Metal Fırtına 3 Kızıl Kurt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Temmuz 2019 Pazartesi

thumbnail

Metal Fırtına 3 – Kızıl Kurt (Orkun Uçar) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Metal Fırtına 3 – Kızıl Kurt

Kitabın Yazarı :  Orkun Uçar

Kitabın Özeti :

Koray zaman zaman kahvede oyalanırdı. Herkesten uzakta, oyunlara karışmayan bir adamdı. Bunun için onun hakkında dedikodular çıkmış. Ama gün geçtikçe bunların doğru olmadığı ortaya çıkmış.

Bir gün kahvede otururken yanına kendinden emin, her şeyi bildiğini sanan İlyas geldi. Ona “Benim kupona ortak olumusun” dedi. Ama Koray buna aldırmayıp televizyonunu seyretmeye devam etti. İlyas buna sinirlenerek elini Koray’ın omzuna attı. Atar atmaz Koray sol elinin tersiyle hızlıca vurdu. İlyas, iki üç metre geriye uçtu. Kahveci İlyas’a bakıp “Bayılmış” dedi.

Yine kahveden çıkıp evine gidiyordu. Akşam yemeği yerine simit, peynir ve zeytin almıştı. Diğer elinde gazete vardı. Gazete’de gasp, tecavüz gibi şeyler yazıyordu. Yolda karanlıkta bir kadın gördü. Tuzak olabileceğini tahmin etti ve yerden demir sopa aldı. Ama oraya gidince kadına tecavüz etmeye hazırlanan 3 kişi gördü. Sonradan onların önüne geçip kadını bırakmalarını söyledi. Buna aldırmaya adamları öldürdü. Kadına “Ne işin var burada” dedi. Kadın her şeyi anlattı. Kadının evine gitti ve adamı öldürdü. Cebinden kadının 3 aylık kazancını verdi. Sonrada onlara “Ben sizin için bir çözüm bulurum” dedi. Sonra evine gitti.

Evinde bir adam vardı. Ona “Selam Gri-1” dedi. Koray bu unvanı yıllardır duymuyordu. Ve adam bir zarf verdi. Koray açıp okudu. Bir adres yazılıydı.
Adrese gitti. Naylon bir torba içinde biraz tuz götürdü. Çünkü zarfta not atılmıştı. İçerde boynundan aşağısı felç olan adama bunları verdi. Adam onun geldiğini anladı ve “Sen özelsin” dedi. Sonra şunları ekledi “Senin uzaklaştırılman gerekiyordu. Çünkü kirletilmemen gerekiyordu” dedi. Biraz daha konuşup konuşmayı bitirdiler. Koray çıkarken kadının adresini vererek oradakilere yardım edilmesini söyledi ve kabul edildi.

Koray 3 ay eğitim gördükten sonra görev yeri Kazakistan olarak açıklandı. Beyin ona “Senden Orta Asya’yı istiyoruz” dedi. Koray, Kırgızistan’a gitmek istediğini söyledi ve onaylandı. Ve operasyonun adı Kızıl Kurt oldu.

Koray Kırgızistan’a gitti. Orada bir taksiye binip fazla bilinmeyen bir otele gitmek istedi. Ondan önce Nurbek’in kumar salonuna gitti. Nurbek’le görüşüp onunla ortak olmak istediğini söyledi ve Nurbek’in adamlarını döverek Nurbek’in beğenisini kazandi. Nurbek kabul etti.

İki yıl sonra Bursa’da bir helikopter Gökhan’ın arabasını vurmaya çalışıyordu. Sonra Yenişehir’e giden yolda iki adam onu roketle havaya uçurdu. Yaralılar hastaneye kaldırıldı. Eşref Kapılı da haberi alınca hemen hastaneye gitti. Kadın ve çocuklar ölmüştü ama Gökhan daha ölmemişti. Gökhan'ı kurtarmak için onu bir Gen şirketine götürdü. Gen şirketine girmek biraz zordu ama sonunda içeri girdi.

Birkaç gün önce Atatürk havalimanında iki Rus bir Mercedes’e binip kırmızı ışıkta durdular. Şoför arka kapıları kilitleyip kendini dışarıya attı ve arkadaki BMW’den iki adam inip araca ateş ettiler. Eşref Kapılı iki Rus mafyasının liderini ele geçirerek Gökhan’ın insafına bırakacaktı.

Gökhan’ın üzerine birçok nanomakineler konularak hayata geri döndürüldü. Gökhan kendine geldikten sonra üstleriyle konuşmak istedi. Eşref Kapılı’da ona Gen şirketinden neler söylenirse yapmasını söyledi. Birkaç gün sonra gen şirketine gelen Eşref Kapılı Gökhan’la konuşmak istedi. Ama Gökhan buzdolabındaydı. Doktor’la Gökhan çıkıncaya kadar konuştu. Gökhan’ın vücudu yenilenmişti ve normal bir insandan daha çok iş yapabilecek şekildeydi. Sonra eşref Kapılı Gökhan ile konuştu. Ne olup ne bittiğini söyledi. Gökhan da kazayı ve öncesini anlattı. Anlattıktan sonra Gökhan 110 kiloluk halterin altına yatıp kaldırdı. Bir süre sonra ip atlamaya başladı. Aniden ip ayağına takılarak yere düştü. Doktor ve Eşref Kapılı onu alıp dolaba soktular.

