Esrarlı Ada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mart 2020 Perşembe

thumbnail

Esrarlı Ada (Jules Verne) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Esrarlı Ada

Kitabın Yazarı : Jules Verne

Kitap Hakkında Bilgi :

Yolcuların bu kara parçasına inmekten başka şansları yoktu; burasının bir ada mı, yoksa anakara mı olduğunu bilmiyorlardı ama ne olursa olsun buraya inmenin bir yolunu bulmaları gerekiyordu. Ama neredeyse suya batmak üzereydiler. Bir mucize gibi balon birden son bir hamle yaptı, biraz yükseldi ve en sonunda kumlu sahile ulaştı. Yolcular birbirlerine yardım ederek karaya çıkabildi.


Esrarengiz Ada adlı roman Jules Verne’nin 1874 yılında yazmış olduğu bilimkurgu türündeki romanlarından biridir. Bu roman diğer romanlarının aksine konu bakımından çok da özgün değildir. Robinson Crouse’nin, Define Adası adlı eserinden kalın izler taşıyan bu romanda karşımıza Kaptan Nemo ve Nautilus da çıkmaktadır. Bu roman Amerikan iç savaşının sonlarında Kuzeyli General Ulysses Grant, güneydeki Richmond kentini kuşattığı günleri zaman olarak ele almıştır.

Kitabın Özeti :

8 Mart 1865, Pasifik Okyanusu’nda çıkan bir hortumun içinde top gibi garip bir balon gözükmektedir. Bu balonun içinde beş kişi vardır. Fırtınaya kapılan balondakiler denize düşmemek için ceplerindeki altın paralara varıncaya dek her şeyi denize atarak kurtulmaya çalışırlar. Yolcular en sonunda balonun sepetini de atmışlar balon bir yelken gibi rüzgârın da etkisiyle yükselmeye başlamıştır. Bir süre sonra kara görünür ancak balon tekrar irtifa kaybetmeye başlar. Balon denize yaklaşınca büyük bir dalga balona vurur ve balon yeniden havalanır ancak balonda artık dört kişi kalmıştır. Sürüklenen balon en sonunda yolcuları bir adaya çıkarmış ama balondaki beş kişiden biri olan Mühendis Smith ve onun köpeği Top ortadan kaybolmuştur.

1865 yılının şubat ayında Amerika’daki iç savaş devam etmektedir. Kuzeyli General Grant, Richmont kentini kuşatmıştır. Kuşatma altında kalan Richmond Valisi, Güneyli komutan General Lee'den yardım istemek için askeri bir balon hazırlatmış, Kuzeyli birkaç tutsak bu balona binerek kaçmak istemişlerdir. Balondaki yolcular da işte bu tutsaklardır. Bu iç savaştan kaçan insanlar yardım getirmek için bu balona binmişler, ancak balon hortuma kapılınca sürüklenerek bu ıssız adaya düşmüşlerdir.

Kucağında köpeği ile bir mühendis, onun özgür bıraktığı uşağı, deneyimli bir gazeteci, usta bir denizci ve gemicinin arkadaşı bir genç; 18 Mart 1865 gecesi esir oldukları kamptan gizlice havalanır. Yolculardan Yüzbaşı Cyrus Smith, mühendis ve bilim adamıdır. Yolculardan diğeri New York Herald gazetesinde muhabirlik yapan Gideon Spilet’tir. Cyrus Smith yanındaki zenci uşağının özgürlüğünü bağışlamış, ancak zenci uşak Nebukadnazar ise özgür kaldığı halde efendisinin yanından ayrılmamış eski bir köledir. Diğer bir yolcu ise denizci Pencroff’tur.

Yolcular nereye indiklerini düşünürlerken Pencroff indikleri bu yerin bir ada olduğunu anlamıştır. Yolcular inerken kaybettikleri mühendisi aramak için geç bir vakit olduğunu düşündüklerinden mühendisi ertesi sabah aramaya karar veririler. Ertesi gün Nebukadnazar efendisini bulmak için adayı armaya başlarken, Pencroff, Spilet ve Herbert de onunla gelir. Ancak tüm aramalarına rağmen mühendisi ve köpeğini bulamamışlardır.

Arama bittikten sonra Pencroff granit kayalardan oluşan mağara bulmuş ve burasını barınak olarak kullanmalarını önermiştir. Yolcular bu mağrayı barınak olarak kullanmaya ve orada kalmaya karar verirler. Ertesi sabah bir havlama sesi ile uyanırlar. Bu sesler mühendisin köpeği olan Top’un sesidir. Hemen sesin geldiği yöne doğru giderler ve orada Top ile birlikte mühendis Cyrus Smith’i bulurlar. Mühendis ve köpeği oldukça bitkin bir durumdadır.

Ertesi gün hep beraber adayı incelerler. Cyrus Smith uzun bir süre bu adada kalacaklarını onlara anlatmıştır. Kaçaklar bu adaya Lincoln adını verirler.
Adada yaşayabilmek için bıçak, fırın, körük, demir ve çelik baltalar yapmaya başlamışlardır.

Bir gece adada bir kurşun bulurlar ve bu adaya insanların uğradığını anlarlar. Bir gün deniz kenarında batan bir geminin enkazı olan bir sandık ve sandığın içinden çıkan silahlar, giyecekler, kitaplar, kâğıtlar, kimyasal maddeler hatta bir fotoğraf makinesi bulurlar.

