Kitap Sınavı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitap Sınavı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ekim 2024 Pazar

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı


Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom

Kitabın Yazarı: Michelle Magorian

Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı

1. Will'in kollarındaki morlukların sebebi nedir?

a) Kötü bir çocuk olduğu gerekçesiyle annesi dövmüştü.
b) Yolda gelirken ayağı takılıp düşmüştü.
c) Sokaktaki çocukların saldırısına uğramıştı.
d) Arkadaşlarıyla kavga ederken darbe almıştı.

2. Karartma perdelerinin amacı nedir?

a) Sabah güneş ışıklarının içeri girmesini engellemekti.
b) Dışarıdan içerinin görünmesini engellemekti.
c) Evleri düşman askerlerden gizlemekti.
d) Uçakların bombalayacakları yerleri gizlemekti.

3. Will neden yatakta yatmaktan rahatsız oluyordu?

a) Önceki gece yatakta yatarken altına kaçırdığı için rahatsız oluyordu.
b) Yataklarda ölülerin yattığına inanıyordu.
c) Tavanla yatağın arasında fazla mesafe olmadığı için rahatsızdı.
d) Yatağı yeterince yumuşak değildi.

4. Radyoda başbakan hangi konuda konuşma yapmıştı?

a) Gelecek kış aylarının çok çetin geçeceğini ve gerekli önlemlerin alınacağını açıkladı.
b) O yıl ürün miktarında azalma olduğunu ve kıtlığı yaşanacağını duyurdu.
c) Almanya ile savaşa girdiklerini açıkladı.
d) Polonya ile savaşacaklarını duyurdu.

5. Köy sakinleri Tom'un toplantıya katıldığını görünce neden şaşırdılar?

a) Tom, köydeki insanları sıkıcı buluyor, toplantılara katılmıyordu.
b) Köydekiler fazla meraklı davranıyordu, Tom bundan hoşlanmıyordu.
c) Tom, eşi öldüğünden beri köydeki toplantılara katılmıyordu, insanlardan uzaklaşmıştı.
d) Tom'un evi uzaktı, yaşlı olduğu için gidip gelmekte zorlanıyordu.

6. Will, ne yaparsa insanların onu seveceğine inanıyordu?

a) Annesi, kendisini görünmez hâle getirdiği takdirde insanların onu seveceğini söylemişti, Will buna inanıyordu.
b) İnsanların her istediklerini yaptığı takdirde sevileceğine inanıyordu.
c) İnsanlara yalan söylerse sevileceğine inanıyordu.
d) Dini kurallara uygun yaşarsa sevileceğine inanıyordu.

7. Okulun ilk gününde Will'in sınıfında ne yapıldı? Will neden memnun olmadı?

a) Okuma yazma dersleri yapıldı. Ancak Will başarılı olamadı.
b) Gaz maskesi tatbikatı yapıldı. Will okuma yazma öğrenemediği için memnun olmadı.
c) Tüm öğrenciler kendilerini tanıttılar. Will kendini tanıtmak istemedi.
d) Öğrencilerden ailelerini anlatmaları istendi. Will ailesini anlatırken rahatsız oldu.

8. Tom'un hangi konuda yeteneği neydi?

a) Yazı yazmak.
b) Koşmak.
c) Şarkı söylemek.
d) Resim yapmak.

9. Sığınmacı çocukların aileleri neden çocuklarının eve dönmesine karar verdiler?

a) Çocuklarından ayrı kalmak çok üzücü olmaya başlamıştı.
b) Ülke savaşa girdiği için çocuklarının hayatlarından endişe ediyorlardı.
c) Hükümet, sığınmacı çocukların ailelerinden parasal katkı istiyordu.
d) Ailelerin, sığınmacı çocuklara iyi davranmadıklarına dair haberler yayılıyordu.

10. Carrie, Will'in odasını neye benzetti?

a) Bir hapishaneye.
b) Bir yatakhaneye.
c) Bebek odasına.
d) Kendine ait bir atölyeye.

11. Çocuklar, çıkardıkları gazeteyi köyde nasıl dağıtıyorlardı?

a) Birkaç kopya yapmışlardı. Köylüler gazeteyi gruplar hâlinde okuyorlardı.
b) Tek bir kopya vardı. Bir metelik karşılığında okunmak üzere köyde elden ele geziyordu.
c) Gazeteyi okuyan köylüler, içindeki yazıları birbirlerine anlatıyorlardı.
d) Köydeki çoğaltma makinesinde çoğaltıp isteyenlere veriyorlardı.

12. Oyunun provaları sırasında yaşlı adam rolü yapan Will'in, rol yapma konusundaki yeteneği ortaya çıktı. Öğretmeni ve arkadaşları onun bu yeteneğinden etkilendiler ve provaya ara verilince hayranlıklarını ifade ettiler. Will'in tepkisi ne oldu?

a) Siniri bozuldu. Herkesten farklı olmak, kendisini yalnız hissetmesine neden oluyordu.
b) Şaşırdı. Bu yeteneğinin kendisi de farkında değildi, uzun süre şaşkınlığını atamadı.
c) Sevindi. Öğretmeninin ve arkadaşlarının ilgi odağı olmak onu mutlu etti.
d) Kendisiyle gurur duydu.

13. Will okuma yazma öğrenip büyüklerin sınıfına başlayınca öğretmeni Bayan Hartridge ona, yeni kitaplarını ve okul gereçlerini verdi. Will'i en çok heyecanlandıran şey ne oldu?

a) Defter.
b) Dolma kalem.
c) Coğrafya kitabı.
d) İngilizce kitabı.

14. Annesi hasta olduğunu belirterek ona yardımcı olması için Will'i geri çağırdı. Annesiyle aylar sonra tren istasyonunda karşılaştılar. Will gülümsediğinde annesi neler hissetti?

a) Sevindi, onu iyi gördüğü için memnun oldu.
b) Şaşırdı çünkü Will, onunla yaşarken gülümsemezdi.
c) Dehşete düştü, otoritesinin tehdit edildiğini hissetti.
d) Kızdı, Will'in gülümsemesini gerektiren bir şey olmadığını düşündü.

15. Will, annesinin tavırları karşısında neler hissetti?

a) Keşke Yaylaköy'e hiç gitmemiş olsaydım, diye düşündü. O zaman annesinin sevgi dolu ve şefkatli biri olduğunu zannedecekti.
b) Üstüne umutsuzluk dalgası çöktü.
c) Farkındalığına lanet etti.
d) Yukarıdakilerin hepsi.

16. Tom, bebekle ilgili bir sorun olduğunu ne zaman ve nasıl anladı?

a) Ambulansla hastaneye giderken, soğuk bohça yerine Sammy'nin vücuduna sarıldığında.
b) Evde, bebeği ondan almak istediklerinde.
c) Hastanede, doktorlar onu muayene ederken.
d) Evde, Tom onu merdiven boşluğunda bulup dışarı çıkardığında.

17. Tom, Will'in bir bakımevine götürüleceğini öğrendiğinde ne yapmaya karar verdi?

a) Sık sık bakım evinde onu ziyaret etmeye.
b) Londra'da bir ev bulup Will ile birlikte yaşamaya.
c) Will'i evlat edinmek için mahkemeye başvurmaya.
d) Will'i hastaneden kaçırıp Yaylaköy'e götürmeye.

18. Tom'un sürekli söylediği ve Will'e cesaret veren söz neydi?

a) Bir gün mutlaka iyi olacaksın.
b) Sen çok iyi bir çocuksun.
c) Her şeyin bir zamanı var.
d) Zamanla her şey düzelir.

19. Öğretmenini ziyaret eden Will, öğretmenin bebeğini görünce hangi gerçeğin farkına vardı?

a) Bebekleri hiç sevmediğini.
b) Trudy'nin ölümünün onun suçu olmadığını.
c) Annesinin ona yalan söylediğini.
d) Annesinin zihninin hasta olduğunu.

20. Zach öldükten sonra Will, bir süre onunla konuştuğunu düşündü ve onun gibi davrandı. Bunun sebebi neydi?

a) Zach onun bir parçasıydı. Onun dışa dönük özelliklerini ortaya çıkaran Zach ile arkadaşlığı olmuştu.
b) Zach'i çok özlüyordu ve böyle davranarak onun özlemiyle baş etmeye çalışıyordu.
c) Zach'in varlığına çok alışmıştı, onun boşluğunu bu şekilde doldurmaya çalışıyordu.
d) Zach'in ölümüyle baş etme yöntemi buydu.

Cevap Anahtarı:

  1.a        2.d        3.b         4.c          5.c 
  6.a        7.b        8.d         9.c        10.d
11.b      12.a       13.b       14.c       15.d 
16.a      17.d       18.c       19.b       20.a

Süper Gazeteciler 1 - Serüven (Aytül Akal) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı



Kitabın Adı: Süper Gazeteciler 1 - Serüven

Kitabın Yazarı: Aytül Akal

Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı

1- Süper Gazeteciler kitabının yazarı aşağıdakilerden hangisidir?

A- Mavisel YENER 
B- İpek ONGUN
C- Aytül AKAL 
D- Ayşe KULİN

2- Aşağıdakilerden hangisi kitapta adı geçen kahramanlardan biri değildir?

A-Elif 
B-Fatih 
C-Evren 
D-Yener

3- Aşağıda kitapla ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A-Yener,arkadaşları arasında ilginç fikirleriyle tanınır.
B-Elif,istediği üniversiteye kendi çabalarıyla girmeyi hedeflemektedir.
C-Selin,ünlülerin adreslerini biriktirmeyi çok sever.
D-Evren,fotoğraf çekmeye bayılmaktadır.

4- Evren’in anne ve babasının adları nedir?

A- Nermin Hanım-Mustafa Bey
B- Ayşe Hanım-Ahmet Bey
C- Zeynep Hanım-Muhsin Bey
D- Seval Hanım-Niyazi Bey

5- Yener’in annesinin adı ve mesleği nedir?

A- Nergis Hanım - banka müdürü
B- Seher Hanım - banka müdürü
C- Nermin Hanım - ev hanımı
D- Nergis Hanım - ev hanımı

6- Evren’in rüyasında gördüğü ve röportaj yapmak istediği sanatçı kimdir?

A- Osman SELİMOĞLU
B- Oğuzcan SELİMOĞLU
C- Sedat YENER
D- Altay ŞEN

7- Yener ve Evren’in en büyük amacı nedir?

A- Süper Gazete’yi haftalık hale getirmek
B- Büyüyünce iyi bir doktor olmak
C- Sınıfta başarı sıralamasında birinci olmak
D- Sınıf arkadaşlarıyla tatile gidebilmek

8- Kitapla ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A- Evren’in annesi derslerini engellediği için gazeteye destek vermiyordu.
B- Yener’in annesi gazeteyi düzenli alarak onlara destek oluyordu.
C- Evren’in annesi doğum gününde fotoğraf makinesi alarak destek olmuştur.
D- Selin’in annesi öğretmen,babası iş adamıdır.

9- Altay Şen’e benzerliği olan kişi kimdir?

A- Sedat Yener 
B- Osman Selimoğlu
C- Suat Mert 
D- Oğuzcan Selimoğlu

10- Altay Şen’in benzeriyle röportaj yapmaya kimler gidiyor?

A-Evren ve Yener 
B-Evren,Yener,Elif
C-Evren,Yener,Selin 
D-Selin ve Elif

11- Çocuklar Altay Şen’e benzeyen kişiyle ilk kez görüşmeye gittiklerinde ne oluyor?

A- Evde yangın çıkıyor.
B- Evi silahlı kişiler basıyor.
C- Çocuklar kayboluyor.
D- Yener kaçırılıyor.

