Karun ve Anarşist etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Karun ve Anarşist etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Kasım 2019 Cumartesi

Karun ve Anarşist (İskender Pala) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişileri


Kitabın Adı : Karun ve Anarşist

Kitabın Yazarı : İskender Pala

Kitap Hakkında Bilgi :

Kutsal Hermos’un suyuna karışan altının rengi hızla kan kızılına dönüşürken; kâhinler yaklaşan büyük savaşın haberini vermiş, tekinsiz bir hava zengin Lidya diyarını sarıp sarmalamıştı. Bir cephede güçlü askerleri ve görkemli hazineleriyle Aslan Kral Krezüs, nam-ı diğer Karun; diğer cephede terk edildiği ölümü alt edip Pers diyarına hükmedecek olan Keyhüsrev.

Ve aynada sır dolu bir yansıma; tarihin öteki yüzünde devam eden karanlık…

Bir darbeye koşan Türkiye’de polis sirenleri yeri göğü inletiyor, silah sesleri sloganlara karışıyordu. Günleri ve geceleri esir alan terör, sokak çatışmaları, soygunlar, cinayetler her şehirde, her sokaktaydı. Kültür ve sanat kana bulanacaktı. Savrulan hayatlar, imkânsız aşklar…

Kim haklıydı? Ah!..

Karun ve Anarşist, tarihin akışını belirleyen hırsların ve tarihi aşan aşkların romanı. Coğrafyamızın kaderine bilgece bir bakış. İskender Pala’nın hep zevkle okunan usta kaleminden…

”Eğer bu ülkenin yüz sene evvelki sınırlarına bir tel örgü çekilseydi ve ‘bu tel örgünün dışına tarihi eser çıkartılamaz’ yazılsaydı bugün dünya müzelerinin neredeyse yarısı boş kalırdı.”

Kitabın Özeti :

Karun ve Anarşist romanı iki farklı bölümden oluşmaktadır. Roman ilerledikçe bölümler arasında geçişler sıklaşır. Birinci bölüm başlığı altında MÖ 549 yılında Lidya’da geçen olayları, ikinci bölüm başlığı altında ise 1979 sonrası Türkiye’de geçen olaylar anlatılmaktadır. Aralarında 2500 yıl var.Ama yaşadıkları olaylar aynı. Çünkü 2500 yıl önce de vardı hainlik, şimdi de var. Muhtemelen 2500 yıl sonra da olacak. Yani tarih tekerrürden ibarettir.

İlk Bölüm:

Bir haberci Medlerin ülkesinin, Pers Kralı Keyhüsrev tarafından yıkıldığı haberini Kral Krezüs’e ve saraydakilere ulaştırır. Keyhüsrev’in ve emri altındaki ordusunun zaferleri daha öncede Sfard’da duyulurdu. Ancak Medlerin yıkılmasının Lidya ve Aslan Kral Krezüs için farklı bir önemi vardır. Medlerin Kraliçesi Krezüs’ün halası idi. Anaerkil bir toplum olan Lidyalılar için Lidyalı bir kadının esir düşmesi tepkilere yol açacağı için Lidya’nın tepkisiz kalması beklenemezdi.

Krezüs, gelen kötü haber üzerine vereceği tepkiyi düşünürken bütün danışmanları ile özellikle Baş Veziri Sandanis ile göz teması kurar. Sandanis, Krezüs’ün yanlış karar vermemesi için onu yatıştırmaya çalışır. Sakinleşmek istemeyen Krezüs, ancak sarayın salonundakilerin de Sandanis’i desteklediklerini fark ettiğinde yatışır. Bir müddet düşünerek kahinlere danışma kararı alır. Ancak hangisine danışacağı konusunda salonda anlaşmazlıklar olur. Bu anlaşmazlıkları Kraliçe Karuna sonlandıracak fikri verir. Bu çözüm yolu: Tüm kahinlere bir soru sorulacak ve soruyu doğru cevaplayan kahine daha büyük armağanlar göndererek Keyhüsrev tehdidine karşı yapılması gereken sorulacak ve kahinin cevabına göre hareket edilecektir.

