Çetin Öner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Kasım 2019 Salı

thumbnail

Gülibik (Çetin Öner) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Gülibik

Kitabın Yazarı : Çetin Öner

Kitap Hakkında Bilgi :

Gülibik, bir horozun ve ismini bu horozdan alan bir öykünün adıdır. “Tahtadan atları, kurşundan askerleri, lastikten topları, plastikten arabaları, kısacası parayla satın alınabilen hiçbir oyuncağı olmamış yoksul bir çocuğun öyküdür bu öykü.” S27

Bir horoz yaşamınızı değiştirebilir mi? Bu horozun adı Gülibik ise, elbette. Tahtadan atları, kurşundan askerleri, lastikten topları, plastikten arabaları, kısaca, parayla satın alınabilen hiçbir oyuncağı olmamış, yoksul bir çocuğun öyküsüdür bu. O yoksul çocuğun, çocukluğu boyunca, bir tek oyuncağı oldu: bir horoz; gülibikli bir horoz. Gülibik, çocuk için oyuncaktan öte bir şeydir; bir dost, bir umut... Yıllar geçer, o yoksul çocuk büyür. Öğrendiği birçok şeyi unutur. Unutamadığı tek şey vardır: Gülibik...

Öyleyse bu öykü, o yoksul çocuk için Gülibik'in sevinçlerini, acılarını, umutlarını, arkadaşlıklarını anlatır. Horoz sevmeyen, çalışkan öğrencilere oldum olası acımışımdır. Okullarda horoz sevmeyi öğretmiyorlar. Çok yazık! Hammurabi'nin kim olduğunu, Pigme'lerin nerede yaşadıklarını, Brezilya'nın yüzölçümünü, tekkanatlıları, çiftkanatlıları, etoburları, otoburları, çarpım cetvelini bile ezbere bilmek neye yarar, bir horozu sevemedikten sonra? Horoz sevmeyen birini görünce çok kızıyorum; bağışlayın, ne anlatacağımı unutuyorum.

Kitabın Özeti :

Yoksul bir köyde ailesiyle birlikte yaşayan küçük bir çocuk ile bir horoz olan Gülibik’in hikayesi anlatılır kitapta. Hayvancılık ve tarımla uğraşan ailenin küçük çocukları ahırdaki adı Kınalı olan tavukla oynamak ister. Kınalı bir türlü çocuğu yaklaştırmaz yanına. Kınalı tavuklarının yumurtalarını görüp merak ediyor ama Kınalı tavuk çocuğu ahırdan kaçırıyor. Çünkü Kınalı kuluçkaya yatmıştır. Ertesi gün civcivler yumurtadan çıkar. Sadece bir yumurtanın çatlamış ama hâlâ kırılmamış olduğunu görünce yumurtayı tıklatarak civcivi dışarı çıkarmayı başarıyor. İşte böylece Gülibik ile tanışıyor.

İlk defa bir civcivin yumurtadan çıktığını görmek çocuğu çok heyecanlandırır ve bunu biriyle paylaşmak ister. Çocuk bu duruma çok sevinir ve bu mutluluğunu arkadaşı Alişir ile paylaşır. Böylece şahit olduğu bu olayı, ona daha önce "Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar?" sorusunu soran, kendinden büyük arkadaşı Alişir'le paylaşmaya karar veriyor. Alişir'e sorusunun cevabını veriyor ve aralarında tavukların, horozların ölümüyle ilgili konuşmalar geçer. Alişir tavukların horozlardan daha iyi hayvanlar olduğunu düşünmektedir. Çünkü tavuklar yumurta yaparak soylarını devam ettirirler, ancak horozlar yumurtlamadıkları için ölünce ancak ölü bir horoz olurlar.

Bu arada çocuk, Alişir'in balık çakısından da bahseder. Küçücük şeylerle büyük mutluluklara ulaştıklarını vurgular. Daha sonra yarışıp civcivleri ahırdan çıkarırlar. Zamanla Kınalı tavuk çocuğa alışır ve çocuk pazar günleri dışında tüm yaz tatilini Gülibik'le geçirir.

Çocuk tatilde babasıyla birlikte tarlaya, bahçeye gidip ona yardım etmektedir. Eşeği ile babasına yiyecek azık taşımaktadır.

Çocuk ile babası her hafta birlikte pazara giderler. Peynir, yoğurt, yumurta gibi köyde ürettikleri ürünleri satmaya çalışırlardı.

Zaman geçiyor, okul vakti yaklaşıyor. Çocuk okul hazırlıklarını tamamlarken Alişir de büyük kente okumaya gideceği için onlarla vedalaşmaya gelir. Alişir balık çakısını çocuğa hediye edince çocuk mecburen kabul eder, hem sevinir hem de çok duygulanıp ağlar.

Çocuk babasını ilk öğretmeni olarak görür. Okulda öğrenebileceği şeylerin yanında okulda öğrenemeyeceği şeyleri de babasından öğrendiğini anlatır. Arada sırada bahsi geçen konularla ilgili anılarını, pazara ve köy yaşamına dair bildiklerini aktarır. Çocuk okula gittiğinde Gülibik’i çok özlüyordu. Bir horozu sevmeyen onunla arkadaşlık etmeyen öğrenciler ve öğretmenler onun Gülibik’e olan sevgisini pek anlayamıyorlardı. Çocuk bundan dolayı onlara kızmıyordu. Çünkü onların hiç horoz arkadaşı olmamıştı.

Çocuk bir sabah uzun uzun öten bir horoz sesiyle uyanıyor daha sonra bu horozun Gülibik olduğunu fark ediyor. Sevincini annesi ve babasıyla paylaşıyor. Fakat onlar çocuğun heyecanına ortak olmazlar. Bu yüzden çocuk bir kömür parçası bulup evlerinin arka duvarına Gülibik'in öttüğünü, sesinin ne kadar güzel olduğunu yazar. Gülibik’in ilk kez ötmesi çocuğu çok sevindirmişti. Ancak anne ve babası onun bu kadar sevinmesine anlam verememişlerdi. Birinde Gülibik hastalanmıştı. Çocuk bu duruma çok üzüldü. Kış şartları ağır geçiyordu. Hayvanlar açlıktan hastalanıyorlardı. Bazı tavuklar ölünce çocuk Gülibik’i eve aldı. Onunla çok ilgilendi. Gülibik iyileşince de çok sevindi.

Bir gün babası satılacak tavukların içine Gülibik’i de koymuştu. Çocuk pazarda Gülibik satılmasın diye çok uğraşmış ve buna engel olabilmişti.

Babası horoz dövüşlerinde çok para olduğunu duymuştu. Gülibik’i dövüştürmeye başlamıştı. Günlerden bir gün yine dövüştürmek için Gülibik‘i hep birlikte pazara gittiler. Gülibik’in rakibi daha iri bir horozdu. İri horoz Gülibik’i çok hırpaladı. Gülibik kan içinde kalmıştı. Bir süre sonra dövüş yerinde çocuk, babası ve yerde kanlar içinde yatan Gülibik’ten başkası kalmamıştı.

About