O sırada MİT sorgu evinden Andrei Rostov kaçtı. Eşref Kapılı doktora 10 gün süre verip sonra Gökhan’ı almak istediğini söyledi. Dışarı çıktı ve bir telefon görüşmesinden sonra Andrei Rostov’un kaçtığını öğrendi.

Eşref Kapılı 10 gün sonra gelip Gökhan’la konuştu. O anki durumlarını, Kurt’un kaybolmasını ve Koray hakkında konular açıldı. Eşref Kapılı da Gökhan’ın eline bir çanta vererek 3 gün sonra onu alacağını söyledi. 3 gün sonra gelip Gökhan’ı aldı. Operasyona başladılar.

Gökhan İsveç’e gidip D-DAY ile bir fabrikada görüşüp konuşmak için evine gittiler. Adam Gökhan’a mafyanın Gotland’ta bir villada olduğunu ve bütün bilgi ve paraların orada olduğunu söyledi. Gökhan birkaç gün gözetledi. Sonra bir işçi getiren vapurun içine girip fabrikaya gitti. Bir süre sonra bir araba kiralayıp villayı gözetmeye başladı. Sonra bir otele yerleşti. Björn aradı ve buluşmak istedi. Gökhan gidip Björn’le Alferov hakkında konuştu.

O gün akşam villaya gitti. Üç arabadan önemli kişiler inip villaya girdi. Gökhan’da villaya bir operasyon düzenleyecekti. Aniden 30 kişi içerden çıkıp gittiler. Gökhan çok sevinmişti. Gökhan operasyona başladı. Tellerin üstünden atlayıp bir ağacın arkasına saklandı. Sonra içerideki ve dışarıdaki herkesi öldürdü. Bir şeyler aramaya koyuldu ama bulamadı. Piyanoyla hep duyduğu Patetik Senfoni’yi çalmaya başladı. Yerden gizli bir bölme açıldı. İçeride 6 tana bilgisayar, kasa ve evraklar vardı. Gökhan bunların hepsini iki çantaya doldurdu. Eve gitti ve Björn ile birlikte çantalardakileri incelemeye koyuldular. Bilgisayar harddisklerinde kendine ve Kurt’a ait bilgiler vardı. Bir belgenin içinde Kurt’un tutulduğu karakol ve karakolun planı da vardı. Gökhan, Eşref Kapılıyı arayıp her şeyi anlattı.

Gökhan ilk uçakla Kazakistan’a gitti. Orada iki adam Gökhan’ı alıp Nurbek’e götürdü. Gökhan, Nurbek’le bir plan yaptı. Bütün destekleri alabilecekti. Gökhan aniden bayıldı. Bir süre sonra gözlerini açtı ve yatağı sırılsıklamdı. Haplarını eline aldı ve yuttu. Soğuk bir duş yaptıktan sonra kendine geldi. Sonra yola çıktılar.

O sırada Björn yakalandı. Björn adamlara her şeyi anlattı ama adamlar Björn’ü öldürdüler ve yaptıklarını bir kasete çektiler.

Gökhan’da Koray’ın üssüne gitti. Koray ile plan hakkında konuştular. Gökhan birkaç silah, el bombası ve 7 adam istedi. Koray “Bende geleceğim” dedi. Karakol’a gittiler ve operasyona başladılar. Operasyonda Toktar öldü. Kurt’ta içeride bir fırsatını bulup kendini sorgulayan adamları öldürdü. Sonra kapının açılmasını bekledi. Gökhan içeri girip bir adam öldürdükten sonra anahtarı alıp Kurt’un olduğu odanın kapısını açtı. Kurt gülerek “Geç kaldınız” dedi. Gökhan Kurt’un eline bir silah vererek Koray’ın yanına gitmesini söyledi. Ama Kurt giderken aniden yere yattı. Gökhan da içerideki keskin nişancıyı öldürmeye gitti. Koray ve adamları Kurt’u aldılar ve Koray “Gökhan kendi başının çaresine bakar” deyip gittiler. Gökhan 6 kişiyi daha öldürüp kampa döndü.