Komutan Nakata, Aslan Kral Krezüs’e sektördeki altın üretimi hakkında rapor verdiği sırada sektörde çalışan üç arkadaştan bahseder. Bu üç arkadaş zeki ve sanatçı yetenekleri olan üç kişidir. Birlikte kaldıkları tek odalı yerin duvarlarına birbirinden güzel resimler yaptıklarını söyleyen Komutan Nakata, bu üç genci över.

Sektörde çalışan bu üç arkadaş: Halludas, Kufu ve Methe; sektörün önemli kişilerinden olan Namirek Usta’nın kızına aşıktırlar. Odalarında oturdukları bir gün odalarının duvarlarına Edusa’yı resmetme kararı alırlar. Bütün bir gece Edusa’yı nasıl tasvir etmeleri gerektiği konusunda birbirleri ile sohbet ederler.

Aradan geçen uzun bir süre sonra kahinlere gönderilen elçiler geri döner. Sorulan soruyu sadece Delphoi’deki kahin doğru cevaplar. Artık Keyhüsrev’e karşı izlenecek yolun kime danışılacağı bellidir. Daha büyük bir adak kervanı yola çıkarılmak için hazırlanmaya başlar. Bu kervanda gidecek altınlara işlemeleri için Namirek ve kızı Edusa’nın yanı sıra Halludas ve Kufu’da görevlendirilir. Mehte ise sektörde kalarak Namirek’in yerine bakmakla görevlendirilir.

Delphoi yolculuğu oldukça uzun sürer. Yolculuk sırasında Halludas, altınları işlemek için kullandığı ve üstünde adı yazılı olan iğnesini kaybeder. Bu yüzden Edusa’nın iğnesini ortak kullanır. Bu sayede Edusa’ya daha yakın olma şansı yakalayan Halludas bu durumdan hiç şikayetçi değildir.

Kahin, Krezüs’ün savaşa girmesi durumunda bir imparatorluğa son vereceğini söyler. Bu kehaneti galibiyet olarak yorumlayan Krezüs, savaş hazırlıklarına başlar. Ordunun ihtiyaçlarını sağlamak için yeni bir altın madeni kurdurur. Bagis adı verilen yerde kurulacak bu madenden Komutan Nakata’nın yanı sıra Halludas, Kufu ve Mehte sorumlu olacaktır. Edusa şehirden ayrılacak bu üç aşığa da birbirine benzer sözler söyleyerek kendisini hak etmesini söyler. Bagis’teki çalışmalar sırasında üç arkadaş Edusa’nın aşkını hak etmek için çabalarken birbirlerinden de uzaklaşmaya başlar. Savaş hazırlıklarını bitiren Krezüs, Keyhüsrev ve ordusu ile bir meydan savaşına girmek için yola çıkar. Yolda Halludas ve arkadaşlarının çalıştığı Bagis’i de ziyaret eder.

Savaşı kazanacağından emin olan Krezüs, meydan savaşı ne kadar kötü giderse gitsin geri çekilmez. Vezir Sandanis’in uyarılarına da kulak asmaz. Savaşı kaybetmek üzere olan Krezüs, Vezir Sandanis’in savaşta yaralanması ile geri çekilmeye mecbur kalır. Yolda sayıklayan ve hayaller gören Vezir Sandanis, Bagis’e gelindiğinde ölür. Krezüs, Vezir Sandanis için burada bir mezar inşa edilmesini ister Bu görev için Kufu ve Mehte seçilir.

Kufu ve Mehte, mezar soyguncularının bulamaması için gizli bir yer seçerler. Kısa sürede bitirilen mezara Vezir Sandanis defnedilir. Vezir Sandanis ile gömülmesi gereken hazineyi Kufu çalar ve suçu Halludas’ın üzerine atar. Onu engellemek isteyen Mehte’yi de öldürür. Halludas hapse atılır. Ancak hapis hayatı fazla uzun sürmez ve Namirek’in yardımı ile hapisten kurtulur.

