Satirik Şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Satirik Şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ekim 2020 Pazar

12. Sınıf Dil ve Anlatım Ders Notları - II. Ünite Sanat Metinleri Şiir


II. Ünite Sanat Metinleri 

6. ŞİİR

Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici bir dil ve ahenkli mısralar içinde aktarılmasıdır. 

Şiiri düz yazıdan ayıran ölçü, mısra, ahenk gibi unsurlar vardır. Nazım (şiir) biçimindeki yazılara "manzum"; Nazım parçalarına da "manzume" denir. 

Şiir Türleri 
1. Lirik Şiir: Aşk, ayrılık, hasret ve özlem gibi konuları işleyen duygusal şiirlerdir. 
Duygu, coşku ve akıcılık söz konusudur. 
Gazel, şarkı koşma, semai lirik şiire örnektir. 

2. Pastoral Şiir: Doğa güzelliklerini, kır ve doğa sevgisini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını, bunlara karşı duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür. Şair doğa karşısındaki duygularını anlatıyorsa "idil", bir çobanla karşılıklı konuşuyormuş gibi anlatıyorsa "eglog" adını alır. 

3. Epik Şiir: Destansı özellikler gösteren şiirlerdir. Okuyanda coşku yiğitlik duygusu, savaşma arzusu uyandırır. Kahramanlık, yiğitlik gibi konular işlenir. 

4. Didaktik Şiir: Bilgi vermek, öğretmek, öğüt vermek gibi öğretici amaç taşıyan şiirlerdir. Ahlakilik hâkimdir, Kuru bir üslubu vardır. Manzum hikâyeler ve fabllar hep didaktiktir. 

5. Satirik Şiir: Toplumdaki çeşitli düzensizlik ve bozuklukları yeren, taşlayan şiirlerdir. Halk edebiyatında "taşlama", Divan edebiyatında "hiciv" denir. 

6. Dramatik Şiir: Tiyatronun manzum şekline denir. Dramatik manzume, karşılıklı konuşma şeklinde yazılan manzumelerdir. 

Şiir Bilgisi 
Mısra (Dize): Ölçülü ve anlamlı, bir satırlık nazım birimidir. 
Beyit (İkilik): Aynı ölçüde olan ve anlamca bir bütünlük oluşturan ve iki dizeden oluşan nazım birimidir. 
Ölçü (Vezin): Şiirde dizelerin hece sayısına veya hecelerin ses değerine göre bir uyum içinde olmasıdır. 
Hece Ölçüsü: Şiirde dizeleri oluşturan sözcüklerin hece sayılarının eşitliğine dayanan ölçüdür. Hece ölçüsüyle yazılmış dizeler okunurken belli yerlerde durulur. Durulan bu yerlere "durak" denir. Durak sözcüğün sonunda yer alır. 
Aruz Ölçüsü: Dizelerdeki hecelerin uzunluk ve kısalığına göre, açık ya da kapalı oluşuna göre düzenlenmesidir. Kısa heceler nokta(.) uzun heceler çizgi (-) ile gösterilir. 
İmale: Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır. 
Zihaf: Uzun heceleri kısa okumaktır. 
Serbest Ölçü: Bu ölçüde hecelerin sayısı ya da uzunluğu kısalığı dikkate alınmaz. 

Redif: 
Mısra sonlarında yazılışları, okunuşları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime ve kelime gruplarının tekrar edilmesine "redif" denir. 

Örnek-1 Bizim elde bahar olur, yaz olur. 
Göller dolu ördek olur, kaz olur. 
Sevgi arasında yüz bin naz olur. 
Suçumu bağışla, ben sana kurban. (Ercişli Emrah) 

Örnek-2 Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar, 
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar 
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu. 
Gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu. (F. Nafiz Çamlıbel) 

Kafiye (Uyak): 
Mısra sonlarındaki yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı kelimelerin, eklerin benzerliğine kafiye denir. 
Yanıp tutuşmadan aylarca yummadım gözümü, 
Nücuma sor ki, bu kirpikler uyku görmüş mü? (Mehmet Akif ERSOY) 

Kafiye Çeşitleri: 
1) Yarım Kafiye: Tek ses benzerliğine dayanan kafiyedir. 

