Paulo COELHO etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Aralık 2022 Cumartesi

thumbnail

Veronika Ölmek İstiyor (Paulo COELHO) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı: Veronika Ölmek İstiyor

Kitabın Yazarı: Paulo COELHO

Kitap Hakkında Bilgi:

"Paulo Coelho'nun ustalığı, herkese seslenebilmesinden kaynaklanıyor. Sevecen, ama etkili bir öğretmen. Kitapları tüm dünyada 100 milyon satmış olan Coelho'nun şaşırtıcı çekiciliğinin nedeni de bu olsa gerek."

Veronika, her istediğine sahip görünen, renkli bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan genç bir kadın olmasına karşın, mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Başarısız bir intihar girişiminin ardından, kendine geldiği zaman bir akıl hastanesindedir. Üstelik çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka dünyaların insanlarını tanırken kendisini de keşfetmeye başlar…

Paulo Coelho'nun ülkemize yakın bir coğrafyada, Bosna ve Slovenya'da geçen Veronika Ölmek İstiyor adlı romanı, var oluşumuzun her dakikasına yaşam ile ölüm arasında bir seçim olarak yaklaşıyor. Toplumun alışılmış kalıplarının dışına çıkan, farklı düşünceleri yüzünden önyargıları göğüslemek zorunda kalan insanları anlatıyor. (Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:

Kitap, hayatına son vermek isteyen genç bir kadının başarısız intihar girişiminden sonra akıl hastanesinde yeni kişilerle tanışırken hayata yeniden bağlanmasını konu edinmiştir.

Kitabın Özeti:

Veronika 24 yaşında genç ve güzel bir kadındır. New York'ta yaşayan zengin bir Sloven ailenin kızıdır. İyi bir öğrencilik hayatı geçirmiş ve mezun olduktan sonra iyi bir işte çalışmaya başlamıştır. Kendisi sağlıklı, ailesi tarafından sevilen ve gittiği yerlerde ilgi gören biridir. Etrafında kendisine hayranlık duyan kadınlı erkekli pek çok kişi olmasına rağmen kendisini yalnız hissetmektedir. 

Aslında istediği herşeye sahip olmasına rağmen hayatından memnun değildir. Soğuk bir kasım günü bunu kendisine de itiraf eder. Kalabalıkların içinde bile kendisini yalnız hisseden Veronika, bir akşam Slovenya'nın Ljubljana şehrindeki evinde intihar etmeye karar verir. Önce banyo yapar, dişlerini fırçalar, en güzel geceliğini giyer ve yatağına yatar. Dört kutu uyku ilacını ezip suya karıştırarak içecekken belki karar vermek için kendine biraz zaman tanımak amacıyla tek tek yutar. Ölümü beklerken okumak için yatağının baş ucuna koyduğu bir derginin ilk sayfasını okumaya başlar. Yazının ilk cümlesi "Slovenya nerededir?" dir. Veronika buna çok sinirlenmiştir. Bir kağıt ve bir kalem alarak intihar sebebinin dergideki yazının ilk cümlesi olduğunu not etmiştir. İntiharına ufak bir gizem katmak istemiştir belki de.

Uzun bir süre ölümü bekler fakat ölüm bir türlü gelememiştir. Zaman geçtikçe yavaş yavaş bilincini kaybetmeye başlar. Veronika gözlerini açtığında kendisini bir hastanede yatarken bulur. Yatağa bağlamış bir vaziyettedir. Ne olduğunu anlayamadan kendini tekrar kaybeder. Böylece uzun bir süre komada kalır. Uyandığında bu sefer kendisini bir akıl hastanede bulur. Vilette Akıl Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırılmıştır. Hastane başhekimi Dr. İgor, Veronika'ya aldığı yüksek dozdaki uyku ilaçlarının kalbine büyük zarar verdiğini, en çok bir hafta içinde öleceğini söyler. Veronika son bir haftasını hastanede deliler arasında geçirmek zorunda kalmıştır.

Veronika kendisiyle aynı yatakhanede kalan Zedka adında bir kadınla tanışır. Başta Zedka'nın deli olduğunu düşünür. Zaman geçtikçe anlar ki Zedka ve buradaki diğer birçok insan kendini akıllı sayan pekçok insandan daha akıllıdır. 

Zedka, Veronika'ya kalan son haftasını burada değil, dışarıda dilediğince geçirmesini söyler. Dışarıya çıkabilmek için de kendilerine Kardeşlik Çemberi diyen bir grup insandan birinden yardım istemeye karar verirler. Hastaların bahçede zorunlu hava almaları sırasında Zedka, Veronika'ya Kardeşlik Çemberi'nin bir üyesi olan Mari'yi gösterir. Veronika düşünmeden kadının yanına gider ve onunla konuşmak ister. Fakat Mari ve yanındakiler Veronika ile dalga geçerler. Veronika oradan uzaklaşmak zorunda kalır.

