Ali Baba ve Kırk Haramiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Eylül 2019 Pazar

thumbnail

Ali Baba ve Kırk Haramiler - Binbir Gece Masalları


Masalın Adı : Ali Baba ve Kırk Haramiler

Masalın Yazarı : Binbir Gece Masalları

Uzak ülkelerin birinde, çok eskiden Ali Baba adında bir adam yaşarmış. Ali Baba bir oduncuymuş. Dağdan kestiği odunları şehirde satarmış. Geçimini bununla sağlarmış. Ali Baba iyi bir insanmış. Karısı da onun kadar iyi biriymiş. Karı koca mutlu bir yaşantı sürmekteymişler. Bunların tek sıkıntıları yoksul olmalarıymış. Ali Baba'nın bir kardeşi varmış. Adı Kasım olan bu adam çok zenginmiş. Ama aynı zamanda pek cimriymiş.

Bir sabah, Ali Baba eşeğini almış. Her zamanki gibi dağa gitmiş. Ormana ulaştığında garip bir durumla karşılaşmış. Az ötede, gittikçe yaklaşan bir toz bulutu görmüş. Çok meraklanmış. Eşeğini bir ağaca bağlamış. Yüksekçe bir yere çıkmış. Bir kayaya gizlenerek toz bulutunu izlemeye koyulmuş. Az sonra, bulutun içinden kırk atlı çıkmış. Adamların hepsi silâhlıymışlar. Terkilerinde de birer çuval asılıymış.

Ali Baba atlıların kimler olduğunu anlamakta gecikmemiş. Bunlar ünlü Kırk Haramilermiş. Bu hırsızlar yıllardır yasa tanımıyor ve çevreye kan kusturuyorlarmış. Ali Baba çok korkmuş. Hemen oradan kaçmak istemiş. Ancak yakalanmak korkusuyla yerinden kımıldayamamış. O sırada, Kırk Haramilerin reisi öne çıkmış. Kalın bir sesle:

- Açıl susam açıl, diye bağırmış.

Bu komutla haydutların önündeki kayadan bir gümbürtü kopmuş. Koca kaya gümbürdeyerek açılmış. Arkada bir geçit belirmiş. Haydutlar, atlarıyla birlikte bu mağaraya girmişler. Onların ardından koca kaya yine gürüldeyerek kapanmış. Olanları izleyen Ali Baba, büyük bir şaşkınlık içindeymiş. Ayağa kalkmak istemiş. Ancak bunu başaramamış. Korkudan dizlerinin bağı çözülmüş.

Bir süre sonra, kaya yine büyük bir gürültüyle açılmış. Haramiler dışarı çıkmışlar. Bu kez atlarının terkilerindeki çuvallar yokmuş. Çuvalları içeride bırakmışlarmış.

Haramilerin reisi:

- Kapan susam kapan, diye bağırmış.

Bu söz üzerine mağaranın kapısı tekrar kapanmış. Kırk haramiler atlarını mahmuzlayarak, büyük bir hızla oradan uzaklaşmışlar.Haydutlar iyice uzaklaşınca Ali Baba gizlendiği yerden çıkmış. Susam kayasının önüne gelmiş. Aynı şeyi kendisinin yapıp yapamayacağını merak ediyormuş:

- Açıl susam açıl, demiş korka korka ve yavaşça.

O anda kaya gürüldeyerek açılmış. Ali Baba, korku ve merak içinde mağaraya girmiş. Bir süre gözlerinin karanlığa alışmasını beklemiş. O sırada, arkadaki kaya tekrar gürültüyle kapanmış. Gördüklerinin karşısında neredeyse, Ali Baba'nın dili tutulacakmış. İçerisi çuval çuval altın doluymuş. Ali Baba çektiği para sıkıntısını hatırlamış. Kendi kendine:

- Çuvalların üzerinden birer avuç altın alırsam haydutların bundan haberi bile olmaz, demiş.

