Eğitim Üzerine etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mayıs 2021 Cuma

thumbnail

Yarım Kalan Akılda Kalır - Ziegarnik Etkisi Nedir?

Zeigarnik etkisi, tamamlanmamış, bölünmüş, ya da yarım kalmış görevlerin anıların veya yaşananların, tamamlananlara göre daha kolay bir şekilde hatırlanmasını ifade eden psikolojik bir fenomen kavramdır.

Ünlü psikiyatrist Bluma Wulfovna Zeigarnik tarafından öne atılan Zeigarnik Etkisi'nin ilginç bir ortaya çıkma nedeni vardır: Garsonlar!


Bluma Wulfovna Zeigarnik arkadaşları ile bir restorana gider ve garsonun siparişleri yazmak yerine aklında tutarak alması ve hiçbir hata yapmadan siparişleri tamamlaması sonrasında ise unutması Zeigarnik’in dikkatini çeker. Zeigarnik bunun nedeni merak eder, bir dizi araştırma ve deney yapar. Bir deneyinde katılımcılara 20 basit görev verir ve müdahalelerle katılımcılara verdiği bazı görevlerin yarım kalmasını sağlar. Deney sonunda hangi görevleri yaptıklarını sorduklarında ise katılımcıların aklına genellikle yarım kalan görevler gelmiştir. Sonraki yıllarda yapılan pek çok deneyde benzer sonuçlar elde edildiği görülür.

Zeigarnik’e göre yarım kalan işlerin akılda kalmasının nedeni beynin kendisini bu görevi tamamlamaya kodlanmasıdır. Görev tamamlanamayınca zihinde yaşanan gerilim strese neden olur ve bu stres kişinin belleğinde görevin unutulmamasını sağlar. Bluma’nın hipotezinin yüksek oranda doğrulanması sonucunda pek çok bilim insanı Zeigarnik etkisini araştırmış ve deneyler yapmıştır, bu deneyler sonucunda da ortak bir olgu elde edilmiştir: Yarım kalan akılda kalmaya meyillidir…

Zeigarnik etkisi aslında gündelik hayatımızda çoğu kez karşımıza çıkmaktadır. Hatırlayamadığımız ve dilimize dolanan şarkılar, çözemediğimiz sorular, geçmişte yarım kalan unutamadığımız ilişkiler, ‘’ Ah keşke şunu da deseydim.’’ dediğimiz sözler zihinde bir sonuca bağlanmadığı ve zihinde oluşan gerilimin boşalmasına engel olduğu için hep aklımızın bir köşesinde kalıyor.

Zeigarnik etkisiyle dijital dünyada ve pazarlama alanında oldukça sık karşılaşılır. Örneğin diziler en heyecanlı yerinde biter, böylece hem bir sonraki bölümde neler olacak diye bekler hem de bir önceki bölümü unutamayız. Ya da bir siteye girdiğimizde içerik hemen karşımıza çıkmaz, önce giriş için küçük bir yazı okutulur bı sayede okuyucuya yazı hakkında biraz bilgi verilerek okuyucunun merakı bu yöne çekilir ve kişinin zihninde yazının sonunu getirmeye odaklı bir etki yaratılır.

Gün içerisinde zihnimizi oldukça meşgul eden ve dış etmenler tarafından maruz kaldığımız bu etkiyi elbette hayatımızda olumlu şekilde kullanabilmek de mümkündür.

Mesela asla başlayamadığınız ve sürekli ertelediğiniz bir işe birazcık da olsa başlayın. Ya da yeni bir dil öğrenmek istiyorsunuz ama başlayamıyor musunuz? İşe o dil hakkında bilgi veren bir video izlemekle başlayabilirsiniz. Ya da yapmak istediğiniz bir araştırma mı var? Konu ile alakalı çok az bir bilgi edinecek kadar, ufak çaplı bir araştırma yapın. Beyniniz bu işlere başladığınızı ancak tamamlamadığınızı fark ettiği için sürekli başladığınız işi bitirmeniz için size hatırlatmalarda bulunur. Bu sayede ‘’Bir işe başlamak bitirmenin yarısıdır.’’ sözünün ne kadar doğru olduğunu yaşayarak deneyimleme imkanı bulabilirsiniz.