12- Çocukların çıkardığı gazeteye okulda en çok önem veren öğretmen kimdir?

A- Türkçe Öğretmeni Yasemin Hanım
B- Tarih Öğretmeni Osman Bey
C- Matematik Öğretmeni Nurten Hanım
D- Müzik Öğretmeni Ahmet Bey

13- Çocuklar Oğuzcan Selimoğlu’nun kaçırılma olayını polise niçin haber vermiyor?

A- Haydutlardan korktukları için
B- Adamları tanımadıkları için
C- Polis kendilerinden şüpheleneceği için
D- Annelerinden korktukları için

14- Çocukların kaçırılma olayını çözebilmeleri için en önemli delilleri neydi?

A- Selin’in aldığı notlar ve çizdiği resimler
B- Evren’in çektiği fotoğraflar
C- Yener’in kaydettiği ses kayıtları
D- Elif’in adres rehberi

26 Ekim 2024 Cumartesi

Köprü Altındaki Aile (Natalie Savage Carlson) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı



Kitabın Adı: Köprü Altındaki Aile

Kitabın Yazarı: Natalie Savage Carlson

Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı

1. Armand köprü altındaki yerine neden geri dönmüştür?

a) Place Maubert'in dar sokaklarından ve kalabalık köşelerinden bıkmıştı.
b) Eskiciler için paçavra toplamaktan sıkılmıştı.
c) Yeni maceralar için kendini hazır hissediyordu.
d) Yukarıdakilerin hepsi.

2. Armand, çocuklardan hoşlanmadığını söyleyerek onları neye benzetir?

a) Çekirge kuşlarına.
b) Karıncalara.
c) Tavuklara.
d) Kedilere benzetti.

3. Armand neden çocuk gördüğünde paltosunun önünü kapatır?

a) Onların, cebindeki eşyaları çalacağını düşündüğü için kapatıyordu.
b) Çocuklarla karşılaştığında kendini savunmasız hissettiği için bunu yapıyordu.
c) Onlardan korkuyor, çocuklar kalbini çalmasınlar diye göğsünü kapatmak ister gibi davranıyordu.
d) Bu şekilde, çocukların yanında durmak istemediğini belli ediyordu.

4. Suzy, Paul ve Evelyne köprü altında yaşama nedeni nedir?

a) Şehir dışından gelmişlerdi ve ev tutacak paraları yoktu.
b) Ev sahibi onları evden atmıştı.
c) Yolculuk ederken bütün paralarını kaybetmişlerdi.
d) Taşınmak için uygun fiyatlı bir ev bulamamışlardı.

5. Suzy neden bir kömür parçasıyla betonun üstüne bir dikdörtgen çizer?

a) Dikdörtgeni içine girip oynamak için.
b) Dikdörtgeni, içine çiçek resimleri yapmak üzere çizdi.
c) Armand'a hayali bir oda çizip onlarla birlikte kalmasını istedi.
d) Nasıl bir ev istediklerini göstermek için çizdi.

6. Çocuklar neden okula gitmiyorlardır?

a) Okul, bulundukları yere uzak olduğundan.
b) Öğretmenin sorular sormasından ve sonra onları ayırıp yurda yerleştirmelerinden korktuklarından.
c) Okul kıyafetleri ile defter ve kitap alacak paraları olmadığından.
d) Çalışmaları gerektiğinden.

7. Çocuklar Armand ile gitmek isteyince onları nereye götürür?

a) Eskiden yaşadığı yere.
b) Köprü altına.
c) Annelerinin yanına götürdü.
d) Rivoli Caddesi'ne, Noel Baba'yı göstermeye.

8. Çocukları gezmeye çıkaran Armand, onlar acıkınca parası olmadığı için yiyecek alamaz. Ancak bu soruna nasıl bir çözüm bulur?

a) Yiyeceklerin hepsine bir kusur buldu.
b) Yiyeceklerin çok pahalı olduğunu söyledi.
c) Bu yiyecekleri başka bir yerden alacaklarını ifade etti.
d) Başka bir yerde bedava yiyecek olduğunu söyledi.

9. Çocuklar Noel Baba'dan ne istediler?

a) Bir ev.
b) Karınlarının doymasını.
c) Annelerinin daha iyi bir iş bulmasını.
d) Yeni oyuncaklar.

10. Armand ve çocuklar, karınlarını doyurmak için parayı nasıl buldular?

a) Alışveriş torbalarını taşıyarak bahşiş topladılar.
b) Çocuklar şarkı söylerken Armand dilendi.
c) Alışverişe gelenlerin paralarını çaldılar.
d) Mağazalarda çalışmaya başladılar.

11. Çocuklar şarkı söylerken ve Armand dilenirken öfkeyle omzuna dokunan kişi kimdir?

a) Armand'ın arkadaşıydı.
b) Çocukların annesiydi.
c) Polisti.
d) Maymunuyla gösteri yapan Titi adında bir adamdı.

12. Madam Calcet, Armand'a neden kızmıştır?

a) Ona haber vermeden çocuklarını oradan uzaklaştırdığı için.
b) Çocuklarına yapamayacağı şeyler vadettiği için.
c) Çocuklarını dilendirdiği için.
d) Çocuklarını Noel Baba'ya götürdüğü için.

13. Paris bir gecede beyaza bürünmüştür ve Armand'ın endişelenme nedeni nedir?

a) Üşüyordu, hastalanabilirdi.
b) Karda yürüyemezdi.
c) Çocuklar üşütüp hasta olabilirlerdi.
d) Karda kuşlar yiyecek bulamazdı.

14. Armand'ın çocukları alıp götürdüğü yere neden Mucizeler Sarayı denmektedir?

a) Burada sahte dilenciler, koltuk değneklerini ve sargılarını çıkarıp sağlam insanlara dönüştükleri için.
b) Burada mucizelerin gerçekleştiğine inanıldığı için.
c) İnsanlar buraya dilek dilemeye geldikleri için.
d) Çok güzel bir yer olduğu için Mucizeler Sarayı denmiş.

15. Calcetler, Tinka'nın yaşadığı evi görünce neden şaşırdılar?

a) Tinka'nın evi küçük bir barakadan ibaretti.
b) Tinka, tekerlekli bir çingene evinde yaşıyordu.
c) Çok harabe bir evdi.
d) Bahçe içinde çok güzel bir evdi.

16. Madam Calcet, çocuklarının çingenelerin kampında kaldığını öğrenince ağlamaya başlayınca Armand neden Madam Calcet'e kızmıştır?

a) Çingenelerden daha iyi biri olduğunu söylediği için.
b) Çingeneleri küçümsediği için.
c) Onları tanımadan değerlendirdiği için.
d) Çingenelerin hırsız ve aylak olduğunu düşündüğü için.

17. Tinka'nın çizdiği iç içe geçmiş iki dairenin anlamı nedir?

a) İki çiçeğin simgesiydi.
b) O evlere girilmeyeceğini gösteriyordu.
c) Çingeneler arasında ailenin simgesiydi.
d) O evde iyi ve cömert birinin yaşadığını gösteren bir simgeydi.

18. Tinka sonra dik bir çizgi ve üzerine iki çubuk çizmesinin anlamı nedir?

a) Çingeneler bu işaretin olduğu mekanlara giremezdi.
b) "Bu yerden uzak durun!" demekti.
c) Dilencilerin, o evde yaşayanlar tarafından iyi karşılanmayacağı anlamına geliyordu.
d) Çingeneler arasında uyarı niteliği taşıyordu.

19. Yılbaşı gecesi Armand neden huzursuzdur ve ne dilemiştir?

a) Calcetlerin durumu nedeniyle huzursuzdu, bol para diledi.
b) Calcetlerin onunla birlikte kalmasını istiyordu, çocuklara bağlanmıştı. Onlar için bir ev diledi.
c) Bir türlü yalnız kalamadığı için huzursuzdu. Yalnız kalmayı diledi.
d) Çocukların dışarıda hasta olacaklarını düşündüğü için huzursuzdu. Onlar için sıcak bir ortam diledi.

20. Calcetlerin yeni yılda bir ev sahibi olma hayali nasıl gerçekleşmiştir?

a) Armand bina görevlisi olarak işe başladı ve maaşın yanı sıra kalacak ev de verildi.
b) Calcetler çingenelerin tekerlekli eviyle birlikte seyahat etmeye başladılar.
c) Madam Calcet daha iyi bir iş bulup yeni bir ev tuttu.
d) Piyangodan büyük ikramiyenin vurduğu Kiki, Calcetler için bir ev aldı.

Cevap Anahtarı:

  1.d        2.a        3.c        4.b         5.c 
  6.b        7.d        8.a        9.a       10.b
11.d      12.c       13.c      14.a       15.b 
16.d      17.d       18.c      19.b       20.a

Beyaz Yunus (Gill Lewis) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı



Kitabın Adı: Beyaz Yunus

Kitabın Yazarı: Gill Lewis

Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı

1. Kara’yı şaşırtan ve üzen haber nedir?

a) Babasının yakında işsiz kalacak olması.
b) Bayan Carter’ın ona ceza verecek olması.
c) Babasının Jake’in ailesinin balıkçı teknesinde çalışacak olması.
d) Moana’nın satılıyor olması.

2. Kara, Tom amcanın denizden döndüğünü nasıl anlamıştı?

a) Bev hala, garaj ve ev arasına gerdiği çamaşır ipine, tulum ve muşamba asıyordu.
b) Tom amcanın teknesi sahile çekilmişti.
c) Evin bahçesinde balık ağları duruyordu.
d) Kasalar balıklarla dolmuştu.

3. Kara’nın babası, ıstakozun yumurtaları olduğunu fark edince ne yapmaya karar verdi?

a) Yumurtalarıyla birlikte pazarda satmaya.
b) Denize geri atmaya.
c) Koruma alanına bırakmaya.
d) Akşam yemeğinde pişirmeye karar verdi.

4. Kara’nın babası Moana’yı neden satmaya karar vermişti?

a) Ona, kaybolan eşini hatırlattığı için.
b) Çok borcu olduğu için.
c) Denizde avlayacak balık azaldığı için.
d) Kara’nın denize açılmasını engellemek için.

5. Kara nasıl bir işaret bekliyordu?

a) Babasının işlerinin düzeleceğine dair bir işaret bekliyordu.
b) Annesinin geri döneceğine dair bir işaret bekliyordu.
c) Yunusların geri döneceğine dair bir işaret bekliyordu.
d) Moana’nın satılmayacağına dair bir işaret arıyordu.

6. Kara’nın, her şeyin değişmek üzere olduğunu düşünmesine neden olan olay nedir?

a) Babasıyla tartışması.
b) Babasının ona “Annen geri dönmeyecek,” demesi.
c) Başta beyaz yunus olmak üzere bir yunus sürüsü görmesi.
d) Annesinin asla geri dönmeyeceğini kabullenmesi.

7. Daisy’nin dondurmacı dükkanından koşarak çıkmasının ve ağlamasının sebebi nedir?

a) Tanışmak için gittiği Felix’in ona hakaret etmesi.
b) Jake ve Ethan’ın alaycı tavırları.
c) İstediği dondurmadan kalmamış olması.
d) Çok sevdiği dondurmayı yere düşürmesi.

8. Mavi Gölet nasıl bir yerdir?

a) Bir gelgit havuzuydu.
b) İçinde yüzülebilecek kadar derin bir havuzdu.
c) Bazen balıklar içeride hapsoluyordu.
d) Yukarıdakilerin hepsi.

