Allahaısmarladık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Allahaısmarladık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Kasım 2019 Çarşamba

Allahaısmarladık (İbrahim Naci) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Allahaısmarladık

Kitabın Yazarı : İbrahim Naci

Kitap Hakkında Bilgi :

Çanakkale Savaşı'nda bir şehidin günlüğü...

Bizzat savaşın içinde yer almış bir teğmenin acıları, hüzünleri, umutları… Kendi geriye dönememiş ama duyguları, özlemleri, hayalleri küçücük bir defterle ailesine, yurduna dönmüş. Uğruna ölüme yürüdüğü vatanına bir hatıra bırakmış.

...Yeni gelen emirde, beş günde Akbaş İskelesi'ne gidecek, oradan da vapur ile Anadolu'ya geçecekmişiz.

...Ben siperde düşmanla karşı karşıya olmalıyım. Çünkü çarpışmak, boğuşmak istiyorum. Hem ben, kendimin ne olduğunu anlayayım, hem düşman...

...Maydos [Eceabat]… Bu küçük ve şirin kasaba şimdi ne matemî bir manzara arz ediyordu. Binaların hemen hepsi düşman mermileri ile yıkılmış, yakılmıştı.

...Yanımda akşam namazı kılındı. Huşû içinde dinledim. Bu dindar seslerde öyle hoş bir ahenk vardı ki... Hikmet-i ilâhî, dinledikçe kalbime soğuk bir su serpiliyor gibi oluyor.
...Vadiye paralel giden yamaca çıktığımız zaman, solda yeni birkaç mezar nazar-ı dikkatimizi çekti. Bunların ekserisinin üzerinde hiçbir işaret yoktu. Bazılarında birer ağaç dalı, iki üç tanesinde de kırık tahtalar vardı.

...Şimdi düşünüyorum. Şehit olursam ben de mi böyle solgun yapraklı birkaç kel ağacın dibine gömülüp terk edileceğim.

...Muharebeye girdik. Milyonlarla top ve tüfek patlıyor... Şimdi birinci onbaşım yaralandı.

Allah'a ısmarladık...

Kitabın Özeti :

71. Alay, 10. Bölükten Teğmen İbrahim Naci. Hatıralarını küçük bir deftere tertemiz, arı duru bir Türkçeyle yazmıştır. Teğmen İbrahim Naci, Çanakkale’ye gidip dönmeyenlerdendir. Onu, tuttuğu günlük sayesinde tanıyoruz. Hatıralarını yazmaya 24 Mayıs 1915 Pazartesi günü başlıyor. 29 gün sonra yine bir pazartesi günü şehit düşene kadar. “Defterime acı hatıralarımı yazıyorum. Fakat bu satırları ailem okuyabilecek mi?” sözleriyle şehit olacağını adeta seziyor. Deftere yazdığı son cümle ise “Allah’a ısmarladık.” oluyor. Bütün ailesini Allah’a emanet ediyor. Kendisi dönemiyor yurduna ama defter ailesine ulaşıyor.

Şehidin hatıratını yazdığı defter 12x18 ebatlarında bir cep defteridir. Teğmen İbrahim Naci defterin başına ailesinin adresini yazıyor. Defterin 2. sayfasından 129. sayfaya kadar yazılanlar kendisine aittir. 21 Haziran 1915 Pazartesi günü 29. günde şunları yazıyor İbrahim Naci defterine: “Saat 7:00 geceden beri düşman taarruz ediyor. Şimdi gidiyoruz. Allah hayreylesin… Saat 11.00 muharebeye girdik. Milyonlarla top ve tüfek patlıyor… Şimdi birinci onbaşım yaralandı. Allah’a ısmarladık… Saat 11.15… ” Şehit olduğunda henüz 21 yaşındadır.

Daha sonraki dört sayfada Naci’nin komutanı Yüzbaşı Bedri Bey’in yazdıkları var. İbrahim Naci şehit düşünce defter Bedri Bey’e geçiyor. Bedri Bey burada Teğmen İbrahim Naci ile ilgili değerlendirmelerde bulunuyor. “Zavallı Naci! Evladım gibi sevdiğim yavrum. Defterine emanet ettiğin gizli duygularını bir peder, bir ağabey yakınlığı ile okudum. Bundan dolayı bana darılmaz ve hatalı bulmazsın değil mi?” Daha sonra savaşla ve askerlerle ilgili düşüncelerini yazıyor. Nitekim Bedri Bey son cümlesini tamamlayamadan şehit oluyor. Cümle virgül ile yarıda kalıyor.

Defter Bedri Bey’in şahadetiyle tabur imamı ve tabur kâtibinin eline geçiyor. “Bedri Bey’in Şahadetine Dair Not” bölümünde şunlar yazıyor: “Bölüğün Yüzbaşısı Bedri Efendi buraya kadar yazarak, 1 Temmuz 1915 tarihinde istirahat mahallinden sağ cenaha taburla azimet ettiği sırada, 2 Temmuz 1915’te onun da şahadeti maalesef vuku bulmuştur.” Bununla hatırat sonlandırılıyor. Günlük, girişindeki adresin varlığı dolayısıyla Teğmen İbrahim Naci’nin ailesine ulaştırılıyor.

İbrahim Naci hatıratında İstanbul’dan başlayıp Çanakkale’de şehit olmasına kadarki geçen süredeki gördüklerini, yaşadıklarını anlatıyor. Ayrıca sevk esnasında gelip geçtikleri yerleri de yazıyor. Hatırat Çanakkale Muharebesi ile ilgili bilinen birçok şeyin aksini anlatıyor. Genelde askerlerin iaşede sıkıntı çektiği, yemek bulamadığı iddia edilir. Teğmen İbrahim Naci askerlerin yemeklerinin aksatılmadığını, iaşenin mükemmel olduğunu ve askere bazen günde üç defa yemek verildiğini belirtiyor. Hatta askerin yemeklerin soğumasından şikâyet ettiği söyleniyor. Yemeklerin soğuk gelmesi ise bombardıman tehlikesinden kaynaklı. Naci’nin anlattığına göre cepheye sürekli asker ve cephane ikmali yapılıyor. Günde ortalama iki bin asker gerekli yerlere naklediliyor.

Teğmen İbrahim Naci cepheye intikal ederken gelip geçtiği yerleri de dikkatle gözlemliyor. Kasabalarda sosyal hayatın devam ettiği belirtiliyor. Hatta buralardaki birçok insanın savaşa karşı kayıtsızlığından söz ediliyor. Günlükte savaşın yıkıcı etkileri, kötülüğü mekânlar üzerinden aktarılıyor. Naci, “Ne müthiş. O güzel Çanakkale şimdi bir harabe gibiydi. Düşman birçok yerleri yakmış, yıkmış. Yıkılmayanlar da boş ve kapalı. Birkaç dükkân açıktı.” diyerek yıkımı gözler önüne getiriyor.