Veronika'nın gururu kırılmıştır ama deli olduğu aklına gelir ve utanmak, aşağılanmak gibi şeyleri aklına getirmek zorunda olmadığını düşünür. Veronika artık delidir ve sonucunu düşünmeden ne isterse yapabilmelidir. Ayrıca ne de olsa bir haftadan az bir ömrü kalmıştır, kaybedecek hiçbir şeyi kalmamıştır sonuçta. Veronika bunları düşünerek bahçeye geri döner. Az önce kendisiyle dalga geçip gülen yaşlı adama sağlam bir tokat vurur. Bahçedeki herkes bu olaya donup kalmıştır.

Vilette Akıl Hastalıkları Hastanesi'nde yaşamının son günlerini Zedka ile beraber geçirmektedir. Veronika, içinde yavaş yavaş yaşama isteği duymaya başlar. Ancak hala kendini tutmaya çalışmaktadır. Bir gece gökyüzünde ayı yeni ay şeklinde gören Veronika buna çok keyiflenir. Çocukluğunda çalmayı çok sevdiği piyanonun başına geçer. Gecenin bu ilerleyen saatinde piyano çalmak çok hoş bir durum değildir belki ama istediği şeyleri yapmak için çok az vakti vardır artık. Piyano çalarken Eduardo adında kronik şizofreni hastası bir gencin kendisini izlediğini farkeder. Eduardo oldukça yakışıklı biridir. Aynı zamanda Veronika'ya karşı duyduğu derin ilgi ve sevgi gözlerinden okunmaktadır. Veronika yeniden yaşam isteğiyle dolduğunu hissetmektedir. O gece Eduardo'nun karşısında kendini kısıtlamadan mutluluğun doruklarına ulaşır. Eduardo ile aralarındaki her neyse çok kuvvetli bir hisdir. Birbirlerine çoktan aşık olmuşlardır.

Veronika'nın yaşamının son günü gelmiştir. Sabah uyandığında son gününü akıl hastanesinde geçirmek istemez. Dışarı çıkabilmek için Dr. İgor'dan izin ister. Dr. İgor, Veronika'ya izin vermez. Bunun üzerine Eduardo onu Vilette Akıl Hastalıkları Hastanesi'nden kaçırır. Beraber kentin en pahalı restoranında yemek yerler. Delice davranışlarından dolayı para ödemeden restorandan kovulurlar. Sonra da kentteki eski bir şatoya giden dik yokuşu tırmanmaya başlarlar. Yokuşu tırmanırken yorulurlar ve uykuları gelir. İkisi beraber toprağın üzerinde uyuya kalırlar.

Sabah olmuştur ve Veronika'nın ölmemiştir. İşin aslı Dr. İgor yeni keşfettiği vitriol zehrinin etkilerini Veronika üzerinde denediğinden Veronika'ya yalan söylemiştir. Bu yalan, başta Veronika ve Eduardo'ya, Mari'ye ve Zedka'ya yaşamlarını geri vermiştir. Veronika artık çlmek istememektedir, yaşamanın tadını çıkarmaktadır.
thumbnail

Zahir (Paulo Coelho) Kitabının Özeti, Konusu ve Tahlili


Kitabın Adı: Zahir

Kitabın Yazarı: Paulo Coelho

Kitap Hakkında Bilgi:

"Seni kendimden bile daha çok seviyorum." Eğer bunu söyleyebilirsem kendimle barış içinde yaşamayı sürdürebilirim, çünkü bu aşk beni rehin aldı.
Ünlü, başarılı, zengin bir yazarın savaş muhabirliği yapan karısı Esther bir gün ansızın ortadan kaybolur. Esther kaçırılmış mıdır, öldürülmüş müdür, yoksa kocasını mı terk etmiştir? Çok sevdiği karısını bulmak için yanıp tutuşan yazar, Esther'in en son birlikte görüldüğü Kazak genci Mikhail'le birlikte Fransa'dan İspanya'ya, Hırvatistan'dan Orta Asya steplerine uzanan bir yolculukta bulur kendini. Bu büyülü yolculuk giderek bir 'iç yolculuğa' dönüşecek, yazar yazgının gücü ve aşkın doğasını yeniden keşfedecek, yaşamına yeni değerler biçecektir... Günümüzün en çok okunan yazarlarından Paulo Coelho, daha önce yayınlanan Simyacı, On Bir Dakika, Veronika Ölmek İstiyor gibi romanlarından sonra Zâhir'de de, okurlarını bir ruh yolculuğuna çıkarıyor. Zâhir'i okuduğunuzda, kendinizi daha derinden tanıyacaksınız.

