Stephen R. Covey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Kasım 2019 Cuma

thumbnail

Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı (Stephen R. Covey) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı

Kitabın Yazarı : Stephen R. Covey

Kitap Hakkında Bilgi :

Kişisel, mesleki ve ailevi sorunların çözümünde ilke merkezli bir yaklaşım benimseyen ve toplam kalite anlayışının öncülerinden olan Stephen R. Covey, çarpıcı örneklerden yola çıkarak, aşama aşama, insana yaraşır biçimde dürüst, uyumlu, huzurlu, başarılı bir yaşam için değişime ayak uydurmamızı sağlayan alışkanlıkları belirliyor, değişimin yarattığı fırsatlardan yararlanabilmek için gerekli olan bilgelik ve güce ulaşmanın yollarını gösteriyor.

Kitabın Özet :

Kitapta etkili insanda olması gereken yedi alışkanlık anlatılıyor. Bunlar arasında; Kişilik ve karakter etiği, ilke merkezli değerler dizisi, gelişim ve değişim ilkeleri gibi unsurlar yer alıyor. Örneğin yazarın karakter etiğinden kastı; alçakgönüllülük, sabır, cesaret ve dürüstlük gibi karakteristik özellikler. Etkili insanlarda var olan yedi alışkanlık bu şekilde tüm ayrıntısıyla ele alınıyor. Ancak kitaptan tam anlamıyla yararlanmak için hepsini okumalı ve denilen her tekniği kendinizde uygulamanız gerekiyor.

Öneriler; Başarılı İnsanların Günlük Alışkanlıklarından Örnekler Başarılı insanlar hakkında ne kadar çok şey öğrensek de onların yaşayışlarına duyduğumuz merakı bir türlü gideremiyoruz, değil mi? Hep daha fazlasını öğrenmek istiyor, bizde eksik olup da onlarda var olan hangi özellikleriyle bu kadar parlayabildiklerini öğrenmek için can atıyoruz. Nerede bir başarılı isim görsek hemen o tarafa doğru yöneliyor, sanki bir açıklarını yakalamak istercesine gözlerimizi onların üzerine dikiyoruz. Sanki bizden saklamak istedikleri gizli bir formülleri falan varmış da yaşamlarını iyice öğrenirsek sırlarını çözebilecekmişiz gibi düşünüyor, bir anlamda başarılı olma yolunda adım atmaya çabalıyoruz. Aslında burada hemen hepimiz aynı hatayı yapıyoruz. Tamam, başarılı insanların yaşayışlarını incelemek elbette mantıksız değil. Ama işi gücü bırakıp tüm odak noktamızı incelemeye verirsek, o zaman doğal olarak başarılı olamayız. Tıpkı iyi bir joker olmak isteyen, ama sadece başarılı jokerleri izlemeyle yetinen acemi bir binici gibi! Kısacası, başarılı insanların nasıl yaşadıklarını, ne gibi alışkanlıklara sahip olduklarını öğrenmemizde hiçbir sakınca yok. Sorun sadece öğrendiklerimizle yetinmeye çalışmamızda! Diğer bir deyişle, onları hayatımıza uyarlamamız ve başarılı insanların yaptıklarını yapmamamızda! Kısacası, lafı daha fazla dolandırmadan hemen şimdi onların günlerini nasıl geçirdiklerini, ne gibi yaklaşımlara sahip olduklarını ve daha fazlasını sizlerle paylaşacağım. Ve umuyorum ki bu alışkanlıklar sizin bir şeylerin farkına varmanızı sağlayarak, onları kendi hayatınıza uyarlamanıza vesile olur. Başarılı olmak isteyen herkesin öğrenmesi gereken küçük ama önemli günlük alışkanlıklar: Düşünmekle Yetinmeyip Harekete Geçmek! Söze Walt Disney in şu ünlü sözüyle başlamak istiyorum. Peşinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir. Walt Disney i hepiniz tanıyorsunuz, öyle değil mi? Hani keşfedilmeden önce çaldığı her kapıdan geri çevrilen, karikatürlerinin kötülüğüyle alay edilen, çok zor şartlar altında yaşasa da tutkusundan hiçbir zaman vazgeçmeyen dünyaca ünlü başarılı ismi! Yani bu başarılı ismin de dediği gibi başarılı olacağınız günlerin hayalini kurmak yerine, ona ulaşmak için elinizden geleni hatta daha fazlasını yapmalısınız.

