Falaka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Falaka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mayıs 2019 Pazar

Falaka (Ahmet Rasim) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Falaka

Kitabın Yazarı : Ahmet Rasim

Kitabın Konusu :

Falaka, 1865 yılında doğan Ahmet Rasim’in çocukluk günleri ve okul hayatını anlattığı bir anı kitabıdır. Ayrıca kitap sayesinde Osmanlı Dönemi eğitim sistemi, eski İstanbul yaşamı, inanışları, çocuk oyunları, sosyal hayatı gibi farklı konularda bilgiler edinmek mümkündür.

Kitabın Özeti :

Ahmet Rasim’in hikâyesi, çocukların aslında saygıyla karışık sevgi beslemesi gereken hocalarına karşı bu yıllarda hissettikleri korku duygularının tanımlamalarıyla başlar. Bu korku yalnızca kendi hocalarına değil, hoca olduğu bilinen herkese karşı hissedilmektedir. Ahmet Rasim de (kitapta ismini Rasim olarak vermektedir) henüz okula başlamadan hocalardan ve okuldan korkmaktadır.

6-7 yaşlarındayken sokakta komşuları olan ve bayram günlerinde ziyaretine giderek elini öptüğü hocayla karşılaşır. Hoca da Rasim’i yanına alarak ders verdiği sınıfa götürür ve bir günlüğüne misafir eder. Evde annesine bu olayı anlatınca, okula başlamasına karar verilir. İlk günler korktuğu gibi geçmez. Ancak üçüncü günden itibaren hocanın olmasa da kalfanın sert tavırlarına şahit olmaya başlar. Kitaba ismini veren falakanın nasıl bir ceza aracı olduğunu da bu günlerde öğrenir.

Bir gün sınıftaki arkadaşlarından birinin okula getirdiği topu izinsiz almak isteyince kalfadan tokat yer. Bu olayın hemen ardından hastalanarak günler boyunca yatakta kalır. Hastalığının kötü ruhlardan meydana geldiğine hükmedilince başka yere taşınılır ve böylece okulu da değişir. Pehlivan lakaplı yeni hocası çocuklara karşı hoşgörülü biridir. Hastalığı yüzünden evdeyken oynamasına izin verilmediğinden, rahat biçimde hareket edebildiği okul bu günlerde kendisine daha eğlenceli bir yer olarak gelmeye başlar. Bu okuldayken bir gün gezi düzenlenir. Gezide oyunlar oynanır, yemekler yenir. Oyunlar ve söylenen tekerlemeler ile İstanbul yaşamı hakkında ayrıntılı tanımlamalar bu bölümde okuyucuya aktarılmaktadır.

Günün birinde evlerinin yakınlarında yangın çıkar. Evleri yanmaktan son anda kurtulsa da başka bir yere taşınılır ve okul bir kez daha değişir. Yeni okul bir su mahzeninin üzerinde yer almaktadır ve çocukların cezalandırıldıklarında gönderildikleri mahzen hakkında korkutucu hikâyeler anlatılmaktadır. Çukurçeşme’de olduğu söylenen bu okulda çalışkan bir öğrenci olması nedeniyle dayak yemez.

Halası gördüğü bir rüya üzerine Rasim ve annesinin kiralık olarak oturdukları evden çıkarak kendi konaklarının yanındaki boş eve taşınmasını ister. Halasının kocası olan Laz Mehmet bu olayın ardından Rasim ile ilgilenir ve eğitimini üstlenir. İlk olarak özel olarak ders veren Yakup Hoca kendisine dersler verir. Ardından yeni okulu olarak Hafızpaşa Mektebi’ne başlamadan önce kendilerini ziyaret eden komşuları, okulda eğitim veren Hafız İsmail Efendi’nin falakada 3 çocuğu öldürdüğünü söyler. Rasim de bu korkular içinde gittiği okulun henüz ilk gününde şahit olduğu falaka cezası nedeniyle korkarak kaçar ve eve gelince de bayılır. Olanları anlattığı eniştesi hocasıyla konuşarak Rasim’in böylesi bir cezayla karşılaşmasının önüne geçer. Kendisine karşı yumuşak davranan Hoca’nın yanında derslerine çalışır. Ancak okuldan kaçtığı bir gün kalfalardan biri tarafından yakalanır ve okulda falakaya yatırılır. Falaka sonucu ayaklarının kan içinde kaldığını gören annesi Rasim’i bir daha bu okula göndermez.

