Katre-i Matem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2019 Cumartesi

thumbnail

Katre-i Matem (İskender Pala) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Aşağıdakilerden hangisi romanda yazarın, müzayededen satın aldığı kitapla ilgili olarak “Kitabımın en uzun ve en son bölümünde, şimdi size anlatacağım öykü yer alıyordu.” cümlesiyle belirttiği ve okuyucuya naklettiği öyküye ait bir özellik değildir?

A) Günümüz Türkçesine “Altmışaltı Soruda Cinayet" şeklinde çevrilebilecek bir başlığı vardır.
B) Başka bir kopyasına rastlanılamamıştır.
C) 350 sahifeden ibarettir.
D) Yazarı belli değildir.
E) Lale Devri Türkçesi ile kaleme alınmıştır.

2. Romanın kahramanları olan Kara Şahin ve Yusuf nerede tanışmışlardır?

A) Bayezid Bedesteni'nde
B) Gedikpaşa Hamamı külhanında
C) Galata Mevlevihanesi’nde
D) Sultanahmet At Meydanı’nda
E) Çırağan Konağı’nda

3. Romanın hareketli (aktif) ve önemli kişilerinden birisi, romanın farklı yerlerinde farklı isimlerle zikre­dilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi bu kişiye ait isimler­den biri değildir?


A) Kâtip
B) Yeye
C) Yusuf
D) Topaç
E) Yanık

4. Romanın bölüm sonlarında aşka dair derkenarlar bulunmaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi bu derkenarlardan biri değildir?


A) Mecnun’un Leyla’ya Olan Aşkı
B) Birbiri İçin Can Veren Âşıklar
C) Yusuf İle Zeliha Arasında
D) Üsküdarlı Âşıklar
E) Kerem’e Gönül Veren Aslı

5. Aşağıdakilerden hangisi romanın tarihî gerçek kişilerinden biri değildir?

A) Feyzullah Efendi
B) Patrona Halil Ağa
C) Kazasker İshak Efendi
D) Fatma Sultan
E) Şair Nedîm

6. Aşağıdakilerden hangisi romanın olay akışına sahne olan iç mekânlardan biri değildir?

A) Çardak Kahvesi
B) İncili Konak
C) Yıldız Sarayı
D) Süleymaniye Kütüphanesi
E) Beşiktaş Mevlevihanesi

7. Romanının kahramanı olan Kara Şahin ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Babası Sultan II. Mustafa’dır.
B) Karısını öldürmekle suçlanmaktadır.
C) Ameliyat ile yüz hatlarında değişiklikler yaptır-mıştır.
D) Mevlevi tekkesinde aldığı terbiyeden sonra Kalender Selman Abdal ismini kullanmıştır.
E) Hörükız adında bir kız kardeşi vardır.

8. Romanda, Kara Şahin askerlerin nezaretinde Tersane Zindanı’na götürülürken bir başka kayığın kendi kayıklarına çarpması sonucu Haliç sularına düşünce, ellerindeki kaytanları çözemese de ayak­larını bilekleri arasından geçirerek yüzmeyi başar­mış, küreklerine tutunduğu sandaldan uzanan bir el tarafından kurtarılmıştır.
Kara Şahin’e elini uzatarak onu kurtaran ve ilerleyen bölümlerde Kara Şahin tarafından, hapsedildiği zindandan çıkarılarak serbest bıra­kılan bu kişi aşağıdakilerden hangisidir?


A) Seyrekbasan Osman
B) Bindallı Mahmut Çavuş
C) Macar Hekim
D) Vanmour Efendi
E) Martolozzade Kuru Kirkor Efendi

9. Aşağıdakilerden hangisi romanın kahramanla­rından Hafız Çelebi’ye ait vecizelerden biri değildir?

A) Kişinin değeri, güzelce bildiği şey kadardır.
B) Bela gelince sabırsızlıkla sızlanmak ancak fela­keti arttırır.
C) Kötü ahlâkla şeref olmaz.
D) Akıl tamam olduğu vakit söz azalır.
E) Güzellik ve sevgi teraziyle tartılmaz.

