Bir Ses Böler Geceyi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bir Ses Böler Geceyi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2019 Pazar

Bir Ses Böler Geceyi (Ahmet Ümit) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Bir Ses Böler Geceyi

Kitabın Yazarı : Ahmet Ümit

Kitap Hakkında Bilgi :

Dolunayın ışığında bir köy mezarlığı... Mezarlığın duvarına çarpan bir cip. Gecenin karanlığında uçuşan düşler. Issız köyün ortasında kocaman bir cem evi. Konuğunu yitirmiş bir mezar. Cem töreninde arınmayı bekleyen bir ölü. Bu olanların sessiz tanığı, bir araştırma görevlisi. Yıkılan idealleriyle, sürüp giden yaşamı arasında sıkışıp kalmış bir adam. Alevi inancına farklı bir bakış. Mistik bir gerilim romanı...

"Gözüne kestirdiği dal parçasını çekerken çalılığın arkasında bir karartı fark etti. Feneri oraya doğru tuttu. Yanılmamıştı, az ilerde yeşil renkli bir mezar taşı mahzun bir edayla onu süzüyordu. Bu defa korkmadı, hatta içinde, 'Bu mezar neden mezarlığın dışında?' diye merak bile uyandı. Bir-iki adım daha yaklaştı. Ama bu mezar bozulmuştu, iki yanında toprak birikintileri yığılıydı. Yeni bir ürperti dalgası sardı bedenini. Mezarın içini görmemesine karşın, upuzun yatan ölünün yer yer etleri dökülmüş yüzü geldi gözlerinin önüne. Öte yandan aklı hâlâ mantıklı bir açıklamanın peşindeydi. Belki de bu mezar henüz ölmemiş biri için kazılmıştı. Neden olmasın? insanların ölmeden önce de mezarlarını hazırladıklarını biliyordu; iyi de, kazmakla hazırlamak arasında büyük fark vardı. Belki yeri alınır, hazırlıklar yapılırdı ama ölmeden mezar kazdırılır mıydı? Belki de bu mezarı aç kalmış vahşi bir hayvan açmıştı. Eğer öyleyse mezardaki ölüyü paramparça etmiş demekti. Doğrusu, böyle bir görüntüyle karşılaşmak istemezdi. Yine de merakı ağır bastı; cesaretini toplayıp el fenerini mezarın içine doğrulttu. Mezar gerçekten de boştu."

Kitabın Özeti :

Şehirden çok uzakta kendi halinde bir köyün tam ortasında büyük bir cem evi vardır. Karanlığın doldurduğu bir gecede cem evinde tören varken mezarlık duvarına bir cip çarpar ve gece ölüm kokan bu ses ile bölünür. Hayatı inişler ve çıkışlar ile dolu olan bir araştırma görevlisi bir gece yaşanan bu gizemi çözmek için çabalar fakat olaylar zinciri onu farklı bir yola sürükler.

Bir üniversite tarafından Alevi köyünde anket düzenlenecektir. Anketin içeriği kente göç olgusunu köy kültürü üzerindeki etkileridir. Köylüler tarafından anket reddedilir. Bunun üzerine Süha profesörü kasabadan getirmek için yola çıkar. Kötü hava koşullarından dolayı araba kayarak yoldan çıkar. Süha kendine geldiginde kendini mezarlıkta bulur. Etrafına baktığında yanında kazılmış fakat üstü kapatılmamış bir mezar görür. Bunun üzerine çok şaşırır ve oradan uzaklaşarak köy yolunu tutar. Köy meydanına ulaştığında kimseleri bulamaz. Oradan ilerleyerek bütün köylüleri bir cem evinde toplanmış görür ve onları dışarıdan izler. Cem evinde cenaze töreni yapılmaktadır. Ölen kişi İsmail'dir. İsmail kendisini önce Hak yoluna adayıp Bektaşi Tarikatına girip daha sonra buradan ayrılarak kendi dini görüşleri dogrultusunda yaşamasından dolayı köylüler ve sofular tarafından dışlanır. Bunun üzerine dayanamayarak intihar eder.

Cem evinde yapılan cenaze töreninde sofular İsmail'in dualanmadan defnedilmesini uygun görürler. İsmail'in ailesi buna direnmiştir. Ceset tabuta konularak defnedilmek üzere mezarlığa götürülür. Süha'da olayları arkadan izlemektedir. Bu sırada çamurlu yolda insanların ayaklarının kayması yüzünden tabut yere düşer. İsmail'in cesedi dışarı fılar. Buna orada bulunan dede müdahele ederek İsmail'in yüzünü açtıgında Süha'nın varlığı dikkat çeker. Süha'yla İsmail'in fiziksel benzerlikleri göze çarpar. Köylüler Süha'nın peşine düşer. Bu durumdan korkan Süha oradan kaçarak bir ağaçlık alana girer. Yere yığılır kalır. Arkasından biri onu oradan kaldırarak kamyona götürür. Süha kamyonda kendine geldiğinde bunun bir rüya olduğunu düşünür, fakat hepsi gerçektir.

Bu romanda Süha ile İsmail'in görüş açıları birbirine çok yakındır. Süha'da üniversite yıllarında inançları doğrultusunda ve kendi görüşlerinden dolayı üniversiteden atılarak belli bir kesim tarafından dışlandığından İsmail'in yaşamında kendini bulur.