Deltora Fareler Şehri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2019 Perşembe

thumbnail

Deltora Fareler Şehri (Emily Rodda) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Deltora Fareler Şehri

Kitabın Yazarı : Emily Rodda

Kitap Hakkında Bilgi :

Tek ortak noktaları düşmanlarına duydukları nefret olan Lief, Barda ve Jasmine, sihirli Deltora Kemeri’nin kayıp yedi mücevherini bulmak için tehlikeli bir serüvene atılmışlardı. Kemerin taşlarını tamamladıklarında, kötü kalpli Gölgelerin Efendisi’ni alt edebileceklerdi. Lief ve arkadaşları, altın sarısı topaz ve muhteşem yakutu bulmayı başarmışlardı. Bu iki mücevherin gizemli güçleri onlara üçüncü taşı bulma yolunda daha çok cesaret ve güç vermişti. Ancak, hiçbiri yasak Fareler Şehri’nde kendilerini nelerin beklediğini bilmiyordu...

Kitabın Özeti :

Şişen ayakları ve yorgunluktan bitkin bir durumda Lief, Barda ve Jasmine batıdaki efsanevi Fareler Şehri’ne doğru yol alıyorlardı. Hedefleri hakkında kötülük dolu bir yer olduğu ve halkı tarafından çok önceden terk edildiği dışında hiçbirşey bilmiyorlardı. Ama Deltora Kremeri’nin kayıp yedi mücevherinden birinin o adada gizlendiğinden emindiler.

Bütün gün durmadan yürümüşlerdi. Bir süre yürüdükten sonra Lief iç çekerek rahatlamak amacıyla gömleğinin altında gizlenen kemere dokundu. Kemerin üstünde büyük zorluklarla ele geçirilmiş iki mücevher vardı. Onları kazanırken korkunç şeyler olmuştu.

Raladin halkı onların kayıp mücevherleri bulma görevini bilmiyorlardı. Onlarla beraber arayan Ralad’lı Manus, bu sırrı gizli tutacağına yemin etmişti. Ralad’lı Manus'un halkını bırakarak gitmesi oldukça güç olmuştu. Bulunması gereken beş mücevher vardı bunun için kendini mecbur hissetmişti.

Üç arkadaşın bu yüzden yola çıkması gerekiyordu. Barda, Jesmine ve Lief ileride parıldayan bir beyazlığı eliyle işaret ediyorlardı. Daha sonra işaret edilen yere meraklı ve umutlu bir şekilde vararak tuhaf bir tabelanın olduğunu fark ettiler. Aralarında sessiz bir diyalog geçti ve Lief şaşkın bir ifadeyle kıza baktı. Hiçbirşey olmamış gibi yorgunluklarını unutmaya çalışıp daha sonra yolculuklarına devam ettiler.

Hava iyice kararmıştı. Meşaleyi yaktıktan yaklaşık bir saat sonra takip edildiklerini anladıklar. Lief yavaşca gömleğini kaldırdı ve yakuta baktı. Barda ile Jasmine ise sadece taşa bakıyorlardı. Dönüp savaşmayı düşünmüşlerdi ama vazgeçmişlerdi.

Tekrar yürümeye başladılar fakat bu kez daha hızlıydılar. Kurumuş bir ağaca yaklaştılar ve birden Lief’in ensesi karıncalanmaya başladı. Lief ve Barda’da kılıçlarını çekerek beklemeye koyuldular. Bir anda kurtların gözleri ortaya çıkmıştı. Kurtlar adım adım her yaklaştığında bir adım geri adım attıklarından kendilerini kurulmuş olan tuzakta buldular. Düştükleri yerde asılı bir şekilde kaldılar. On bir tane kurta yem olacaklarını anladılar. Kurtulmanın bir yolunu bulmaları gerekiyordu. Fakat ne yapmaları gerektiğini henüz bilmiyorlardı.

Bir anda Lief’in minik hayvanı olan Filli yanına gelerek ipleri kemirmeye koyuldu. Kurtlar ise zaferlerini göğüs gererek kutluyordu. Onları kışkırtan Lief kurtları birbirine düşürmeyi başarmıştı. Düştükleri tuzaktan kurtulan Lief, Barda ve Jasmine en son kalan kurdu yaraladıklarında acıyla ve öfkeyle uluyordu. Nefes nefeseydiler, çok yorulmuşlardı. Bir yol bulup dinlenmeleri gerekiyordu. Yeşillik bir alan buldular ve uykuya dalmak üzere çimenliklere uzandılar.

Uyandıklarında fazla vakitleri yoktu. Tom’un dükkânına doğru adımlarını atıyorlardı. ”TOM” yazılı çelikten bir tabela gördüler. Emin olabilmek için yaklaştılar. Dükkâna girdiler ve bir süre şaşkınlıkla çevrelerine bakarak Tom’u bulmaya çalışıtılar. Ardından içeri Tom geldi ve "Ne satabilirim?” diye sordu.

Onların tek ihtiyacı sadece bir halattı. Tom paraları görmeden satış yapmayı düşünmüyordu. Bir anlaşma yaparak Tom’a ne kadar paraları varsa verdiler ve halat aldılar. Dükkândan çıkmak üzere yürürken karsılarında atları gördüler. Yanlarına giderek sevmeye koyulmuşlardı ki birden Tom sert tepki gösterdi. Ellerini geri çekerek uzaklaştılar. Lief, Tom’un yanına giderek satın aldığı malzemeleri değiş tokuş yaparak atları almak istediğini belirtti. Huysuz Tom kararından dönmemekte ısrarlıydı.

Bunu gören Jasmine elinde küçük bir torba dolusu altın paraları önlerine sererek herkesi şaşırttı. Tom’a atlar için pazarlık yapmak istediklerini söylediler. Tom atların satılmış olduğunu üzgün ifadeyle belirtti. Tom onları üçayaklı çok değişik hayvanların yanına götürdü. Kararsızlardı fakat almaktan başkada çareleri yoktu. Tom’dan iki, üç taktik aldılar ve yola endişeli bir şekilde çıktılar. Yolda iki yönü olan bir tabela görünmüştü. Tom’un belirtiği gibi biri sağa biri sola gidiyordu. Tom sola giden yolu tarif etmesine rağmen Lief sağ taraftaki yola girdi. Arkadaşları şaşkın bir şekilde ne yaptığını sorduklarında cevap vermedi. Onlarda Lief'i takip etmek zorunda kalmışlardı.

Geniş Nehir adlı bir bölgeye vardılar. Bir havlama sesiyle üç ayaklı hayvanlar huysuzlandılar. İnlemeye başlayarak her birini yere düşürüp kaçtılar. Kendilerine geldiklerinde ise karşılarında garip giysili biri vardı. Dokuz Fareeceye’nin koruyucusu Reecey’di meraklı bir şekilde neden burda olduklarını sordu. Reecey yanlarına giderek yemek ziyafetine davet etti. Onlarda acıktıklarını fark ederek kabul ettiler. Karınlarını doyururken insanlar Filli’yi gördükler. Lief, Barda ve Jasmine esir alındılar.

Akşam yemeğini getiren Tim’den kaçmaları için yalvararak yardım istediler. Yalvarmalarına dayanamayan Tim onlarla birlikte kaçmaya karar verdi. Beraberce Fare Şehri’ni bulabilmek için tabelanın olduğu yol ayrımına tekrar geri geldiler.

Bu kez Tom’un tarif ettiği yoldan devam ederek Fareler Şehri’ne ulaştılar. Büyük bir mücadeleyle mücevherleri bulup tekrar ait oldukları yere geri döndüler.

About