Orada Korkunç İvan hakkında konuştular. İvan bir nükleer savaş başlatacaktır ve kendine ait bir yeraltı şehri kurmaktadır. Şehri yıkarlarsa İvan'ın nükleer bir savaş başlatmayacağını düşündüler. Tek sorun şehirin nerede kurulduğunu öğrenmektir. Gökhan'ın villadan aldığı evraklardaki koddan şehrin yerini buldular. Gökhan tekrar bayıldı ve gözlerini doktorunun yanında açtı. Biraz daha tedavi gördükten sonra geri döndü. Koray şehre bir işçi olarak girdi. Binada her şeyi öğrendikten sonra Gökhan’a o gün akşam bombalarla gelmesini söyledi. Gökhan oraya gitti ve kimsenin haberi olmadan içeri girdi. Korayla birlikte 7 tane bombayı değişik yerlere koydular ve dışarı çıktıktan sonra patlattılar. Şehir yıkıldı.

Kurt da Korkunç İvan'ın Aleksei Kirnasov olduğunu öğrenir. Gökhan ve Koray Aleksei Kirnasov’un evine gittiler. Kirnasov o sırada Björn’ün öldürülürken çekildiği kaseti izliyordu. Kirnasov aniden bir ses duydu ve uşağına seslendi. Uşak yerine Gökhan cevap verdi. Kirnasov korkmaya başladı. Gökhan ve Koray Kirnasov’u bir çukura gömdüler ve kafasını bir kutunun içine soktular.

Gökhan, Aslı ve çocuklarının öcünü almak için Kirnasov’un nefes alabilmesi ve çürüyen bedenini hissetmesi için kutusuna bir delik açar. Kirnasov bir süre sonra acı çekerek ölür.

Kirnasov öldükten sonra Rus Mafyası yıkıldı ve Kızıl Kurt operasyonu burada biter.

Orkun Uçar ve Burak Turna'nın Yazdığı Metal Fırtına Kitapları Nelerdir? öğrenmek için tıklayınız...

21 Temmuz 2019 Pazar

thumbnail

Orkun Uçar ve Burak Turna'nın Yazdığı Metal Fırtına Kitapları Nelerdir?


Metal Fırtına 1

Tarih, 23 Mayıs 2007… Yer, Kerkük'ün kuzeydoğusu…
Kuzey Irak'taki kargaşa devam ederken, bölgede bulunan Türk birlikleri ani bir Amerikan saldırısına uğrar. Türk birlikleri "müttefik"lerinden hiç de beklemedikleri bir darbe almıştır.
CNN International hemen haber geçmeye başlar: "Kuzey Irak'ta çatışma… 13 ABD askeri öldü, 30 yaralı var. Ordu yetkilileri, Amerikan güçlerine saldıran 35 Türk askerinin öldürüldüğünü açıkladı."
Amerikalıların niyeti Türkiye'deki zengin bor minerallerini ele geçirmektir. Bunun için her şeyi göze almışlardır. İstanbul ve Ankara dahil olmak üzere tüm Türkiye'yi savaş alanına çevirmeyi bile…. Ve Metal Fırtına Operasyonu başlar…

Metal Fırtına ilk olarak Orkun Uçar ve Burak Turna tarafından beraber yazılmıştır. İlk kitaptan sonra yazarlar ayrı ayrı Metal Fırtına serisi kitaplar yazmaya devam etmişlerdir. Aşağıda ayrı ayrı iki yazarın yazdığı Metal Fırtına kitaplarının tanıtımları bulunmaktadır.

Orkun Uçar'ın Yazdığı Metal Fırtına Kitap Seti 

1- Metal Fırtına 2 / Kayıp Naaş


Metal Fırtına 2 / Kayıp Naaş özeti için tıklayınız...

Tarih 27 Mayıs 2007. Anıtkabir, ABD tarafından bombalanmış, Atatürk’ün naaşı ortadan kaybolmuştur.

Devlete bağlı gizli bir teşkilata (Gri Takım) çalışan Türk ajanı Gökhan Birdağ’ın görevi ise kayıp naaşı bulmaktır. Komutan Kurt’un anlattıkları Gökhan’ı yeni bir hedefe yöneltir.

Kayıp Naaş Operasyonu’nun ardındaki şeytani planı öğrenen Gökhan, Ortadoğu’ya gidip çıban başı olan İsrail’i vuracaktır.

Üç büyük dinin merkezi, kutsal şehir Kudüs, tarihinin en kanlı, en acımasız hesaplaşmalarından birine tanık olacaktır.

2- Metal Fırtına -3 / Kızıl Kurt 


Metal Fırtına -3 / Kızıl Kurt özeti için tıklayınız...

Bu kez düşman Rus Mafyası…

Orta Asya için ölümcül güç mücadelesi

Gökhan merdivende uzaklaşan koşar adım sesleri duydu. Adamlardan biri yukarı çıkıyordu. Artık zaman kaybedemezdi.

Belindeki el bombasını hızla çıkarıp pimini çekti. Biraz bekledikten sonra bombayı içeri yuvarladı ve duvara neredeyse yapışık halde odanın diğer ucuna doğru koştu.