Falaka cezasından sonra okulun değiştirilmesine karar veren annesi Darüşşafaka’ya başvurur. Rasim babasız büyüdüğünden okula kabul edilir. Burada da farklı cezalandırma yöntemleri olmakla birlikte falaka yoktur. Yatılı olarak kalındığı için annesinden uzak geçirdiği ilk günler kendisine çok zor gelir. 2 ay sonunda kendisini ziyaret eden annesinin nasihati çok çalışıp başarılı olmasıdır. 8 yıllık eğitimin ardından başarılı biçimde okulunu tamamlayarak gururlu biçimde [kitapta yer etmemekle birlikte Ahmet Rasim okulu birincilikle bitirmiştir] annesinin yanına dönmesinin anlatımıyla da kitap sona erer.

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

Ali Çavuş: Eniştesinin yardımcısıdır. Beyaz pala bıyıklı biri olarak tanımlanır.

Arap Kalfa: Rasim’in ikinci okulundaki hocanın yardımcısı.

Dilfeza: Ahmet Rasim, annesi ve sütninesi ile birlikte aynı evi paylaşır. Ahmet Rasim’den büyük olduğu ve ona hediyeler getirdiği bilgisi haricinde kimliği hakkında ayrıntılı tanımlamalar yoktur.

Fevzi: Yazarın ilk devam ettiği okuldaki arkadaşlarından biri. Güzel sanatlara meraklı olması yanında diğer çocukların bulamadığı kırtasiye malzemelerini okula getirerek satan biri olarak tanımlanır. Yazarın ilk dayağını yemesinde de rolü vardır.

Hafız İsmail Efendi: Ahmet Rasim’in Darüşşafaka’dan önce devam ettiği son mahalle mektebindeki hocası. Özellikle verdiği cezalar nedeniyle kötü şöhret yapan biridir ve 3 çocuğun ölümüne neden olduğu da yazılıdır.

Falaka (Ahmet Rasim) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...

Falaka (Ömer Seyfettin) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri

Kitabın Adı : Falaka

Kitabın Yazarı : Ömer Seyfettin

Kitabın Özeti :

Kahramanımız kırk arkadaşı ile birlikte bir kuran kursuna gitmektedir. Burada huysuz bir hoca bulunmaktadır. Bu hoca çocuklara iyi bir eğitim veremediği gibi onları da falakaya çekiyordur. Bir de bu hocanın her gün camiye gidip geldiği eşeği bulunmaktadır, çocuklar ona Abdurrahman Çelebi ismini takmışlardır.

Kahraman anlatıcı hikâyesine gittiği mektebi, mektepteki hoca ile yardımcısını, hocanın eşeğini ve falakayı tanıtarak başlar. Mektepte verimsiz bir eğitim verilmektedir. 40 çocuk ne öğrendiklerini bilmeden dersleri hep bir ağızdan bağırarak tekrar ederler.
Hocanın rahlesinin önünde ise onları korkutup caydıran falaka asılı durmaktadır. Bir gün okulu teftiş için Hakim Bey’le beraber Kaymakam gelir. Çocukları teker teker okutmak isterse de koro halinde tekrara alışık öğrenciler başarısız olur. Kaymakam bu durumdan hoşlanmaz ve gözü asılı duran falakaya ilişir. Hocayı dışarı çağırarak konuşur ve gider. 

Bu olaydan sonra falaka kaldırılır. Kaymakam Bey falakayı yasaklamıştır. Bunu fırsat bilen çocuklar dövülmeyeceklerini anlayınca zıvanadan çıkarlar. Onlarla dayaksız baş edemeyeceğini anlayan Hoca kaymakamı dinlemez ve falakayı tekrar çıkarıp minderinin arkasına saklar. Artık eskisinden daha fena dövmektedir. 