Kaçaklar yiyecek bulmak için adayı dolaşmaya çıkıp barınaklarına döndüklerinde barınaklarında birilerinin olduğunu anlarlar. Ama bunlar maymunlardır. Maymunlardan bir tanesi kaçmayı başaramamıştır. Yolcular bu maymunu eğitmeye karar verirler.

Mühendis Smith bulundukların yerin enlemini ve boylamını ölçerek bulundukları yerin 153 derece doğu ve 37 derece güney paralelde olduğunu ancak atlasta bu ölçülerde bir yerin olmadığını bu ölçülere en yakın yerin atlaslarda yer alan Tabor Adası olduğunu anlamışlardır.

Yolcular büyük bir sandal yapmaya koyulurlar. Onları bu adadan kurtaracak tek yol zaten bir gemi yapmaktır. Uzun çabalardan sonra yaptıkları gemiye “Uğurlar Olsun” adını koymuşlardır. Bir gün denizde buldukları bir şişenin içinde “kazaya uğradım… Tabor Adası… 153 derece boylam… 37 derece güney enlemi” diye yazan bir not bulmuşlardır. Yolcular adada olduğunu düşündükleri bu kazazedeyi aramaya başlarlar.

Ertesi gün Pencroff, Herbert ve Spilet bütün adayı arayarak aradıkları o kazazedeyi bulurlar ve kazazedeyi kendi yerlerine getirirler. Adamın adın Ayrton’dur. Aryton’un hikâyesi şöyledir. İskoçyalı Lord Glenervan “Duncan” adlı buharlı gemiyle Avustralya önlerine gelmiştir. Gemide Fransız coğrafya bilgini, lordun karısı, İngiliz ordusundan bir yüzbaşı ve Kaptan Grant’ın çocukları olan bir genç kız ve çocuk vardır. Bu gemi Kaptan Grant’ı aramak için Avustralya’ya gelmiştir. Lord ve arkadaşları bir çiftliğe geldiklerinde Aryton o çiftlikte çalışır gibi yapan ama diğer haydut arkadaşları ile çiftliği yağmalamak için orada olan biridir. Aryton, Lord’a Kaptan Grant’ın tayfalarından biri olduğunu söyler. Gemiye alınır ama Aryton kısa bir süre sonra Lord’un gemisinde bir ayaklanma çıkarıp Duncan’ı ele geçirmek ister. Duncan’ın kaptanına lordun ağzından bir mektup yazdırır. Daha sonra gerçek kimliği anlaşılınca Melbourne’ye gelip mektubu Kaptan Austin’e verir. Ancak sonunda yakalanır ve Lord’a Kaptan Grant hakkında bütün bildiklerini anlatmak zorunda kalır. Bunun karşılığında da bu adaya bırakılmasını istemiş Lord’da sözünde durarak onu Tabor Adası’na bırakmıştır. Şans eseri Kaptan Grant ve iki denizciyle de bu adada karşılaşmıştır.
Günlerden bir gün bir korsan gemisi adaya çıkmak ister. Gemi adaya yaklaştığı sırada bir patlama olur ve korsanlarla gemileri batar. Geminin bir mayın sonucu battığını fark eden yüzbaşı adada kendilerine gizlice yardım eden birinin bulunduğunu söyler. Bu esrarengiz kişi ya da kişiler yaralanan Herbert’i de tedavi ederek hayatını kurtarmışlardır.

Bir sabah dağın zirvesinden beyaz dumanlar yükselir. Tam da bu sırada evcilleştirip Jub adını verdikleri maymun boynunda bir mesajla çıkagelir. Mesajda hemen çiftliğe gelin yazmaktadır. Çiftliğe geldiklerinde kimseyi bulamazlar ama onlara bırakılmış bir mesaj vardır. Yolcular bu mesajda yazanları izleyerek bir mağaraya kadar gelirler. Yolcular hep birlikte dev bir mağaraya girip mağaranın içindeki bir kayığa binip gitmeye başlamışlardır. Mühendis Smith onları anlamadıkları bir şekilde bir gemiye doğru yaklaştırmaktadır. Mağaranın bitiminde yolcular önlerine çıkan bu gemiye binerler.

Geminin içine giren Mühendis Smith:
-Kaptan Nemo! Bizi çağırmıştınız işte geldik.
-Demek adımı biliyorsun
-Sadece bu kadar da değil. Geminizin adı da Natilus.

Kaptan Nemo sinsi bir hastalığın pençesi altındadır. Kaptan Nemo öyküsünü anlatır ve sonra “Eee!..şimdi söyleyin bakalım benim hakkımda ne düşünüyorsunuz?” der ve ölür.

Dışarı çıktıktan sonra Smith yanardağın faaliyete geçeceğini söyler. Ertesi gün yanardağda büyük bir patlama olur. Tam patlama sırasında Ayrton Duncan gemisini görür. Duncan gemisi Kaptan Grant’ın oğlu Robert’ın yönetimindedir. Kaptan Robert, Kaptan Nemo’nun Tabor Adası’na bir mesaj bıraktığını Robert da bu mesaja görerek bu adaya geldiğini anlatır. Kaptan Robert bütün yolcuları alıp Amerika’ya getirir.

Amerika’ya gelen yolcular burada da birbirlerinden ayrılmazlar. Geniş bir çiftlik alarak burada çalışmaya başlarlar. Spilet de “Yeni Lincoln Postası”adıyla yeni bir gazete çıkarmaya başlamıştır.

About