Örnek-1 Ben çektiğim kimler çeker 
Gözlerim kanlı yaş döker 
Bulanık bulanık akar 
Dağlarım seliyim şimdi (Kul Mustafa) 

Örnek-2 İstedim kendimi bu göle atam 
Elimi uzatıp yavruyu tutam 

Örnek-3 Üstümüzden gelen boran kış gibi 
Şahin pençesinde yavru kuş gibi 
Seher sabahında rüya düş gibi 
Çağıta bağırta aldı dert beni 

2) Tam Kafiye: İki ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür. 

Örnek-1 Yollarda kalan gözlerimin nurunu yordum, 
Kimdir o, nasıldır diye rüzgârlara sordum, 
Hulyamı tutan bir büyü var onda diyordum (Y. Kemal Beyatlı) 

Örnek-2 Sen miydin o afet ki dedim, bezm-i ezelde 
Bir kanlı gül ağzında ve mey kasesi elde, 
Bir sofrada içtik, ikimiz aynı emelde, 
Karşımda uyanmış gibi bir baktı sarardı. (Yahya Kemal Beyatlı) 

Örnek-3 On atlıya karar verdim yaşını 
Yenice sevdaya salmış başını 
El yanında yakar gider kaşını 
Tenhalarda gülüşünü sevdiğim. 

3) Zengin Kafiye: Üç ya da daha çok ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür. 

Örnek-1 Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk, 
Soğuk bir mart sabahı.. 
Buz tutuyor her soluk (Faruk Nafiz Çamlıbel) 

Örnek-2 Baygın bir ihtizaz ile bi-huş akar dere, 
Sahillerinde çocuklar uzanmış çemenlere. (Orhan Seyfi Orhon) 

Örnek-3 Miskin Yunus biçareyim 
Baştan ayağa yareyim 
Dost ilinden avareyim 
Gel gör beni aşk neyledi 

4) Cinaslı Kafiye: Anlamları ayrı, fakat yazılış ve okunuşları aynı olan kelime ve kelime gruplarının mısra sonunda tekrarı ile oluşan kafiyedir. 

Örnek-1 Niçin kondun a bülbül 
Kapımdaki asmaya 
Ben yarimden vazgeçmem 
Götürseler asmaya 

Örnek-2 Bilmem ki yaz mı gelmiş 
Niçin açmış gül erken 
Aklımı kayıp ettim 
Nazlı yarim gülerken 

Örnek-3 Kendin çöz kendin tara 
Değmesin el başına 
Ben yarime kavuştum 
Darısı el başına 

Kafiye Şeması :

Mısraların son seslerine bakılarak bir dörtlüğün kafiye düzeni çıkarılır. Kafiye düzenlerinin, mısralarının son seslerindeki düzene göre çeşitleri vardır. 

1. Düz Kafiye: "a a a b" "bbbc" "cc" "a a b b" olmalı. 
İftardan önce gittim Atik-Valde semtine 
Kaç defa geçtiğim bu sokaklar, bugün yine, 
Sessizdiler, Fakat Ramazan maneviyyeti 
Bir tatlı intizara çevirmiş sukuneti 

2. Çapraz Kafiye: "a b a b" "cdcd" olmalı. 
Hayran olarak bakarsınız da 
Hülyanızı fetheder bu hali 
Beş yüz sene sonra karşınızda 
İstanbul fethinin hayali 

3. Sarma Kafiye: "a b b a" "cdcd" olmalı. 
İhtiyar, elini bağrına soktu, 
Dedi ki: "İstanbul muhasarası 
Başlarken aldığım gaza yarası 
İçinden çektiğim bu oktu.

29 Mart 2020 Pazar

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları - II. Ünite Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Sone, Terza-Rima, Serbest Müstezat, Mensur Şiir, Lirik Şiir, Pastoral Şiir, Epik Şiir, Didaktik Şiir, Satirik Şiir, Dramatik Şiir

C ) BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI

1. Tanzimat Edebiyatı
2. Servet-i Fünun Edebiyatı
3. Fecr-i Ati Edebiyatı
4. Milli Edebiyat
5. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı
6. Günümüz Türk Edebiyatı

Kullanılan Nazım Biçimleri:

Sone
* İlkin İtalyan edebiyatında görülen, Türk şiirinde az görülen, iki dört dizeli ve iki üç dizeli bölüm olmak üzere 14 dizeden oluşan nazım biçimidir.
* Uyak örgüsü şöyledir: abba, ccd, ede.
* Sone nazım şeklini Türk edebiyatında ilk olarak Servet-i Fünun şairleri kullanmıştır.

