Kitabın Adı : Charlie'nin Büyük Cam Asansörü
Kitabın Yazarı : Roald Dahl
Kitap Hakkında Bilgi :
Charlie'nin Büyük Cam Asansörü İngiliz yazar Roald Dahl tarafından yazılan 1972 yılı çocuk kitabı. Charlie'nin Çikolata Fabrikası adlı kitabın devamıdır. Hikaye çikolatacı Willy Wonka'nın Büyük Cam Asansörü içinde Charlie Bucket'ın maceralarını anlatıyor. Charlie'nin Büyük Cam Asansörü ilk kez 1972 yılında yayınlanmıştır.
Kitabın Bölümleri;
Bay Wonka İşi Azıtıyor,
Uzay Oteli ABD,
Kenetlenme,
Başkan,
Mars tan Gelenler,
Beyaz Saray'a Davet,
Asansörlerden Çıkan İğrenç Yaratıklar,
Zalim Congolozlar,
Bir Lokmada Yutuldular,
Ulaştırma Kapsülü Zor Durumda Birinci Saldırı,
Congolozlar Savaşı,
Yeniden Çikolata Fabrikasında,
Wonka-Vita Nasıl Keşfedildi?,
Wonka-Vita nın Bileşimi,
Elveda Georgina,
Vita-Wonka ve Eksiler Ülkesi,
Eksiler Ülkesi nden Kurtuluş,
Kitabın Özeti :
Bay Wonka İşi Azıtıyor
Charlie'yi son gördüğümüzde, yaşadığı kentin üstünde Büyük Cam Asansörle uçmaktaydı. Bay Wonka, kısa bir süre önce o koskocaman, akıllara durgunluk veren Çikolata Fabrikasını Charlie'ye armağan ettiğini açıklamıştı. Küçük dostumuz, tüm ailesini Asansöre bindirmiş, bir kahraman gibi fabrikaya dönmekteydi. İsterseniz Asansördeki yolcuları bir hatırlayalım: Kahramanımız Charlie Bucket. Akıl sır ermez çikolatalar yapan Bay Willy Wonka. Charlie'nin babasıyla annesi: Bay Bucket ve Bayan Bucket. Bay Bucket'in babasıyla annesi: Joe Dede ve Josephine Nine. Bayan Bucket'in babasıyla annesi: George Dede ve Georgina Nine.
Josephine Nine, Georgina Nine ve George Dede, havalanmadan hemen önce Asansörün içine itilen yataktan hiç çıkmamışlardı. Joe Dedeye gelince, eminim unutmamışsınızdır, yatağından çıkmış, Charlie'yle birlikte Çikolata Fabrikasını gezmeye gitmişti. Şimdi Büyük Cam Asansör yeniden üç yüz metre yükselmişti, kanatlanmış uçuyordu sanki. Gökyüzü masmaviydi. Asansördekiler, bundan böyle ünlü Çikolata Fabrikası'nda yaşayacaklarını duyunca büyük bir heyecana kapılmışlardı. Joe Dede şarkı söylüyordu. Charlie zıp zıp zıplıyordu. Bay ve Bayan Bucket yıllardır ilk kez gülüyorlardı. Yataktaki ihtiyarlar dişsiz ağızlarıyla kahkahalar atıyorlardı.
Josephine Nine, Bu çılgın asansör havada nasıl duruyor, anlamadım! diye kıkırdadı. Hanımefendi, dedi Bay Wonka, sizin bildiğiniz asansörlerden değil bu. Asansör dediğiniz, binanın içinde yukarı çıkar, aşağı iner. Oysa bu olağandışı bir asansör. Bizi aldığı gibi göğe çıkardı. Onun adı BÜYÜK CAM ASANSÖR. Peki, nasıl havada duruyor? diye sordu Josephine Nine. Bay Wonka, Gök kancalarıyla, diye yanıtladı. Çok tuhaf, dedi Josephine Nine. Doğrusu şaşkına döndüm. Bay Wonka, Sevgili hanımefendi, diye karşılık verdi, aramızda daha yenisiniz. Henüz bir şey görme diniz, yakında hiçbir şeye şaşırmayacaksınız. Şu gök kancaları var ya, dedi Josephine Nine, galiba kancalardan biri içinde bulunduğumuz uçan sandığa takılı. Öyle mi? Evet, öyle, dedi Bay Wonka. Öyleyse öbür kanca nereye takılı? Bay Wonka, Duyamıyorum, dedi, kulaklarım her geçen gün biraz daha ağır işitiyor. Fabrikaya varır varmaz hatırlatın da kulak doktorumu arayayım. Charlie, dedi.