Zahir ilk olarak 2005 yılında yazıldığı dil olan Portekizce yerine İran'da Farsça olarak yayına çıkmıştır.

Kitabın Konusu:

Kitap; ünlü bir yazarın eşinin birden ortadan kaybolması üzerine Avrupa'dan başlayıp Ortaasya'ya uzanan yolculuğunda felsefi bir şekilde aşkı konu edinmiştir.

Kitabın Özeti:

"Zahir, Arapça’da görünen, mevcut, fark etmeden geçilemeyen anlamına gelir. Onlarla temasa geçtiğimizde, başka hiçbir şey düşünemeyecek duruma gelene kadar yavaş yavaş her düşüncemizi işgal eden biri ya da bir şeydir. Bu, ya kutsallık ya da delilik durumu olarak kabul edilebilir."

Kitapta dünyaca ünlü bir yazar olan ana karakterimizin adı geçmemektedir. Yazarın karısı Esther hiçbir açıklama yapmadan Paris’teki evlerinden kaybolmuştur. Yazar her yerde karsını aramaktadır. Kendisi dünya çapında çok ünlü, kitapları çok satan ve zengin bir yazardır. 

Yazarın karısı Esther ya kaçırılmış ya da evini terk etmiştir. Yazar karısının ortadan kaybolduğunu polise bildir ancak polis yazarı şüpheyle gözaltına alır. Yazarın metresi gelir ve bir mazeret beyan ederek serbest kalmasını sağlar.

Yazar karısını bulmaya ve gerçeği ortaya çıkarmak da kararlıdır. Karısıyla tanışmadan önceki hayatını, tanıştıktan sonra karısının kendisine olan inancını, desteğini başarılı bir yazar olmasındaki önemli rolünü düşünür. Bu arada evde karısı Esther’in başta pasaportu olmak üzere birçok eşyasının eksik olduğunu fark eder. Karısı Esther’in kendisini terk ettiğini ve ülke dışına çıktığını düşünür.

Yazar suçluluk duygusu ve yaşadığı kaybın etkisinden uzaklaştırmak için güzel ve genç bir oyuncu olan Marie ile yeni bir ilişkiye başlar. Esther kaybolmadan önce en son Mikhail adında Moğol görünümlü biri ile görülmüştür. Yazar karısı Esther’in birlikte olduğundan şüphelendiği yakın arkadaşlarından biri olan Mikhail ile karşılaşır. Mikhail'den kendisinin karşı çıkmasına rağmen Esther’in savaş muhabiri olarak çalıştığını öğrenir. Bu bilgi ile evlilikleri esnasında Esther’in gittikçe büyüyen mutsuzluğunu anlamaya başlar.

Mikhail, yerel bir restoranda haftalık olarak evsiz insanlarla hikayeler paylaşmak için hayırseverlik toplantılarına katılmaktadır. Yazar, Mikhail’i Esther’in yerini açıklaması ikna etmeye çalışır. Mikhail bu sırada epilepsi nöbeti geçirir. Bir süre sonra yazar Mikhail’i kendisine Esther’in yerini söylemesi için ikna eder. Fakat Mikhail yazara “Ses” in doğru zaman olmadığını söylediğini söyler.

Yazar ertesi gün bir kaza geçirir. Kazayı, karısı Esther ile karşılaşmak için doğru zamanın gelmediğinin bir işareti olarak görür. Esther’in kendisinden çok daha iyi biri olduğunu ve onu tekrar kazanmak için onun kadar iyi yönde değişmesi gerektiğini fark eder.

Yazar Mikhail ile daha fazla biraraya gelmeye başlar. Mikhail'den karısının ilişkilerinde hissettiği aşkı ve üzüntüyü öğrenir. Marie, yazarın hala karısını sevdiğini anladığında ondan ayrılır.

Yazar, Mikhail ile birlikte Kazakistan’a gider. Büyükbabası Esther’in manevi danışmanı olan Dos ile iletişime geçerler. Birlikte bozkırlara giderler. Esther’in halı yapmayı öğrendiği ve Fransızca öğrettiği köyü bulurlar. Dos, yazarın dkendisine yeni bir isim seçmesini sağlar. Ulysses’e atıfta bulunarak ‘hiç kimse’ adını seçer. Aşk kavramını yeniden keşfettikten sonra nihayet Esther ile karşılaşır.

