Haldun Taner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Nisan 2020 Pazar

thumbnail

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları - Cumhuriyet Dönemi Sanatçıları 2, Cahit Sıtkı Tarancı, Haldun Taner, Peyami Safa, Orhan Kemal, Necati Cumalı

CUMHURİYET DÖNEMİ SANATÇILARI

11- CAHİT SITKI TARANCI (1910 - 1956)

* Necip Fazıl’ın şiirinden ve temalarından etkilenir. Ölüm onda bazen varmak istediği bir sonuç, bazense bir korku olarak belirir. Genel olarak ölümden korkar.
* Yaşama güzelliği içinde ölümlü olma bilincine varan, bunun acısını çekerek ölüm ve yalnızlık duygusunu dile getiren bir şairdir. Yurt sevgisi ve yaşama bağlılık konularını işlemiştir.
* Garip Akımının etkisinde kalıp yaşamın günlük akışını şiire getirir.
* Hatta Rifat Ilgaz’dan etkilenip ironik şiirler bile yazar.
* Baudler’in etkisinde kalıp, sembolist şiirin seçkin örneklerini verir.
* Hececi şiir geleneğini sürdürür. Ayrıca serbest ölçü ile de şiirler yazar.
* Arı, duru bir dili; akıcı bir söyleyişi vardır.

Yapıtları:
Şiirler:
* Ömrümde Sukut
* Otuz Beş Yaş
* Düşten Güzel
* Sonrası
Mektup:
* Ziya’ya Mektuplar

12- HALDUN TANER (1916 - 1986)

* Yüksek bir gözlem gücü vardır.
* Toplumsal sorunları, yaşam gerçekliğini, sıradan insanı eserlerinde yaşatmıştır.
* Yüksek bir gözlem gücü vardır. Kevser Hanım tiplemesi onun yüksek gözlem gücünün ürünüdür.
* Eselerinden toplumsal sorunları anlatırken güldürür, güldürürken de düşündürür.
* Sanat yaşamımızı epik tiyatroyla buluşturur.
* Son zamanlarda kendini tiyatroya verir. Tiyatro tarihimizdeki yerini alır.

Yapıtları:
Öyküleri:
* Yaşasın Demokrasi
* Tuş
* Şişhaneye Yağmur Yağıyordu
* On ikiye Bir Var
* Konçinolar
Oyunları:
* Günün Adamı
* Keşanlı Ali Destanı
* Lütfen Dokunmayınız
* Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
Fıkraları:
* Deve Kuşuna Mektuplar
Sözlük:
* Tiyatro Terimleri Sözlüğü
Portreler:
* Ölür ise Ten Ölür Canlar Ölesi Değil
Söyleşi:
* Hak Dostum Diye Başlayım Söze.

13- ORHAN KEMAL (1924 - 1970)

* Toplumsal gerçekçi anlayışla öykü ve romanlar yazmıştır.
* Halkın dilini onların söyleyişleriyle kullanır. Canlı, yalın bir anlatımı vardır.
* Karşılıklı konuşma tekniğini başarıyla kullanır.
* Yüzünü topluma dönmüş, toplumda sesini duyuramayan yoksulların sesi olmuştur.
* İşlediği konuları şöyle sıralayabiliriz: Adana’daki pamuk işçilerini, köyden kente göç eden insanların yaşamını, aile ve toplum ilişkilerini, yaşam savaşlarını, fabrika işçilerini, bu işçilerin patronları tarafından sömürülmesini, varoşlardaki yaşam koşullarını, aşklarını; yoksul çocukların
dünyalarını...
* “Murtaza” ve “Cemile” en ünlü romanlarıdır.

Yapıtları:
Romanları:
* Baba Evi
* Avare Yıllar
* Murtaza
* Vukuat Var
* Hanımın Çiftliği
* Kanlı Topraklar
* Kaçak
* Bereketli Topraklar Üzerinde
* Eskici ve Oğulları
* Devlet Kuşu* Gurbet Kuşları
* Bir Filiz Vardı
* Evlerden Biri
* Suçlu
* Müfettişler Müfettişi
* Üç Kağıtçı
* Yalancı Dünya
Öyküleri:
* Ekmek Kavgası
* Sarhoşlar
* Çamaşırcının Kızı
* Grev
* 72.Koğuş
Anıları:
* Nazım Hikmet’le Üç Buçuk Yıl
* İstanbul’dan Çizgiler

14- SAİT FAİK ABASIYANIK (1906 - 1954)

“Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.
Dünyayı güzellik kurtaracak.”