Josephine Nine, bu bey bana pek güven vermedi. Banada, diye araya girdi Georgina Nine. Bu adam sap derken saman diyor. Charlie, yatağa yaklaştı, yaşlı kadınlara, Yalvarırım, her şeyi berbat etmeyin, diye fısıldadı. Bay Wonka inanılmaz bir adam. Arkadaşım benim. Onu çok seviyorum. O sırada yanlarına gelen Joe Dede de, alçak sesle, Charlie haklı, dedi. Sen de hiç dilini tutamazsın, Josie. Kapa çeneni de işleri karıştırma. Bay Wonka, Elimizi çabuk tutmalıyız! dedi. Vak timiz çok; ama yapacak işimiz yok! Hayır! Yanlış oldu! Tam tersi! Vaktimiz yok, yapacak işimiz çok! Şimdi tamam! Hadi bakalım, fabrikaya dönüyoruz! Havaya sıçrayıp ellerini çırparak, Doğru fabrikaya! diye haykırdı. Ama aşağı inmeden önce yukarı çıkmamız gerekiyor. İyice yükselmeliyiz!
Josephine Nine, Ben size söylemedim mi, diye homurdandı, bu adam kaçığın teki! Kes sesini, Josie, dedi Joe Dede. Bay Wonka ne yaptığını çok iyi bilir. Georgina Nine, Bu adamın bir tahtası eksik! diye söylendi. Daha da yukarıya çıkmalıyız! dedi Bay Wonka. Göklere çıkmalıyız! Sıkı tutunun! Kahverengi bir düğmeye bastı. Asansör sarsıldı, sonra korkunç bir gümbürtüyle roket gibi dimdik yukarı fırladı. Herkes sımsıkı birbirine tutundu. Koca Asansör hızlandıkça dışarıda kıyamet koptu, rüzgârın uğultusu arttıkça arttı, kulakları sağır eden bir çığlığa dönüştü. Seslerini duyurabilmek için avazları çıktığı kadar bağırmak zorunda kaldılar. Josephine Nine, Durun! diye haykırdı. Joe, durdur şu adamı! Ben inmek istiyorum! Georgina Nine, İmdat! Kurtarın bizi! diye çığlığı bastı. Çabuk aşağı indir şunu! diye bağırdı George Dede. Bay Wonka, Hayır, olmaz! diye gürledi. Dahada yükseğe çıkmalıyız! Hepsi birden, Neden ama? diye bağırdılar. Neden yukarı çıkıyoruz da aşağı inmiyoruz? Çünkü, dedi Bay Wonka, aşağıya inmeye başladığımızda ne kadar yukarıda olursak o kadar büyük bir hızla çarparız. Yıldırım gibi çarpmalıyız. Hep birlikte, Nereye çarpıyoruz! diye bağırdılar.
