Öğretmen ve öğrencilere yönelik kitap özetleri, kitap sınavları, kitap soruları ve eğitici hikayeler
Honore de Balzac etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Honore de Balzac etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
7 Haziran 2019 Cuma
100 Temel Eser Lise Kitap Sınavı Yarışması Soruları 62-81 ve Cevap Anahtarı 4
VADİDEKİ ZAMBAK (62-65.SORULAR)
62- “Vadideki Zambak” adlı eser ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Roman, Felix’in, Kontes Natalie’ye yazdığı bir mektupla başlar.
B) Romanda anlatım birinci tekil kişi ağzından yapılmıştır.
C) Roman, Felix’in hayatını anlattığı uzun mektup silsilesi şeklinde yazılmıştır.
D) Romanın sonunda Natalie’nin Felix’e yazdığı mektup yer alır.
E) Romandaki olaylar 1809-1836 yılları arasında İngiltere’de geçmektedir.
63.“Vadideki Zambak” adlı romanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kendinin bilge olduğunu ispat etmektir.
B) Savaşın acımasızlığını vurgulamaktır.
C) Hazinenin fakirlere dağıtılmasını sağlamaktır.
D) Toplumda yerleşmiş kuralların neler olduğunu ortaya çıkarmaktır.
E-) Başkasına yapılan kötülük karşılıksız kalmayacağını vurgulamaktır.
64. ‘Vadideki Zambak’ adlı eserin baş kahramanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cihangir Şah
B) Cervantes
C) Felix de Vandessne
D) Turgenyev
E) Jarvis
65. ‘Vadideki Zambak’ adlı romandaki ‘Sevmediği,sert bir adamla evlidir. Felix’e âşık olduğu halde ahlakını hep muhafaza eder. Bu uğurda Felix’i kaybetmeyi dahi göze alır.’ Karaktere sahip kadının ismi nedir?
A) Henriette de Mortsauf
B) Lorry
C) Madam Defarge
D) Luise
E) Madam Bovary
SEFİLLER (66.-70.SORULAR)
66. Madlen’in gerçek adı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Javert
B) Bay Tenardiye
C) Jan Valjan
D) Fauchelevent
E) Gavroş
67. Jan Valjan Cosette’yi (Kozet) Tenardiye’in elinden kurtardıktan sonra birlikte nerede yaşamaya başlamışlardır?
A) Fantine’nin evinde
B) Kendi evinde
C) Otelde
D) Kilisenin misafirhanesinde
E) Fauchelevent kaldığı bayanlar manastırının
arkasındaki kulübede
68. Jan Valjan’ın Myriel’e verdiği söz aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir daha hırsızlık yapmama
B) Bir daha kasabaya uğramama
C) Çaldıklarını geri verme
D) İyi bir insan olma
E) Arkadaşlarına kötü söz söyleme
69. Sefiller adlı romanda XI. Yüz yılın üç sorununun eşleştirilmiş şekli aşağıdakilerden hangisidir?
1. Erkeğin A. Açlık yüzünden kötü yola düşmesi
2. Kadının B. Eğitimsizlik yüzünden cahil kalması
3. Çocuğun C. Yoksulluk yüzünden alçalması
A) 1-C 2-A 3-B
B) 1-A 2-B 3-C
C) 1-C 2-B 3-A
D) 1-B 2-A 3-C
E)1-A 2-C 3-B
70. Kitap hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır ?
A) Yazar kitabı gerçek olaylardan esinlenerek yazmıştır.
B) Yazar kitapta kendi hayatını anlatmıştır.
C) Kitabın yazıldığı dönemde halkın bir kısmının refah seviyesi yüksek bir kısmının düşüktür.
D) Kitabıın yazıldıgı dönemlerde işlenen suçlara ağır cezalar verilmektedir.
E) Kitap dönemine ayna olmuştur.
FAUST (71.-73.SORULAR)
71.Bu eser yazarın neredeyse tüm yaşamı boyunca yazarak tamamlayabildiği bir başyapıttır. 18 yaşında eseri yazmaya başlayan yazar ölümünden kısa bir süre önce 83 yaşında ancak eseri tamamlayabilmiştir.