Terza-Rima
* Üç dizelik bendlerle kurulu İtalyan nazım biçimi.
* Dize kümelenişi ve kafiye düzeni şöyledir: aba, bcb, cçc, ded...e
* Dante’nin “İlahi Komedya”sının bu biçimle yazılmış olması, terza–rima’nın yaygınlık kazanmasını sağlamıştır.
* Terza-rima, Türk edebiyatında ilkin Servet-i Fünun döneminde bir tek şiirde
(Tevfik Fikret’in Şehrâyîn) denenmiş (1899); İkinci Meşrutiyet’ten (1908) sonra zaman zaman kullanılmışsa da, yaygınlık kazanmamıştır.

Serbest Müstezat
* 19. Yüzyıl sonlarında özellikle Servet-i Fünun’cuların geliştirdikleri bir nazım biçimidir.
* Divan şiirindeki müstezattan farklı özellikleri vardır.
* Klasik nazım biçimlerinden ve tek ölçünün bir örnekliliğinden kurtuluş yeni biçimler ve ahenkler yaratmak düşüncesiyle oluşturulan bu biçim, serbest nazıma geçişte bir aşama olmuştur.

Mensur Şiir
* 19. yüzyılın yarısında Fransa’da doğmuştur.
* Şinasi’nin Fransız edebiyatından yaptığı çeviriler, mensur şiirin ilk örnekleridir.
* Mehmet Rauf’un “Siyah İnciler”i, Yakup Kadri’nin “Okun Ucunda, Erenlerin Bağından” adlı yapıtları mensur şiir türünden ürünlerdir.
* Ölçü ve uyağa başvurulmaz.
* Duygu ve hayallerin düzyazı biçimiyle şiirsel anlatılmasıdır.
* Bu yazılarda iç ahenk önemlidir. Servet-i Fununcular tarafından kullanılmış, fazla yaygınlaşmamıştır.

Serbest Nazım (Şiir)
* Ölçüsüz ve uyaksız yazılan, belli kurallara bağlı olmayan şiirlerdir.
* Türk edebiyatında serbest nazım, cumhuriyetten sonra gelişmiştir.
* Serbest nazmın ilk örneklerini Nazım Hikmet vermiştir.

NOT: Bu nazım biçimleri dışında “balat” adı verilen bir nazım biçiminin de kullanıldığı belirtilmektedir. Çok az tercih edildiği düşünülen bu nazım biçiminin özelliği 3 uzun 1 kısa bentten oluşmasıdır.

ŞİİRDE TEMA

Konu: Üzerinde söz söylenilen, fikir yürütülen, yazı yazılan herhangi bir olay, düşünce veya duruma konu denir.

Tema: Şiirde dile getirilen duygu, düşünce ve hayale tema denir.
* Şiir bir düşünce yazısı olmadığı için “tema” sözcüğünden daha çok esrede dile getirilen duygu ve hayali anlamalıyız.
* Şiirde tema kimi zaman bir aşk,ayrılık acısı,ölüm korkusu gibi bireysel duygular kimi zaman da başka insanlar için üzüntülerin yer aldığı toplumsal konuları da içerebilir.

ŞİİRDE GERÇEKLİK VE ANLAM

* “Sanat yada edebiyat,bir nevi gerçeğin yorumlanarak anlatılmasıdır.” ifadesinden hareketle şiirde de gerçeğin değiştiğini söyleyebiliriz.
* Şiirdeki gerçeklik, somut bir anlayışla sınırlı değildir. Bu gerçeklik,insanın sadece yaşadıklarıyla değil; sezgileri, tasarıları ve izlenimleriyle de ilgilidir.
* Şair, şiirinin her okuyanda farklı duygular uyandırmasını amaçlar. Bu nedenle kelimelere yeni anlamlar yükler. Bu anlamları okuyucu kendisi hisseder. Bu şekilde şiirde farklı bir gerçeklik ortaya çıkar.