* Adapazarılı bir zengin çocuğudur. Bu nedenle para harcamanın her yolunu bilir. Bu bildiklerini öyküleştirir. Öykü yazmak dışında hiçbir iş yapmaz. Para kazandığı tek iş de budur. (Mirasını saymazsak tabii)
* İlk öyküleri sonları çarpıcı sonlarla biten öykülerden kuruludur.
* Daha sonra durum öyküleri yazdı. Konu ve olaydan çok şiire ve etkiye önem verdi. Modern öykücülüğümüzün (durum öykücülüğü) kurucusudur.
* İstanbul’un varoşlar
ında, arka sokaklarda,
balıkçı kasabalarında, sıradan insanların yaşamlarında gördü öyküyü. İşçiler, memurlar, öğrenciler... Özellikle denizi, balıkçı kasabalarını, balıkçıları, balıkları anlattı öykülerinde İstanbul’da kaçtıkça. Burgaz Adasına sığındı, orada yaşadı. Dahası kırlara çıktı, doğayı koklattı öykülerinde.
* Gözlemlerin, durumların, iç durumların anlatıcısıdır.
* Kalemini güzellikleri göstermekte, aramakta kullandı.
* Öykülerinde bilinç akışından yararlandı.
* Gerçeküstücü yöntemleri denedi.
* Dili yer yer anlatım bozukluklarıyla zedelense de şiir tadında akıcı bir dili vardır.

Yapıtları:
Öyküleri:
* Semaver
* Sarnıç
* Şahmerdan
* Lüzumsuz Adam
* Mahalle Kahvesi
* Havada Bulut
* Kumpanya
* Havuz Başı
* Alamdağda Var Bir Yılan
* Az şekerli
* Tüneldeki Çocuk
Romanları:
* Medar-ı Maişet Motoru (Bir Takımİnsanlar)
* Kayıp Aranıyor
Şiirleri:
* Şimdi Sevişme Vakti

15- PEYAMİ SAFA (1899 - 1973)

* Psikolojik roman türünde önemli bir addır.
* Küçük yaşta annesiz babasız kalmış, kendini kalemiyle geçindirmiştir.
* Fıkra, makale, öykü ve roman birçok eser veren sanatçı daha çok romanlarıyla tanınmıştır.
* Roman tekniği gelişmiştir, anlatımı güçlüdür. Edebiyat, felsefe, tıp, tarih, hukuk, resim, sosyoloji, psikoloji... türlerinde çok geniş bir kültüre sahiptir.
* Sanat kaygısıyla yazdığı yapıtlarda Peyami Safa adını, geçim kaygısıyla yazdıklarında Server Bedii adını kullanmıştır.

Yapıtları:
Roman:
* Sözde Kızlar
* Şimşek
* Bir Akşamdı
* Canan
* 9. Hariciye Koğuşu
* Fatih - Harbiyye
* Bir Tereddün romanı
* Matmazel Noralya’nın Koltuğu* Yalnızız
* Biz İnsanlar

16- NECATİ CUMALI (1921 - 2001)

* Önce şiirleriyle ün kazanmış, ardından öykü, roman, tiyatro türlerinde yapıtlar vermiştir.
* Şiirlerinde yaşama sevinci, aşk, sevgi... temalarını işleyen sanatçı öykü ve
romanlarında Anadolu halkının sorunlarına eğilir.
* Süssüz, mecazsız, iç ve dış gözlemleri başarıyla yansıtan bir anlatımı vardır.
* Nalınlar oyununu, geleneksel baskılar sonuca evlenemeyen gençler kız kaçırma yoluna girmiştir.

