Zeliha Akçagüner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zeliha Akçagüner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ocak 2024 Salı

Kuyudaki Sır (Zeliha Akçagüner) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi



Kitabın Adı: Kuyudaki Sır

Kitabın Yazarı: Zeliha Akçagüner

Kitap Hakkında Bilgi:

....O gece gençlerin çoğu kabartmayla ilgili rüyalar gördü. Efecan, kuyu taşının altında kuyuya fısıldanan gizlerin kayıtlı olduğu bir dolu disket buluyordu. Alp'in rüyasında ise kabartamadaki yaşlı adam eliyle kuyunun içini gösteriyor, ona ulaşılacak yolun kuyunun taşlarında yazılı olduğunu söylüyordu. Aslı, daha ileri gitmiş, yazıyı çözmüştü: Beni tanmak için, Kaçkar Kaçkını Dağları'nı aşmanız gerek. (Tanıtım Bülteninden)
Kitap 2007 yılında TUDEM yayınlarında çıkmıştır.

Kitabın Konusu:

Kitap, gençlerin yaz tatilleri, arkadaşlıkları ve ebeveynleriyle aralarındki ilişkilerini anlatmaktadır.

Kitabın Özeti:

Ceren, her yaz olduğu gibi annesi ve kardeşiyle beraber Dostluk Sitesi’ndeki yazlıklarına gider. Ceren, on dört yaşında babasını trafik kazasında kaybetmiştir. Ceren, neşeli ve güzel bir genç kızdır. Ceren’in annesi Sevinç Hanım çocuklarına abartılı bir şekilde düşkündür. Sevinç Hanım'ın çocukları üzerinde aşırı baskı kurması çoğu zaman Ceren’in kırılmasına sebep olur.

Dostluk Sitesi’ndeki gençler her akşam sahil kenarında oturup eğlenirken Sevinç Hanım, Ceren'e izin vermez. Ceren ancak dedesi geldiği zaman bir parça rahat etmektedir. Dedesi geldiğinde bile herkesten önce eve gitmek zorundadır. 

Dostluk Sitesi’ne arkadaşı Yalçın’ın kuzeni Onur gelir. Onur ve Ceren arasında arkadaşlığın ötesinde bir yakınlaşma olur. İki genç birbirlerine karşı samimi ve güzel duygular beslemektedir. Arkadaşları Yaprak bu yakınlaşmayı fark edip onlara yardımcı olur. 

Sitedeki bütün gençler, kendilerinden birkaç yaş büyük olan Efecan’ın planladığı piknik için Kaçkar Kaçkını Dağlar’a çıkarlar. Köylülerle konuşurlar ve Yazgülü aracılığı ile efsanesi anlatılan bir kuyuyu görmeye giderler. Kuyunun dibindeki bir insan kabartması ve farklı dildeki yazılar gençlerin dikkatini çeker. Yazıyı kopyalayıp Onur’un ağabeyine yazıyı gösterirler. Yazı eksik kopyalandığı için ertesi gün iki yetişkinle birlikte tekrar kuyuya giderler. 

Yazıdaki eksiği tamamlarlar ve toprağın altında bir kroki bulurlar. Krokiyi Yazgülü ve kuzeni Kardelen'le beraber takip eder ve bir mezar bulurlar. Bu mezarda yatan kişi kendi hayat hikayesini mermere yazmış ve insanlara doğanın zenginliğini anlatmıştır. 

Onur bir süre yaşadığı şehre gidip tekrar Dostluk Sitesi’ne geri döner. Bu süre zarfında Ceren ile annesinin arası düzelmiş ve Ceren biraz daha olgunlaşmıştır. Annesi ve kardeşi, hastalanan dedesini ziyarete gidince Ceren ve Onur da bu fırsatta bir tepeye gezmeye giderler. Ani bastıran yağmurdan kaçıp çevredeki bir inşaata saklanırlar. Yağmur durmadığı için geceyi orada geçirirler. 

Sabah siteye döndüklerinde Sevinç Hanım, Ceren’e ve Onur’a çok kızar. Islandığı için hastalanan Ceren, annesi kendisine küsünce telefonla dedesini çağırır. Dedesi hastaneye yatmadan önce siteye gelir. Dedesi Ceren’in masum olduğunu anlar fakat bunu anlatamadan fenalaşır. Ceren o sırada kendisini ziyarete gelen Onur ve annesinin yardımıyla dedesini hastaneye götürür. 

Onur, Ceren’i teselli etmeye çalışır. Sevinç Hanım, Onur’a ve Ceren’e güvenmediği için kendisini suçlar. O günden sonra kızına karşı daha anlayışlı olur. Onur’u da ikinci oğlu olarak görür.