Nereye olacak, fabrikaya tabii ki, diye yanıtladı Bay Wonka. Sen aklını kaçırmışsın, dedi Josephine Nine. Hepimiz yamyassı oluruz! Domates salçasına döneriz valla! dedi Georgina Nine. Bay Wonka, Bunu göze almak zorundayız, diye karşılık verdi. Josephine Nine, Şaka yapıyorsun, dedi. Bizimle eğleniyorsun, değil mi? Hanımefendi, dedi Bay Wonka, ben hiç şaka yapmam. Biz yanmışız! diye haykırdı Georgina Nine. İşimiz bitik! Bay Wonka, Öyle görünüyor, dedi. Josephine Nine, çığlığı bastığı gibi yorganın altına saklandı. Georgina Nine, George Dedeye sımsıkı sarıldı. Bay ve Bayan Bucket birbirlerine sarıldılar, korkudan dilleri tutulmuştu. Charlie ile Joe Dede ye gelince onlar soğukkanlılıklarını koruyor gibiydiler. Nede olsa Bay Wonka'yla uzun bir yolculuktan geliyorlardı, onun akıllara durgunluk veren işlerine alışmışlardı. Ama Büyük Asansör hızla yükselerek Dünyadan uzaklaştıkça Charlie de ürkmeye başladı. Gürültüden sesini duyurabilmek için avazı çıktığı kadar bağırarak, Bay Wonka! dedi. Doğrusunu isterseniz, neden o kadar korkunç bir hızla inmemiz gerektiğini anlamış değilim!
Bay Wonka, Yavrucuğum, diye yanıtladı, o kadar korkunç bir hızla inmezsek fabrikanın damından içeri dalamayız. Damı delmek o kadar kolay değil. Ama bir delik var zaten, dedi Charlie. Dışarı çıkarken damı delmiştik ya. Bay Wonka, O zaman bir delik daha açarız, dedi. İki delik bir delikten iyidir. Hangi fareye sorsan böyle söyler. Büyük Cam Asansör yükseldikçe yükseldi. En sonunda, Dünyanın tüm ülkeleri ve okyanusları kocaman bir harita gibi ayaklarının altına serildi. Görüntü hiç kuşkusuz çok güzeldi; ama bir cam asansörden aşağı bakıyorsanız içiniz çekilir, kötü olursunuz. Artık Charlie bile korkmaya başlamıştı. Joe Dedesinin eline sımsıkı yapıştı, yaşlı adamın yüzüne kaygıyla bakarak, Korkuyorum, dedeciğim, dedi. Joe Dede, Charlie yi omzundan tutup kendine çekerek, Ben de korkuyorum, dedi. Charlie, Bay Wonka! diye bağırdı. Yeterince yükselmedik mi? Az kaldı, diye yanıtladı Bay Wonka. Azıcık daha yükselmemiz gerekiyor. Şimdi lütfen beni oyalayıp ayağıma dolanma. Gözümü dört açmalıyım. Her şeyi saniyesi saniyesine yapmalıyım, evladım. Şu yeşil düğme var ya ona tam zamanında basmak zorundayım. Yarım saniye geciksem çok yukarılara fırlarız!
Peki, çok yukarılara fırlarsak ne olur? diye sordu Joe Dede. Artık lütfen soru sormayı bırakın, dikkatim dağılıyor! diye karşılık verdi Bay Wonka. İşte tam o anda Josephine Nine yorganın altından başını çıkarıp yatağın kenarından aşağıya baktı. Neredeyse üç yüz kilometre aşağıda uzanıp giden koskoca Kuzey Amerika kıtası bir çikolata parçasından daha büyük değildi. Josephine Nine, Durdurun şu manyağı! diye cıyakladıktan sonra buruş buruş olmuş elini uzatıp Bay Wonka'yı ceketinin kuyruğundan yakaladığı gibi yatağa doğru çekti. Bay Wonka, kadının elinden kurtulmaya çalışarak, Hayır, yapmayın! diye bağırdı. Bırakın beni! İşime engel olmayın! Pilotu rahat bırakın! Josephine Nine, Hadi oradan, kaçık herif! Hemen evimize götüreceksin bizi! diye bağırdıktan sonra Bay Wonka'yı öyle bir iteleyip çekiştirmeye başladı ki adamcağız serseme döndü. Bırakın beni! diye haykırdı Bay Wonka. Şu düğmeye basmazsam göğü deleceğiz! Bırakın beni! Ama Josephine Nine Bay Wonka'nın ceketinin kuyruğunu bir türlü bırakmıyor, çekip duruyordu. Charlie! diye bağırdı Bay Wonka. Şu düğmeye bas! Şu yeşil düğmeye! Durma! Çabuk! Charlie, fırladığı gibi yeşil düğmeye bastı...