9. Kara’nın annesine ne olmuştur?

a) Bir gün balık tutmak üzere denize açılmış ve geri dönmemişti.
b) Yunusları incelemek üzere yolculuğa çıkmış ve öldüğü haberi gelmişti.
c) Kara ve babasından uzak bir ülkede yaşamaya karar vererek gitmişti.
d) Balina ve Yunus Vakfı’nın dört üyesiyle birlikte Solomon Adaları’na gitmiş ve bir daha kendilerinden haber alınamamıştı.

10. Felix’in rahatsızlığının nedeni nedir?

a) Araba kazası geçirip sakat kalmıştı.
b) Beyin felci geçirmişti.
c) Çocukken yüksek bir yerden düşmüştü.
d) Henüz hastalığına bir teşhis konamıyordu.

11. Felix ve Kara denize girdiklerinde, dipte gördükleri hayvan nedir?

a) Köpek balığı
b) Yunus
c) Mürekkep balığı
d) Vatoz

12. Öğretmen Bayan Carter, Kara’nın babasını neden okula çağırdı?

a) Arkadaşının burnuna vuran Kara’nın bir dahaki sefere okuldan uzaklaştırılacağını söylemek için.
b) Kara’nın günlerdir okula gelmediğini söylemek için.
c) Kara’nın okuma ve yazmayı henüz öğrenemediğini söylemek için.
d) Kara’nın artık davranışlarına çeki düzen vermesi gerektiğini söylemek için.

13. Beyaz Yunus neden sahilde yatıyordu?

a) Bir balıkçı ağına takılıp yaralanmıştı.
b) Bir oltaya takılıp kıyıya kadar yüzmüştü.
c) Yardım istemek için gelmişti.
d) Balıkçılar tarafından yaralanıp sahile bırakılmıştı.

14. Kara, Felix ve Veteriner Carl, kurtarmak için Beyaz Yunus’u nereye götürdüler?

a) Deniz Yaşamı Kurtarma Merkezi’ne.
b) Mavi Gölet’e.
c) Bir havuza.
d) Veterinerdeki yüzme tankına.

15. Bayan Penluna, annesinin kaybolduğu gece neler olduğunu öğrenmek isteyen Kara’ya ne önerdi?

a) Annesinin verdiği belleğin içindeki bilgilere bakmasını.
b) Annesinin kaybolduğu Solomon Adaları’na gidip onu bulmasını.
c) Babasıyla konuşmasını.
d) Yunusları dinlemesini.

16. Kara’nın annesinin verdiği dosyanın şifresi nedir?

a) Kara
b) Yunus
c) Tepuhi
d) Solomon

17. Kara neden Jake ve Ethan’ın Moana ile denize açılmasını istemedi?

a) Jake’in Moana’ya zarar vereceğini düşündü.
b) Jake’in Moana’yı kullanmasını istemedi.
c) Fırtına yaklaşıyordu.
d) Jake’in Ethan’a zarar vereceğini düşündü.

18. Kara ve Ethan fırtınadan nasıl kurtuldular?

a) Helikopter yardımıyla.
b) Sahil güvenliğin teknesiyle.
c) Felix’in teknesiyle.
d) Kara’nın babasının kullandığı bir tekneyle.

19. Çocukların fırtınadan zorlukla kurtulsı sonrası Dougie’de ne gibi değişiklikler oldu?

a) Deniz taramasını engelleyecek dilekçeye imza attı.
b) Yunusların ağlara takılıp ölmelerine engel olacak yeni avlanma metotlarının bulunması için imza attı.
c) Kara’nın babasına teknelerinden birinde iş teklif etti.
d) Yukarıdakilerin hepsi.

20. Kara sonunda annesinin öldüğünü nasıl anlamıştı?

a) Aradan bir yıla yakın bir zaman geçtiği için artık umudunu kaybetmişti.
b) Eğer yaşasaydı geri dönmenin bir yolunu bulurdu, diye düşündü.
c) Bunun boş bir ümit olduğunun farkına vardı.
d) Denizde yaşadığı fırtınadan sonra annesinin de böyle bir fırtınada ölmüş olabileceğini anladı.

Cevap Anahtarı:

1.d         2.a         3.c        4.b         5.b 
6.c         7.a         8.d        9.d       10.b
11.c     12.a       13.a       14.b      15.d 
16.c     17.c       18.a       19.d      20.b

25 Ekim 2024 Cuma

Yüz Elbisenin Sırrı (Eleanor Estes) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı2


Kitabın Adı: Yüz Elbisenin Sırrı

Kitabın Yazarı: Eleanor Estes

Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Wanda görüntüsü ve davranışlarıyla nasıl biridir?

a) Sakindi ve arada sırada konuşuyordu. Kıyafetleri yeni değil ama temiz ve ütülü olmasına dikkat ederdi.
b) Çok konuşkan biridir. Sık sık derse katılır. Ancak kıyafetlerine özen göstermezdi.
c) Tembel ve dağınık bir öğrenciydir. Giysileri çoğunlukla kirli, saçları dağınık olurdu.
d) Sessiz biridir, nadiren konuşur. Okumayı pek beceremez. Hep aynı soluk mavi elbiseyi giyer ve ayakkabıları çamurlu olurdu.

2. Wanda sınıfın neresinde otururdu? Nedeni nedir?

a) Kendi kendine kalmak veya kirli ayakkabılarını diğer öğrencilerden gizlemek için sınıfın arka sıralarında otururdu.
b) Dersi rahat dinleyebilmek için ön sıralarda otururdu.
c) Herkesle konuşabilmek için sınıfın orta sıralarında otururdu.
d) Öğretmenden gizlenebilmek için arkada otorurdu.

3. Penny ile Maddie sınıfa girdikten sonra neyi fark ederler?

a) Wanda’nın sınıfın arka sıralarında oturduğunu.
b) Derse geç kaldıklarını.
c) Wanda’nın sırasının tozlu olduğunu ve önceki gün de okula gelmemiş olabileceğini.
d) Çantalarını okulun bahçesinde unuttuklarını.

4. Kızlar sürekli hangi oyunu oynarlardı? Diğerleri neler yapardı?

a) Saklambaç oynarlardı. Diğerleri izleyip, saklanan arkadaşlarının yerini söylüyordu.
b) Wanda’yla Yüz Elbise oyunu oynuyorlardı. Kızların bazıları kabalık yapıyordu.
c) Elim sende oyunu. Diğer kızlar da oyuna katılıyorlardı.
d) Top oynuyorlardı. Diğerleri de sırayla oyuna katılıyordu.

5. Maddie okuldaki arkadaşlarının Wanda’ya davranışları konusunda ne düşünüyordu?

a) Hoşuna gitmiyordu, Wanda için üzülüyor ama kızların, kendisiyle de dalga geçebileceklerinden endişe ediyordu.
b) Kendine itiraf edemese de hoşuna gidiyordu.
c) Diğerlerine karşı çıkıyor ve onunla dalga geçmemeleri konusunda uyarıyordu.
d) Arkadaşlarına katılıyor, o da Wanda’ya kötü davranıyordu.

6. “Çünkü Peggy artık Wanda’yla biraz olsun eğlenip kızların güldüğünü görmezse, günü ona boşa geçmiş gibi geliyordu.” Kitapta geçen bu cümlede ne anlatılmaktadır?

a) Peggy’nin şakacı bir kız olduğu ve arkadaşlarıyla gülüp, eğlendiği.
b) Peggy’nin bu davranışı bir alışkanlık hâline getirdiği.
c) Güne Wanda’yla sohbet ederek başlamak istediği.
d) Peggy’nin her gün Wanda’yla dalga geçmek istediği ve yaptığının kötü olduğunu bilmesine rağmen onunla alay etmekten hoşlandığı.

7. Wanda, onunla alay edenlere nasıl karşılık vermişti?

a) Bir daha onunla alay etmemeleri konusunda uyardı.
b) Yüz elbisesi olduğunu söyledi ve elbiselerinin renklerinden söz edip anlattığı hikâye gerçekmiş gibi davrandı.
c) Öğretmenine şikayet ederek bir daha dalga geçmemelerini sağladı.
d) Okulunu değiştirdi.

8. Maddie, Peggy’ye neden bir not yazmayı düşündü ve neden vazgeçti?

a) Peggy’nin oyununa dâhil olmak için not yazmayı düşündü ama sonra oyunu sevmediğini fark etti.
b) Peggy’ye davranışlarının değiştirmesi için not yazacaktı ama faydası olmayacağını düşünüp vazgeçti.
c) Bu oyuna bir son vermesini söylemek için ancak bu kez onunla dalga geçeceğini düşünüp vazgeçti.
d) Peggy’ye okul çıkışı buluşmak için not yazacaktı, öğretmeni çok ödev verince vazgeçti.

9. Çocuklar Peggy tarafından onaylanmaya neden önem veriyordu?

a) Peggy zengin ve güzel bir kız olduğu için.
b) Peggy sınıfın en çalışkan kızı olduğu için.
c) Peggy sınıfın en popüler kızı olduğu ve diğerleri de ona uyum sağladığı için.
d) İstediği yapılmadığında Peggy kaba kuvvete başvurduğu için.

10. Yarışmayı kim ve nasıl kazandı?

a) Peggy, en güzel yazıyı yazarak kazandı.
b) Maggie, arkadaşlığın önemi konusunda bir konuşma yaparak kazandı.
c) Peggy ile arkadaşları grup olarak ve hile yaparak kazandılar.
d) Wanda, 100 elbise resmi çizerek kazandı.

11. Bayan Mason okul müdüründen gelen notu nasıl karşıladı?

a) Sevindi. Sınıfın yeterince kalabalık olduğunu ve sonunda öğrencilerinden biri azaldığını söyledi.
b) Üzüldü. Öğrencilerinin, bilerek ve isteyerek bunu yapmamış olmalarını umdu ve bunun üzerinde düşünmelerini istedi.
c) Ağlamaya başladı ve sınıftaki bütün öğrencilere ceza verdi.
d) Üzüldü ve onu okuldan uzaklaştıranların cezalandırılmasını istedi.

12. Peggy, Wanda’ya sürekli olarak ne soruyordu?

a) Kaç tane elbisesi olduğunu.
b) Ailesinin nereden geldiğini.
c) Kaç yaşında olduğunu.
d) Babasının ne iş yaptığını soruyordu.

13. Öğretmen 13 numaralı sınıfta neden sadece kızların resimlerini sergiledi?

a) Çok fazla resim olduğu ve onları sergileyecek yeteri kadar yer olmadığı için.
b) Kızlarla erkeklerin resimlerini ayırmak istediği için.
c) Müdür ona böyle bir talimat verdiği için.
d) 13 numaralı sınıf, diğerlerine göre daha büyük olduğu için.

14. Peggy, Wanda’yla ilgili okuldan sonra ne yapmayı planlıyordu ve bunun için ne söyledi?

a) Wanda’ya bir not göndermeyi planlıyordu. “En iyisi ona bir not yazayım,” dedi.
b) Annesini Wanda’nın evine göndermeyi planlıyordu. “Anneme söyleyeyim de evlerini ziyaret etsin,” dedi.
c) Gidip Wanda’yı görmeyi planlıyordu. “Hadi gidip şu kızın kasabadan ayrılıp ayrılmadığına bakalım,” dedi.
d) Ona çiçek göndermeyi planlıyordu. “En iyisi, bir demet çiçek göndermek,” dedi.

15. Batak Tepeler nasıl bir yerdir?

a) Güneşli, yeşil ve rüzgarlıdır.
b) Kasvetli, soğuk ve iç karartıcıdır.
c) Sürekli yağmur yağardı, sis içindedir.
d) Sürekli karlıydı, ulaşım zordur.