10. Romanda ameliyat ile kendi yüzünü Kara Şahin’in yüzüne benzetip, onun kılığına girerek Kara Şahin’i arayan ve ona benzediği için onun yerine öldürülen kişi aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) Bican Efendi
B) Tomruk Emini
C) Mülazım Osman
D) Sarı Celep
E) Kuru Kirkor Efendi

11. Romanın olay akışı dikkate alındığında, aşağı­dakilerden hangisi romanda geçen olaylardan biri olarak değerlendirilemez?

A) Yusuf’un Haseki Bimarhanesi günleri
B) Katre-i Matem’in Hafız Çelebi’nin bahçesine ekilmesi
C) Hafız Çelebi’nin, padişahı evinde misafir etmesi
D) III. Ahmet’in tahttan indirilmesi
E) İstanbul’da büyük bir yangının çıkması

12. Romanda Kara Şahin, İstanbul’da bir isyanın başladığını padişaha nerede haber vermiştir?

A) Üsküdar Sarayı’nda
B) Topkapı Sarayı’nda
C) Damat İbrahim Paşa Sarayı’nda
D) Yerebatan Sarnıcı’nda
E) Binbirdirek Sarnıcı’nda

13. Romanın çatışma unsurunu oluşturan taraflar göz önüne alındığında aşağıdaki tiplerden han­gisi grubun dışında yer alır?

A) Kara Şahin
B) Aslan Ağa
C) Yeye
D) Hörükız
E) Kazasker İshak Efendi

14. Romanda Yeye, Hafız Çelebi’ye “Bir lale soğanın­dan birden fazla çiçek almayı denemediniz mi?” diye sorunca Çelebi’den hangi cevabı almıştır?

A) Bugüne kadar bir çok kez denedim.
B) Denedim; ama olmadı.
C) Denedim ve aldım; ama onları henüz kimseye göstermedim.
D) Denedim; fakat bir soğan birden fazla çiçek besleyince çiçeklerin canlılığı ve renklerin par­laklığı istediğim gibi olmadı.
E) Denemedim; çünkü şekil itibariyle elife ben-zeyen ve tevhidin sembolü olan bu yapıyı bozarsam Allah’ın birliğine şerik koşacağım vehmine kapıldım.

15. "Katre-i Matem" romanına adını veren lale, onu çalanlar tarafından hangi isimle anılmaktadır? 

A) Cücemoru
B) Gülgûn Piyale
C) Emirgân Gülü
D) Şükûfe-i dil

16. Aşağıdakilerden hangisi Katre-i Matem romanda yazarın, müzayededen satın aldığı kitapla ilgili olarak
“Kitabımın en uzun ve en son bölümünde, şimdi size anlatacağım öykü yer alıyordu.”cümlesiyle belirttiği ve okuyucuya naklettiği öyküye ait bir özellik değildir? 


A) Günümüz Türkçesine “Altmışaltı Soruda Cinayet” şeklinde çevrilebilecek bir başlığı vardır.
B) Başka bir kopyasına rastlanılamamıştır.
C) 180 sahifeden ibarettir.
D) Yazarı belli değildir.
E) Lale Devri Türkçesi ile kaleme alınmıştır.

Katre-i Matem romanında Kara Şahin aseslerin nezaretinde Tersane Zindanı’na götürülürken bir başka kayığın kendi kayıklarına çarpması sonucu Haliç sularına düşünce, ellerindeki kaytanları çözemese de ayaklarını bilekleri arasından geçirerek yüzmeyi başarmış, küreklerine tutunduğu sandaldan uzanan bir el tarafından kurtarılmıştır.

17. Kara Şahin’e elini uzatarak onu kurtaran ve ilerleyen bölümlerde Kara Şahin tarafından, hapsedildiği zindandan çıkarılarak serbest bırakılan bu kişi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Seyrekbasan Osman
B) Bindallı Mahmut Çavuş
C) Macar Hekim
D) Vanmour Efendi
E) Martolozzade Kuru Kirkor Efendi

18. Tarihi Eyüp Sultan Semti hangi tatlısıyla ünlüydü?

A) Baklava
B) Helva
C) Sütlaç
D) Muhallebi
E) Saray Sarması

19. Romanda sık sık bir yer adı olarak “Dersaadet” kelimesi geçer. “Dersaadet” neresidir? 

A) Osmanlı Ülkesi
B) Türkiye
C) İstanbul
D) Rumeli
E) Çin

20. Romanın asıl erkek kahramanını çok fena bir şekilde döven Tomruk Emini’nin vücudunda bir dövme olduğundan bahsedilmektedir. Bu dövme nasıldı? 