Yukarda bahsedilen yazar ve eserin adı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Goethe-Faust
B) Charles Dickens-Đki Şehrin Hikayesi
C) Victor Hugo-Sefiller
D) Goethe-Genç Werther’in Acıları
E) Turgenyev-Babalar ve Oğullar
72. Ünlü Alman yazar Goethe’nin eserinin konusu çok eski bir öyküden alınmıştır. Teması şeytanla bahse giren insanoğludur. Bahsedilen eser aşağıdakilerden hangisidir?
A) Genç Werther’in Acıları
B) Faust
C) Fırtına ve Coşku
D) Renk Teorisi
E) İnsanın Öyküsü
73. Oyun, gökyüzünde mukaddime ile başlar. İsrafil, Cebrail, Mikail ve Mefistofeles arasında bir diyalog geçer. Mefistofeles ile diğer melekler arasındaki farklılık bu konuşmayla ortaya çıkar. Konuşmalardan Mefistofeles’in ...................... olduğu anlaşılır. Konuşmaya Tanrı da katılır. Mefistofeles, Tanrı ile bir yarışa girer. Gökyüzü kapanır ve melekler dağılır.
Yukarıdaki noktalı yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur?
A) İnsan
B) Azrail
C) Şeytan
D) Yazar
E) Werther
ROBİNSON CRUSOE (74-77.SORULAR)
74. Bir gemiyle ticaret yapmak için başka ülkelere giderken deniz kazasına uğrayarak bilmediği ıssız bir adada uzun yıllar kalmak ve yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan bir adamın hikâyesini anlatan romanın adı ve yazarı hangi şıkta doğru olarak verilmiştir?
A) Adadaki Yıllarım-Robinson Crusoe
B) Captain Singleton-Charles Dickens
C) Deniz Yolculuğu-Jules Verne
D) Dünyanın Merkezine Seyahat –Jules Verne
E) Robinson Crusoe-Daniel Defoe
75. Bir gemiyle ticaret yapmak için başka ülkelere giderken deniz kazasına uğrayarak bilmediği ıssız bir adada uzun yıllar kalmak ve yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan bir adamın hikayesinin anlatıldığı romanı başkahramanının ülkesi ve yaşadığı şehir hangi şıkta doğru olarak verilmiştir?
A) İngiltere-Londra
B) Portekiz-Lizbon
C) İngiltere-York
D) Fransa-Paris
E) Mısır-Kahire
76. Robinson Crusoe bir deniz kazası sonucu düştüğü adada kaç yıl kalmıştır?
A) 18
B) 8
C) 7
D) 35
E) 28
77. Robinson’un adada evcilleştirdiği yabani hayvan nedir?
A) Maymun
B) Keçi
C) Köpek
D) Kedi
E) Ceylan
SUÇ VE CEZA (78–81.SORULAR)
78. Dostoyevski’nin yazdığı romanların genel özelliklerine bakıldığında hangisi söylenemez?
A) Geçimini sağlamak için durmadan yazıyordu.
B) Eserlerinde güçlü psikolojik çözümlemeler vardır.
C) İnsan ruhunu kendi hayat tecrübelerini de katarak ustaca yansıtmıştır.
D) Sibirya’ya kürek mahkumluğuna gönderildiği yılları anlatmıştır.
E) Çocukluğundan beri rüyalarını dolduran yoksul,merhamete layık insanlardan bahseder.
79. Roman kahramanlarından Raskalnikov nerede yaşamaktadır?
A) Pis ve köhne bir odada
B) Malikanede
C) Rusya’da kasabada
D) Lüks ve temiz odada
E) Nehir kenarında dairede
80. Raskalnikov’un en iyi arkadaşı olan Rozumih’in kişilik özelliği olarak hangisi söylenemez?
A) Çok zeki biriydi
B) Canı istediğinde çok içki içerdi
C) Hiçbir yenilgiye üzülmez, hiçbir şey onu ezemezdi.