16. Wanda’nın evi ve bahçesi nasıldır?

a) Virane bir evdir ve bahçesinde yabani otlar büyümüştür.
b) Bir villaya benzemektedir ve bahçesi çok bakımlıdır.
c) Küçük, sıvaları dökülmüş bir evdir. Bahçesi dağınık ve pistir.
d) Bahçesinde tavuk kümesi olan, küçük, beyaz bir evdir. Ev ve bahçe temizdir.

17. Peggy ve Maddie, Wanda’ya mektup yazmak istediklerinde nasıl bir sorunla karşılaştılar? Bu sorunu çözmek için ne yapmaya karar verdiler?

a) Yazacakları şeyler konusunda anlaşamadılar ve daha sonra yazmaya karar verdiler.
b) Postaneler kapalı olduğu için açık olduğu bir gün mektup yazıp göndermeye karar verdiler.
c) Yanlarında kalem kağıt ve zarf yoktu. Mektubu okulda yazmaya karar verdiler.
d) Wanda’nın yeni adresini bilmiyorlardı ve postanede yeni adresinin olabileceğini düşünüp oraya gitmeye karar verdiler.

18. Wanda neden yüz elbisesi olduğunu söylemiş olabilir?

a) Diğer kızlarla arkadaş olabilmek için.
b) Öyle hayal ettiği için.
c) Ailesini zengin sanmaları için.
d) Bunun bir oyun olduğunu düşündüğü için.

19. Wanda’nın mektubundan sonra Maddie onunla ilgili ne düşünür?

a) Wanda’nın onlardan nefret ettiğini.
b) Peggy ve arkadaşlarının Wanda’yı çok üzdüğünü.
c) Wanda’nın onları gerçekten sevmiş olabileceğini.
d) Wanda’nın artık mutlu olduğunu düşünür.

20. Wanda’nın resmine bakınca neyi fark eder?

a) Wanda’nın kendi resmini çizdiğini.
b) Resimdeki kızın kendine benzediğini.
c) Wanda’nın resim konusunda yetenekli olduğunu.
d) Wanda’nın kendini resim çizerek çok güzel ifade ettiğini.


Cevap Anahtarı:

1. d       2.a       3.c       4.b       5.a 
6.d        7.b       8.c       9.c     10.d
11.b    12.a     13.a     14.c      15.b 
16.d    17.d     18.a     19.c     20.b

29 Kasım 2020 Pazar

11. Peron - Gökhan Duman - 12 işçi Köln’de bir pansiyonda kalıyorduk


“Eşim Almanya’ya gidiyorum dediğinde hiç ses etmedim. Adını ilk defa duyuyordum. Yolculuk trenle üç gün sürüyor dediği o an anladım. Demek benden bu kadar uzağa gidiyordu.”

“Eşimden bant gelmiş, bütün ev teybin başındayız. Eşim bantta ‘iyisiniz inşallah’ diyor bütün ev ‘iyiyiz iyiyiz’ diyor, ‘köye kar inmiştir’ diyor, herkes ‘indi indi’ diyor. En son anasını, babasını herkesi andı, kalanlara da hasretle selam ederim dedi. İşte o kalan bendim.”

“Bazı aileler vardı hani, çok önemsenmezdi. Ama her bayram kapınızı çalar, az oturup giderdi. Biz işte o aileydik.”

“18 yıl Essen'de çalıştık ama adres sormadan bir yeri bulamıyorduk. Biz hep şehrin altını gördük, üstünü görmedik ki bilelim."

"O zamanlar tek firma vardı, o götürüyordu cenazemizi memlekete. Ama hafta sonu kapalıydı. Biz de ne yapalım, inşallah hafta içi ölürüz diyorduk."

Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)

12 işçi Köln’de bir pansiyonda kalıyorduk.

Bizim pansiyonun en yaşlısı Muharrem abinin okuma yazması yoktu.

Bir gün elinde mektupla geldi, ‘Yengen yollamıştır belki şunu bana okur musun Bayram?’ dedi.

Bir kıyıya geçtik, mektubunu tane tane okudum.

Yenge yollamıştı...

Hem dinledi, hem ağladı.

Birkaç gün sonra ‘Bir de cevap yazalım Bayram’ dedi.

Oturduk iki sayfa yazdık.

Gel zaman git zaman bu iş benim üstüme kaldı.

İki haftada bir mektup okuyup cevap yazıyorduk.

Artık aileden biri sayılırdım, her şeylerini biliyordum.

Son mektupta Muharrem abinin hanımı ‘Sağ olsun bizim komşunun kızı Gülizar ne zaman istesem sana mektup yazıyor’ diye not düşmüş.

Meğer yengenin de okuma yazması yokmuş, o da tanıdık birine yazdırıyormuş. Muharrem abi cevabi mektubunda şöyle yazdırdı:

‘Allah razı olsun bizim Bayram da beni kırmıyor, hem okuyor hem yazıyor.’

İşte her şey o günden sonra başladı.

Ben Muharrem abiden habersiz mektubun sonuna ‘Gülizar Hanım yazınız pek güzelmiş, okunması çok kolay’ minvalinde bir not düşünce o da bana bir şeyler yazdı.

O notlar zamanla çeyrek sayfa, hatta yarım sayfayı bulmaya başladı.

Tabi ne Muharrem abi, ne de yenge hanım bu durumdan haberdar.

Öyle öyle biz işi büyüttük. Gülizar ailesinden çekindiği için kendi ismine mektup yazamıyordum.

Muharrem abinin mektubunun bir kısmını kendime ayırıp öyle haberleşebiliyordum.

O da aynısını bana yapıyordu. Yani onların 'gurbet mektupları' bizim de 'aşk mektuplarımız' olmuştu aynı zamanda.

Çok vakit geçmeden konuyu Muharrem abiye açtım.

‘Ulan Bayram ben bir söylüyorum sen üç yazıyordun meğer ondanmış’ dedi, gülüştük.

Gülizar’ı istemeye gittik, dört ay içinde evlendik çok şükür. Ama o mektupları bize vermediler.

Aşk mektuplarımız onlarda kaldı.?

Kafka'nın Bebeği - Parkta Bebeğini Kaybeden Küçük Kız ve Franz Kafka'nın Yazdığı Mektuplar - Gerd Schneider



1923. Berlin'de bir park. Küçük bir kız çocuğu kaybolan bebeğinin arkasından ağlarken, parkta karşılaştığı siyah giyimli, ince yapılı, kibar bir adam onu avutmaya çalışır. Herhangi biri değildir bu adam, Franz Kafka'dır. Ağır hasta olan ünlü yazar küçük kızı çektiği üzüntüden kurtarmak için çok özel bir çözüm üretir. Her gün parka gelir, kendi yazdığı bir mektubu getirir ve bunu kaybolan bebeğin gönderdiğini söyler. Günlerce buluşur bu iki sıra dışı kişi ve aralarında tuhaf bir arkadaşlık gelişir. Bu özel mektupların yalnızca küçük kıza değil, Franz Kafka'ya da yardımı olacak, sayılı günleri kalan yazar kısa süreliğine de olsa hayata sarılacaktır; ancak günün birinde beklenmedik bir olay bu arkadaşlığın sürmesini zora sokar.

Büyük yazarın hayatının son haftalarını, gerçek bir olaydan yola çıkarak ve biyografik bilgilerle donatarak anlatan bu roman Kafka okuru için gerçek bir sürpriz.
(Tanıtım Bülteninden)

Hiç evlenmemiş ve çocuğu olmayan Franz Kafka günün birinde Berlin'de rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kıza rastlamış. Kız ağlıyormuş. Çünkü oyuncak bebeğini kaybetmiş ve bu onu çok üzmüş. 

Kafka, bebeği onunla birlikte aramayı önermiş. Beraber uzun süre bebeği aramışlar ama başarısız olmuşlar. Aramanın sonunda ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere sözleşmişler. Ağır hasta olan ünlü yazar küçük kızı çektiği üzüntüden kurtarmak için çok özel bir çözüm üretmiş.

Sonra Kafka vakit yitirmeden eve koşup bir mektup yazmaya başlamış. Bebek tekdüzelikten, hep aynı insanlarla yaşamaktan bıkmış, artık dünyayı gezmek, yeni arkadaşlar edinmek için seyahate çıktığını yazmış. 

Parkta küçük kızla tekrar buluştuklarında bebeği aralar ve yine bulamamışlar. Kafka mektubunu küçük kızın kendisine okumuş; “Lütfen benim için kederlenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. Sana başımdan geçenleri anlatacağım.” diye de eklemiş mektubun sonuna. Bu birçok mektubun ilkiymiş. 

Kafka, küçük kızla her buluştuğunda kızın oyuncak bebeğinin hayali maceralarını özenle yazdığı mektuplardan ona okurmuş. Küçük kız da bu şekilde avunurmuş. Derken gün gelmiş, görüşmelerin artık sonu gelmiş. 

Kafka, son görüşmede küçük kıza bir oyuncak bebek getirmiş. Küçük kız, aslından oldukça farklı olan oyuncak bebeğe şaşkınlıkla bakakalmış. Bebeğe iliştirilmiş bir not küçük kızın şaşkınlığını gidermiş: “Yolculuğum beni çok değiştirdi.” 

Uzun yıllar sonra, artık bir yetişkin olmuş olan küçük kızımız, gözü gibi baktığı bebeğinin, gözünden kaçırdığı bir çatlağının içine sıkıştırılmış bir mektup bulmuş. Kısaca şöyle yazmaktadır : “Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin, ama sonunda sevgi başka bir surette geri dönecek.” 

Kafka hakkında bu hikayeyi daha önce okudunuz mu bilmiyorum ama okuduysanız bile dahası var bu hikaye hakkında. Peki ya Kafka'nın son eserini bu küçük kızın yüzünü güldürmek için yazdığını söylesem. 

Oyuncak bebeğini kaybettiği için hıçkıra hıçkıra ağlayan bir küçük kızın yüzünü güldürmek, onu yeniden hayata bağlamak için bir eser yazar mıydınız? Franz Kafka yazmış. 

Gert Schneider’ın Kafka’nın Bebeği adlı romanında bunları daha ayrıntılı olarak bulabilirsiniz. 

"Hayatının son yıllarını Berlin’de geçiren büyük yazar Franz Kafka hergün yaptığı gibi parkta yürüyüşüne çıkmış. Tabi onca işine gücüne, onu hızla tüketen hastalığına rağmen Kafka'nın bu mektup yazma işine girmesi garibime gitmedi de değil hani. Son günlerini birlikte geçirdiği sevgilisi Dora Diamant “Sadece küçük bir kızı kandırmak için değil, eserlerini yazarkenki ciddiyetle, adeta yazınsal bir tutkuyla yazıyordu” diye anlatıyor bu durumu."  

Yani Kafka son büyük eserini, 1923’te, küçük bir kızın gözyaşlarını dindirmek için yazmış aslında. 

Dora Diamant’ın röportajlarında ve yazılarında anlattıklarına göre, Kafka aksatmadan her gün parka gidip kıza yeni mektuplar okuyor, bebeğin büyüyüp okula gitmesini, yeni insanlarla tanışmasını anlatıyormuş. Amacı küçük kızı, bebeğin hayatından tamamen çıkacağı âna hazırlamakmış. Sonuncu mektupta bebeği evlendirmiş, hatta ona gayet şenlikli bir düğün merasimi tasarlamış. 

Kafka'nın bu küçük kızla birkaç ay süren ve rivayet olabilir şüphesi hala bulunan hikayesi Gerd Scheneider tarafından "Kafka'nın Bebeği" adıyla romanlaştırıldı. Bu romanda Kafka'nın kayıp el yazmalarını, mektuplarını ve eserlerini gün ışığına çıkarmayı, hayatının gölgede kalmış noktalarını aydınlatmayı amaçlayan "Kafka Projesi" kapsamında yazıldı. 