Yazar Esther'i kendisini beklerken bulur. Esther, Dos’un sevgilisi olduğunu ve başka bir adamdan hamile kaldığını söyler. Yazarın kalbi kırılır ancak onu güvende kalması için ikna etmeye çalışır. Esther, kocasının ikna çabasına kulak asmaz ve gidebilmek için bir at ister. Esther bir kez daha yazardan ayrılır ve kendi zahirinin peşine düşer.

24 Mart 2019 Pazar

thumbnail

Simyacı (Paulo COELHO) Kitap Sınavı Soruları ve Cevapları


1- ) Simyacı kitabının konusu nedir ?

İspanyadan Mısır Piramitlerinine rüyasında gördüğü bir hazineyi aramaya giden Endülüslü Santiago'nun maceralarını anlatan felsefi boyutta bir öykü.

2-) Simyacı kitabının anafikri nedir ?


Mutluluk ne kadar uzak görünürse görünsün aslında çok yakınımızdadır. Geç de olsa bunun farkına varmak bize hayatı anlamamıza hayatın tadını almamıza yarar.

3-) Simyacı kitabında anlatılan olaylar nerede geçmektedir ?

Olaylar Afrika, Mısır ve İspanya da yaşanmaktadır.

4-) Simyacı kitabında ki kişiler kimlerdir ?


Simyacı, Santiago, Bilge Kral, İngiliz, Fatima, Falcı, Billuriyeci dir.

5-) Simyacı kitabında olayın anlatıldığı zaman nedir ?

Olay 1980 li yıllarda geçmektedir.

6-) Simyacı kitabının türü nedir ?

Kitabın türü Macera Romanıdır.

7-) Simyacı kitabının yazarının işlemiş olduğu temel değerler nelerdir ?

Sevgi, Saygı, İletişim, Duyarlılık, Yaşama bağlı olma ve Mutluluk tur.

8-) Simyacı kitabının yazarının kullandığı dil nasıldır ?

Yazarın kitabı yazarkenki üslubu felsefik ve masalsıdır. Ayrıca, yazarın kitapta kullandığı dil oldukça ağırdır. Kitapta birçok sayıda günlük hayatta duymaya alışık olmadığımız felsefi terim kullanılmıştır. Ama bu terimlerin anlamı kitapta dipnot olarak sayfanın altında verilmiştir.

9-) Kitapta bahsedilen kahramanlardan Santiago'nun ailesi onun ne olmasını istemiştir?

Kitapta Santiago'nun ailesi onun bir papaz olmasını istemiştir. Fakat onun düşüncesi ve beklentileri ailesi ile aynı yönde değildir. O, papaz olmak yerine çoban olmayı ve dünyayı gezmeyi istemektedir. Günlerden bir gün babasına bu düşüncelerini açar ve onunla konuşur. Babası da erdemli bir insan olduğundan Santiago'nun bu düşüncelerine olumlu yaklaşır. İsteğini kabul eder ve gerçekleştirmesi için ona bir miktar da para verir. Santiago çoban olmak istediği için bu parayla bir sürü koyun alır ve dünyayı dolaşmak için yola koyulur. Kitapta herşey böyle başlamıştır.

10-) Santiago'nun sevdiği kadın kimdir ?


Santiago'nun sevdiği kadın Fatima dır. Gerçeğin farkına varan Santiago ispanya'ya geri dönerek koyunlarıyla kaldığı kilisedeki incirin altını kazar ve bir sandık dolusu paranın bulur. Parayı alır ve sevdiği kadının (Fatima) yanına gider.

11-) Kitapta konu edilen Santiago rüyasında ne görür ?

Santiago rüyasında Mısır Piramitlerine gittiğini ve orada bir hazine bulduğunu görür.

12- ) Kitapta Santiagoya Mısır Piramitlerine gitmesi gerektiğini söyleyen kimdir ?


Santiago gördüğü rüyanın birkaç kez tekrarlaması üzerine bundan karşısına çıkan bir çingeneye bahseder. Çingene ona Mısır Piramitlerine gitmesini söyler ve bunun üzerine Afrikaya gidebilmek için koyunlarını satar.

13-) Santiago Afrikaya gittikten sonra nerede çalışmıştır ?

Santiago afrikaya gittikten sonra, önce parasını çaldırır ve parasını çaldırmasından dolayı bir billuriye dükkanında çalışmaya başlar.

14-) Santiagoya yardım eden, yol gösteren , evrenin dilini öğreten kişi kimdir ?


Simyacı ona birçok yardımda bulunur, yol gösterir. Santiago'ya "evrenin dilini" , nesnelerle konuşmayı öğretir. Bunlara ek olarak Simyacı piramitlere kadar Santiagoya yol göstermiştir.