A) Açılmamış bir gül goncası
B) Yere doğru bakan ziyah bir lale
C) Ağzı açık bir engerek yılanı
D) Yan olarak resmedilmiş bir kesik baş
E) Çift başlı kartal

21. Lale Devrinin ünlü sadrazamıdır. Romanda da adı geçen bu ünlü sadrazam kimdir? 

A) Fettah Paşa
B) Hadım Ali Paşa
C) Numan Paşa
D) İbrahim Paşa
E) Gazi Osman Paşa

22. Hepsi birer padişah namzedi olan padişah çocuklarına ne ad verilmektedir?

A) Beyzade
B) Şehzade
C) Ağazade
D) Vezir-i Azam
E) Sultan

23. Romanda geçen hikayelerin hangi yüzyıla ait olduğunu söyleyebliriz.

A) 16. Yüzyıl
B) 17. Yüzyıl
C) 18. Yüzyıl
D) 19. Yüzyıl
E) 15. Yüzyıl

24. Romanda geçen “yek cinayet, şastu şeş süal” ne demektir?

A) Bir cinayet, kırk altı soru
B) Bir cinayet, elli altı soru
C) Bir cinayet, altmış altı soru
D) Bir cinayet, yetmiş altı soru
E) Bir cinayet, bir soru

25. “Hikayenin daima olduğu gibi iki kahramanı vardır” diyen romanın yazarı, kadın kahramanın adını ilerleyen sayfalarda açıklar. Kadın kahramanın adı nedir?

A) Tazegül
B) Nakşıgül
C) Badegül
D) Bendegül
E) Çeşmigül

Cevap Anahtarı : 


1.C      2.B      3.A      4.E      5.A
6.C      7.E      8.A      9.E     10.D
11.C   12.A    13.B    14.E    15.A
16.C   17.A    18.B    19.C    20.C
21.D   22.B    23.C    24.C    25.B

Katre-i Matem (İskender Pala) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri için tıklayınız...

21 Kasım 2019 Perşembe

thumbnail

Katre-i Matem (İskender Pala) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Katre-i Matem

Kitabın Yazarı : İskender Pala

Kitap Hakkında Bilgi :

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Pala’nın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor.

İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbul’u, hatta tüm Osmanlı’yı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor.

İskender Pala, Katre-i Matem’de usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbul’da kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahin’in macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.

Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor.

Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda –ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’yı canından; Sultan III. Ahmet’i de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilali’nin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şark’ın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmet’i, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbul’u ve Sadabat’ın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır.

Lale Devri : 1718-1730 tarihleri arasında Osmanlının batılılaşma yönünde ilk adımların atıldığı Lale Devri adını dönemin yaşam biçimini simgeleyen lale çiçeğinden almıştır. Lale Devri’ne damgasını vuran kişi Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa olmuştur.

Katre-i Matem, Türkçe anlamı ile Matem Damlası...

Kitabın Özeti :

Yazar, İstanbul'da bir otelde katıldığı müzayededen el yazması bir eser satın alır. Eserin adı "Yek Cinayet Şast u Şeş Suâl" yani "1 Cinayet: 66 Soru". Kitabın yazarı belli değil. Eserde yazılanlar....

Şahin, Nakşıgül adında güzel bir kızla karşılaşır ve âşık olur. Aşkı tek taraflı değil, karşılıklıdır. Nikâh yapılır ve kızın babasının evine yerleşirler. Şahin ve çok sevdiği Nakşıgül ilk gece mutlu ve aşk sarhoşu bir halde uyumuşlardı. Şahin sabah başında bir zonklamayla uyanır. Gözlerini açtığında ise neye uğradığını şaşırır. Şahin sabah uyandığında Nakşıgül'e sarılmak istemiş fakat yatağın yanının boş olduğunu, etrafa bakındığında ise her yerin kanla kaplı olduğunu görmüştür. Nakşıgül artık canlı değildir, odanın her tarafı kan olmuştur. Olayın şokunu üstünden atamadan odaya bir sürü kişi girer. Adı Tomruk Emini olan bir kolluk görevlisi onu derhal zindana atar. Eyüp Tomruğu’nda birçok işkence gördükten sonra sorguya çekilmiş ve Nakşıgül'ün katili olarak sorgulanmıştır.