Bilindiği üzere Kafka'nın eserlerinin çok azı elimizde. Eserlerinin bir kısmını kendisi yakmış, bir kısmı da ailesinden geri kalanların Nazi kamplarında öldürülmesinden dolayı ulaşılamamıştır. Şimdilerde Kafka uzmanları ve okurları, yazarın son aylarını birlikte geçirdiği sevgilisi Dora Diamant tarafından aktarılan bu hikayenin somut kanıtlarını, yani bebeğin ağzından küçük kıza yazılan mektupları bulmanın peşinde… 

O zamana dek, Gert Schneider’ın kısmen belgeleri tarayarak, kısmen de hayal gücünü kullanarak yazdığı romanı okuyun derim. Edebiyatın kimi zaman hayat kurtaracak kadar güçlü olabildiğini görmek için okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Tabi araştırdığınızda göreceksiniz ki bu hikayeyi ilk yazan Gert Schneider değilmiş. 

Evet, bu hikayeye Paul Auster "Brooklyn Çılgınlıkları" adlı romanında da yer vermiştir. Paul Auster bu olaya: “Küçük kız, yazı sayesinde sayesinde bebeğini özlemekten, aramaktan vazgeçmişti. Kafka, bebeğin yerine başka bir şey vermişti ona. Bir hikâyesi vardı artık. İnsan bir hayal âleminde, bir hikâyenin içinde yaşayabilecek kadar şanslıysa eğer, gerçek dünyanın acıları sona erer. Hikâye devam ettiği sürece gerçek yoktur.” diyerek yer vermiştir. 

Bu olayı aslında Kafka açısından da değerlendirmek gerekiyor ki bu arkadaşlık ve mektuplar sayesinde tekrar yazma tutkusuna sarılmıştır. Ölümün pençesinde olan bir yazar için hayatına daha bir şevkle bağlanmasını sağladığı görüşündeyim. Yani bu mektup yazma hem küçük kız hem de Kafka için hayatlarına devam etmeyi sağlayan yararlı bir olaydır. 

Sonuç olarak bu hikaye gerçek de olsa, sadece iyi niyetli bir rivayetten ibaret de deseler, gerçekten güzel. Bizde uyandırdığı duyguların gerçekliğini biliyoruz. 

Kitaptan alıntı; 

Yere düşen bir çocuk, ortamdakileri kahkaya boğmuşken Franz, alçak ama kararlı bir sesle “Ne kadar da ustalıkla düşüp ve ne kadar da ustalıkla ayağa kalktın sen öyle!” der. Sessizleşir herkes."

1 Kasım 2020 Pazar

Lata Şiba - İki Kent Arasında (İrem Uşar) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili



Kitabın Adı : LataŞiba

Kitabın Yazarı : İrem Uşar

Kitap Hakkında Bilgi:

Çocuk edebiyatının dikkati çeken genç yazarlarından İrem Uşar, birbirine zıt kentlerde yaşayan ve yasak olanı keşfetmek için benzer duygularla yola çıkan iki çocuğun, tehlikeli olduğu kadar eğlenceli hikâyesini anlatıyor. Herkesin zayıf, her yerin dapdar ve eğlenceli her şeyin yasak olduğu Şiba'da yaşayan Dara da; hayatın yemek, eğlence ve tembellik üzerine kurulu olduğu Lata'da yaşayan Şlopgen de, günün birinde kentlerini çevreleyen yüksek duvarların ardında ne olduğunu merak ederler. Katı kurallarla tektipleştirilmiş toplumlarda birbirinden habersiz büyüyen iki kahramanın yıllar önce bir belediye başkanının kaprisi sonucu ikiye bölünen Lataşiba'yı bir araya getirme girişimlerini etkileyici bir kurguyla aktaran roman, Bilge Yarasa ve Ressamlar adlı ressam gibi renkli karakterlerle bezeli. Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) Yılın En İyi Çocuk Öyküleri Kitabı 2011 Jüri Özel Ödülü sahibi yazarın, yalın bir dille kaleme aldığı kitaba, Sadi Güran'ın özgün desenleri hayat katıyor. Hem çocukları hem de yetişkinleri tektipleştiren ve ötekileştiren kurallar üzerine düşünmeye davet eden modern bir masal.

Bir yanda Genişler'in kenti Lata'da yaşayan Şlopgen; diğer yanda Darlar'ın kenti Şiba'da yaşayan Dara. Birbirinden habersiz iki çocuk. Genişler'in Lata'sında hayat yirmi top dondurma gibi; Darlar'ın Şiba'sındaysa her şey solucan gibi ince ve uzun. Eski bir kitap ve festivalde kendini gösteren bir gölge, Şlopgen'le Dara'nın dikkatini çekince olan olur! Yaşamlarının ve kentlerinin sınırını belirleyen yüksek duvarın ardında ne vardır acaba?...
(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Özeti:

İnsan, dilediği her şeye sahip olabillir. Derde, tasaya yabancı olarak sonsuz bir keyif diyarında yaşayabilir. Geniş soluklar alabilir, ağız dolusu gülebilir. Ya da istediklerini bulamayabilir yamacında. Tükenmez kurallar arasında sıkışıp soluksuz kalabilir; kocaman gölgeler altında bunalıp gülümsemeyi unutabilir. İnsan hep aynı kalabilir ya da her an değişebilir. Bambaşka yerlerde, bambaşka şartlarda yaşayan insanları bulutların üzerine çıkarabilen tek birşey vardır: Hayallerinin peşinden gidip, maceraya atılmaktan çekinmemek.

Darlar Kenti Şiba’da insanlar, göğe yaklaşan ince uzun binaların daracık pencerelerinden izliyorlar dünyayı. Nehri fanustan akıtıyorlar, sokak hayvanları bu şehrin kaldırımlarına yabancı. Şiba Kenti, kurallar ve tükenmez yasaklardan inşa edilmiş upuzun bir anıt sanki. Herkes incecik burada; yemek yiyip kilo almak yasak, bağırarak şarkı söylemek de. Gülmeye pek ihtiyaç duymuyorlar, ağaçlara da öyle… Öylesine ezbere ve ağır bir hayat ki bu; saatlerde yelkovan yok. Bu kentte yaşayan herkes gibi incecik olan kahramanımız Dara’nın okulu da şehrine uygun; sınıflar, kağıtlar herşey ince ve uzun. Öğrenciler okuldan sonra topluca kütüphaneye gidip, yaşadıkları yer dışında fazlasını bilmeye ihtiyaç duymamaları salık veren kitaplar okuyorlar. Dara, kütüphanenin beş yüzüncü katına çıkmayı seviyor en çok, çünkü yasaklardan bir nebze olsun uzaklaşabildiği tek yer burası. Hayalleri, merakları, kalbi küt küt atsa da yasakları çiğnemenin verdiği mutlulukla Dara “geniş” diyebiliyor burada. Geniş kelimesini kullanmak, bu kentteki, en büyük yasak. Halkın belki de başka türlüsünü bilmediğinden huzurla devindiği bu düzen; ilginç, gülümseten şeylerin ancak rüyalarda çıkageldiği bu kent Dara’yı sıkıyor aslında, ardında yeni bir şeyin olmadığı söylenen surların öbür yanını görebilmeyi, rüzgarı hissetmeyi, bu uyuşukluğa son vermeyi istiyor içten içe. Sandığı kadar yalnız olmadığını, ceza almaktan pek de çekinmeyen arkadaşı Darfıl’ın da aynı kata konuk olmasıyla anlıyor. Darfıl’ın elinde daha önce karşılaşmadıkları “yasak kitap”tan bir sayfa, Dara’nın elindeyse surların diğer tarafına ait olduğunu düşündüğü bir baca resmi. Bu iki sıradışı şey muhakkak ki bağlantılı onlara göre. Yasak kitabın sayfasında, çok eskiden yaşamış gezgin bir Şiban’ın kehaneti:

“İki çocuk göbekten bağlanacak

Tırtıllar kelebek olacak,

Gündüz geceyi,

Gece gündüzü tanıyacak

Çilingir göründüğünde

Denge yatıya kalacak”

Bu hayret ve merak kokan ortama bir de fanusla kaplı nehirden nasıl çıktığı anlaşılamayan cam kurbağası konuk olunca maceraya atılmak kaçınılmaz oluyor haliyle. Cezaları göze alıp kurulan tehlikeli planlar mı dersiniz; bilgece yanıtlar alınan ziyaretlerle dizginlenemeyen meraklarını tepeye tırmandırmak mı… Dara ve Darfıl, arkadaşları hayatlarına çizgilere basmadan devam ederken, maceraya doğru koşuyorlar. Ve gözleri o güne dek gördükleri en büyüleyici görüntüyü armağan ediyor onlara: “Ötekiler”in şehrini, surların öte yanını. Geniş çayırlar, sınırsız gülümsemeler, hesapsız uykularla bezenen; Şiba’nın bilgesi Kör Yarasa’nın “Ahhh, güzeller güzeli Lata” diye yad ettiği kenti; Genişler’in kentini yani..Şlopgen, bu güzel kentteki neşeli ve geniş kahramanımız; kocaman sınıfında yüzlerce arkadaşıyla birlikte kahkahalar atarak şarkılar söylüyor. Herkesin hep güldüğü, çok güldüğü, bol bol yemek yediği, amaçsızca gezindiği, dilediğince uyuduğu, yüzdüğü, özgürce keyif çatılan bir kent Lata. Yemyeşil çayırlara yayılan geniş ve kısa evlerde yaşayan Latanlar, ağaçlarda cıvıldayan kuşlarla, kentte dolanan türlü çeşit hayvanla haşır neşir; aceleye getirmeden yaşıyorlar hayatlarını. Hızlı harekete lüzum yok, çalışmak çok da gerekli değil. Kural yok, ceza yok, yasak yok. Her nefeste sanki “İçinden geleni yap, bolca gül; ye, iç genişle,geniş giyin, geniş zamanlarda yaşa” diyor bu kentin sakinleri. Lata’da darlık yasak değil ama makbul da değil elbet. Şiba ne kadar darsa, Lata her açıdan o kadar geniş.

İki kentin belki de benzeşen tek özelliği, zaman kavramının bir hayli karışmış olması. Lata’lılar bu karışıklığın Ay’ın kentlerini uzun zamandır ziyaret etmemesine neden olduğunu düşünüp, onu karşılamak için şenlik düzenliyor ve Şlopgen’e oluyorsa işte o şenlikte oluyor. Kentin bilgesi Ressamlar (çoğul, evet) şenlik için yaptığı harikulade resmin üzerine, surların ardındaki “öteki” kentin ince uzun gölgesinin düşeceğini bilmiyor, elbette. Şlopgen’le onu buluşturan da bu ortak şaşkınlık işte. Gölgenin görülmesinin ardından gelen inkarlar ve kentte o güne dek adı geçmeyen yasakları, ikisi dışında herkesin anında kabullenmesine duydukları kırgınlık bir de. Şaşkınlık, merak ve Ressamlar’ın ağzından dökülen müthiş sırlar Şlopgen’e cesaret kuşandırıyor. Yardım istediği arkadaşı Yumgen; eğlenceden uzaklaşmaya pek yanaşmayınca, gölgenin sırrını çözmeyi kafaya takan kahramanımız ne yasaklardan çekiniyor, ne keyifli hayatının cazibesine kanıyor. Sonrası öyle bir macera ki...