Bomba hemen patlamış, Gökhan da sarsıntıdan kurtulmak için yere yatmıştı. Yattığı yerden göz açıp kapayıncaya kadar kalktı ve geri, kapıya koştu. Kapıdan çıktığında göz gözü görmüyordu.

Dumanlar arasında ancak siluetler şeklinde gördüğü bedenlere neredeyse rastgele ateş etmeye başladı. Birkaç saniye sonra, yerde ilk cesetle beraber üç tanesinin daha yattığını gördü, hiçbiri tanınacak halde değildi.

3- Metal Fırtına 4 - Turan


Metal Fırtına 4 - Turan özeti için tıklayınız...

Ekip lideri kolunu diğerlerine uzatıp parmaklarını açtı. Yumruk yaptığı anda ateş başlayacaktı. Diğerleri onu gözlüyordu ama birdenbire liderlerinin kafasının boynundan kayıp yere düştüğünü gördüler, ardından bedeni yana devrildi. Tam önündeki toprak sanki canlanmış ve onun canını almıştı.

“Kızıl Şaman Koray çıplak vücudu kurbanlarının kanıyla boyanmış halde ayakta duruyordu. Elindeki kısa kılıçtan hâlâ kan damlıyordu. Çekik gözlü cansız suratlara baktı. Çin gizli istihbarat servisi GRI’ya bağlı ölüm timiydi bu. Bekliyordu bu saldırıyı. Ama kurdun inine böyle girilemezdi.”

Binlerce insan geride iz bırakmayan bir katil tarafından yok ediliyor.
Dünya korku içinde.
Tek umut Gökhan Birdağ liderliğindeki Türk timinde!
Kızıl Şaman Koray ne saklıyor?
Şaman kehanetlerindeki kıyamet “Kalgançı Çak” geldi mi?!

4- Metal Fırtına 5 - Tengri


Türk'ün Tanrısı Geri Dönüyor!

Orkun Uçar Metal Fırtına, Kayıp Naaş, Kızıl Kurt ve Turan’dan oluşan serisinin son kitabı Tengri’de Umut Altın ile birlikte okuru destansı bir maceraya davet ediyor.

Gizemli Ela Gözlüler, günümüz Türkiye'sinde Kutadgu Bilig ve Divanü Lûgati’t-Türk'te saklanan kadim sırrın peşindeyken; nükleer savaş sonrası ölümcül tehlikelerle dolu dünyada Gökhan Birdağ ve Kızıl Şaman Koray, canavarlarla mücadele ederek hedeflerine ulaşmak zorundadır.

Bu kutsal görevde Ela Gözlülerin, Gökhan ve Kızıl Şaman'ın tek düşmanı insanlar değildir…

Metal Fırtına 5 – Tengri seriye yakışır görkemli ve epik bir finalde, kahramanlarımız Gökhan ve Kızıl Şaman Koray'ı okurla son kez buluşturuyor!
Türk tarihinin en eski eserleri, kayıp zamana ait hangi sırrın koruyucusu?
Koray, “Sonsuz göğün altında dört rüzgâr gibi özgür olalım,” diye mırıldanarak üzerindeki koruyucu giysiyi çıkartmaya başladı. Bu sırada ilk radyasyon ölçümünü yapmakla meşgul olan Gökhan, ne yaptığını görünce şaşkınlıkla ona baktı. “Delirdin mi sen?” diye bağırdı.

Koray gülümsedi, “Buna ihtiyacımız yok,” dedi.
“Tüm yolculuğu bunun içinde geçiremem.”
“Radyasyon…”
“Biz tek kullanımlık kahramanlarız. Başarır ya da ölürüz.” 

Burak Turna'nın Yazdığı Metal Fırtına Kitap Seti

1- Metal Fırtına-2 – Kurtuluş 


Metal Fırtına-2 – Kurtuluş özeti için tıklayınız...

Metal Fırtına 2 Kurtuluş, ilk kitaptan bu yana merak edilen soruların cevaplarını heyecanlı ve sürükleyici yepyeni bir olay örgüsüyle sunuyor. Abdullah Gül ve ekibi, kimlerin elinde?

ABD’nin Türkiye’yi işgal girişimi üzerine diplomatik müzakerelerde bulunmak amacıyla Vaşington, DC’a hareket eden Abdullah Gül ve ekibi enterne edilmişti. Ekibin başına neler geldi, Dışişleri Heyeti ile ilgili planlar neydi? Planların arkasında kim vardı ve bağlantıları nerelere kadar uzanıyordu? Vaşington, DC’da patlayan bomba neleri değiştirdi?

Vaşington’da patlayan atom bombasının sistemi zora sokması ve Türkiye işgalinin çıkmaza girmesi sonucu Başkan Bush görevden çekilmek zorunda kalmıştı. Yeni ABD hükümeti kimlerden oluşuyor, neyi hedefliyor? Türkiye hızla toparlanırken ateş bu sefer nerelere sıçrıyor? Amerikan yönetimine el koyan gizli bir grup, kimsenin beklemediği bir anda tekrar harekete geçerken yeni hedef neresi? Türk, Amerikan ve Rus politikacılar zamana karşı yarışıyor. Gri Takımın içinde köstebek mi var? Ortadoğu’ya nihai barışı getirmek isteyen Türkiye bunu başarabilecek mi?