Tomruk Emini ve diğerleri onu Haliç'e götürüp denize atmaya karar verirler. O zamanlar için denizde kutlamalar, nikâhlar yapmak pek ünlüymüş, böyle olunca Haliç biraz kalabalıktır. Bu kalabalık arasında Şahin'in binmiş olduğu sandalla başka bir sandal çarpışır. Nasıl kaçacağını düşünen Şahin için gün doğmuştur. Çarpışmayla Şahin Haliç'in sularına düşüverir. Sorun suya düşmesi değil elleri ayaklarının bağlı olmasıdır. Biraz uğraştan sonra ellerine ayaklarına bol gelen zincirlerden kurtularak sahile yorgun, bezgin bir şekilde çıkar. Şahin izini kaybettirip kayığına bindiği Osmanzade sayesinde Macar bir hekime simasını değiştirtir. Macar hekim kaşlarını kaldırıp burnunu biraz değiştirince çok başka biri haline gelmiştir.

İlk olarak dilencilerin arasına katılmaya karar verir ve orada çok yakın bir dost kazanmış olur. Yusuf, büyüdüğü evin kızı Şehnaz’a âşıktır. Aşkı da karşılıksız değildir, ama kızın babası Veyis Ağa bu durumdan hiç hoşnut değildir. Bu hoşnutsuzluğunu hırsızlık suçlamasıyla Yusuf’u tutuklatarak gösterir. Yusuf zekidir, tutuklanmaktan kurtulmak için deli rolüne yatar, rolünü de iyide yapar. Bir şekilde Yusuf bimarhaneden kaçar, işte tam bu sıralar Şahinle tanışır. Bu iki âşık biri tutuklanmaktan kaçmış, biri bimarhaneden kaçmış külhanda buluşurlar ve dilenciliğe başlarlar. Yusuf'un lakabı Topaç Yeye'dir. Onunla beraber hem dilenip hem de Nakşıgül'ün katillerini bulmaya karar verirler.

O dönemin veziri olan Veziriazam İbrahim Paşa gizli olayları çözmede ve çözülememiş cinayetleri aydınlatmada çok ünlü biriydi. Kendisi de bu tür şeylerden çok hoşlanırdı. Bir gün muhafızlardan biri ona içi birçok çeşit meyve ve yemişle dolu bir sepet getirir. Sepeti ters çevirdiğinde ise halıya bir kadın başı düşer. O günden itibaren bu cinayetin peşine düşmeye karar verir. Sultan Ahmet ise Osmanlı Devleti'ni on yıl boyunca barışa sürükleyecek bir anlaşma imzalamış ve İstanbul'u adeta yeniden inşa ettirmiştir. Her yeri güzelleştirmiş ve her yere laleler dikmiştir. Herkes zevk ve sefa içindedir. Halk hariç.

Padişahın en yakınlarından olan İshak Efendi ise bir gün ona bir mektup getirir. Abisi Sultan Mustafa'nın bir oğlu olduğunu ve bu şehzadenin hep gizli tutulduğunu yazmıştır. Şehzade Ahmet şuan ortalardaydı ve bu devlet-i aliyye için bir riskti. Hemen Şehzade Ahmet aranmaya başlanır. Vezir bu konuşmaları bir şekilde öğrenmiş ve o da Şehzade Ahmet'in peşine düşmüştür. Birbirinden habersiz olan görevliler her yerde şehzadeyi arıyorlardır. Kısa bir süre içinde onun kılık değiştirdiğini ve adının Kara Şahin olduğunu öğrenirler.

Bu sıralarda Hafız Çelebi adında meşhur bir lale yetiştirici kişisiyle tanışır. Topaç Yeye ve Şahin bu adamı çok severler. Hafız Çelebi, Şahin'in sürekli elinde tuttuğu mora çalan laleyi görmüş ve onu nerde bulduğunu sormuştur. Çünkü o lale bir ikizi bulunan ve çalınan bir laledir. Şahin ise bu laleyi Nakşıgül'ün elinde bulduğunu söyler. O günden itibaren Topaç Yeye, Hafız Çelebi ile yaşamaya başlar. Topaç Yeye Hafız Çelebinin çırağı olur ve bir süre onun yanında kalır, onun oğlu gibi olur. Ondan Lale yetiştirmenin sırlarını öğrenir. Kara Şahin ise bu sürede bir Melevihanede kalır ve orada dervişin yoluna girip kendini o yönde geliştirir. Oradan çıktığında Selman Abdal adında bir Acem adamı olup çıkar. Dergâhta çokça Farsça beyit ezberlediğinden tam bir İranlı gibi davranabiliyordu. Hatta şiirleriyle devrin meşhur veziri Damat İbrahim Paşa’nın gözüne girip onun meclislerinde yer alıyordu. Ve sonunda vezir Kara Şahini adamlarından biri olarak halktan bilgi toplamak için görevlendirir. Dilencilikten, dervişliğe oradan da vezirin istihbaratçılığına geçen Şahin ise Nakşıgül'ün cinayetini araştırmaya devam etmektedir. Bir kaç isme ulaşmıştır fakat vezirin yardımına ihtiyaç duymaktadır.