Şiba’nın anlatıldığı bölümde, resmi ideolojinin nasıl kök salıp güçlendiği hikâyeye ustalıkla yerleştirilmiş. Fantastik bir evrende çok tanıdık unsurlarla karşılaşıyoruz. Tabiri caizse, doğru belletilen tüm saçmalıkların mantıklı bir açıklaması yapılmış; kent kütüphanesi ideolojiyi besleyen kitaplarla donatılmış. En önemlisi de Dara’nın bütün bu tuhaflıkları normalleştirmiş olması. Kentini öyle tatlı anlatıyor ki, “Güneş o zararlı ışınlarıyla evlerimizde gezemez,” ya da “Tüm yollara beton döktük, artık kimsenin ayakkabısı yağmurda çamurlanmıyor,” diyor mesela. Elbette hiç şaşırmıyoruz çünkü Dara içine doğduğu doğrulardan başka bir hayatın mümkün olduğunu bilmiyor. Fakat çocuk her yerde çocuk işte. Yasakları delmek hoşuna gidiyor, merak ediyor, bildiğiyle yetinmiyor, öğrenmek istiyor, değişimden korkmuyor.

Lata’nın anlatıldığı bölümde ise başka metaforlar saklı. Orası adeta düşlerden kopmuş bir kent. Her şey tozpembe, her şey çok güzel! Önce Lata’nın bir hayal diyarı olduğunu düşünüyoruz. Derken hikâyenin sonuna doğru oranın da ideal olmadığı anlaşılıyor. Genişler sadece kendilerini sevip kendilerini önemseyen bir halka dönüşmüş, tıpkı Darların yaptığı gibi anlamsız yasaklar koymuş, kendi normlarının dışına çıkan şeyleri yasaklamışlar. İki kent biçimsel olarak farklı ama aslında birbirine çok benzer: İkisi de insanlara kendi dayattığından başka bir yaşam şansı tanımıyor. Onları pek çok anlamda hapsediyor ve kendine benzemeyenlere sırt çeviriyor. 

Son bölümün başlangıcı sayabileceğimiz sayfalarda, iki kentin birbirine sırt çevirmesine neden olan olayları, hikâyenin önemli bir karakterinden, Ressamlar’ın ağzından dinliyoruz.

Kitabın Yazarı Hakkında Bilgi :

İrem Uşar, 1975’te İstanbul’da doğdu. Notre Dame de Sion Lisesi’nin ardından Marmara Üniversitesi Radyo, Televizyon, Sinema Bölümü’nden mezun oldu. Muhabirlik, editörlük ve metin yazarlığı yaptı. İlk romanı Ayrıkotu (2008) konusu kadar, genç üslubuyla da ilgi çekti. 2010’da PEN’in davetiyle Belçika’nın Antwerp kentinde katıldığı yazarlık atölyesinde, Günışığı Kitaplığı’nın, Assos yakınlarındaki Sivrice Deniz Feneri için özel projelendirdiği çocuk kitabı Fenerden Taşınan Işık’ı (1. baskı: 2011, 4. baskı: 2013) yazdı. Bu resimli ilk çocuk kitabını, gülümseten aile öykülerini içtenlikle kaleme aldığı Kuuzu ve Lunapark Ailesi (1. baskı: 2011, 2. baskı: 2013) izledi. Bu öykü kitabıyla, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) Yılın En İyi Çocuk Öyküleri Kitabı 2011 Jüri Özel Ödülü’ne değer görülen Uşar, yıllardır tai chi çalışıyor ve İstanbul’da yaşıyor.

25 Ekim 2020 Pazar

Dervişin Teselli Koleksiyonu (Mecit Ömür Öztürk) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



1. Aşağıdakilerden hangisinde Âd ve Semud kavimlerinin peygamberleri sırasıyla verilmiştir? 

A) Lut - Şuayb 
B) Salih - Lut 
C) Hud -Nuh 
D) Şuayb - Nuh 
E) Hud - Salih 

2. “Arayış Tesellisi” başlıklı yazıda İbn-i Sina’nın bir gencin hastalığını teşhis ve tadevisinin anlatıldığı bir hikâyeye yer verilir. Bu hikâyede İbn-i Sina hastanın nabzını tutar ve “…” der. Aşağıdakilerden hangisi İbn-i Sina’nın sözünü tamamlar? 

A) Çantamdan kitabımı bana verin. 
B) Yanıma bir yardımcı gönderin. 
C) Beni hastayla yalnız bırakın. 
D) Bana buradaki şehirleri iyi bilen bir adam getirin. 
E) Hastaya dua edin. 

3. “Uyum Tesellisi” başlıklı yazıda Mevlâna Hazretleri der ki, “Dünya bir ağaçtır. Bizler de bu ağacın yarı ham, yarı olmuş meyveleri gibiyiz. Ham meyveler ağacın dalına iyice yapışır; oradan kolay kolay kopmazlar. Çünkü ham meyve …” Mevlâna’nın yukarıdaki sözünü tamamlayan ifade aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Henüz olgunlaşmamıştır. 
B) Ağaçta durmalıdır. 
C) Köşke ve saraya lâyık değildir. 
D) Tercih edilesi değildir. 
E) Lezzetli değildir. 

4. “Kefaret Tesellisi” başlıklı yazıda Peygamber Efendi’mizin bazı günahların temizlenmesi için sıraladıkları arasında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? 

A) Hac 
B) Hayrat 
C) Oruç 
D) Namaz 
E) Geçim yolunda çekilen sıkıntılar 

5. “Tamamen mutsuz insan var mıdır? Herkes az veya çok mutludur. Kişi kendini çok mutlu insanlarla kıyaslayınca mutsuz, kendinden daha az mutlu insanlarla mukayese ederse, mutludur. Bu kadar basittir.” Yukarıdaki cümlelerle ifade edilmek istenen teselli aşağıdakilerden hangisidir? 

A) İmtihan 
B) Seçim 
C) Nasip 
D) Acz 
E) Kanaat 

6. “Tabir Tesellisi” başlıklı yazıda Nobel Ödüllü fizikçi Heisenberg’in şu sözüne yer verilir: “Gözlemlediğimiz şey doğanın kendisi değildir, doğanın yönelttiğimiz soruya verdiği yanıttır yalnızca.” Aşağıdakilerden hangisi bu ifadeyle çelişir? 

A) Kâinatın durumu öznel değil nesneldir. 
B) Vasıflar ona bakanın hâline göre oluşur. 
C) İnsan evrene nasıl bakıyorsa evren de ona göre şekillenir. 
D) Güzel gören güzel bakmıştır. 
E) Herkes kâinatı, kendi algılarına yansıyan biçimiyle hisseder. 

7.  Günahın affedilmesi - Gelecekteki başka nimet ve ödüllerin başlatıcısı olması 
Yukarıda sıralananlar insana verilen hangi hediye tesellisini ifade etmekte kullanılır? 

A) Nasihat 
B) Hayır 
C) Mertebe 
D) Musibet 
E) Şefkat 

8. “Arınma Tesellisi” başlıklı yazıda “Yüce kitabımızdaki ayetler incelendiğinde insanın günahlarından arınmaya dört farklı yerde muhatap olacağı anlaşılmaktadır.” ifadesine yer verilir. Aşağıdakilerden hangisi bu yerlerden biri değildir? 

A) Cennet 
B) Kıyamet gününün çeşitli safhaları 
C) Kabir 
D) Dünya 
E) Cehennem 

9. “Kader Tesellisi” başlıklı yazıda sahabeden Ubâde İbnu’s Sâmit’in ölümü sırasında Allah’ın ilk yarattığı şey olarak oğluna söylediği aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Kelam 
B) Kâğıt 
C) Kalem 
D) Kitap 
E) Kâtip 

10. Musibet isabet ettiğinde söylenmesi hem Kur’an-ı Kerim’in emri hem de Efendi’mizin sünneti olan “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci’ün” ayetinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Biz Allah’ın kullarıyız. 
B) Bizi Allah yarattı. 
C) Her şeyimizi veren Allah’tır. 
D) Biz fani kullarız. 
E) Biz Allah’a aidiz ve ona döneceğiz. 

11. Aşağıdakilerden hangisi “Müddet Tesellisi” başlıklı yazıda geçen “Az mı çok mu yaşadığımız yılların sayısına göre değil, yaşamdan ne kadar etkilendiğimize göre değişir.” düşüncesiyle aynı doğrultuda değerlendirilemez? 

A) Kavuşmalarımız ağır aksak / Ayrılıklarımız koşar adım 
B) İnsan daha mutlu acılar içinde / Gür kanı daha bir canlı 
C) Hep kötü olaylar, can sıkıcı yaşantılar tekrarlanıyordu; güzellikler, bir kere görünüp kayboluyordu. 
D) Şeb-i yeldâ’yı müneccimle muvakkıt ne bilir/ Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat 
E) Aşk ne kadar kısa ve unutmak ne kadar uzun 

12. “Hislerimiz ilahi isimlerin içimizdeki temsilcileridir.” Aşağıda bazı hisler ve onlara karşılık gelen ilahi isimler verilmiştir. Bu ifadelerden hangisi yanlıştır? 

A) Hastalık - Şafi ismi 
B) Hayatın varlığı - Muhyi ismi 
C) Açlık - Rezzak ismi 
D) Darlık - Bâsıt ismi 
E) Adalet - Adl ismi 

13. “Dönüş Tesellisi” başlıklı yazıda kişinin kendine yapabileceği en büyük kötülük olarak ifade edilen nedir? 

A) Ölümden korkmaması 
B) Rabb’i ile bağını koparması 
C) Dünyaya çok önem vermesi 
D) Harama yönelmesi 
E) Gaflet içerisinde olması 

14. “Cami kuşu” olarak adlandırılan ama daha sonra Peygamberimizce de kendisi için “yazık oldu” ifadesi kullanılan sahabenin adı nedir? 

A) Salabe 
B) Sad bin Vakkas 
C) İbn-u Abbas 
D) Sokrates 
E) Musab b. Sa’d 

15. “İrşat Tesellisi” başlıklı yazıda Ömer el-Halvetî, Allah’a giden yolculuğu dört ölüm türüyle açıklar. Aşağıdakilerden hangisi bu ölüm türlerinden biri değildir? 

A) Mevt-i ahmer 
B) Mevt-i ahdar 
C) Mevt-i esved 
D) Mevt-i ebyaz 
E) Mevt-i ezrak 

16. Nimet görünümüne bürünmüş ilahi cezanın adı nedir? 

A) İstihdam 
B) İstidraç 
C) İnkişaf 
D) İstiğna 
E) İlham 

17. “Benlik Tesellisi” başlıklı yazıda “Balkonlarınız çok yüksek sizin baş döndürüyor/Dünya pek alçak bir yer olacak yakında öyle görünüyor…” ifadesine yer verilir. Buradan hareketle aşağıdakilerden hangisi insan için söylenemez? 

A) Kibrin ilerlediği alçak gönüllülüğün gerilerde kaldığı bir zaman yaşamaktadır. 
B) Kendi sadeliğine ve basitliğine dönebilmelidir. 
C) Kendisine atfettiği uydurulmuş önemden vazgeçebilmelidir. 
D) Kendisine doğada ayrılmış sıradan yerine geçebilmelidir. 
E) Tabiatın ve varlığın bir parçası olarak herkesi yönetebilmelidir. 

18. Survivor yarışmalarında bir ada yaşamı içinde ölüm kalım mücadelesi veren insanlar tehlike ve zorluklardan keyif almakta onları izleyenler de farklı bir mutluluk hissetmektedir. Kitapta bu durumun sebebi nasıl açıklanmıştır? 