Ali Baba hemen harekete geçmiş. Dışarıdaki eşeğini mağaraya getirmiş. Çuvalların her birinden birer avuç altın almış. Eşeğin sırtındaki heybenin gözlerine doldurmuş. Orada daha fazla oyalanmadan dışarı çıkmış. Yolda, heybelerin üzerine birkaç kuru odun parçası koymuş. Böylece altınları gizlemiş. Sonra da sevinç içinde şehrin yolunu tutmuş.Bir süre sonra, Ali Baba evine gelmiş. Eşine başından geçenleri anlatmış. Yıllarca sıkıntı çeken kadın rahat edeceğini düşünerek sevinmiş. Yemekten sonra Ali Baba altınların ne kadar olduğunu merak etmiş:

- Acaba burada ne kadar altın var dersin hanım, diye sormuş.

Ali Baba'nın karısı:

- Bunu bilmenin bir yolu var. Ben şimdi giderim. Kasımlardan teraziyi alır gelirim. Tartar öğreniriz, demiş.Ali Baba bu öneriyi kabul etmiş. Kadın, Kasımlara gitmiş. Kapıyı Kasım'ın hanımı açmış. Aşağılayıcı bir tavırla:

- Yine ne istiyorsun, diye sormuş.

Ali Baba'nın karısı:

- Terazinizi istiyorum yenge. İşimiz bitince hemen getiririm, demiş.

Kasım'ın eşi içeriye gitmiş. Teraziyi almış. Bu arada durumdan kuşkulanmış. Terazinin altına biraz bal sürmüş. Sonra getirip Ali Baba'nın karısına vermiş. Ali Baba ile karısı, evlerinde altınları tartmışlar ve miktarını bulmuşlar.

Ali Baba ahırda bir çukur kazmış. Altınların bir kısmını buraya gömmüş. Ali Baba'nın karısı da teraziyi geri vermeye gitmiş. Kasım'ın kuşkucu karısı teraziyi almış. Sonra bal sürdüğü yere bakmış. Tabii hayretten donakalmış. Çünkü terazinin dibine bir altın yapışmışmış:

- Demek, yoksul Ali Baba altınlarını tartabilecek kadar zenginmiş ha, demiş. Hemen koşmuş, olanları kocasına anlatmış.

Ertesi gün, Kasım Ali Baba'nın kapısına dayanmış:

- Artık terazi ile altın tartabilecek kadar zenginleşmişsin kardeşim. Hayrola, demiş.

Ali Baba anlamazlıktan gelmiş. Fakat Kasım vazgeçecek gibi değilmiş. Karısının, terazinin altında bulduğu altını anlatmış. Ali Baba daha fazla gizleyememiş. Başından geçenleri bir bir anlatmış ona. Bu arada mağaranın bulunduğu yeri de tarif etmiş.Kasım evine dönmüş. Evde eşi onu merak içinde beklemekteymiş. Ali Baba'nın yaşadıklarını o da öğrenmiş. Sonra neşe içindeki kocasına:

- Hemen sen de oraya git. Mağarayı boşalt Kasımcığım, demiş.

Zaten, Kasım karısının sözünden dışarı çıkmazmış. Hemen katırlarını ahırdan çıkarmış. Sırtlarına heybeleri yerleştirmiş. Ardından mağaraya doğru yola çıkmış. Bir süre sonra susam kayasının önüne gelmiş. Var gücü ile bağırmış:

- Açıl susam açıl!

Koca kaya gürüldeyerek açılmış. Kasım içeriye girmiş. O girer girmez kapı kapanıvermiş. Kasım, gözleri karanlığa alışana kadar beklemiş. Sonra gördükleri karşısında şaşkına dönmüş. Hemen koşmuş. Altınların üzerine atlamış. Sevinç içinde yuvarlanmış, taklalar atmış. Nice sonra aklına haramiler gelmiş. Korkmuş, hemen kapıya koşmuş. Kapının önüne gelince o büyülü cümleyi anımsamaya çalışmış. Ama bir türlü başaramamış:

- Açıl buğday açıl. Saçıl arpa saçıl! Hay Allah neydi acaba, diye kendi kendine söylenmeye başlamış.