Yapıtları:
Şiirleri:
* Kızılçullu Yolu,
* Harbe Gidenin Şarkıları,
* Mayıs Ayı Notları,
* Güzel Aydınlık,
* Denizin İlk Yükselişi (İlk üç kitabı ve yeni şiirleri),
* İmbatla Gelen,
* Güneş Çizgisi,
* Yağmurlu Deniz (Son iki kitabı ile yeni şiirler),
* Başaklar Gebe,
* Ceylan Ağıdı,
* Aç Güneş,
* Bozkırda Bir Atlı,
* Yarasın Beyler.
* Hikâye
* Yalnız Kadın,
* Değişik Gözle,
* Susuz Yaz, (Kitaba adını veren ilk öykü Metin Erksan tarafından 1963'de beyaz perdeye aktarılmış ve büyük başarı kazanmıştır, ayrıca oyunlaştırılarak İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahneye konulmuştur
* Ay Büyürken Uyuyamam,
* Viran Dağlar: Makedonya 1900,
* Kente İnen Kaplanlar.
Roman
* Tütün Zamanı (Zeliş adıyla 1971),
* Yağmurlar ve Topraklar,
* Acı Tütün,
* Aşk da Gezer,
* Susuz Yaz.
Oyun
* Mine,
* Oyunlar I (Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri),
* Oyunlar II (Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar),
* Oyunlar III (Nalınlar, Masallar, Kaynana Ciğeri),
* Oyunlar IV (Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol),
* Oyunlar V (Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb'un Yumurtası),
* Oyunlar VI (Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte, Yaralı Geyik).
Deneme
* 1971 Niçin Aşk,
* 1976 Senin İçin Ey Demokrasi,
* 1982 Etiler Mektupları.

25 Nisan 2019 Perşembe

thumbnail

Keşanlı Ali Destanı (Haldun Taner) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişiler


Kitabın Adı : Keşanlı Ali Destanı

Kitabın Yazarı : Haldun Taner

Kitap Hakkında Bilgi :

İki perde, on beş tablo, kırk karakterden oluşan Keşanlı Ali Destanı ilk Türk epik tiyatro örneğidir.

Keşanlı Ali Destanı dilden dile çevrilerek dünyanın pek çok ülkesinde sahnelenmiş; oyuncusu ve seyircisiyle bütünleşmiş; dahası, Türk tiyatrosuna yıllarca öncülük etmiş bir başyapıttır. 

Haldun Taner’in “gecekondu ortamında bir kahramanlık mitosunun parodisi” dediği, modern epik tiyatronun en güzel örneklerinden biri sayılan oyunda, geleneksel gösteri sanatlarımızın birçok özelliği çağdaş bir yorumla sunuluyor.

Kitabın Özeti :

Birinci Perde: 

Keşanlı Ali sevdiği kız Zilha’nın dayısı, mahallenin belalılarından Çamur İhsan’ı öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine gönderilmiştir. Aldığı 9 yıllık cezanın 4 yılını yattıktan sonra aftan yararlanarak çıkan Ali’yi Sineklidağ halkı coşkuyla karşılar. Mahalleli yaklaşan muhtarlık seçimlerinde Ali’nin muhtar olmasını canıgönülden desteklemektedir. O yokken mahalleliyi haraca boğan Çakal Rüstem ve adamları Teke Kâzım ile Kürt Sabri de muhtar adaylarıdır. Kürt Sabri Çakal Rüstem lehine adaylığından feragat eder. 

Ali’nin kahvesine esrar saklayan Rüstem ve adamları Ali’yi polise şikâyet eder. Durumu fark edip el çabukluğuyla esrarı Rüstem’in kuşağına saklayan Nuri sayesinde Rüstem saf dışı edilir. Daha önce Ali’nin talimatıyla Teke Kazım’a oy verecek yukarı mahalledekiler çift yazdırılmıştır. Kütüklerde tahrifat ortaya çıkınca Teke Kazım engeli de ortadan kalkmış olur. Seçimi kazanan Ali tuvalet kâğıdı rulosu üzerine yazdığı yeni çalışma ilkelerini silah zoruyla kabul ettirir. Arkadaşı Temel’i maliyeci, Derviş Dayıyı hukuk müşaviri, akrabası Hafize’yi de kurduğu hizmetçiler birliğinin başı olarak atar. Müteahhit İhya Onaran’a ırgatlık yapacak 200 kişiyi seçer. 

Sırada kendisine dargın olan Zilha ile arasını düzeltmek vardır. Zilha’ya dayısı Çamur İhsan’ı çeşme başında bıçaklanmış bulduğunu, onu eczaneye götürürken üzerine kan bulaştığını, bu sırada bekçinin geldiğini, dayısının son sözü de Ali olunca asil katilin adamlarının yalancı şahitliğiyle tutuklandığını anlatır. 