D) Karamsar bir karaktere sahiptir
E) Soğuğa ve açlığa dayanabilirdi
81. Raskolnikov kaç ay ev kirasını ödeyemedi?
A) 3 ay
B) 4 ay
C) 5 ay
D) 6 ay
E) 7 ay
Cevap Anahtarı :
62-E 63-D 64-C 65-A
66-C 67-E 68-D 69-A 70-B
71-A 72-B 73-C 74-E 75-C
76-E 77-B 78-D 79-A 80-C
81-B
13 Nisan 2019 Cumartesi
Vadideki Zambak (Honore De Balzac) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
Kitabın Adı : Vadideki Zambak
Kitabın Yazarı : Honore De Balzac
Kitap Hakkında Bilgi :
Balzac'ın romanlarında genel olarak şu temalar dikkati çekmektedir: Kır hayatı, özel hayattan manzaralar, felsefi incelemeler, analitik incelemeler.
Kır hayatının ön planda olduğu romanlarından başta geleni Vadideki Zambak'tır. Realist bir üsluba sahip Honore De Balzac'ın Vadideki Zambak adlı eseri ilk kez 1835 yılında yayınlanmıştır. Romanın olayları 1809-1836 yılları arasında geçmektedir.
Roman, 19. yüzyıl Fransız edebiyatının iki büyük yöneliminin, romantizm ile realizm akımının kavşak noktasında ortaya çıkar ve dünyanın en ünlü aşk romanlarından biri olarak gerçek yerini alır.
Kocasıyla mutlu olmayan Henriette'yle kendisinden çok daha genç olan Felix'in imkânsız aşkını anlatır.
Balzac, bu yapıtında "aşk"a derin bir gerçekçilik kazandırırken, çağının toplumsal koşullarını yansıtmaya da büyük özen gösterir.
Kitabın Özeti :
Felix de Vandennesse aristokrat ailesinin sıcak sevgisinden yoksun, otoriter bir ortamda yetişmiş, içine kapanık bir gençtir. Yüksek öğrenimini Paris'te tamamladıktan sonra Tours'a ailesinin yanına döner. Bir gün katıldığı baloda güzelliğiyle kendisini büyüleyen genç bir kadınla karşılaşır. Bu karşılaşmaların arkası da gelir ve tanışırlar.
Henriette, evlidir. Kocası bencil ve huysuz bir adamdır. Henriette mutsuz bir hayat sürmesine karşın kocasına bağlıdır.
Kitap Hakkında Bilgi :
Balzac'ın romanlarında genel olarak şu temalar dikkati çekmektedir: Kır hayatı, özel hayattan manzaralar, felsefi incelemeler, analitik incelemeler.
Kır hayatının ön planda olduğu romanlarından başta geleni Vadideki Zambak'tır. Realist bir üsluba sahip Honore De Balzac'ın Vadideki Zambak adlı eseri ilk kez 1835 yılında yayınlanmıştır. Romanın olayları 1809-1836 yılları arasında geçmektedir.
Roman, 19. yüzyıl Fransız edebiyatının iki büyük yöneliminin, romantizm ile realizm akımının kavşak noktasında ortaya çıkar ve dünyanın en ünlü aşk romanlarından biri olarak gerçek yerini alır.
Kocasıyla mutlu olmayan Henriette'yle kendisinden çok daha genç olan Felix'in imkânsız aşkını anlatır.
Balzac, bu yapıtında "aşk"a derin bir gerçekçilik kazandırırken, çağının toplumsal koşullarını yansıtmaya da büyük özen gösterir.
Kitabın Özeti :
Felix de Vandennesse aristokrat ailesinin sıcak sevgisinden yoksun, otoriter bir ortamda yetişmiş, içine kapanık bir gençtir. Yüksek öğrenimini Paris'te tamamladıktan sonra Tours'a ailesinin yanına döner. Bir gün katıldığı baloda güzelliğiyle kendisini büyüleyen genç bir kadınla karşılaşır. Bu karşılaşmaların arkası da gelir ve tanışırlar.