Kasım, çok zorlamış ama büyülü cümleyi bir türlü anımsayamamış. Bu arada da zaman su gibi akmış. Haramiler aniden çıkagelmişler. Kapının önünde bir sürü katır görmüşler. Tabii içeride birinin olduğunu anlamışlar.

Haramilerin reisi dışardan:

- Açıl susam açıl, diye bağırmış.

Bunu duyan Kasım hemen oracığa saklanmış. Ancak haydutların Kasım'ı bulmaları uzun sürmemiş. Üstelik, hemen orada cezasını vermişler. Daha sonra, haramiler getirdikleri çuvalları mağaraya boşaltmışlar. Hiç beklemeden yeni soygunlar için yola çıkmışlar.

Öte yanda, Kasım'ın dönmemesi Ali Baba'yı endişelendirmiş. Kuşku ile yola koyulmuş. Susam mağarasına gitmiş. Ama orada yaralı ve baygın kardeşi ile karşılaşmış. Çok üzülmüş. Onu sırtına almış. Şehre götürmüş. Bir doktorda tedavi ettirmiş. Haydutlar döndüklerinde Kasım'ı bulamamışlar. Susam mağarasının bir başkası tarafından da bilindiğini anlamışlar. Burayı bileni bulmak gerektiğini düşünmüşler. Birkaç arkadaşlarını şehre göndermişler. Şehre inenler sorup soruşturmuşlar. Son günlerde kimlerin tedavi edildiğini araştırmışlar. Kasım'ın tedavi gördüğünü ve Ali Baba'nın fazlaca para harcadığını öğrenmişler. Bunun üzerine Ali Baba'nın evinin kapısına tebeşirle X (çarpı) işareti koymuşlar. Böylelikle geri geldiklerinde işaretli evi kolayca bulacaklarmış.

Ali Baba, evine bir hizmetçi kız almışmış. Bu kız çok akıllıymış. Kız kapıdaki işareti görmüş. Bu durumdan şüphelenmiş. Komşu evleri de aynı şekilde işaretlemiş. O akşam, haramiler topluca şehre gelmişler. Ali Baba'nın evine koydukları işareti aramışlar. Fakat kapıların hepsinde aynı işareti görünce şaşırmışlar. Gerisin geri dönmüşler.

Ertesi sabah haramilerin reisi bir plân yapmış. Katırlara küpleri yüklemiş. Küplerin içine adamlarını yerleştirmiş. Kendisi de atına binmiş. Şehrin yolunu tutmuş. Sora sora Ali Baba'nın evini bulmuş ve ona:

- Ben bir yağ tüccarıyım. Beni bu akşam evinizde konuk eder misiniz, diye sormuş.

İyi yürekli Ali Baba, haydutların reisini tanıyamamış. Onu evine davet etmiş. Haydutların içinde bulunduğu küpleri bahçesine taşıtmış. Akşam karanlığında, akıllı hizmetçi küpleri yoklamış. Küplerin içinde haramilerin saklı olduğunu anlamış. Hemen mutfaktaki yağları kızdırmış. Küplerin içine boşaltmış. Haydutlar kızgın yağın içinde haşlanmışlar. Haramilerin başı gece yarısında harekete geçmiş. Amacı küplere sakladığı adamlarını çıkarmakmış. Ama hepsinin haşlanmış olduğunu görmüş. Artık yapacak bir şey yokmuş. Çareyi oradan kaçmakta bulmuş. Ali Baba, ertesi sabah konuğunu yatağında bulamamış. Merak etmiş. Hizmetçiden akşam neler olduğunu öğrenmiş. Şaşkına dönmüş. Hayatını kurtardığı için akıllı kıza teşekkür edip hediyeler vermiş. Çevredekiler de Kırk Haramilerden kurtuldukları için rahata kavuşmuşlar.

About