2- Metal Fırtına-3 – Karşı Saldırı


Metal Fırtına-3 – Karşı Saldırı özeti için tıklayınız...

"Gelecek öngörülebilir mi? Metal Fırtına 3 Karşı Saldırı''yı okuyun ve buna siz karar verin."

Yazdığı Metal Fırtına kitabıyla olası bir Amerika -Türkiye savaşını öngörüp Beyaz Saray''ı bile ürküten ve dünyayı sallayan, Üçüncü Dünya Savaşı''yla Avrupa''daki göçmenlerin eylemlerini tahmin eden Burak Turna bu sefer de okuyucuyu dünyanın en sıcak çatışma bölgelerine götürerek, heyecanlı bir aksiyon kurgusunun içine sokuyor.

Kötülük baronu, bütün operasyonlarda kendisini engellediğini düşündüğü Gri Takım’dan kurtulmak için bir plan geliştirir. Afrika’nın Atlas Okyanusu’na açılan Gambiya isimli küçük ülkesinde pek az kişinin bildiği bir Türk eğitim birliği vardır. Kötülük baronu, bu birliğin subaylarını kaçırttırır ve Türk Özel kuvvetlerinin onları kurtarması için girişim başlatmasını sağlar. İlk amacı bu özel birliği pusuya düşürmektir.

Ancak esas amacı bu komployu Gri Takım’ın öğrenip engellemeye çalışmasını sağlamak ve Gri Takım''ı, savaş alanına geldiğinde yok etmektir.

Peki Gri Takım, bu büyük tuzaktan kurtulup karşı saldırıya geçebilecek mi? Kurt, bu ölümcül mücadeleden sağ kurtulabilecek mi? Mert ve Gökhan’ın ilişkileri nasıl bir şekil alacak?

Metal Fırtına 3''ü okumaya başladığınızda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak ve bir sonraki sayfayı heyecanla bekleyeceksiniz.

3- Metal Fırtına-4 – Gizli Güç


Metal Fırtına-4 – Gizli Güç özeti için tıklayınız...

Son kitapta tuzağa düşürülen Gri Takım’ın hangi üyeleri kurtuldu?

Dünyayı diz çöktürmeye yeminli Elan Rahu Gri Takım’ı ortadan kaldırabilecek mi?

Gizli Silahlar kınlarından çıkıyor mu?

Türkiye’nin Gizli Gücü harekete geçecek mi?

“Metal Fırtına” kahramanları Gökhan ve Mert ne yapacak?

Tüm bu soruların ve daha pek çoklarının sevapları kitabın içinde…

Okuyucuların ellerinden bırakamayacakları yepyeni bir macera sizleri bekliyor.

4- Metal Fırtına-5 – Karanlık Savaş


Metal Fırtına-5 – Karanlık Savaş özeti için tıklayınız...

“Metal Fırtına” serisinin beşinci kitabı, okuyuculara unutamayacakları bir serüven yaşatmaya hazır…

Gri Takım, dünyanın çeşitli yerlerinden ajanlarını bir araya getiriyor ve kötülüğün kalesine doğru yola çıkıyor…

Süper Güçlerin casusluk örgütleri ve özel kuvvet birimleri, onların bu yolculuğuna engel ya da yardımcı olmak için, kıyasıya bir mücadelenin içine giriyorlar…

Tarihin karanlık dehlizlerinden çıkan, ruhani güçlerin birbirleri ile savaşı, Gri Takım’ı dönülmez noktaya sürüklüyor…

Bu kitaptan sonra, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…

Metal Fırtına serisi, KARANLIK SAVAŞ ile birlikte dönüm noktasına geliyor…

5- Metal Fırtına-6 - Uyanış

Gökhan ve Mert , Gerçekliğin paramparça olduğu bir dünyaya gözlerin açıyor.

Kimliklerin birbirine karıştığı, akıl oyunlarının ölümcül stratejilere dönüştüğü bir dünyada, Türklerin Anadolu’daki varlığına kast edecek korkunç bir sırra ulaşmak ne kadar kolay olabilir.

Bildiğimiz politik oyuncuların yerini gerçek oyunculara bıraktığı hızlı bir aksiyon, derin sorgulamaların da kapısını aralıyor.

Metal Fırtına 6 : Uyanış Metal Fırtına serisinin en iyi kitaplarından birisi olmaya aday.

Ölümcül Sırra ulaşması gereken sadece Gökhan ve Mert mi?

Bu sırrı kim kim neden gizledi?

Zihnimizin kalıplarını parçalamadan o sırra ulaşabilecek miyiz?