İnsanlar size gülse de hayallerinize asla ulaşamayacağınızı söylense de kimse başarılarınızın farkında olmasa da çalışmaya devam etmelisiniz. Çünkü ancak bu şekilde hayallerinizi gerçeğe dönüştürebilir ve istediğiniz başarıyı yakalayabilirsiniz. Güçlükler Karşısında Her Zamanki Gibi Sağlam Durabilmek! Başarılı insanların yaptıklarıyla çok ilgileniyorsunuz. Ancak bir yere kadar onların hayatını biliyorsunuz. Sadece yazılanlardan, çekilenlerden, söylenenlerden yaşamlarını takip ediyorsunuz. Yani onarın da zor zamanları olabileceğini genellikle görmezden geliyorsunuz. Oysaki herkes gibi onlar da zaman zaman başa çıkmakta zorlandıkları, üzüldükleri ve toparlamaya çalıştıkları durumlarla karşılaşıyorlar. Zaten farkların en büyüğünü işte tam da bu noktada atıyorlar. Çünkü onlar yenilgiler karşısında diğerlerinden çok daha farklı tavırlar takınıyorlar. İki üç tane zor durumla karşılaştılar diye hemen öyle karaları bağlamıyorlar. Kısacası güçlükler karşısında her zamanki sağlamlıklarını koruyarak göğüs geriyor ve genellikle kazanan taraf oluyorlar. Başarı için Her Gün Uğraşmak! Başarılı insanların bir diğer alışkanlığı da bu! Onlar istedikleri noktaya vardıklarını düşünme gibi büyük bir hata yapmıyorlar. Yoksa dünyanın en zengin insanları neden hala çalışmaya devam etsinler ki? Torunlarının torunlarına yetecek kadar çok parası olan insanlar neden her gün daha çok başarılı olmak için uğraşıyorlar sanıyorsunuz? Çünkü onlar başarıyı bir hedef olarak değil, bir yolculuk olarak görüyorlar. İşte siz de bunu yapmalısınız. Başarılı olmayı istediğiniz bir şeyi hayata geçirmek olarak değil, daha fazlasını hesaba katarak istemelisiniz. Zira gerçek başarıyı ancak sınırlarınızı aşmayı öğrendiğiniz zaman elde edebilirsiniz. Araştırmayı ve Öğrenmeyi Bir Nevi Yaşamsal İhtiyaç Olarak Düşünmek! Okumaya ve öğrenmeye fazlasıyla önem veren ne kadar çok başarılı insan olduğunu biliyoruz değil mi? Bill Gates ve Oprah Winfrey gibi isimler bu kişilerden sadece birkaçı. Siz de başarının anahtarlarından birini daha öğrenmek istiyorsanız, araştırmayı ve kendinize yeni bir şeyler katmayı yaşamsal ihtiyaçlarınızdan biri olarak düşünmelisiniz. Her gün en azından bir tane yeni şey öğrendiğinizden emin olmalı ve kendinize bir şey katmadığınız bir günün boş yere yaşandığını anlamalısınız.

Bedenine Saygı Duymak! Başarılı insanların günlük alışkanlıkları arasında bu da var. Onlar bedenlerine saygı duyuyor, sağlıklı besleniyor ve spor yapmak için gereken zamanı ayırmayı biliyorlar. Çünkü sağlıksız bir insanın sağlıklı düşünemeyeceğinin açıkça farkındalar. Hani biz çoğunlukla spor yapmaya vaktimizin olmadığı gibi bahaneler üretiyoruz ya, işte dünyanın en meşgul insanları bizim bu yaptığımızı yapmıyorlar. Örneğin, dünyanın en büyük moda dergileri arasında ön sıralarda gelen Vogue nin genel yayın yönetmeni Anna Wintour! Yoğun programı arasında her gün mutlaka bir saat tenis oynayan bu başarılı kadın spor yapmaya vakit bulabiliyor, ama nedense biz bulamıyoruz. Ne demek istediğimi anladınız değil mi? Eğer gerçekten başarılı olmak istiyorsanız, kendinize ve bedeninize saygı göstermeyi bilmelisiniz. Strese Yenik Düşmeyi Reddetmek! Evet, çok çalışmak, başarıyı hedeflemek ve hayallerin peşinden koşmak için stressiz bir iştir denilemez. Ancak burada yapmanız gereken başarılı insanların da yaptığı gibi stresle başa çıkabilmenin yollarını aramanızdır. Kendinize uygun yöntemler belirlemeli ve karşılaşacağınız olumsuz düşüncelerin sizi esir almasına izin vermemelisiniz. Diğer bir deyişle, yola hazırlıklı çıkmalısınız. Çünkü stres sayısız insanı başarı yolundan alıkoymuş ve onların yenilgiyi kabul etmelerinde büyük oranda etkili olmuş bir faktördür. Siz bunun yolunuza çıkmasına ve havlu atmanıza neden olmasına izin vermemek için stresle başa çıkmak için yapmanız gerekenlerin farkında olmalısınız. Yeni Fırsatlara Karşı Gözünü Açık Tutmak! Dünyanın en zengin ve en başarılı insanlarından biri olan Richard Branson, konu hakkında ne demiş biliyor musunuz? İş fırsatları otobüs gibidir, her zaman bir diğer gelir. Yani asla umutsuzluğa kapılmayın. Ne kadar zor durumda olsanız da ne kadar büyük bir çıkmazın içine düşseniz de her zaman bir çözüm yolu olacağını bilin. Bunun için de yenilgiyi kabullenmeyerek, gözünüzü karşınıza çıkabilecek fırsatlara karşı açmanız gerekiyor. Başarılı olmayı gerçekten istiyorsanız, zirveye giden yolda vereceğiniz mücadeleden zevk almayı bilin ve şimdi olmasa bile bir gün mutlaka hedefe varacağınıza yürekten inanın.

