Ergenlik Döneminde Arkadaşlık
Gençlik çağı evden kopma ve topluma açılma çağıdır. Ergenliğe giren bir gence evi dar gelmeye başlar. Ana-babanın öğütlerinden, eleştirilerinden ve karışmalarından usanan genç, kendini dışarı atar. Çünkü soluk alabildiği, özgür davranabildiği tek yer evin dışıdır. Evinde anlaşılamadığını, değer verilmediğini, çocuk gözüyle bakıldığını sanan genç için arkadaş kümesi bir kurtuluş, bir sığınaktır.
Hiç kuşkusuz arkadaşlık erken çocuklukta başlayıp gelişen bir ilişkidir. Arkadaşlık yüzme gibi ne kadar erken başlarsa o denli kolay gelişen bir yetenektir. En sağlıklı bir ailenin bile çocuğa veremeyeceği tek şey arkadaşlıktır. Aile ancak çocuğa uygun oyun ve arkadaşlık ortamı yaratarak yardımcı olabilir. Arkadaşsızlığın yarattığı yalnızlık ve eksiklik duygusunu aileden gelen sevgi gideremez.
Gencin sıkı arkadaşlık kurmadan topluma açılması düşünülemez. Arkadaşlarca aranmak, beğenilmek ve benimsenmek benlik saygısının önemli bir koşuludur. Genç bu ilişkilere girerek zekâsıyla, spor ve sanat yetenekleriyle kendini kanıtlar. Yardımlaşarak, paylaşarak, duygusal alışverişe girerek dostluk bağları kurar. Kendi kişiliğini sınar, dener ve geliştirir. Çünkü arkadaşlar, gence kendi kişiliğini yansıtan ayna yerine geçer; kendini tanır ve tanıtır. Toplumsal becerilerini geliştirir, insanlarla geçinmeyi öğrenir; işbirliğine girer. Arkadaşlık kurabilmek başlı başına bir başarı, ruh sağlığının ölçüsüdür.
Arkadaşlık çeşit çeşittir. Sıra arkadaşlığı, sınıf arkadaşlığı, komşuluk ve mahalle arkadaşlığı; takım arkadaşlığı, toplu arkadaşlık ve teke tek arkadaşlık vardır.
Gençlerin bir arkadaş kümeleri vardır. Her kümenin oluşması değişiktir. Kümeler gençlerin rast gele bir araya geldikleri topluluklar değillerdir, onları bir arada tutan ortak özellikler vardır. Her genç istediği kümeye kolayca giremez, çünkü kümenin yazılı olmayan yasaları vardır. Belli bir kümenin üyesi olmak bir saygınlık göstergesidir. Küme aynı zamanda gencin geldiği toplumsal sınıfın bir uzantısıdır. Varlıklı ve yüksek eğitimli ailelerin çocukları genellikle aynı kümelerde toplanırlar. Ne kadar yetenekli olsa da alt sosyo-ekonomik sınıftan bir genç aralarına giremez. Bu da arkadaş kümelerinin yazılı olmayan başka yasasıdır.
Arkadaş kümesinin genç üstündeki etkileri daha da güçlü olabilir. Kendisi kopya çekmeyi yanlış bulan genç arkadaş hatırına kopya verebilir. Mızıkçılık küme içinde önemli bir suçtur. Gençler kümenin onuru söz konusu olduğunda saçma kavgalara bile girişirler. Dövülen bir arkadaşının öcünü almak için dayak yemek pahasına kavgaya tutuşurlar.
Ailede dengesizlik, geçimsizlik, kargaşa ve baskı arttıkça gençlerin arkadaş kümesi yerine çete oluşturma olasılığı artar. Gençleri bu kümelerde bir araya getiren ortak güdü ailelerine ve topluma karşı besledikleri düşmanlık duygusudur. En gözü kara genç bu kümede en saygın üye durumuna geçer, kahraman olur. Genç için toplumun ne düşündüğü önemli değil, arkadaş kümesinin ona verdiği değer önemlidir. Bu bakımdan toplumun dışında yaşayan ve topluma meydan okuyan gençler, olumsuz ya da negatif kimlik geliştirirler.
Gençleri arkadaş kümesinden ayırmak yerine kümeleşmeyi desteklemek, örgütlemek gerekir. En olumsuz kümeler sokaklarda oluşan, okumayan gençlerin kümesidir. Gençleri takım sporlarına, gençlik merkezlerinde çeşitli uğraşlara yönelterek olumlu sonuçlar alınabilir. Bir mahalleye dikilecek iki basket potası o çevrenin gençlerini aylaklıktan, haylazlıktan kurtarabilir. Gençlik merkezlerinde gençler toplu çalışmalara seve seve katılırlar. İyi tasarlanmış toplum kalkınması etkinliklerinde gönüllü olarak görev alabilirler. Aslında gençler erişkinlerden daha büyük bir coşkuyla benimserler bu tür çalışmaları.
Eviyle okul arasında gidip gelen, dersten başka bir şeyle ilgilenmeyen efendi uysal bir gençlik görmek isteyenler ne yazık ki çoktur. Böyle bir yaklaşım, ancak uyuşuk, pısırık ve adamsendeci yurttaşlar yetişmesini isteyenlerin yaklaşımı olabilir.
Uzman Klinik Psk. SERDAR GÜR
Uzman Klinik Psk. SERDAR GÜR
Psikolojik Danışman