Henriette, evlidir. Kocası bencil ve huysuz bir adamdır. Henriette mutsuz bir hayat sürmesine karşın kocasına bağlıdır.
Felix, Kontes Henriette de Mortsauf adındaki bu genç kadının güzelliğini, vadinin adı olan "Zambak"la özdeşleştirir. Felix, Hen riette'nin sağlam kişiliği ve ağırbaşlılığı karşısında duygularını bastırarak onunla arkadaşlık etmekle yetinmeye çalışır.
Henriette, Felix'i adeta çocuğu gibi sever ve ona büyük bir güven duyarak tüm sırlarını açar. Bir gün, Felix sarayda görev almak üzere Paris'e gitmeye karar verir. Bu ayrılık ikisi için de çok güç olur. Henriette yolda okuması şartıyla Felix'e bir mektup verir. Bu mektupta ona duyduğu derin aşkı bir anne sevgisi olarak nitelemeye çalışır ve Felix'e görevinde başarılı olması için öğütler vererek birtakım yollar önerir.
İki yıllık bir ayrılıktan sonra tekrar görüşürler. Henriette'nin kocası uzun süren bir hastalığa yakalanınca Henriette ile Felix arasındaki ilişki daha da derinleşir. Fakat bir süre sonra Felix, Paris'e dönmek zorunda kalır.
İki yıllık bir ayrılıktan sonra tekrar görüşürler. Henriette'nin kocası uzun süren bir hastalığa yakalanınca Henriette ile Felix arasındaki ilişki daha da derinleşir. Fakat bir süre sonra Felix, Paris'e dönmek zorunda kalır.
Felix, Paris'teki hayatı sırasında, Lady Dudley adında bir kadınla tanışır. Onun gösterişinden etkilenir ve ona âşık olduğunu zanneder. Bu olayı öğrenen Henriette kederinden hastalanır. Çünkü Felix'in aşkına gönlünce karşılık verememiştir; ama onu kızına eş olarak seçmiştir.
Henriette'nin hastalandığını öğrenen Felix, Tours'a gelir. Ancak geç kalmıştır, ölmek üzere olan Henriette son nefesini vermeden Felix'i sevdiğini ve affettiğini itiraf eder, kızıyla evlenmesini vasiyet eder. Fakat kızı, annesinin ölümüne sebep olan bir adamla evlenmek istemez. Bunun üzerine Felix Paris'e döner. Orada, kendini edebiyata, bilime, politikaya vererek avutmaya çalışır.
10 Nisan 2019 Çarşamba
Goriot Baba (Honore de Balzac) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişiler
Kitabın Adı : Goriot Baba
Kitabın Yazarı : Honore de Balzac
Kitap Hakkında Bilgi :
Fransız edebiyatının ünlü eserlerinden biri olan Goriot Baba, realist akımın başarılı bir örneğidir. Goriot Baba’da çocuklarına karşı aşırı sevgi duyan bir babanın dramı anlatılmıştır. Balzac’ın bu eseri bir “karakter romanı” özelliği taşır. Roman, babalık sevgisinin bencil evlatlar tarafından nasıl istismar edildiğini göstermesi bakımından oldukça ilgi çekicidir. Goriot Baba, iyilik ve saflığın; çocukları ise kötülük ve nankörlüğün temsilcileridir.
Kitabın Özeti :
Mösyö Goriot, Paris’te bir pansiyonda kalmaktadır. Pansiyondakiler M. Goriot’un kim olduğunu bilmez. Herkes onun hakkında bir şeyler uydurur. M. Goriot’un iki kızı vardır: Delphine ve Anastasie. Arada bir gelip babalarını görürler. Çevredekiler, bu kadınları Goriot Baba’nın metresleri sanırlar.