Öneri; Daha Mutlu Olmanız için Öneriler Hayatımızdaki her şeyin ama her şeyin inanılmaz bir hızla değiştiği konusunda hemfikiriz, değil mi? Baksanıza; yaşayış biçimleri, insanlar, meslekler, istekler, ihtiyaçlar, düşünceler, yani aklınıza gelebilecek her şeyde keskin bir değişim söz konusu! Ve tüm bu farklılaşmalar yaşanırken, alışkanlıklarımız nedense hep aynı kalıyor. Zaten alışkanlıkları bu kadar güçlü kılan şey de onların kolay kolay değiştirilemeyecek olması, değil mi? Sonuçta bir kez kazandığınız alışkanlığı bırakmanın zorluğunu hepiniz biliyor olmalısınız. Peki, alışkanlıkların hayatımızdaki yeri bu kadar sağlam iken neden onları lehimize değil de aleyhimize kullanıyoruz. Mutlu Olmak için Hayatınızdan % 100 Çıkarmanız Gerekenler Evet, bizi hem başarıdan hem de mutluluktan alıkoyan kötü alışkanlıklarımızı diyorum. Neden onları değiştirip yenisini kazanabilecek şansa sahipken bunu değerlendirmiyoruz? Hala zamanımız varken neden biz de pek çok kişinin düştüğü hatalara düşüyoruz? Neticede değişmeyen çok az şeyden biri alışkanlıklarımızken neden bunun gücünden faydalanmıyoruz? Efendim? Bu sözlerin sizin alışkanlıklarınızı yansıtmadığını mı düşünüyorsunuz? Yaşamınızı olumlu ya da olumsuz yönden etkileyecek alışkanlıklardan sadece olumlu olanları benimsediğinizi mi düşünüyorsunuz? O zaman ne mutlu size! Çünkü sizi mutlu eden alışkanlıklarınız varsa gerçekten doğru olanı yapıyorsunuz demektir. Ancak bu konuda çok da emin değilseniz size aşağıdaki başlıkları incelemenizi öneririm. Çünkü hemen şimdi daha mutlu olmanız için sahip olmanız gereken alışkanlıklardan bahsedeceğiz. İyisi mi siz bunların ne olduğunu öğrenin ve hayatınız boyunca sürdüreceğiniz alışkanlıklar arasında olmayanları bir an önce kazanılması gerekenler listenize ekleyin. Öneri; Daha Mutlu Bir Hayat İçin Kazanmanız Gereken Küçük Alışkanlıklar; Erken Kalkmak! Erken kalkan yol alır, atasözünün ne kadar doğru olduğunu hepimiz biliyor muyuz? Peki, o zaman neden bildiklerimizle ters düşecek şekilde hareket ediyoruz? Evet, bildiklerimize ters düşecek şekilde dedim çünkü pek çoğumuz alışkanlığımız olduğu için değil de öyle yapmak zorunda olduğumuz için erken kalkıyoruz. Mesela; mesai günlerinizi düşünün. Çoğumuz alarmımızı son dakikaya kadar erteleyip, sonra koştura koştura evden çıkmıyor muyuz?