A) Korkulan şeyler başa geldiğinde insan isyan etmelidir. 
B) Acılar kabullenilip benimsenmemelidir. 
C) Planlanmış keder insana mutluluk getirir. 
D) Hayat, kederlerden bağımsızdır. 
E) İnsan kendini psikolojik olarak gam ve acılara hazırlayamaz. 

19. Aşağıdakilerden hangisi “Değer Tesellisi” başlıklı yazıda ifade edilenlerden biri olamaz? 

A) Konumundan dolayı insana herkesin saygı duyması insanı saygın biri yapmaz. 
B) Giyiminden dolayı bir insanı herkesin beğenmesi onun değerli olduğunu göstermez. 
C) İnsanlar taşıdıkları sıfatlara göre birbirlerine muamelede bulunurlar. 
D) İnsanın sahip oldukları onun özünü açıklar. 
E) Kuğu beyazlaşmak için uğraşmak zorunda değildir. 

20. “Rehberlik Tesellisi” başlıklı yazıda “Sınırlar ülkeleri birbirinden ayırabilir ama kederleri ayıramaz.” ifadesine yer verilir. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle anlatılmak istenen ifadeyle örtüşmez? 

A) İnsanların dertleri benzerdir. 
B) Dertler içerisindeki birinin başka bir dertli tarafında teselli edilmesi daha isabetlidir. 
C) Kederler ve teselliler özneldir. 
D) Bütün insanları kaynaştırarak kardeşliği hatırlatacak güç, keder ve teselli kavramlarında aranmalıdır. 
E) İnsanlar arasındaki uygun hitap biçimi; dert ortağım, kederdaşım şeklinde olmalıdır. 

21. “Hayatın kıymeti onun zıddı olan ölümle burun buruna gelmeden yeterince anlaşılamaz.” ifadesindeki altı çizili kelime kitapta hangi teselli başlığı altında yer almaktadır? 

A) Tezat Tesellisi 
B) Paydos Tesellisi 
C) Dünya Tesellisi 
D) Can Tesellisi 
E) Sır Tesellisi 

22. Bir Çin atasözü, “Ben size parmaklarımla güneşi gösteriyorum siz parmağıma bakıyorsunuz.” der. Bu atasözüyle asıl anlatılmak istenen nedir? 

A) Gözlüğe bakmak esastır. 
B) Pencereye bakmak önemlidir. 
C) İstanbul tabelası İstanbul’un kendisidir. 
D) Dünyadaki işaretlere ve nimetlerin listesine takılıp kalmalıdır. 
E) Dünyadaki her şey bize asıllarını işaret etmek için verilmiştir. 

23. “Skor acımasızdır ve ilahi adaletin ölçüsü skor değil çözüm yoludur.” Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki ifadede geçen ilahi adalet anlayışına uygun bir ifadedir? 

A) Futbolda önemli olan goldür. 
B) İyi oynadığı hâlde mağlup olan bir takım başarılı sayılmaz. 
C) Maçın oyuncusu seçilen futbolcunun mağlup takımda olması takımını galip yapmaz. 
D) Bir kaptanın iyiliği dalgalarla nasıl boğuştuğuna değil gemiyi limana getirip getirememesine bağlıdır. 
E) Yanlış bir çözüm yolu üreten öğrencinin tesadüfen doğru sonuca ulaşmasına tam puan verilmemelidir. 

24. “İnsan kendi kader kitabını henüz okumamış olduğundan, musibetler karşısında çabayla mükelleftir ve onlardan kurtulmak için elinden geleni yapmak zorundadır. Gelecek açısından olmasa da gelip çatmış bir musibet açısından …………….. kelimesi bir değer taşımamaktadır. Kaderde olduğu için yaşanan acılar cihetiyle bu ifade sakıncalı görülmüştür.” Bu parçada noktalı yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? 

A) keşke 
B) banane 
C) asla 
D) bilakis 
E) bazen 

25. “İstihdam Tesellisi” başlıklı yazıda Erzurumlu Habib Baba’nın “A be evladım şu dünyada öyle bir sultana vezir olacaksın ki, vezirlerin bile karşısında tir tir titrediği dünya sultanlarına, senin uyuzlu sırtını keseletsin.” dediği ve sırtını keselettiği padişah kimdir? 

A) 3. Murat 
B) 4. Murat 
C) Osman 
D) Süleyman 
E) Bayezıd 

26. “Çıkış Tesellisi” başlıklı yazıda anlatılan hikâyede bir padişahın, başvezirini seçmek için yaptırdığı kimisi sürgülü, kimisi halkalı baştan aşağı onlarca büyük kilitli kapının açılmasıyla ilgili yarışmaya dair aşağıda verilenlerden hangisi doğrudur? 

A) Kapının açılması için anahtar veya herhangi bir alet kullanmak serbesttir. 
B) Adayların hepsi kapıyı anahtarsız açamayacaklarını öne sürer. 
C) En büyük cüsseli aday, saklı anahtarı bulur ve kapıyı açar. 
D) En küçük cüsseli aday, kapının açılma imkânı yok ama bize itmek düşer diyerek zaten kilitleri kapalı olmayan kapıyı açar. 
E) En küçük cüsseli aday, saklı anahtarın yerini daha önce görmüştür. 

27. Kitapta anlatılanlara göre “ilahi kudretten istifadeye en layık varlık” aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Hayvan 
B) Bitki 
C) İnsan 
D) Ateş 
E) Su 

28. “Israrla isteyenlerin ısrarları kendisini asla usandırmayan!” ifadesinde “kendisini” sözcüğüyle kastedilen kimdir? 

A) Anne-Baba 
B) Melek 
C) Öğretmen 
D) Allah 
E) Peygamber 

29. “Neden başıma bu musibetler geliyor?” diyen birine verilecek cevap ne olmalıdır? 

A) Allah senin daha kuvvetli olmanı istiyor. 
B) İnsanlar senin ne kadar sabırlı olduğunu görmek istiyor. 
C) Musibetlere karşı dayanıklılığın insanlarca merak ediliyor. 
D) Seçilmiş, özel bir insan olduğunu gösteriyor. 
E) Musibetler kendine dost arıyor. 

30. “Başkalarına ihtiyaç duymamak övülmüş bir huydur. Ancak ‘kimseye ihtiyacım yok’ düşüncesi ………. güçlendiren ve nefsi azdıran bir felsefedir.” “İstiğna Tesellisi” başlıklı yazıdan alınan yukarıdaki ifadede boş bırakılan yere aşağıdaki kavramlardan hangisi getirilmelidir? 

A) Sekine 
B) İrşat 
C) Meişet 
D) Enaniyet 
E) İnayet 

31. “Bu dünya, insanın derecelendirmesi için vardır. Hayatın gayesi de bu ihtiyacı karşılayan bir imtihanın gerçekleşmesidir. İşte imtihanlar, bu iki uç arasında konumunu arayan insana durumunu göstermesi bakımından tetikleyici bir güce sahiptir.” “Seçim Tesellisi” başlıklı yazıdan alınan yukarıdaki bölümden hareketle insanın en aşağı mertebesini açıklayan kavram aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Âlâ-yı illiyîn 
B) Esfel-i safilîn 
C) Nefs-i levvâme 
D) Nefs-i kâmile 
E) Nefs-i merdiyye 

32. “Nefs Tesellisi” başlıklı yazıda “Azap sanılan şeylerin nimet, nimet görülen şeylerin ceza olmadıkları nereden belli?” ifadesinden sonra ünlü bir yazarın “Kolay elde edilmiş bir mutluluk mu, yoksa insanı yücelten acı mı daha iyi? Evet, hangisi daha iyi?” sorusuna yer verilir. Bu soruyu soran yazar kimdir? 

A) Tolstoy 
B) Ahmet Hamdi Tanpınar 
C) Dostoyevski 
D) Spinoza 
E) Halil Cibran 

33. “Tutunma Tesellisi” başlıklı yazıda Kur’anı Kerim’de Yusuf Peygamber’in hapsinin uzaması konusu anlatılırken şu ifadelere yer verilir: “Yusuf kurtulacağına inandığı arkadaşına -Efendine benden bahset, suçsuz olduğumu hatırlat- dedi.” Bazı müfessirler bu düşünceyi Yusuf Peygamber’in hapsinin uzama nedeni olarak yorumlar. Bunun sebebi aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Gerçekte kurtulacağına inanmamıştır. 
B) Bir faniden medet ummuştur. 
C) Süresinin dolmadığını bilememiştir. 
D) Yeteri kadar hapis yatmamıştır. 
E) Kendini garantiye almak istemiştir.

Cevap Anahtarı :

1 E        2 D        3 C         4 B        5 E 
6 A        7 D        8 A         9 C      10 E 
11 B     12 D      13 B       14 A     15 E 
16 B     17 E      18 C       19 D     20 C 
21 A     22 E      23 E       24 A      25 B 
26 D     27 C      28 D      29 A      30 D 
31 B     32 C      33 B

24 Ekim 2020 Cumartesi

Lata Şiba - İki Kent Arasında (İrem Uşar) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



1. Şiba’da yaşayanlar niçin yaptıkları işten heyecanlanamıyorlar? 

A) Katı kuralları olduğundan 
B) Birbirilerini sevmediklerinden 
C) Her gün aynı şeyleri yaptıklarından 
D) Çok zayıf olduklarından 

2. Aşağıdakilerden hangisi Şiba’nın özelliklerinden değildir? 

A) Saatlerinde yelkovan yoktur 
B) Etrafı surlarla çevrilidir 
C) Katı kuralları vardır 
D) Her şey çok eğlencelidir 

3. Dara kendini neden yalnız hissediyor? 

A) Hiç arkadaşı olmadığı için 
B) Herkes düzene uyduğu için 
C) Arkadaşlarını sevmediği için 
D) Arkadaşları onunla konuşmadığı için 

4. Dara’nın kendini güvende ve mutlu hissettiği yer neresidir? 

A) Veloserin tepesi 
B) Annesinin yanı 
C) Coğrafya dersi 
D) Kütüphane 

5. Şiba’da yasak olan kelime nedir? 

A) Hayal 
B) Geniş 
C) Kütüphane 
D) Kitap 

6. Dara’nın 500. kata çıkmasının sebeplerinden biri değildir? 

A) Rahat ve dilediğince hayal kurmak 
B) Çılgınca dans etmek 
C) Kendini özgürce ifade etmek 
D) Herkesten saklanmak 

7. Yasak sayfadaki kehanet (bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme) kime aittir? 

A) Darfıl 
B) Darliya 
C) Darkof 
D) Dara 

8. İki ağacın arasına asılacak resmin adı nedir? 

A) Gece gölgesi 
B) Ay kuşu 
C) Kuş bakışı 
D) Ayın parıltısı 

9. Birçok dostluğun, yepyeni renklerin ve tüm kilitlerin açılması için ne gerekir? 

A) Bencil olmamak 
B) Cesur olmak 
C) Kendine hiç benzemeyen biriyle arkadaş olmak 
D) Her zaman konulan kurallara uymak 

10. Veloser planları tutmayan Dara ve Darfıl kimden yardım almaya gittiler? 

A) Darkof 
B) Darbua 
C) Yarasa 
D) Darliya 

11. Darfıl sorgulamada neden eleştirel cümleler kuruyor? 

A) Müdürü sevmediği için 
B) Kuralların onları özgür bırakmadığı için 
C) Şiba’da kalmak istemediği için 
D) Veloser kazasında suçu olmadığı için 

12. Şiba’nın dışındakileri nasıl görüyorlar? 

A) Kütüphanenin 500. katında 
B) Karoları dizerken 
C) Cam kurbağasının gözünde 
D) Yarasanın yanında 

13. “Lata’da her gün ………………. başlar.” Noktalı yere aşağıdakilerden hangisi gelmez? 