Goriot Baba’nın cenazesinde, pansiyonda tanıdığı bir iki kişi dışında kimse yoktur…
Kitabın Özeti :
Mösyö Goriot, Paris’te bir pansiyonda kalmaktadır. Pansiyondakiler M. Goriot’un kim olduğunu bilmez. Herkes onun hakkında bir şeyler uydurur. M. Goriot’un iki kızı vardır: Delphine ve Anastasie. Arada bir gelip babalarını görürler. Çevredekiler, bu kadınları Goriot Baba’nın metresleri sanırlar.
Goriot Baba iş hayatında başarılı olmuş, iyi para kazanmış, eski bir tüccardır. Tüm varlığını iki kızının mutluluğuna adamış, kendisi orta halli bir pansiyon hayatına çekilmiştir.
Goriot Baba’nın kızları paralan tükendikçe pansiyona gelirler ve babalarından para isterler. İkisi de oldukça masraflı, lüks bir hayat yaşamaktadırlar. Babalarının günden güne düştüğü kötü durum umurlarına bile gelmez. Tek düşünceleri kendi özel hayatlarıdır.
Goriot Baba, ilgisizlikten, sevgisizlikten ruhsal çöküntüye uğrar; dayanma gücünü yitirir, hastalanıp yataklara düşer. Durumu gittikçe ağırlaşır. Kızlarına haber gönderilir; fakat kızları babalarının yanına gelmek yerine, bir sosyete balosuna eğlenmeye giderler.
Goriot Baba, ilgisizlikten, sevgisizlikten ruhsal çöküntüye uğrar; dayanma gücünü yitirir, hastalanıp yataklara düşer. Durumu gittikçe ağırlaşır. Kızlarına haber gönderilir; fakat kızları babalarının yanına gelmek yerine, bir sosyete balosuna eğlenmeye giderler.
Goriot Baba ölmeden önce çocuklarını son kez görmek ister. Pansiyonda kalan bir öğrenci, onun bu isteğini kızlarına ulaştırır. Delphine babasının yanına gelmez, diğer kızı Anastasia geldiğinde ise artık çok geçtir; baba komaya girmiştir, bir süre sonra da ölür.
Goriot Baba’nın cenazesinde, pansiyonda tanıdığı bir iki kişi dışında kimse yoktur…
6 Nisan 2019 Cumartesi
İki Yeni Gelinin Anıları (Honore de Balzac) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
KİTABIN ADI : İki Yeni Gelinin Anıları
KİTABIN YAZARI : Balzac
KİTABIN ÖZETİ
Romanda manastır eğitiminden sonra farklı yaşam, aile ve evliliklere sahip iki genç kızın mektuplaşmalarından oluşur. Lous’in ailesi Pariste’dir. Louis hep bu modern yaşama alışmıştır. Lous, Paris’in renkli hayatını özler ve ailesinin yanına döner. Arkadaşı Renee’de kendi kasabasına döner. Renee, sade köy hayatı ile huzur ve mutluluğu evlilikte bulacağını düşünmektedir.
Louis, Paris’ten Renee’ye mektuplar yazar. Fikirlerini paylaşır. Renee’nin hayatını renklendirmek ister. Mektuplaşmalarda birbirlerine nasihatlar verir, hayat tecrübelerini paylaşırlar. İki genç kızın mektupları, evlilik ile ilgili görüşleri; Paris-Taşra bakış açısından anlatılır.
Paris’e giden Louis, Paris’in; sosyal, siyasi, kültürel hayatını tanımaya çalışır. Aile bağları kuvvetli değildir. İki yüzlü bir çevre içinde kalır. Aşkla ilgili romanlar okur. Annesi düşestir, güzel bir kadındır. Onun zarafetini ve güzelliğini kendiyle karşılaştırır. Kendi sadeliğinin Paris’te fark edilmediğini düşünür.
Renee, ihtişamdan uzaktır. Mektuplarında Louis’e, aşkı Tanrısal bir güç, mucize olarak ifade eder. Louis, evliliği sıkıntılı ve bayağı bir hayat olarak görür. Renee ise toplumun kurallarına uygun olarak bir ay içinde evlilik kararı alır ve bu karar Louis’i şaşırtır.