Keyhüsrev’in ordularının Sfard’a saldırısı sırasında karmaşadan yararlanarak Edusa’yı düşmandan kurtarmak için çabalar. Bu uğraşı sırasında Komutan Nakata, Halludas’a yardım eder. Komutan Nakata’nın söylediği yere giden Halludas ve Edusa, Komutan Nakata ve Kufu’nun tuzağına düşer. Kufu Edusa’yı kaçırır ve Halludas ile Komutan Nakata yalnız kalır. Halludas’ı, Nakata’dan Namirek Usta kurtarır ve Edusa’yı kurtarması için Halludas’ı serbest bırakır.

İkinci Bölüm:

Ufuk ve Ethem, TSK’nın deposundan silah çalmak için girdiklerinde para dolu bir çanta bulurlar. Ufuk görevi hiçe sayarak bu çantayı da alır. Ancak Ethem’i tehdit olarak gördüğü için elindeki silah ile Ethem’i öldürür. Ufuk, Ethem ve Sadullah resim dersi alan üç arkadaştır ve üçü de sınıflarındaki Asude’ye aşıktır. Ufuk, Ethem’i öldürerek Asude’ye sahip olma yolunda bir rakibinden kurtulmuş olur. Ethem’in cinayetini de Sadullah’ın üstüne yıkarak diğer rakibinden kurtulur. Sadullah, Ethem cinayetinden yargılanarak suçlu bulunur. Hapis hayatı sırasında ne resim hocası Keriman Hanım’dan ne de Asude’den bir haber alır.

Sadullah Hapisteyken 1980 Darbesi gerçekleşir ve birçok kişi hapse atılır. Yakalananlar ağır şekilde işkencelere maruz kalır. Sadullah, 10 yıla yakın hapis hayatı sırasında Hüseyin Hoca ve Mehmet adında iki kişi ile yakın dostluk kurar. Sadullah ve Mehmet aralarında sohbet ederken ikisinin de Ethem cinayeti yüzünden içeri alındıklarını fark ederler ve ikisi de Ufuk’u tanımaktadır. Sadullah, olanları duyunca iyice kendini kaybeder. Hüseyin Hoca, Sadullah’ı kendine getirmeye çalışsa da başarılı olamaz.

Sadullah, Mehmet ile birlikte Ethem cinayetindeki silah ile ilgili rapor istediğinde silahın kayıp olduğunu öğrenir. Sadullah’ın kendisinden izin almadan iş yapmasına sinirlenen hapishane müdürü Sadullah’ı başka bir yere götürerek işkence eder. Mehmet, Sadullah’ın gereksiz yere götürülmesine sessiz kalmayınca Mehmet’i de işkence odasına alırlar. Hüseyin Hoca, bu duruma dayanamayarak hapishanede isyan başlatır. İsyan bastırılamayınca olaylar dönemin cumhurbaşkanına kadar ulaşır. İşin gerçek yüzü öğrenildiğinde Mehmet çoktan hayatını kaybetmiştir. Sadullah ise bütün parmakları kırıldığı için artık resim yapamayacaktır.

Suçsuzluğu ortaya çıkan Sadullah, tedavisi bittiğinde memleketi Uşak’a ailesinin yanına döner. Yavaş yavaş resim yapmaya başlayan Sadullah, hayata yeniden döner. Ethem cinayetinin asıl suçlusu Ufuk, Sadullah hapisteyken Asude ile evlenmiştir. Suçu ortaya çıktığında ise ortalardan kaybolur. Yalnız kalan Asude bir gece kulübünde şarkıcı olarak çalışmaya başlar. Sadullah, Asude’yi görmeye gider. Asude’nin annesi Keriman Hoca’yı da ziyaret etmek istese de Asude izin vermez.

Sadullah, memlekete döndükten sonra çizim yapmaya devam eder. Lidya hazinelerinin sergilendiği müzede vakit geçirmeye başlar. Asude’yi ziyaret etmesinden yıllar sonra Keriman Hoca, Sadullah’ı görmeye gelir. Birçok şey konuşurlar. Ethem’in yakalanmasından, Ethem’in planlarına yardım eden Komiser Atakan’dan bahsederler. Keriman Hoca’nın Sadullah’ın yanından ayrılması ve Sadullah’ın gazetede Komiser Atakan’ın ölüm haberini okuması ile roman son bulur.

Kitabın Kahramanları, Kişileri :


Halludas : Musevi bir köledir. İnançlarına bağlı bir hayat sürer. Edusa’ya olan aşkı için birçok çile çeker. Edusa için Edusa’dan vazgeçmeyi göze alır.