1 Eylül 2019 Pazar

thumbnail

Eğitim Üzerine (Immanuel Kant) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Eğitim Üzerine

Kitabın Yazarı : Immanuel Kant

Kitap Hakkında Bilgi :

Özgürlük sevgisi doğal olarak insanda o kadar güçtür ki, bir kere özgürlüğe alıştığında, artık her şeyi onun uğruna feda edecektir. Sırf bu sebepten ötürü talim-terbiyenin disiplin kısmı çok erken dönemlerde yerini almalıdır, çünkü bu yapılmadığı zaman, hayatta daha sonra kişiliği değiştirmek kolay olmayacaktır. Disiplinden yoksun [yani kendi kendine sınırlama becerisi gelişmemiş] insanlar gelip geçici her arzuyu, her hevesi takip etmeye yatkındırlar. Bunu vahşi kavimler arasında da görürüz, onlar her ne kadar bir müddet Avrupalılar gibi iş yahut vazifelerini yerine getirseler de, hiçbir zaman Avrupalılara, Avrupalıların tarz ve tavırlarına alışamazlar. Onlardaki, Rousseau ve diğerlerinin tassavvur ettikleri gibi, soylu özgürlük duygusu değil, fakat bir tür barbarlık, deyiş yerinde ise hayvanlık, henüz gelişmemiş insani tabiattır. Dolayısıyla insanlar kendilerini erken yaşlarda aklın buyruklarına boyun eğmeye alıştırmalıdır.

Kitabın Özeti :

Kant çocukların eğitimi konusunda J.J Rousseau ile benzer düşüncelere sahiptir. Doğanın en doğrusunu seçtiği ve bu eğitimin temelinin doğaya uygunluk olması gerektiği düşüncesi Eğitim Üzerine kitabında yer alan genel ifadelerdir. Bunun yanında Kant ödül ve ceza başta olmak üzere pek çok konuda John Lock ile benzer düşüncelere sahiptir.

Kant kitaba özgürlüğün gerçek tanımını yaparak başlıyor. Özgürlüğün keyfilik demek olamadığını ve disiplinin çok önemli olduğunu söylüyor. Aksi halde sonuç serkeşlik olacaktır. Çocuk erken yaşta kendi duygularını sınırlama, istek ve arzularından vazgeçme becerisini kazanmazsa ilerde bunu kazanması çok zor olacaktır.

Eğitimin amacı çocuğun içindeki hüveleri harekete geçirmektir. Bu beceriler potansiyel olarak çocukta zaten vardır ve eğitimle geliştirilmelidir. Ayıkulağı bitkisini örnek verir Kant. Bu bitki eğer kökten filizlenirse tek renkte çiçek açar fakat tohumdan filizlendiğinde çok farklı renklerde çiçekler açar. Tabiat bitkiye bu çok çeşitli tomurcukları yerleştirmiştir ve bunların gelişimi sadece bir uygun ekim ve dikim meselesidir. O halde bu insan içinde öyledir.

Kant için önemli konulardan birisi de disiplin konusudur. Özgürlüğün gerçek tanımından bahseder onun keyfilik demek olmadığını söyler. Kendi arzu ve isteklerini sınırlamayı ve bilmeyen insanın serkeşliğe sürükleneceğini tekrarlar. Müspet ve menfi itaat önemlidir Kant’a göre.

Çocuklara mutlaka öğretilmelidir. Eğitim Üzerine’de Kant çocukların şimdiki zaman için değil onların geleceğindeki zaman için hazırlanmaları gerektiğini söyler. Hz. Ali’nin söylediği bilgelik dolu bir sözdür bu. “Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil onların zamanına göre yetiştirin.” der.

Bir diğer önemli nokta çocuğun yalan söylemek dışında yaptığı hatalardan dolayı utandırılmaması gerektiğidir. Ona kendinden utanması gerektiğini söylemeyin. Böylece çocuk ömrü boyunca her yalan söylediğinde utanacaktır. Eğer sürekli utandırırsanız onlara, ömür boyu pençesinden kurtulamayacakları bir ürkeklik ve çekingenlik iptilası musallat olur. Yalan söylediklerinde utanmaları önemlidir. Çünkü yalan söyleyen birinin büyük bir karakteri olamaz Kant’a göre. Bu Hz. Ali’nin söylediği bilgelik dolu şu cümleyi hatırlatmaktadır. Sonuçları kötü de olsa doğruları söyleyin. Kant çocuğun iradesini kırmak (baskı, tehdit vb.) yerine doğal muhalefetten bahseder. Eğer çocuk bizi sevindiren veya hoşnut eden bir şeyi reddediyorsa, biz de onun sevdiği, onu sevindiren herhangi bir şeyi reddetmeliyiz. Bir çocuğun iradesini kırmak onu köleleştirir, ama doğal muhalefet yahut engelleme onu uysallaştırır.

Son bölümde (Pratik Eğitim) iki önemli beceri anlatılıyor. Bir çocuğun basiret sahibi olabilmesi için duygularını gizlemeyi ve temkinli- ihtiyatlı olmayı öğrenmesi gerekir, beri yandan da aynı zamanda başkalarının kişiliğini okumayı öğrenmelidir. Topluma bir yer sahibi olma meselesi de önemlidir. Aynı zamanda Kant bu bölümde, çocukların dünyanın (medeniyetin) ilerlemesine karşı ilgi duymalarını sağlayın der. Bu gelişim kendi çıkarlarına zarar verse bile desteklemeliler.

About