Cevaplara ulaşmak için ilk gereken şey ; Uyanış...
6- Metal Fırtına-7 – Ateş Kapanı 

Metal Fırtına serisinde büyük bir dönüm noktası… "

Metal Fırtına 7: Ateş Kapanı" Gökhan ve Mert, o güne kadar adını bilmedikleri düşmanlarının elinde can mı verecekler?

Gerçek düşman kim?

Metal Fırtına''nın gerçek kahramanları yoksa şimdiye kadar bizim de adını bilmediğimiz başkaları mı?

Eğer sıradan bir insan olarak kendinizi kaosun içinde bulsaydınız neye dönüşürdünüz?

Bir anda canavara dönüşmüş insanların arasında kalsaydınız?

Ya, kendinizi insan zihninin zorlanmaya başlayacağı bir kurgunun ortasında bulsaydınız…?

Bu romanı okuyanın yapacağı ilk şey, sekizinci kitabın ne zaman yazılacağını sormak olacak!

7- Metal Fırtına-8 – Hakikat Muhafızları

Metal Fırtına 7'de herkesin peşinden koştuğu sır gerçeğe dönüşmeye başlarken, düşman güçlerin tahmin edemediği faktör neydi?

Bir toplumun birbiri ile tüm iletişimi kesildiğinde onları hâlâ birbirine bağlayacak olan sırrı kimse bilmiyordu. Ancak nihai darbe sonrasında ortaya çıkan tepki hiçbir insanın aklına getiremeyeceği türdendi.

Ve savaşın sisi arasında, hakikati bir bal arısı gibi taşıyan, kitlelerin zihinlerinde tahmin edilemez güçleri harekete geçiren gölge savaşçılar...

Onların silahları, bilgileri, mermileri bilinçleriydi...

General Massimo, Türkiye üzerinde gerçekleştirdiği operasyonun dış dünyaya ve tarihe sızmaması için büyük çaba gösteriyor ama olaylar kontrolünden çıkıyordu...

Düşman uzun süredir ilk kez soğuk terler dökmeye başlamıştı...

Burak Turna'nın Yazdığı Diğer Kitaplar 

1- Nükleer Darbe 

Güç onu kendi çıkarları uğruna pervasızca kullanan liderlerin elinde ne hale gelir?

Dünya yönetimini ele geçirmek için nükleer savaş planlayan güçler, planlarını uygulamaya koyuyor… Türk ordusu ve Rus ordusu; Avrupa ordularına, kendi topraklarında ağır kayıp verdiriyor… Çin, Amerikan topraklarının bir bölümünü işgal ederek, tarihte bir ilke imza atıyor… Dünyanın süper güçleri, Akdeniz sularında birbirine giriyor ve nükleer silahlar ateşlenmek üzere silolarından çıkıyor… Dünyayı yönetmek isteyenlerin ‘Nükleer Darbe’ planı böylece uygulamaya koyuluyor…

Peki Türk özel askeri timi ‘Bölüm 18’ bu korkunç planı engelleyebilecek mi?

Yazdığı romanlarla dünya gündemine oturan Burak Turna bu kez nükleer silahlara sahip olan ülkelerin bu silahın dünya ülkeleri arasında yayılmasını engellerken, nükleer silahları kullanarak kendi halklarını da baskı altında tuttuklarına işaret ediyor ve Batı ordularının, Doğu orduları karşısında ‘başarılı olamayabileceği tezini’ işliyor.

Nükleer Darbe belki de yakın gelecekte yaşanacakların bir özetini sunuyor.

2- Üçüncü Dünya Savaşı 

Burak Turna’nın ortaya attığı ve gerçekleşen
7 kehanetin yer aldığı
Üçüncü Dünya Savaşı
yeni baskısıyla karşınızda…
Yeni bir dünya savaşı kapıda...

1215 Magna Carta''dan bugüne uzanan ilişkiler zinciri Doğu ve Batı medeniyetlerini karşı karşıya getiriyor. Avrupa Birliği dağılmak üzere. Avrupa''nın Katolik ve Protestan havzasında giderek yükselen Neo-Nazi hareket, Türkler, Ruslar ve Afrikalılar başta olmak üzere tüm yabancı unsurlara karşı düşmanca faaliyetlere girişiyor. Derhal hareketlenen Rusya, Avrupa içlerine doğru ilerlemekte. Bütün bu olaylara kayıtsız kalamayan Türkiye, kilit bir hareketle savaşın gidişatına yön veriyor.

Pasifik''te ise ABD ve Çin arasındaki amansız güç mücadelesi, tarafları savaş formasyonuna geçirmiş bile. Uzay araçlarının, yepyeni tekniklerin kullandığı bir uzay savaşı patlamak üzere. Dünyaya yön vermeye çalışan ezoterik örgüt Ölüm Kardeşliği, tüm tarafları tahrik ediyor ve dünyayı, görülmedik bir felakete sürüklüyor.