Neredeyse her gün yine mi işe geç kalacağım diye düşünüp gereksiz yere stres yaşamıyor muyuz? Ya da tatil günlerinde öğlene kadar yatıp sonra da yine bir şey yapamadan geçti tatil diye üzülmüyor muyuz? Ve bu kötü alışkanlığımız yüzünden de ister istemez mutsuz oluyoruz. Oysaki erken kalkma alışkanlığını bir kazanabilsek, hem başarı hem sağlık hem zenginlik hem de mutluluk yönünden daha kazançlı çıkacağız. Ama ne yazık ki birçoğumuz bu basit alışkanlığın hayatımızı ne kadar değiştirebileceğini görmek istemiyoruz. Meraklı Olmak! Hayatından hoşnut insanları bir düşünün. Ya da en basitinden çocukları düşünün. Sonuçta hepimiz çocuk sevincinin nasıl bir şey olduğunu biliyoruz, eğil mi? İçtenlikle attıkları kahkahaları ve gülen gözleriyle hepimiz çocukların dünyadaki en mutlu varlıklar olduğunu biliyoruz. Peki, sizce çocukların bu kadar mutlu olmasının altında yatan neden nedir? Olumsuz düşüncelerle henüz tanışmamış olmaları! Peki, ya başka? Acaba her şeye karşı sonsuz bir merakla yaklaşmaları ve öğrenme istekleri olabilir mi? Evet, hiç şüphesiz çocuk mutluluğunda önemli bir yeri olan faktörlerden biri de öğrenmeye karşı sürekli aç olmalarıdır. Hep bir şeyleri keşfetmek istemeleri, sürekli bir arayış içerisinde olmaları onları yeni heyecanlara, yeni şeyler öğrenmenin eğlencesine ulaştırmaktadır. Ve bizim yapmamız gereken şey de budur! Yani çocukların merakından bir nebze olsun esinlenerek sorgulamayı adet edinmeli, böylelikle de daha mutlu hayatların kapılarını aramalıyız. Kendine İnanmak! Evet, isterseniz bunu da alışkanlık haline getirebilirsiniz. Her sabah kalktığınızda aynanın karşısına geçip, kendinize inandığınızı söyleyebilir, kararlarınızı bu yaklaşımla daha cesur bir şekilde verebilirsiniz. Şimdiye kadar göstermiş olduğunuz cesaretsizliği bir kenara atabilir, hep içinizde olan ama başarısızlıktan korktuğunu için bir türlü adım atamadığınız yeni yollara çıkabilirsiniz. Örneğin; sizi mutsuz eden işten hiç korkmadan çıkabilir, hayatınızı severek yapacağınız bir işte çalışarak geçirebilirsiniz. Ya da onsuz yapamam diye düşündüğünüz ama sizi üzmekten başka bir şey yapmayan sevgilinizden ayrılabilir, onsuz da iyi olabileceğinize pekâlâ kendinizi inandırabilirsiniz. Sonuçta; hayatımız inandığımız doğrultuda akıp gitmiyor mu? O halde kendinize ne kadar çok inanırsanız başarılı olma ihtimalinizi de o kadar arttıracağınızdan rahatlıkla emin olabilirsiniz.