Bunun üzerine kırk çocuk hocaya karşı birlikte hareket etme kararı alırlar. Bahçede anlaşıp derste hep birlikte esnemeye başlarlar. Onları gören Hoca da esner ve uyuya kalır. Bunu fırsat bilen öğrenciler rahlenin üzerindeki enfiye (keyif verici olarak kullanılan toz halinde tütün mamulü) kutusunu alır ve burunlarına çekerler. Hepsi hapşırmaya başlar. Sesleri duyan hoca uyanır ve bunu kimin yaptığını sorar. Hepsi “bilmiyoruz” deyince kalfasını çağırır ve tüm sınıfı falakaya yatırarak döver. O kadar sinirlenir ki bu olaydan sonra her esneyen ve hapşıranı falakaya yatırıp döveceğine “şart olsun” diyerek yemin eder. 

Anlatıcı eve gidince “Şart olsun” yeminini annesine sorar ve bunun çok büyük bir yemin olduğunu, yerine getirilmezse eşinden boşanmış sayılmak manasına geldiğini öğrenir. Öğrendiklerini arkadaşlarına da anlatır ve çocuklar da evli adamlar gibi bu yemini etmeye başlarlar. 

Anlatıcı bir gün öğle paydosundan sonra sınıfa gelir. Sınıftaki uğultular içinde hoca rahlesinde uyuya kalmıştır. Sus işareti yaptırarak arkadaşlarını susturur. Sessizce yürüyerek hocanın rahlesi üzerinde açık duran enfiye kutusunu cüzünün içine boşaltır. Enfiye çekeceklerini zanneden arkadaşları etrafına toplanırsa da o başka bir planı olduğunu söyleyerek rahlesine geri döner. Çocuklar gülüşmeye başlayınca hoca uyanır ve kutunun boş olduğunu görür. Kimin aldığını sorsa da hep bir ağızdan “Bilmiyoruz” diyerek yemi ederler. Hoca alanın nasılsa hapşırarak meydana çıkacağını söyler ve onu falakaya yatıracağına “şart olsun” diye yemin eder. 

Hoca biri hapşırsın diye öfkeyle beklemektedir. Anlatıcı rahlesinin altında cüzünden iki yaprak koparıp boru gibi büker ve enfiyeleri içine doldurur. Akşam yaklaşınca da eşeği hazırlamak bahanesiyle arkadaşıyla beraber izin isteyerek sınıftan çıkar. Yatan eşeği tekmeleyerek ayağa kaldırırlar. Yularını semerini vurular ve sınıfın çıkmak üzere olduğunu anlayınca enfiyeleri eşeğin burnuna doğru üflerler. Hoca merdivenlerden inerken eşek şaha kalkmakta ve hapşırmaktadır. Bunu fırsat bilen anlatıcı eşeğin hocayla dalga geçtiğini ve falakaya yatırılması gerektiğini söyler. Bütün çocuklar “falaka” diye bağırmaya başlar. Onlardan cesaret alan anlatıcı hocaya ettiği yemini hatırlatır ve tutmazsa karısının boş düşeceğini söyler. Çocuklar bağırarak “boş düşer” diye tekrarlarlar ve elden ele falakayı hocaya getirirler. 


Ettiği yemin nedeniyle zor durumda kalan hoca eşeğin yıkılmasını emreder ve ayaklarını falakaya takıp dövmeye başlar. Eşeğin debelenmesiyle tüm çocuklar bağrışıp eğlenirken içlerinden biri “Kaymakam Bey!” diye bağırır. Teftişe gelen Kaymakam hocaya ne yaptığını sorar. Hoca şaşkın bir vaziyette durumu izah etmeye çalışsa da bunu başaramaz. Kaymakam hiddetli bir şekilde önce hapşıran ve gülüşen çocukları kovar sonra da hocayı arkasına alarak çıkar. 