Garip bir elektrik vardı havada, bütün dünya atmosferine yayılan. Herkes büyük bir şeyler olmasını bekliyordu. Büyük bir kötülüğün dünyanın yüzeyine yayıldığını hissedebiliyordu sıradan insanlar. Fırtına öncesi sessizlik gibi... Ve belki de yeni bir dönem başlayacaktı, belki de insanlık dönemi kapanacaktı. Kimse kıyametin yakında olup olmadığını bilmiyordu ama Papa Ratzinger''in sağlığının gittikçe kötüleşmesi, 112. ve son Papanın gelmek üzere olduğu inanışlarını güçlendiriyordu.

3- Sistem A 

SistemA gibi bir felsefe kitabı, Türk düşünce tarihinde ilk kez yazılıyor. Felsefenin batı kökenlerinde, bir Türk düşünür ilk kez bu kadar cesur bir girişime kalkışıyor. Burak Turna’nın beyin laboratuarında kurguladığı deneysel felsefe çalışmasının sonuçları devrimsel olabilir ancak bu sonucun ortaya çıkması için çok uzun zaman gerekebilir. Ve pek çok emek. Ancak okuyucuların göreceği gibi, Burak Turna’nın ulaştığı bir sonuç daha sonra saygın bilimsel makalelerde bilim adamları tarafından aynen yazıldı.

SistemA, düşünce ile madde arasındaki en etkili iletişim aracı olmaya aday.

4- Süleyman Operasyonu 

Türkiye ile İsrail Savaşırsa Ne Olur?

MİT ve MOSSAD arasında geçen bir mücadelenin öyküsü

Türkiye ile İsrail Savaşırsa Ne Olur? sorusuna cevap aradığı haber konusu ile hayatı allak bullak olan Süleyman, İsrailli kadın gazeteci sevgilisi, Deniz Kuvvetleri''nde astsubay olan babası, çalıştığı gazetedeki istenmeyen adam halleri arasında gidip gelen derin bir duygusal gerilim altındadır.

Masum bir şekilde haber sorusunun cevabını ararken, aslında dev bir istihbarat savaşının tam merkezinde olduğunu asla bilemez...

MOSSAD, Süleyman Operasyonu ismini verdiği bir harekat sayesinde, Akdeniz''deki enerji yataklarıyla ilgili insiyatifi ele geçirmeyi ve MİT''e karşı üstünlük elde etmeyi ummaktadır...

Oğluna sevgisini gösteremeyen bir babanın, İsrail''e bağlı kalmakla duygularını yaşamak arasında ezilen bir sevgilinin ve nefret dolu bir gazete genel yayın yönetmeninin tam ortasında umutları tükenmekte olan Süleyman, bu mengeneden nasıl kurtulacağını düşünmektedir.

Süleyman Operasyonu başladığında ise dünya değişecektir...

5- Parvus’un Askerleri İstanbul Düştü

23 Nisan 1909… İstanbul için sıradan bir gündü… Şehrin etrafı yine onu almak için gelen bir orduyla çevrilmişti...

İtalya önderliğinde, binlerce Makedon ve Sırp eşkıyası, onlara katılan dünyanın tüm büyük güçlerine ait donanmalar ve askerler, tek bir hedef için toplanmıştı: İstanbul’u almak ve Osmanlı Devleti’ne son vermek…

Roma, 500 yıllık rakibi Osmanlı’ya ölümcül darbeyi vuracak operasyon için düğmeye bastığında ise Yıldız Sarayı’nda yalnız bir Sultan vardı. Sultan II. Abdülhamid, 33 yıllık iktidarının sonuna geldiğini biliyordu…

Ancak sonu gelen sadece onun iktidarı değil, Devleti Ali’nin bizzat kendisiydi…

Tüm bu büyük olayların içinde sessiz sedasız, gölgelerin arasında karanlık işler yapan bir isim vardı. Alexander Israel Parvus…

Osmanlı’dan sonra kurulacak düzenin ilk adımlarını, Osmanlı’yı yıkmak için bir araya getirdiği, farklı kimliklere bürünmüş karanlık güçlerle beraber atacaktı… Onlar Parvus’un Askerleri’ydi…

6- Osmanlı'nın Gizlenen İşgali 1909 

Osmanlı'nın 1909 yılındaki işgali, varlığını gizli biçimde sürdüren Roma İmparatorluğu'nun iradesi ve onun emrindeki G8 devletleri tarafından mı gerçekleştirildi?

1.Dünya Savaşı, Osmanlı'nın 1909 yılında gerçekleşen ve uzun yıllar süren işgalini gizlemek için düzenlenen bir kurmaca mıydı?

Çanakkale Savaşları aslında 1912 yılında İtalya'nın Çanakkale'deki Osmanlı kalelerini bombalaması ile mi başladı?