15-) Simyacının Santiagoya verdiği öğüt nedir ?


Simyacının Santiagoya verdiği öğüt kendi yüreğinin sesini dinlemesidir.

Simyacı (Paulo COELHO) Kitabının Özeti, Tahlili ve Kişiler için tıklayınız...
thumbnail

Simyacı (Paulo COELHO) Kitabının Özeti, Tahlili ve Kişiler


Kitabın Adı: Simyacı

Kitabın Yazarı: Paulo COELHO

Kitabın Konusu :

İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinin hazinesini aramaya gelen Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü.

Kitabın Özeti :


Romanın kahramanı Santiago'nun anne ve babası rahip olması için onu papaz okuluna göndermiştir. On altı yaşına geldiğinde rahip olmak istemediğini, okuldan ayrılmayı ve gezginci olmak istediğini babasına söyler. Bunun üzerine babası da, oğluna içinde üç adet altın İspanyol parası olan bir kese vererek oğluna "git, kendine bir sürü al ve en iyi şatonun bizim şatomuz ve en güzel kadınların bizim kadınlarımız olduğunu öğreninceye kadar dünyayı dolaş" der ve oğlunu kutsar. Önce, babasının vermiş olduğu parayla bir koyun sürüsü alır ve yaşamının büyük düşünü gerçekleştirmeye başlar; artık geziyordur.

Akşam yattığında uykusunda gördüğü rüyaların da etkisinde kalarak; gördüğü bir düşün gerçekleşme olasılığının yaşamını ilginçleştireceğini düşünür ve o şekilde hareket eder. Romanın ana konusunu teşkil eden Mısır Piramitleri'ne gitmesi ve orada hazine bulacağı ona rüyasında söylenir. Romanın kahramanı, rüyasını gerçekleştirmek için önce bir falcı kadına rüyasını anlatır. Falcı kadın Salem kralı olarak tanıtan yaşlı adamla konuşur, kendi amaçlarını anlatır. Yaşlı adam, hayatın gizemleri hakkındaki bilgiye karşılık Santiago'dan sürüsünün onda birini vermesini ister. Yaşlı adam, Santiago'ya biri beyaz diğeri siyah olmak üzere iki adet gizemli taş verir ve siyah olanı "evet", beyaz olanı "hayır" anlamını taşıyan bu taşları "zora düştüğün zamanlarda kullanırsın ancak kendi kararını kendin vermeye çalış" der.

Mısır'a gitmek için önce koyun sürüsünü satar ve parasını cebine koyarak yola çıkar. Arap çocuğu ile tanışır, beraber pazara giderler. Fakat Arap paralarla birlikte kaçarak Santiago'yu bu şehirde parasız pulsuz bırakır. Bunun üzerine Santiago para kazanmak için bir billuriyeci dükkanında çalışmaya başlar. 6 ay kadar burada çalıştıktan sonra Santiago yeterli parayı kazanarak tekrar yola koyulur. Yolda bir İngiliz'le karşılaşır. Yolda karşılaştıkları güçlüklerde kendi kişisel menkıbelerini aramak üzere yola çıktıklarını söylerler.

Santiago, yüreğinin söylediklerini dikkatle dinleyerek çölde ilerlemesine devam eder. Karşılaştıkları güçlükler karşısında hep kendi kişisel menkıbesine güvenir ve sonunda kumullar tepesine ulaşır. Piramitler, bütün görkemiyle karşısında yükseliyordur. "Gerçekte kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimseye karşı hayat cömerttir" diye düşünür. Sabah uyandığında gerçekten bulunduğu yeri kazmış ve içi mücevher dolu bir sandık bularak rüyasında gördüğü ve Mısır'a piramitlere kadar gidip bulmayı arzuladığı hazineye kavuşmuştur..

Kitabın Ana Fikri


Hayattaki mutluluğumuz bazen bize uzak gibi görünse de çok yakınımızda olabilir. Bunu geç de olsa anlamak bize hayatın tadına varmamızı sağlayacaktır.

Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirilmesi


Santiago: İhtiraslı çalışkan bir kişiliğe sahiptir. Çevredekilere çabuk uyum sağlayabilen şıpsevdi bir kişidir. Tek arzusu dünyada mutlu olmak ve kendi dilediği gibi yaşamaktır.

İngiliz: Kitap okumayı çok seven, akıllı ve macera seven bir kişiliğe sahiptir. Kişisel menkıbesini aramak üzere yola çıkan bir gezgindir.

Simyacı (Paulo COELHO) Kitap Sınavı Soruları ve Cevapları için tıklayınız...

About