O günden sonra çocuklar mektepte ne Hoca Efendi’yi ne de falakayı görürler. Anlatıcı bundan sonra kimi hapşırırken görse yaptığı muzipliği ve onun yüzünden işinden olan hocasını hatırlayıp vicdan azabı duyar. Son olarak da şunu sorar: “Bunun gibi hayattaki her gülünç şeyin altında görünmez bir facia yok mudur? ”

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

Kahraman,  Anlatıcı: Hikayenin ana kahramanıdır. Mektebe gitmektedir. Sınıfın zeki kurnaz ve haşarı öğrencilerinden biridir. Hocayı gülünç durumlara düşürmeye uğraşır. Bunun için planlar kurar ve sınıf arkadaşlarını yönlendirir. En son yaptığı muziplik ise hocanın işten atılmasına sebep olur.


Hoca Efendi: Hikayenin ikinci kahramanıdır. Mektebin ihtiyar ak sakallı uzun boylu bağırtkan hocasıdır. Yaz kış kolları paçaları sıvalı vaziyette sınıfta oturur. Verdiği eğitim verimsizdir. Sınıfta disiplini sağlamak için falaka kullanır. Sınıfta öğrencileri önünde gülünç duruma düşürülünce büyük bir yemin eder ve ettiği bu yemin onu daha da gülünç hale getirerek işinden eder.

Abdurrahman Çelebi: Hocanın ihtiyar siyah huysuz inatçı eşeğidir. Çocuklar hocanın gelip gelmediğini ona bakarak anlarlar. Öğrencilerce getirilen yemlerle beslenir. Onu besleyip bakımını yapmak hocanın gözüne girmek için bir araç olarak kullanılır.

Kâhya: Hocanın ondan daha genç olan yardımcısıdır. Öğleden sonraları Çarşı Camii’ni süpürmeye ve müezzinlik yapmaya gider. Çocuklara öteberi satar.

Kaymakam: Siyah setre pantolonlu, kırmızı fesli, sakalsız, esmer, uzun boylu, gülmez ve ekşi suratlı, aksi bir adamdır. Hocayı iki kere teftişe gelir. İlk teftişte falakayı kaldırtır. İkinci teftişinde verdiği talimatın yerine getirilmediğini görünce hocayı işten atar.

Falaka (Ahmet Rasim) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri için tıklayınız...

1 Mayıs 2019 Çarşamba

Falaka (Ahmet Rasim) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


Kitabın Adı : Falaka

Kitabın Yazarı :
 Ahmet Rasim

1- Eserin kahramanının çocukluğu ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?


A) Annesi tarafından güzelce ikna edilerek okula gönderildi.
B) Okulda ilk dersinde elif harfini öğrendi.
C) “Amin” alayında bir halayıkla (sütninesi) gezdirildi.
D) Sofular’daki evlerinden Kırkçeşme’deki yeni evlerine taşındılar.

2- Hafızpaşa Okulu’nun tatil edilmesinin sebebi aşağıdakilerden hangisidir.

A) Öğrencilerin verilen yemekten zehirlenmeleri
B) Okulda salgın hastalık olması
C) Dövülen bir öğrencinin ailesinin okulu basması
D) Kalfanın hastalanması

3- Eserin kahramanının Hafızpaşa Okulu’nu bırakmasından sonra aşağıdaki olaylardan hangisi gerçekleşmiştir?


A) Eniştesi vefat ettikten sonra Darüşşafaka’ya gönderilmiştir.
B) Ali Çavuş’un memleketine giderek oraya yerleşmiştir.
C) Eniştesi vefat ettikten sonra bir işte çalışmaya başlamıştır.
D) Annesi ile başka bir mahalleye taşınmıştır.

4- Eserin kahramanının Hafızpaşa Okulu’ndan ayrılmasının sebebi nedir?

A) Okulda falakaya yatırılması
B) Alışamadığı için okula gitmek istememesi
C) Ödev yapmaması ve yaramazlık yapması.
D) Hafızların birbirleriyle kavga etmesi ve isyan çıkması

5- Eserde anlatılan “keçe külah” cezasının tanımı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Okuldan kaçan öğrencilerin okuldan kovulması
B) Okul kıyafetinin alınıp ilk geldiği günkü eşyaları, elbisesi ile okuldan atılması
C) Çorapları çıkarılan öğrencilerin falakaya yatırılması
D) Okuldan kaçan öğrencilere keçe külah giydirilerek tuvalet temizlettirilmesi


Cevap Anahtarı :