Kufu : Karialı zeki ve genç bir köledir. Edusa’yı elde edebilmek için birçok hileye başvurur. Edusa’ya aşık olanlar arasında Edusa’yı fiziksel güzelliği için seven tek kişidir. Edusa için insan öldürmeyi göze alır.

Mehte : Kraliyet ailesine mensup bir gençtir. Babasının Krezüs’e olan borcu yüzünden sektörde çalışmaktadır. Edusa için ölmeyi göze alır.

Edusa : Namirek Usta’nın kızıdır. Sektörde altın işler. Güzelliği ve sanatçı yetenekleri ile kendinden oldukça söz ettirir.

Namirek : Sektör’ün yöneticilerinden biridir. Edusa’nın annesidir.

Komutan Nakata : Krezüs’ün komutanıdır. Kufu’nun çaldığı altınlar için Kufu’nun planlarına yardım eder.

Sandanis : Krezüs’ün en güvendiği veziridir. Aslan Kral Krezüs’e, Altın Kral diye hitap eden tek kişidir. Keyhüsrev ile yapılan savaşta hayatını kaybeder.

Sadullah : Dinine bağlı Müslüman bir gençtir. Ufuk’un tuzağına düşer ve işlemediği bir suçtan dolayı yıllarca hapis yatar.

Ufuk : Solcu geçinen bir gençtir. Arkadaşını öldürerek bütün suçu Sadullah’ın üstüne atar.

Ethem : Davasına bağlı solcu bir gençtir. Ufuk tarafından öldürülür.

Asude : Keriman Hoca’nın kızı. Birçok sanat dalında yeteneklidir. Sadullah, Ufuk ve Ethem’in aşık olduğu kızdır.

Keriman : Üniversitede hocadır. Atölyesinde Asude, Sadullah, Ufuk ve Ethem’e ders verir. Atölye’de siyaset konuşulmasına izin vermez. Düşünce yapısı ile çağın ilerisinde bir kadındır.

Atakan : Pol-Derci bir komiserdir. Para için Ufuk’un planlarına dahil olur.

Bu kahramanlar dışında Kraliçe Karuna, Keyhüsrev (Kyros), Mehmet, Hüseyin Hoca gibi kahramanlar da mevcuttur.

Tarihsel Bilgi :

Lidya Krallığı; Gediz (Hermos)ve Küçük Menderes (Kaistos) ırmakları arasındaki vadide kurulmuş bir uygarlıktır. Şu anki Manisa ve Uşak illeri sınırları içerisinde kalan bölgedir. Zamanla gücünü arttırmış ve sınırları batıda Kızılırmağa kadar genişlemiştir.

M.Ö. 560-546 yıllarında hüküm süren kral Kroisos (Krezüs) dönemi; Lidya krallığının altın çağı olarak bilinir. Mermnand Hanedanlığının son kralı olmuştur. Lidya krallığı varlıklı bir döneme kavuşmuş, bölgede çıkan altın sayesinde madencilik ve maden işleyiciliği gelişmiştir. Krezüs’e doğu halkının KARUN lakabını takmasının sebebi bu zenginlik ve refahtır. Karun, Krezüsten 500 yıl kadar önce yaşamış İsrail oğullarından Hz. Musa’nın akrabası olup, zenginliği ve kibirli kişiliği nedeniyle Hz. Musa’ya karşı ayaklanan, Kuran-ı Kerim de adı geçen kişidir. Bu nedenle ikisi birbirine karıştırılmamalıdır. Başkent Sard, Manisa Salihli yakınlarındaki Lidya antik kenti olup, bu dönemde Frigler, Kimmerler tarafından yıkılmış ve Medler ile Kızılırmak sınır olacak şekilde barış imzalanmıştır.

Güneydoğuda PERSLER (İran) dönemin en büyük gücü durumundadır ve batıya doğru ilerlemektedirler. Bahsedilen dönemde Preslerin Med krallığını yenmesi, halk arasında büyük paniğe neden olmuştur. Bunun anlamı; Presler artık Lidya kapılarına dayanmıştır…