Hapisteyken 3 ay boyunca masum olduğunu haykırmış, ağlamış, en sonunda koğuş arkadaşının kafasına tavla vurmasıyla nevri dönerek olay çıkarmış, cezaevi müdürünün kafasına iskemleyi geçirince de namı alıp başını gitmiştir. Zilha tam ona inanacakken Temel gelir. Ali’nin yeniden kabadayılık taslamasıyla Zilha bozulur ve başkasına yar olacağına ant içer. 

Sözünün hemen ardından Zilha Şerif Ablanın tuvaletinde İhya Onaran’ın oğlu Bülent, Bülent’in kızı Filiz ve Madam Olga ile karşılaşır. Bülent Bey Zilha’yı görüp kaçan karısı Nevvare’ye benzetince bayılır. Tesadüfen tuvalette bulunan aile dostları Profesör Zilha’yı kolundan tutarak Onaranların evine götürür. Bu sırada Ali’nin kahvesinde de işler tam tıkırında gitmektedir. Politikacının ziyaretiyle oy pazarlığı başlar. Mahalleye su, elektrik, havagazı ve bir miktar para karşılığı oylar satılır.

İkinci Perde: 

Zilha Onaranların evinde kalmaya başlamıştır. İhya Bey ve Profesörün isteğiyle Madam Olga’dan adabımuaşeret dersleri almaya başlar. Amaç Zilha’yı bir hanımefendi gibi yetiştirip karısının başkasına kaçması nedeniyle bunalıma girmiş Bülent Beyle evlendirmektir. Kıyafeti, saçı, makyajı, yürüyüşle Ali’ye caka satmak isteyen Zilha ailenin köpeği Şamama’yı alarak eski mahallesine gider. 

Onun hem bu haline hem de Bülent Beye metres olmuş dedikodularına sinirlenen Ali, Onaranlardan intikam almak için gönderdiği 200 işçiyi inşaatın bitmesinin son anlarında geri çekmeye karar verir. Ancak planı işe yaramamıştır. İhya Bey Şakir Şaklaban’ın yardımıyla zarara uğramaktan kurtulmuştur. Üstüne üstlük oğlu Bülent’i Zilha’yla evlendirmek üzeredir. 

Yüksek sosyetenin tüm isimlerinin toplandığı düğün sırasında Ahsen’in istediğiyle Nevvare eve geri dönmüştür. Nevvare ile karşılaşan Zilha durumu anlayarak evden kaçar. Aynı anda Çamur İhsan’ı gerçekten öldüren Manyak Cafer para karşılığı Keşanlı Ali’yi öldürmek için İhya Beyle anlaşmaya gelmiştir. Düğün haberini Bohçacı Raziye’den alan Ali de evi basarak yanlışlıkla Zilha’ya çok benzeyen Nevvare’yi kaçırır. 

Nevvare’yi kurtarmak için Sineklidağ’a giden polis ve Onaranlar Nevvare’yi Şerif Abla’nın evinde bulurlar. Gerçek anlaşılmış, Onaranlar Nevvare’yi alarak evlerine dönmüşlerdir. Zilha da Ali’yi affetmiştir. Tam baş başa kalmışlarken Manyak Cafer ortaya çıkar. Ali’yi kışkırtır. Gecekondulardan birini ateşe verir. Eli silahlı Cafer’in üzerine atlayan Ali onunla boğuşurken silah ateş alır. Cafer vurulmuştur. Polisler gelir, Ali’yi kelepçeleyerek götürürler. Ali artık gerçek bir katildir. Destan doğrulanmış, Zilha ile yolları yine ayrılmıştır. 

Kitabın Karakterleri : 

Keşanlı Ali, Hidayet, Şerif Abla, İzmarit Nuri, Sütnine Hafize, Temel, Derviş Dayı, Beşvakit Niyazi, Şişman Polis, Zilha, Zayıf Polis Rıza, Çakal Rüstem, Teke Kazım, Kürt Sabri, Sipsi Selim, Sarhoş Rasih, Gazeteci, Lütfiye, İhya Onaran, Filiz Onaran, Bülent Onaran, Şoför, Madam Olga, Profesör, Bohçacı Raziye, Resmiye, Politikacı, Dedikodu Yazarı Suhandan Gülperi, Davut Daltaban, Dürdane Daltaban, Kâzım Kaltaban, Kâmile Kaltaban, Şakir Şaklaban, Şahinde Şaklaban, Duzişe Düztaban, Nevvare, Tarçınizade Ahsen, Manyak Cafer, Onaranların Köpeği Şamama, Ali’nin Köpeği Karabaş.

About