Başkalarının Değil Kendi Hayatınıza Odaklanmak! Daha mutlu mu olmak istiyorsunuz? O zaman hemen şimdi kendi hayatınıza odaklanın. Başkalarının başarılarına değil kendi başarılarınıza göre hareket etmeye başlayın. Takım arkadaşınız terfi aldı diye üzülmekten vazgeçin. Komşunuz yeni bir ev satın aldı diye kendi evinize lanetler yağdırmayın. Sizinle aynı yaşta çocuğu olan dostunuz manken gibi bir vücuda sahip diye bedeninizden nefret etmeyin. Arkadaşınızın eşi sizinkinden daha yakışıklı veya daha zengin diye yoldaşınıza kötü davranmayın. Sizden daha sonra iş hayatına atılmış ama sizinkinden çok daha iyi bir arabası olan kardeşinize kıskançlıkla bakmayın. Kısacası, ne biliyor musunuz? Herkesin birbirinin yaşamından haberdar olduğu şu zamanda ömrünüzü başkalarının hayatlarını izleyerek geçirmeyin. Çünkü bir başkasının sahip olduklarıyla kendinizinkileri kıyaslamak size sadece ama sadece yetersiz hissettirecektir. Affetmek! Affetmenin mutluluğunuz üzerinde ne kadar etkili olacağını biliyor musunuz? Bu büyük erdemin size ne kadar iyi hissettireceğinin, affettiğinizde ne kadar hafifleyeceğinizin sahiden farkında mısınız? Evet, diyorum ki daha mutlu bir hayata ulaşmak için yapmanız gereken bir diğer şey de affetmeyi öğrenmek! Affetmek derken bir tek başkalarını değil aynı zamanda kendinizi affetmeniz gerektiğini de söylüyorum. Yani şimdiye kadar yapmış olduğunuz hatalardan dolayı, vermiş olduğunuz yanlış kararlardan dolayı kendinizi affetmelisiniz. Affetmenin hayatınıza katacağı olumlu etkileri düşünerek bunu içtenlikle yapmalı, yolculuğunuza kin, nefret ve intikam gibi olumsuz duygulardan arınmış bir şekilde devam etmenin keyfini yaşamalısınız. Harekete Geçmek! Daha mutlu olmak için benimsemeniz gereken alışkanlıklardan bir tanesi de bu! Aslında şöyle de söyleyebilirim. Başarılı ve mutlu bir hayat için pek çok kişinin sahip olduğu erteleme alışkanlığından vazgeçmeli ve istediğiniz şeyi yapmak için harekete geçme alışkanlığı kazanmalısınız. Çünkü pek çoğumuzu mutsuzluğa sürükleyen erteleme alışkanlığı bize en büyük hazinemiz olan zamanımızdan kaybettirmektedir. İsteklerimizi ertelemek, hayatımızın yoğunluğunu bahane edip hayallerimizi hep bir sonraya bırakmak bizden sadece zamanımızı değil, bunun yanında paramızı, gücümüzü, inancımızı ve daha bir sürü değerli şeyimizi de çalmaktadır. Neticede her ne mazeretle olursa olsun hayat hiçbir şekilde ertelenebilecek bir şey değildir. İşte bunu anlamalı ve aklımızda olanları yapmak için uygun zamanı kollamak yerine hemen o an harekete geçmeyi öğrenmeliyiz. Yoksa daha sonra yaparım diye düşündüğümüz şeyleri yapacak fırsatı hiçbir zaman bulamayız.

Öneri; Hayatınızı Olması Gerekenden Zor Bir Hale Getiren Bazı Alışkanlıklar Günlük alışkanlıklarınız, genellikle hayatın giderek monotonlaştığını hissettirir. Bu nedenle, onları mümkün olduğunca eğlenceli bir hale getirmeniz gerekmektedir. Zaten tekrarlanan şeylerin bir de sıkıcı olduğunu düşünsenize? Alışkanlıklar; hayatınızda ne kadar büyük bir yer kaplıyor! Belki henüz bunun farkında değilsiniz. Ancak bir gününüzü ele alırsanız, yapmaktan sıkıldığınız veya bıktığınız alışkanlıklarınızı fark edebilirsiniz. Kimi alışkanlıklarınız, sizleri gün içerisinde zor duruma düşürebilir. Yeterli uyumamanız, geç kalmanız gibi Güne böyle stresli şeylerle başlamak, zaten kötü değilmiş gibi bir de moral bozucu olması sizleri daha fazla etkiler. Yani, bu durum; yeni bir güne 10 adım geriden başlamanıza sebebiyet verir. Aslında bu akışkanlıklar, tamamen sizlerin oluşturduğu ve bir türlü vazgeçemediğiniz şeylerden kaynaklıdır. Verdiğiniz Sözleri Uygulamamak Evet, bu; bir alışkanlık. Hem de kötü bir alışkanlık. Gerek tembellik gerek hatırlamamak gerekse de unutmak diyelim. Bu, sunduğunuz bahaneye göre farklılık gösterebilir. En basitinden; ilgileniyorum, çöpü çıkaracağım, evi temizleyeceğim gibi günlük aktivitelerden yapacağınızı söyleyerek kaçabilirsiniz. Kısacası, ne olursa olsun kaçmak yerine olaylara dâhil olursanız, kendinizi çok daha hayatın içinde hissedersiniz. Uyumaya Pek Zaman Ayırmıyor Olmak Birçok insan bunu olumlu bir şey olarak görüyor; çünkü ben senden çok çalışıp, az uyuyorum demeyi kendilerine bir artı olarak görüyorlar. Aksine; çok çalışıp, az uyumak oldukça sağlıksızdır. Evet, uyguluyor olabilirsiniz; ama ne kadar verimli olduğunuz tartışılır. Uykunuzu bir düzene sokup, çalışmak için en verimli saatleri bulmak çok daha önemlidir. Kimse masa başında çalışırken uyuyakalmak istemez, öyle değil mi?