Bir kişi vardı ki şehzade Ahmet'in varlığından haberdardır ve tek amacı onun güvenliğidir. Bu kişi Hurikız'dır. Çok uzun süredir Şahin'i koruyordu. Kısa süre içinde tanışırlar ve ikisi de Nakşıgül cinayetinin peşine düşerler.

O dönemde halk iyice fakirleşmiş ve herkes sultandan memnun olmadığını dile getiriyordu. Patrona Halil adında bir kişi etrafında toplanan halk isyan başlattı ve Sultan Ahmet tahttan indirildi vezir de öldürüldü. Bu olayla beraber Şahin ve Hurikız da istedikleri adamlara ulaşıp cinayeti öğrendiler. Meğerse Şahin'in ona annesinden kalen 30 incinin peşindelermiş. Nakşıgül ise Gürcü bir cariyeymiş ve her şey bir oyunmuş. Kayınpederi sandığı adam ise köle tacirliği yapan kötü bir adammış. Nakşıgül ölmemiş onun yerine başka birinin bedeni parçalanmış ve suç Şahin'in üstüne kalmış.

Şahin her şeyi öğrenmişti fakat Şehzade Ahmet olduğu herkes tarafından gizleniyordu. Osmanlı tarihinde gizli tutulan ve bilinmeyen bu hikaye hala gizemini korumaktadır ve el yazması bu kitabın yazarı hala bilinememektedir. Kişiler ise gerçektir.

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

KARA ŞAHİN : Nakşıgül’e âşıktır fakat onu sabah yanında ölü bulunca kendi onun katili bulmaya adamış biridir ve çoğu zorluğa göğüs germiştir.

NAKŞIGÜL : Kara Şahin âşıktır ve evlenmiştirler fakat evlendiklerinin ertesi sabahı yatakta ölü bulunmuştur.

YEYE (YANIK YUSUF) : Akıllı, terbiyeli ve düşünceli biridir. Büyüdüğü evin kızı Şehnaz’a âşıktır. Aşkının derinliğinden dolayı ona Yanık Yusuf denmeye başlanmıştır. Kâtip efendi de ona Yeye demiştir. Yanık kelimesinin başındaki “y” ile Yusuf'un başındaki “y”nin birlikte okunuşuydu bu: Ye-ye.

ŞEHNAZ : Yusuf a âşıktır.

VEYİS AĞA : Şehnaz’ın babasıdır. İtibara ve mala düşkündür.

TOMRUK EMİNİ : Yeniçeridir. Yüzüne bakanın ürktüğü tiplerden ızbandut gibi bir adamdır.

HAFIZ ÇELEBİ : Lale yetiştiriciliğinde usta biridir.

HÖRÜKIZ : Kara Şahinin görünmez koruyucusudur ve aynı zamanda gizli aşığıdır. Üç Hilal Cemiyeti mensubudur. Birçok noktada görünmez eliyle işleri yoluna koyar.

PATRONA HALİL : Romanda halk arasında düzgün ahlakı, dini bütün kişiliği ve tutarlı davranışlarıyla saygınlık kazandığı, gitgide esnaf arasında sözü dinlenir, aklı sorulur bir kanaat önderi olduğu anlatılır ama ilerleyen sayfalarda yazarın bu tanımlamasına uygun bir tavır sergilemez. İsyan çıkarır...

DAMAT İBRAHİM PAŞA : Dirayetli ve uyanık bir yöneticidir, isyanın kokusunu alır, isyanı bastırmak için neler yapılması gerektiğini bilir.

About