Renee evli olarak yazdığı mektuplarda; sakin bir hayat yaşadığını fakat ruhu ve fikrini geliştiren hayatının nimetlerinden söz eder. Aşkı önceleyen Louis, kendininkini tutkulu bir aşk, Renee’ninkini evli bir kadının kocasına duyduğu aşk olarak tanımlar. Renee ise evliliğin amacının hayat; aşkın amacının zevk olduğunu söyler.
Renee manastıra dönmemek için, toplum kurallarına uyarak yaptığı evliliğin iyi bir hal almasının eşin elinde olduğunu söyler. Louis, bunu evlilikte incelik ve aşk olmaz diyerek yorumlayacaktır. Renee ise eşinin hayat ortağı olduğunu ve hayatın yükünü beraber taşıyan kişi olarak niteler. Zamanla kocasına aşık olur. Birbirini tanıyan, güvenen; erkek ve kadın hayata bambaşka açıdan bakabiliyor.
Louise, aşkın tatlılığı ile hayat sürer. Renee ise bunu evlilik hayatının verdiği yükümlülüklerle yaşar . Louise göre evlilik aşktır ve aşkın mekanı gökyüzüdür. Renee’nin mekanı ise yeryüzüdür. Hep bir anlama ve çaba gerektirir. Yani bu aşamada aslında biz Louis için biraz daha havai bir tip ve Renee için biraz daha (Louise göre) gerçekçi bir tip diyebiliriz.
Louise annelik duygusu tatmıyor ve bunun içinde aşk herşeyden üstün diye yorumluyor. Renee ise annelik duygusunu ve bunun getirdiği sorumlulukları yaşamıştır.
Romanın sonunda; hayatında hep aşkı öncelemiş ve sorumluluktan, gerçek hayattan kaçmış olan Louise; gerçek mutluluğa ulaşamaz. Toplum düzenine ayak uyduran, herşeyi kuralında, gerçekçi ve sahici yaşayan Renee ise gerçek mutluluğa erişen taraf olacaktır.
****
Louise manastırdan yeni çıkmıştı. Sevincinden uçuyordu. Ailesi tarafından zorla manastıra yerleştirildiğinden bu yana o cehennemden kurtulmaya çalışıyordu. Her ne kadar manastır halasına ait olsa da sonuçta yapayalnızdı ve eline geçen ilk fırsatta bu manastırdan kurtulacağını düşünüyordu. Bu tür girişimleri halasının gözünden de kaçmamıştı. Her ne kadar manastır dış dünyanın kötülüklerine karşı bir kalkan görevi görse de halası onun istemeyerek burada kalmasına gönlü razı gelmiyordu. Sonunda olanlar oldu ve halası daha fazla dayanamayıp Louise’in anne babasını ikna etti. Artık Louise özgürdü, istediğini yapabilirdi ama dikkatli olmalıydı; ne de olsa özgürlüğünü yeni kazanmıştı. Anne ve babasının onu karşılaması da hayli ilginç oldu.
Ailesi ona çok sıcak davranmıştı. O da bunları boşa çıkarmayacak şekilde karşılık veriyordu. Aslında, ailesinin hareketlerinin yapmacık olduğunu görüyor fakat aldırmıyordu. Çünkü yeni kazanmış olduğu özgürlüğünün onlara ters düşerek elinden gitmesinin istemiyordu. Zaman içinde Paris’in büyüsüne kapıldı. Sürekli balolardan balolara koşuyordu. Ne de olsa aradaki farkı kapatmalıydı. Louise her ne kadar güzel bir kadın olsa da annesi onu gölgeliyor gibiydi. Otuzbeş yaşındaki bir kadın için hala çekici ve göz kamaştırıcıydı. Bir akşam odasında otururken kapısı çalındı ve içeri babası girdi. Çok şaşırmıştı. Babası yıllardır aynı evde olmalarına rağmen hiç yanına gelmemişti. Zaten Louise’in en büyük moral ve sevgi kaynağı bir süre önce ölen büyükannesiydi.