Tartışmalarınızda Her Zaman Haklı Olmaya Çalışmak Yalan söylemeye gerek yok. Birçoğunuz tartışırken, kendinizi haklı çıkarmaya çalışıyorsunuz. Tabii, bu durum; bir süre sonra sinire dönüşüyor ve ağzınızdan çıkan cümleler de pek mantıklı hale gelmiyor. Buna karşılık yine de haklı olduğunuzu göstermek için elinizden geleni yapıyor ve yanlışlarınızı kabul etmiyorsunuz. Karşı tarafın da sizin kadar inatçı olduğunu düşünürsek, aman aman Bazen yalnızca karşınızdaki kişinin doğruyu anlayamayacak olduğunu görmeniz ve tamam deyip geçmeniz gerektiğini söylemeye çalışıyorum. Asırlar boyunca bir şey hakkında tartışmaya gerek yok. Fazla Şeker ve Kahve Tüketmek Sabahları güne enerjik başlamak için fazla şeker tüketiyor olabilirsiniz. Yalnız dikkatinizi çekmeyen bir şey var. Sabahları aldığınız o yüklü miktardaki şeker; ancak bir veya iki saat sizi enerjik tutar. Sonrasında ise uykunuzu getirebilir. Aynı şekilde sabah içtiğiniz kahve de tam olarak ayılmanıza yardımcı olmaz. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, sabahları kahve içmek modunuzu olduğu gibi tutar. Yani, ayılma gibi bir şey söz konusu değildir. Bu, biraz daha psikolojik bir durumdur. Kahve içmenin sizi ayıltacağını düşünürseniz, ayılırsınız; ancak aynı şeyi suyla bile yapmak mümkündür. Kahve hakkında her şeyi öğrenmek isterseniz, bu yazımızı okuyabilirsiniz. Bir Seferde Gereğinden Fazlasını Yapmaya Çalışıyor Oluşunuz Zamanı düzenli kullanmak aslında bir sanattır. Maalesef, ülkemizde bunu başarabilen insan sayısı oldukça azdır. Bu konuda yalnız değilsiniz. Ülke olarak işleri son dakikaya sıkıştırmayı ve hepsini bir arada yapmayı oldukça seviyoruz. Ancak zamanınızı mümkün oldukça düzenli kullanarak, kendinize fazlasıyla zaman ayırabilirsiniz. Sevdiğiniz Şeyleri Yapmamak Çoğul olarak konuşsam yanlış olmaz, sanırım. Birçoğunuz, öncelikle çalıştığı işten memnun değil. Ya mecbur olduğunuz için ya da getirisi iyi olduğu için o işi yapmak zorunda kalıyorsunuz. Genellikle, bu durum; iş sonrası aktivitelerde de baş gösteriyor. İstediğiniz ve sevdiğiniz şeyi yapmak yerine çoğunluğun yaptığı şeyi yapmayı tercih ederek kendinizi mutsuz ediyorsunuz. Ara sıra kendinize zaman ayırarak ve sevdiğiniz şeyleri yaparak, kendinizi şımartabilirsiniz. Başkalarının Söylediklerine Kulak Asmamak Dediğim gibi insanların söylediği şeylere takılmayın, moralinizi bozmalarına izin vermeyin. Fakat bunlarla beraber söylediğimiz bir şey daha var; en azından karşınızdakini dinleyin. Çünkü her insanın farklı hayat tecrübeleri olur. Denileni yapmak zorunda değilsiniz; ama en azından dinleyerek konuşulan konu hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Bu nedenle, insanları dinleyin. Anlattıkları hikâyelere kulak verin. Bunlar günlük alışkanlıklarımızın yalnızca bir kısmı. Yorgun ve bitmiş hissettiğinizde kendinizi insanlardan uzaklaştırmayın. Çünkü yalnız kalmak, modunuzu bir hayli düşürecektir. Mümkün oldukça insanlarla beraber olmaya çalışın. Bir bakarsınız, ortamdaki bir kişi hiç bilginiz olmadığı ve dikkatinizi çeken bir şeyden bahsetmeye başlayabilir. Bir fincan kahvenin sizi toparlamasını beklemeyin. Düzenli şekilde uyuyarak da bunu yapabilirsiniz. Ayrıca düzenli olmak, size sevdiğiniz şeyleri yapmak için de çok güzel bir fırsat kazandırır.

About