A) Her gün kıkır mıkır başlar 
B) Her sabah ‘Mutlu Dişler Senfonisi’ ile başlar. 
C) Her sabaha gülerek başlar. 
D) Şarkıyı yanlış söyleyen cezalandırılır. 

14. Aşağıdakilerden hangisi Lata ve Şiba’yı ayıran sebeplerden biri değildir? 

A) İnsanların hep kendini düşünmeleri 
B) Ayrılığın iki ülkeyi geliştireceğini düşünmeleri 
C) Hep bana hep bana demeleri 
D) Sadece kendilerini sevip önemsemeleri 

15. Aşağıdakilerden hangisi Latanların özelliklerinden değildir? 

A) Sıkıntıya gelemezler 
B) Düşünüp araştırmayı çok severler 
C) Yemeye, içmeye hayranlar 
D) Herkes çok rahattır 

16. Çarşafın üzerine düşen gölgede Şlopgen, hiç kimsenin fark etmediği neyi görüyor? 

A) Surların üzerinden bakmaya çalışan Dara’yı 
B) Dev surları 
C) Yüksek ve dar binaları 
D) Hayalet bir şehri 

17. Şlopgen çarşaftaki gölge oyunundan sonra yanına nasıl birini arıyor? 

A) Hiçbir şey düşünmeyen bir kişi 
B) Kendisini (Şlopgen) araştırmadan vazgeçirtecek bir kişi 
C) Kendisi gibi şüphe eden bir kişi 
D) Hiçbir şeye kafa yormayan bir kişi 

18. Şlopgen’in kendinde olmasını istediği en önemli özellik nedir? 

A) Cesaret 
B) Hayal kurmak 
C) Araştırmak 
D) Şüphe 

19. Ressam Bay Kuugen “ışığı alıp hapsedenlere’’ ne diyor? 

A) Korkak 
B) Bencil 
C) Şüpheci 
D) Hayalci 

20. Lata’da yaşayanların şikâyet dağarcığında aşağıdakilerden hangisi yoktur? 

A) Son dilimi o yedi 
B) Niye bana gülmüyor 
C) O çok kitap okudu 
D) On gündür benimle oynamıyor 

21. Aşağıdakilerden hangisi Latan Andı’nda geçen korunması gereken değerlerden değildir? 

A) Çalışmak 
B) Uyumak 
C) Kendini sevmek 
D) Dinlenmek 

22. Aşağıdakilerden hangisi “Balodoba’’nın modüllerinden biri değildir? 

A) Kahkaha odası 
B) Yatakhane 
C) Hastahane 
D) Kütüphane 

23. “İlim kesinliği sever, ispatı sever.” sözünü kim kullanmıştır? 

A) Yarasa 
B) Bay Darkof 
C) Bay Kuugen 
D) Çilingir 

24. Neşe çemberi neyin sembolüdür? 

A) Kenetlenerek bir arada kalmanın 
B) Her zaman kurallara uymanın 
C) Sadece kendini düşünmenin 
D) Yaşadığı yere sahip çıkmanın 

Şlopgen, çarşafa yansıyan gölgelerin gerçekliğini araştırmak istedi. Arkadaşlarından yardım istediyse de arkadaşları başına iş açmak istemedi. 
25. Bu durum Latanların hangi özelliğiyle alakalıdır? 

A) Kimsenin araştırmayı sevmemesiyle 
B) Herkesin korkak olmasıyla 
C) Herkesin bencil olmasıyla 
D) Her şey olduğu gibi kalsıncı olmasıyla 

26. Şlopgen’in çarşafın altından geçerek girdiği saklı kentte duyduğu ilk söz nedir? 

A) Şehrimize hoş geldin 
B) Kimsin sen 
C) Bana elini ver 
D) Yıllardır seni bekliyordum 

27. Yumgen, neden Şlopgen’e yardım etmekten vazgeçti? 

A) Korkak olduğu için 
B) Kafa yormak istemediği için 
C) Ailesi olaylara karışma dediği için 
D) Hasta olduğu için

Cevap Anahtarı :

1 C        2 D        3 B         4 D        5 B 
6 D        7 B        8 B         9 C       10 C 
11 B      12 C     13 D       14 B      15 B 
16 A      17 C     18 A       19 B      20 C 
21 A      22 C     23 B       24 A      25 D 
26 C      27 B

Kim Demiş Fedakarlık Zor Diye? (Yavuz Bahadıroğlu) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



1. Eserimiz hangi bölümle başlar ve hangi bölümle biter? 

A) Teknolojik Aile- Kaçakçılar 
B) Hırsız- Kaçakçılar 
C) Teknolojik Aile- Kırmızı Defter 
D) Miras- Kaçakçılar 

2. Ece’nin annesi cep telefonuyla tanışmadan önce neler örmekteymiş? 

A) Atkı – yelek- eldiven 
B) Çorap – kazak- eldiven 
C) Kazak – atkı-bere 
D) Yelek- bere- çorap 

3. Ece’nin annesi cep telefonunu hangi amaçla kullanmaz? 

A) Mesajlaşmak için 
B) Fotoğraf ve video çekip paylaşmak için 
C) Konuşmak için 
D) İnternetten yemek tarifleri bakmak için 

4. Ece’nin beş yaşındaki kardeşine oyun konsolu alınmasının sebebi nedir? 

A) Hiç arkadaşı olmadığı için 
B) Bilgisayar oyunlarını çok sevdiği için 
C) Canı çok sıkıldığı için 
D) Sessiz durması için 

5. Ece’nin babası eskiden işten gelince ne yaparmış? 

A) Koltuğa uzanıp gazete, dergi, kitap okurmuş 
B) Dev televizyon ekranında dizi ve maçlar izliyormuş 
C) Yorgunluktan konuşacak hali bile olmuyormuş 
D) Koltuğa uzanınca uyuyup kalıyormuş 

6. Ece yatsı namazından sonra nasıl dua ediyormuş? 

A) Allah’ım, annemi kıyafet merakından, babamı para düşüncesinden, kardeşimi de bilgisayar oyunlarından kurtar 
B) Allah’ım, babamı cep telefonundan, annemi televizyondan, kardeşimi de bilgisayar oyunlarından kurtar 
C) Allah’ım, annemi cep telefonundan, babamı televizyondan, kardeşimi de bilgisayar oyunlarından kurtar 
D) Allah’ım, babamı kıyafet merakından, annemi para düşüncesinden, kardeşimi de bilgisayar oyunlarından kurtar 

7. Misafirler, büyüyünce ne olacağını sorduğunda Ece nasıl bir cevap vermişti? 

A) Polis olacağını çünkü kötü adamları yakalamayı çok istediğini söyledi 
B) Katil olacağını çünkü kötü adamların daha çok sevildiğini söyledi 
C) Katil olacağını çünkü kötü adamların hiç sevilmediğini söyledi 
D) Haydut olacağını çünkü onların daha çok saygı gördüğünü söyledi 

8. Hangisi “Hırsız” adlı bölümdeki Haluk ‘un özelliklerinden değildir? 

A) On dört yaşında olup uzun boylu ve zayıftır. 
B) Yalnız kalmaktan hiç ama hiç hoşlanmaz. 
C) Okumayı çok sever. 
D) Korku nedir bilmez. 

9. Süleyman, Canan ve Vildan hangi bölümün kahramanlarıdır? 

A) Miras 
B) Teknolojik Aile 
C) Kırmızı Defter 
D) Hayalim Nerede 

10. Hangileri Süleyman’ın babasına ait olan torbadan çıkanlardan değildir? 

A) Üç kutu ilaç ve bir defter 
B) Birkaç mendil ile bir tarak 
C) İki kalem ile kulaklık 
D) İki kitap ve bir silgi 

11. Aydın’ın babası niçin ormanlarda bekçilik yapıyormuş? 

A) Kötü yürekli insanlar ormanı ateşe veriyor, tomruk ve fidan çalıyordu. 
B) Kötü yürekli insanlar ormana çöp atıyor, ağaçları kesiyordu. 
C) Kötü yürekli insanlar fidanları kırıyor, ağaçları satıyordu. 
D) Kötü yürekli insanlar tomruk ve fidanlara dokunmuyor ama ağaçları kesiyordu. 

12. Aydın’ın babası sayesinde yakalatılan kötü adam kaç yıl cezaya çarptırılmış? 

A) 5 yıl 
B) 4 yıl 
C) 3 yıl 
D) 2 yıl 

13. Kötü adamlar Aydın’ı yakaladıktan sonra ne yapmıştır? 

A) Aydın’ın ellerini ve ayaklarını iplerle bağladılar. Sonra çalı çırpı toplayıp ormanı tutuşturdular. 
B) Aydın’ı sarmaşıklarla ağaca bağladılar. Sonra bantla ağzını kapattılar. 
C) Aydın’ı kalın bir iple ağaca bağladılar. Sonra ağaçları kesmeye başladılar. 
D) Aydın’ı sarmaşıklarla ağaca bağladılar. Sonra çalı çırpı toplayıp ormanı tutuşturdular. 

14. Jandarmaya haber veren Aydın bağlandığı yerden nasıl kurtuldu? 

A) Yanındaki bıçağıyla gizlice bağları kesti. 
B) Son bir çabayla çırpındı ve bağları gevşetti. 
C) Son anda yetişen ekipler onu çözdü. 
D) Kendini zorladı ve sonunda bağları koparmayı başardı. 

15. Aydın, ormandaki yangından kurtulmak için ne yapmıştır? 

A) Kendini suya atıp ıslak mendili ağzına, burnuna bağlamıştır. 
B) Kendini suya atıp hızla karşı tarafa yüzmüştür. 
C) Islak mendili ağzına, burnuna bağlayıp yardım beklemiştir. 
D) Yangının ulaşamayacağı kayalık bir alana tırmanmıştır. 

16. Hangisi Nermin’in haftalarca istediği bebeğin özelliklerinden değildir? 

A) Karnına dokununca kahkahalarla gülüyor. 
B) Kaşığıyla mama verince yiyor. 
C) Ayaklarını gıdıklayınca gülüyor. 
D) Ellerine dokununca seninle gezmek istiyor. 

17. Emrah’ın babası, işleri düzelince ilk olarak ne yapmıştır? 

A) Büyük sitelerden birindeki villaya taşınmıştır. 
B) Son model bir araba almıştır. 
C) Yepyeni eşyalar satın almıştır. 
D) Modern insanlar gibi pahalı kıyafetler almıştır. 

18. Emrah’ın babası niçin araba almıştır? 

A) İş yerine daha erken gidebilmek için 
B) Modern insanların arasına girdikleri için 
C) Oğlunu okuluna bırakabilmek için 
D) Hanımını iş yerine bırakabilmek için 

19. “Anne” adlı bölümdeki Ayşe Hanım’ın eşi nasıl şehit olmuştur? 

A) Hırsızları kovalarken araba kazası yaparak 
B) Bir katili yakalamak için peşinden giderken 
C) Haydutların tuzakladığı bir mayına basarak 
D) Bir hırsızlık olayında çatışmaya girerek 

20. Emrah’ın babası akşamları eve gelince ne yaparmış? 

A) Koltuğa uzanıp kitap ve dergi okurmuş 
B) Televizyonun karşısına geçip dizi izlermiş 
C) Yeni çıkan teknolojik araçları takip edermiş 
D) İnternetin başına geçip yabancı kelimeler ezberlermiş

Cevap Anahtarı :

1 A        2 C        3 B        4 D        5 A 
6 C        7 B        8 B        9 C        10 D 
11 A      12 B      13 D      14 B      15 A 
16 C      17 A      18 B      19 D      20 D