuştu. Balodan sonra kraliçe, D’artanyan’a bir yüzük hediye etti. D’artanyan, arkadaşlarını bulmak için, yeniden Paris’ten çıktı. Hepsi bıraktığı yerlerdeydi ama Aramis’in yarası iyileşmemişti. Dört arkadaş yeniden Paris’e döndüler.

D’artanyan, Paris’te gezerken, yüzü yaralı adamın yanında bulunan Miladi isimli kadını, bir konaktan çıkar­ken görür. D’artanyan ile adam tartışmaya başlar. Bu adam, kumarda Athos’u yenen kişidir. Ak­şam, saat altıda düello etmek için, sözleşir. Dört arkadaş, düello yerine gittiklerinde rakip­lerinin dört tane “soylu” İngiliz’ olduğunu görürler. D’artanyan ve arkadaşları, soyluları yenerler. D’artanyan rakibi Miladi’nin kardeşinin hayatını bağışlayınca, o da, D’artanyan’ı kucaklayıp, dostluk teklif eder.

Şövalye Winter, Miladi’nin kardeşi değil, kayınbiraderidir. Miladi, ondan kurtulmak ve böylelikle tüm mirasa tek başına konmak istiyordu. Bu nedenle, ondan nefret ediyordu. D’artanyan, tüm bunları öğrenmişti. Bu arada, Miladi ona bir yüzük de hediye etmişti.

Athos, D’artanyan’ın parmağındaki yüzüğü görünce dikkat­lice bakar. Bu, kendi annesinin yüzüğü idi.

Bir gün, omzundaki mahkûmlara vurulan damgayı görünce, Miladi ona, saldırır ve D’artanyan evden dışarı kendisini zor atar. Olanları anlattığında, Athos’un bu kadını, çok yakından tanıdığını anlar. Athos üzülmesin diye yüzüğü bir Yahudi’ye satmak zorunda kalır.

Kral Xlll. Luis’in emriyle, La Rochelle Kalesi kuşatmasına şövalyeler de katılmışlardı. D’artanyan, Miladi’nin iki tane kötü suratlı adama kendisini gösterdiğini fark edemez. Bu iki kişinin saldırısına uğrar. Ancak, bu saldırıdan kurtulur. Ertesi gün yine saldırıya uğrar, bu kez iki sal­dırganı da öldürür ve bu adamları Miladi’nin gönderdiğini öğrenir.

Bir gün silahşörler, Kardinale denk gelirler. Kardinal ise şövalyele­rin kendisini görmesinden hoşlanmaz. Bu yüzden şövalyeleri de yanlarında götürür. Geldikleri handa, istirahatte iken Kardinal ile Miladi’nin konuşmalarını dinlerler. Kardinal, Birming­ham Dükü’nün öldürmesini istediğini duyarlar.

Kardinal gittikten sonra, Athos, Miladi’nin kaldığı odaya girer ve onun eski karısı olduğunu görüp öğrenmiş olur. “Şeytan” diyerek Kardinal’in imzasını taşıyan yazıyı elinden alır. Kardinal‘in imzasını taşıyan kâğıtta: “Bu kâğıdı taşıyan kişi yaptığı işi benim emrimle ve devletin kurtuluşu için yapmıştır” diye yazmaktadır.

Miladi tutuklu bulunduğu cezae­vinden, kendisine âşık ettiği koruması yüzbaşı tarafından kaçırıl­ır. Yüzbaşı, Birmingham Dük’ünü de öldürmüştür. Yüzbaşı, Miladi tarafından kullanıldığını anlayıncaya kadar, tutuklanmış ve hapse düşmüştür.

Miladi ise cinayetlerine devam etmektedir. Madam Bönasyö’yü öldürdüğünde, D’artanyan ve arkadaşları artık çok geç kalmışlardır. Miladi’nin izini süren şilahşörler onu konakladığı bir handa ele geçirmeyi başarırlar.

Miladi, kurulan mahkemede yargılanır ve idama mahkûm edilir.

About