Afrikalı Leo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Afrikalı Leo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Haziran 2019 Pazar

Afrikalı Leo (Amin Maalouf) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Afrikalı Leo

Kitabın Yazarı : Amin Maalouf

Kitap Hakkında Bilgi :

Amin Maalouf, bu ilk romanı Afrikalı Leo kitabını 1488’den 1527 yılları arasındaki bir anı defteri şeklinde yazmıştır. Kitabın ana kahramanı Hasan’dır. Bir berberin sünnet ettiği, bir Papanın vaftiz ettiği" Hasan ibn Muhammed el-Vezzan ez-Zeyyati alias/namı diğer Giovanni Leone de Medici'nin, Leo Africanus yani Afrikalı Leo'nun özyaşam öyküsü.

Kitapta Hasan kendisini şu şekilde tanıtır. “Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim. Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Granadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim. Yolların oğluyum ben, ülkem kervan, yaşamımsa yolculukların en beklenmedik olanıyım."

Kitabın Özeti :

Granada

Hasan, 1489’da Granada’da doğdu. Endülüs Emevilerinden babası Muhammed, annesi Selma ile evlidir. Babasının ayrıca Verda adında Hristiyan bir karısı daha vardır. Babası bu iki kadından bir erkek çocuk beklemektadir. Bu sırada Hasan annesi Selma’dan dünyaya gelen ailenin ilk erkek çocuğu olmuştur.

O günlerde Granada, sürekli olarak Kastilyalıların saldırısına uğramaktadır. Granada‘daki Müslümanlar savaşı kaybetmişlerdir. Kastilyalılar ya herkes Hristiyan olacak ya da Müslüman kalmak isteyen herkes buradan göçe edecektir şartını koymuşlardır.

Bu yüzden Hristiyan olmayı kabul etmek istemeyen Hasan’ın babası ve Müslüman annesi Fas'a göç etmek zorunda kalır.

Fas

Hasan ve ailesi ellerinde kalan servetlerini de alarak Fas’a gelirler. Hasan geldikleri Fas’ı çok sevmiştir. Fas’taki Arap Merini Devleti onlara iyi davranmış ve yer vermiştir. Hasan’ın babası Muhammet, Hasan’ın büyüyüp bir hafız olmasını istemektedir. Kitabın Fas bölümünde Hasan en iyi arkadaşı Gelincik ile mutlu günler geçirmiştir. Hasan ilerleyen günlerde büyümüş ve tüccar olmuştur. Fas Sultanı’na önemli hizmetlerde bulunmuş ve ilk aşkı ile de evlenmiştir.

Endülüs’te kalan Yahudi ve Müslümanların zorla vaftiz edilmektedir. Endülüs’te kalanlar görünüşte Hıristiyan oldukları ileri sürülerek öldürülmektedir. Fas’taki Endülüslüler bu olaylardan dolayı büyük üzüntü yaşamaktadırlar. Kastiyalıların yakında Fas’a da gelecekleri korkusu ile günleri endişe ile geçmektdir.

Hasan, Zervali adındaki zalim kişi ile Gelincik ve Meryem’in arasında geçen olaylar yüzünden Fas’tan ayrılır.

Kahire

Hasan Kahire’ye geldiğinde veba salgını vardır. Hastalıktan kurtulanlar kentten göç etmektedir. Hasan, şans eseri tanıştığı bir Kahirelinin evine yerleşmiştir. Veba tehlikesi geçene kadar Kahire’den ayrılan ev sahibinin evine sahip çıkmıştır.

Fakat Mısır’daki Memluk devleti Osmanlılara yenilmiştir. 1517 yılında Ridaniye savaşını kazanan Yavuz Sultan Selim komutasındaki Osmanlı Ordusu “ed- Devletü’t Türkiyye” , Türk ve Çerkez kölemenlerin kurduğu Memlûk Devleti ordusunu yenerek Kahire’ye girmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Kahire’ye girişi romanda önemli bir yer tutar. Romanda Yavuz Sultan Selim, gaddar ve zalim bir hükümdar olarak gösterilir.

Osmanlıdan vatanı geri alabilmek için uğraşan yenik Memluk Sultanı Tumanbay ve diğer Mısırlıların verdiği mücadele sonrasında Hasan, Roma’ya kaçırılır.

Roma

Roma’ya götürülen Hasan, Papaya armağan olarak sunulur. Hasan Vatikan da bir öğretmen olmuş ve herkes ona Afrikalı Leo demeye başlamıştır. Hasan orada vaftiz edilmiş hatta Papa onu evlat edinmiştir. Vaftiz olunca adı da Giovanni Leonne de la Medicci olur. Ama Fas’tan yani Mağrip’ten gelmiş olması nedeni ile ona daha çok Afrikalı Leo denilmektedir.

Bu bölümde Papalığın başından geçenler, Fransa, Macar Kralı ve Sultan Süleyman arasındaki ilişkiler, savaşlar ve anektodlar, Leo’nun Maddelena’yla yaşadığı aşk, çevirmenlik yaparak yaşadığı anılar, Martin Luther King’in Papalığa baş kaldırışı bu bölümün önemli detaylar olarak anlatılmaktadır.

Kitap sonunda şu cümleler ile biter.

“Sen Roma’da Afrika’lı Leo’nun oğluydun, Afrika’da Rumi’nin oğlu olacaksın. Nereye gidersen git birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak.”