ŞİİR VE GELENEK

Modern şiirin özellikleri:
*Bireysel duyguların ön plana çıkarıldığı bir şiir geleneğidir.
* Daha çok serbest nazım kullanılmıştır.
* Çağrışım yönünden zengin ifadeler vardır.
* Somuttan çok soyuta hitap eden şiirlerdir.
* Şiirler,ölçü ve kafiye olmaksızın yazılır.

ŞİİR VE YORUM

* Okuyucun metni kendi birikimlerine, özelliklerine, kültürüne, zevkine ve hayal gücüne göre anlamlandırmasına “yorum” denir.
* Güzel bir yorum için:
a) Öncelikle şiirin yapısal özelliklerini, dil ve üslubunu,temasını belirlememiz gerekir.
b) Sonra şiirin yazıldığı dönemin şartlarına ve şairin zihniyetine (edebi kişiliğine) bakmamız gerekir.
c) Şiirin bağlı olduğu geleneğin özelliklerini bilmemiz gerekir.
d) Şiirin çok anlamlı bir metin parçası olduğunu unutmamız gerekir.

MANZUME VE ŞİİR

Dilde biri nazım diğeri nesir olmak üzere iki anlatım biçimi vardır.Nazım,ölçülü ve uyaklı anlatım biçimidir.

Manzume: Ölçü ve kafiye gözetilerek, nazım biçiminde yani dizeler halinde yazılan metinlere ”manzume” denir. Manzumelerin sanat değeri taşıyanlarına da “şiir” denir.

Manzume ve şiir arasındaki farklar:
a) Manzumede anlatılanlar düz yazıyla ifade edilebilirken şiirde anlatılanlar düz yazıyla ifade edilemez.
b) Manzumelerde bir olay örgüsü varken şiirlerde olay örgüsü yoktur.
c) Manzumelerde sözcükler genelde gerçek anlamda kullanılırken şiirde çok anlamlılık vardır.
d) Şiirler manzumelere göre çağrışım yönünden daha zengindir.

Manzum hikâye:
* Nazmın nesre yaklaştırılmasıyla ortaya çıkan bir türdür.
* Önemli özelliklerinden birisi metinde karşılıklı konuşmaların yer almasıdır.
* Bu tarzı edebiyatımızda ilk kez Servet-i Fununcular denemiştir. Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy bu türde başarılı örnekler vermişlerdir.

Şiir Türleri

1. Lirik Şiir
* Aşk, ayrılık, hasret ve özlem gibi konuları duygusal bir dille anlatan şiire lirik şiir denir.
* Eski Yunan edebiyatında şairler şiirlerini Lyra (lir) denilen bir sazla söyledikleri için bu tür şiirlere lirik denilmiştir.
* Gazel, şarkı koşma, semai lirik şiire örnektir.

2. Pastoral Şiir
* Doğa güzelliklerini, kır ve doğa sevgisini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını, bunlara karşı duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür.
* Şair doğa karşısındaki duygularını anlatıyorsa "idil", bir çobanla karşılıklı konuşuyormuş gibi anlatıyorsa "eglog" adını alır.

3. Epik Şiir
* Yiğitlik, kahramanlık, savaş... temaları işleyen şiirlerdir.
* Destansı özellikler gösteren şiirlerdir.
* Okuyanda coşku ve yiğitlik duygusu uyandırır.
* Epik sözcüğü, Yunancada destan anlamındaki epope den gelmektedir.

4. Didaktik Şiir
* Bilgi vermek, öğretmek, öğüt vermek gibi öğretici amaç taşıyan şiirlerdir.
* Manzum hikâyeler ve fabllarda bu gruba girer.

5. Satirik Şiir
* Toplumdaki çeşitli düzensizlik ve bozuklukları iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştiren şiirlerdir.
* Halk edebiyatında "taşlama", Divan edebiyatında "hiciv" denir.

6. Dramatik Şiir
* Tiyatroda kullanılan şiir türüdür.
* Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu şekilde sözler şiir şeklinde söylenirdi.
* Dramatik şiir, karşılıklı konuşma şeklinde yazılan manzumelerdir.
* Bizde birkaç sanatçı dışında pek kullanılmamıştır.