1909 işgalinde Amerikan askerleri Gattling silahı kullanarak Osmanlı askerlerinin imhasını askeri şifre yoluyla Amerika'ya bildirdi mi?

Osmanlı İmparatorluğu 1909 yılında ortadan kaldırıldı ve tarihle beraber tüm insanlık kandırıldı mı?

Jön Türkler aslında Makedon ve Ermeni Terör örgütlerine verilen şifreli isim miydi?

1909 İşgali'nin Roma tarafından hedeflenen ama 1909’da tamamlanmayan son kısmı için aynı güçler tekrar harekete mi geçti?

Burak Turna, Osmanlı'nın Gizlenen İşgali-1909 isimli kitabıyla tüm dünya tarihini kökünden sarsacak bir bilgiyi kamuoyuna sunuyor.

Yazar, 1909 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun dünyanın büyük ülkelerinin askerleri ve donanmaları tarafından, terör örgütleri ile ortaklık içerisinde işgal edildiğini ve bu işgalin askeri şifreler yoluyla tamamen tarihten gizlendiğini ortaya koyuyor.

 Osmanlı'nın Gizlenen İşgali-1909 kitabında yazar, büyük devletler arasında gerçekleşen askeri şifrelerin çözümlemesini okurlarıyla paylaşarak, onlara 105 yıldır tüm dünyanın gözlerinden gizlenmiş bir sırrı tüm yönleriyle açıklıyor.

7- Çanakkale’nin Gizlenen Gerçeği - 1915 Büyük Resim

1915 yılında yaşanan trajedinin arkasında tarihin en büyük örtme operasyonlarından birisi mi gerçekleştirildi? Çanakkale Savaşları gerçekte hangi tarihte başladı ve 1909 işgali ile bağlantısı neydi? Savaşın tarihe yansıtılmayan gizli tarafları kimlerdi? Savaşı Anzaklar kazandı ve bu gizlendi mi? Sır perdesi, ilk kez bu eserde aralanıyor…

Orkun Uçar'ın Yazdığı Diğer Kitaplar

1- Sin – Sarı İstilâ

Derzulya’da kutsal kötülerin savaşı devam ediyor… “En büyük ego bile fark edilmeyi ister.”

Mabedin derinliklerindeki daire şeklindeki bir odada Sin’in gördüğü en şaşırtıcı yaratık vardı. Cavlaklar onu insan sanıyordu, çünkü tıpkı robot gibi gerçeğinin üzeri örtülmüştü. Sin’in gördüğü ise bütün vücudunu kaplayan dövmelerinden alevler çıkan canlı bir ateşti.

“Sen ve ben,” diye fısıldadı… “Levh-i Mahfuz.” Bedenindeki dövme harfler yavaş yavaş ortaya çıkmıştı. Hepsi mora yakın alevler içindeydi.

Bir şarkı mırıldanıyordu. Odadaki meşaleler sönmüştü, tek ışık kaynağı onun bedeniydi. Sin Sufi adına büyü denen bir gücün harekete geçtiğini anlamıştı. “Ağır bir yüküm var,” dedi. “Binlerce yıldır taşıyorum onu. Paylaşmam gerekiyor. Heykel kadar hareketsiz ve bebek kadar çaresiz görünsen de çok güçlüsün. Sin, binlerce yıldır beklediği ilahım. Sende onun damgası var.” Yakıcı parmakları, derisinin üzerindeki Sin yazısı üzerinde geziyordu. Bu harfleri tanıyordu. “Ama önce sana bir hikâye anlatmalıyım.”

2- Asi

SAVAŞ, DEHŞET VE KORKU... DERZULYA’DA GÜÇSÜZLERE YER YOK!!!

Sarp alaylı bir ifadeyle güldü. “Anlamıyorsun değil mi? Milyarlarca insanın ölümünden bahsediyorsun. Öyle bir düzenden bahsediyorsun ki, insanların zalim yöneticilere ve korkunç, küçük tanrılara taparak yaşayacağı dehşet çağı... Sürgündeki var veya yok, kendi kafandaki çarpık bir fantezi dünyası oluşturuyorsun. İyi ama benim farkım ne olacak o zaman John. Herkes avcı olacak. Kötülük sıradan olacak. Oysa biliyor musun belki de ben kötülüğü, avcılığı farklı olmak için seçmişimdir. Çoğunluk olan şey sıradandır John. Ben şu anda farklıyım, olağanüstüyüm, hâkim olan ahlakın, iyi ve kötü kavramlarının dışındayım. Bu dünyanın kendi yarattığı yaşam stilinin tek temsilcisi olan bir türüm. Asiyim. Oysa senin düzenin beni sıradan yapacak. Dejenere olmaya, çürümeye ve çürütmeye mahkûm iktidar yapacak. Ben bu olamam. “Ben sıradan olamam.”
Metal Fırtına serisinin en sıra dışı kitabı "Metal Fırtına 8: Hakikat Muhafızları"

About