Büyükannesi bir zamanlar Paris’in en güzel kadınlarından biriydi. Aslında Louise’ye göre yaşlılığında dahi hala çok güzel bir kadındı. Louise hep ona özenir ve onun gibi olmaya çalışırdı. Büyükannesi öldüğü sırada Louise manastrıdaydı ve çok üzülmüştü. Büyükannesi ona oldukça yüklü bir miras bırakmıştı ama şu ana kadar kimse ona bundan bahsetmemişti. Babası bu yüzden gelmişti. Geliş nedenini açıkladığında Louise üzülmüştü. Çünkü babasının kendisine biraz olsun ilgi göstereceğini ummuştu. Buna ihtiyacı vardı. Bu güne kadar ailesi ona hiç ilgi göstermemişti ve o da hep bunun özlemini duyuyordu. Fakat gene umduğunu bulamamıştı. Babası hemen konuya girdi. Kendisine bırakılan mirasın devlet tahviline yatırıldığını ve faizinin ise gene hesabına yatırılıp değerlendirildiğini açıkladı. Ancak bu parayı kullanmasına bir süre daha izin verilmiyordu. Daha sonraki bir zamanda Louise’in evlilik konusu gündeme geldi, fakat o evlenmek istemiyordu.
Bunun için de elinden geldiğince kararında inat ediyordu. Ancak ailesi ona bir öneri sundu ve o da bunu kabul etmek zorunda kaldı. Anlaşılacağı üzere tekrar manastır konusu gündeme geldi. Evlilik hazırlıkları başlamış ve olağanca hızıyla sürüyordu. Evleneceği adam ise her şeyin farkındaydı ancak Louise’i seviyordu. Bu karşılıksız bir sevgi olsa bile. Louise hayatından memnunmuş gibi görünüyordu ama kocasının artık dayanacak gücü kalmamıştı. Bu karşılıksız sevgiden bıkmıştı. Evlilik çatırdamaya başlamıştı. Yavaş yavaş kavgalar baş göstermeye başladı. Louise’in de dayanacak gücü kalmamıştı. Artık bu evliliğin bitmesi gerekiyordu. Ne de olsa aile baskısı da kalmamıştı. Onu kim tutabilirdi ki? Sonunda beklenen son geldi ve boşandılar. Her iki taraf ta kendi yaşamını kurdu.
Louise bütün malını mülkünü satıp devlet tahvili aldı. Bu iyi bir yatırımdı, çünkü Louise bu sayede normal aylık kazancının iki katını kazanıyordu. Bu kadar hareketli bir yaşamdan sonra huzurlu bir insan olarak yaşamaya başladı. Fakat bu kez de ölüm bütün soğukluğuyla çevresini sardı. Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak yaşama gözlerini yumdu.
Elimizde bulunan kitap, Louise’nin ailevi baskılar yüzünden istemediği halde manastıra kapatılmasını, manastırdan kurtulduktan sonra evliliğe doğru sürüklenişini ve boşandıktan sonra ise rahat ve huzurlu bir yaşam yakalayamadan hayattan ayrılışını anlatmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Site İçi Linkler
- 9. Sınıf Ders Notları
- 10. Sınıf Ders Notları
- 11. Sınıf Ders Notları
- 12. Sınıf Ders Notları
- Kitap Özetleri
- Kitap Sınavları
- Eğitim ve Teknoloji
- İngilizce - Türkçe Hikayeler
- A. Hamdi Tanpınar
- Ahmet Ümit
- Amin Maalouf
- Binbir Gece Masalları
- Cengiz Aytmatov
- Cemil Meriç
- Dan Brown
- Dede Korkut
- Dostoyevsky
- Fakir Baykurt
- H.G. Wells
- Halide E. Adıvar
- İskender Pala
- Jules Verne
- Kemalettin Tuğcu
- Mevlana Celaleddin Rumi
- Ömer Seyfettin
- Peyami Safa
- Reşat Nuri Güntekin
- Sabahattin Ali
- Stefan Zweig
- Tolstoy
- Y. Kemal Beyatlı
- Yaşar Kemal
- Ziya Gökalp