Halid Ziya Uşaklıgil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2019 Pazar

thumbnail

Bir Ölünün Defteri (Halit Ziya Uşaklıgil) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Bir Ölünün Defteri

Kitabın Yazarı : Halit Ziya Uşaklıgil

Kitap Hakkında Bilgi :

Halid Ziya Uşaklıgil'in İzmir dönemi romanlarından olan Bir Ölünün Defteri, aynı zamanda Servet-i Fünun dönemi romanını müjdeleyen bir örnek olması bakımından önem taşımaktadır.

Romanda iki erkek ve bir genç kız arasındaki aşk ilişkisi ve bu durumun yarattığı trajik durum söz konusu edilmiştir.

Kitabın Özeti :

Hüsam'ın karısı ve İsmet ile Fuad adında iki oğlu vardır. Yağmurlu bir gecede Hüsam, karısı ve çocukları ile evde otururlarken yaşlı bir adam eve gelir. Yaşlı adam Hüsam’ın kendisiyle birlikte gelmesini ister. Hüsam’ı en yakın arkadaşı Vecdi’nin yanına götürür. O gece Vecdi hayata gözlerini yumar. Hüsam’a kara bir defter bırakır. Bu, Vecdi’nin çocukluktan ölümüne kadar olan hayatını yazdığı günlük niteliğinde bir defterdir. Hüsam gefteri okumaya başlar…

Vecdi ile Hüsam çocukken bir yatılı okulda kader arkadaşı olurlar. Vecdi’nin bir de halası ve halasının kendi yaşlarında Nigar adında bir kızı vardır. İleriki yıllarda hem Vecdi hem de Hüsam, Nigar’a aşık olurlar. Fakat Nigar, Vecdi’yi bir
kardeş gibi gördüğü için kalbi Hüsam’a vurulur.

Vecdi, Hüsam’a olan ve çocukluk yıllarından gelen samimi arkadaşlıktan soğur. Çünkü Hüsam artık Vecdi’yi anlamamaktadır ve Vecdi'ye fazla ilgi göstermez olmuştur. Kendisini onlardan uzaklaştırmak ister. O sırada cereyan etmekte olan Balkan Savaşlarına gönüllü doktor olarak gider ve orada sol kolunu kaybeder. En sonunda İstanbul’a tekrar döner ama kalbinde hala o aşk acısı vardır. Birgün kolu yüzünden kaptığı bir rahatsızlıktan dolayı kendisini yatakta bulur. Yağmurlu bir gecedir ve Hüsam’ı yanına çağırttırır.

O gece Vecdi, Nigar’ın aşkını kalbine gömerek hayata gözlerini kapar. Hüsam ise Vecdi’nin kendisi için ne kadar fedakarlıklarda bulunduğunun farkına o gece bir ölünün, Vecdi’nin defterini okuyarak varır…

25 Mayıs 2019 Cumartesi

thumbnail

Mai ve Siyah (Halid Ziya Uşaklıgil) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1- Mir'at-i Şuun gazetesinin başmuharriri (başyazarı) kimdir?

A) Ali Şekip
B) Hüseyin Baha Efendi
C) Ahmet Cemil
D) Hüseyin Nazmi
E) Raci

2- Ahmet Cemil ile Raci arasındaki tartışmanın nedeni nedir?


A) Ahmet Cemil'in Raci'ye karşı kin beslemesi
B) Raci'nin Ahmet Cemil ile alay etmesi
C) Raci'nin Hüseyin Nazmi'yi çekiştirmesi
D) Raci ve Ahmet Cemil arasındaki baş muharrir olma yarışı
E) Ahmet Cemil'in Raci'ye karşı üstünlük taslaması
3- Ahmet Cemil'in yazdığı eseri arkadaşları neden beğenmedi?

A) Ahmet Cemil'i kıskandıkları için
B) Eski edebiyattan yana oldukları için
C) Kitabın konusunu beğenmedikleri için
D) Ahmet Cemil'in yazar olmasını istemedikleri için
E) Ahmet Cemil'in başka işle uğraşmasını istedikleri için

4- Romana niçin “Mai ve Siyah” adı verilmiştir?


A) Romanın konusunun yer ve gök ile ilgili olmasından dolayı.
B) Yazarın mavi ve siyah renkleri çok sevmesinden dolayı.
C) Roman kahramanlarının umutlarının, umutsuzluklara dönüşmesinden dolayı.
D) Romandaki karakterlerin, karakteristik özelliklerinin renge dönüşmesi.
E) Zaman diliminde o zamanın yazarlarının düşüncelerinin olumlu olumsuz tasviri.

5- Roman kahramanı Ahmet Cemil'in karakter özelliği nedir?

A) Ailesine bağlı, umutlan olan, hayatla mücadele etmeyen ve romantik bir tip.
B) Ailesinden bağımsız yaşayan, alkolik ve sorunları olan biri.
C) Baba evinden koparak sokaklara sığınan kişilik.
D) Eşini ve çocuğunu terk eden, gece hayatı olan kişi.
E) Parayı seven, bu uğurda her şeyi yapan biri.

6- Ahmet Cemil'in kız kardeşi İkbal'in ölüm sebebi nedir?


A) Doğum yaparken rahatsızlanması
B) Eşinin onu şiddetli bir şekilde dövmesi
C) Verem
D) Ateşli bir hastalık geçirmesi
E) Merdivenlerden düşmesi

7- Ahmet Cemil'in yazdığı eseri yakmasındaki neden neydi?


A) Lamia'yı elinden kaçırdığı ve onu artık ona bırakmayacakları için
B) Yayın evlerinin eseri beğenmeyeceğini düşündüğü
C) Eser yakmayı âdet haline getirdiği için
D) Yazdıktan sonra saçma olduğunu düşündüğü için
E) Arkadaşları tarafından beğenilmediği için

Cevap Anahtarı :

1-A     2-B     3-B     4-C     5-A     6-B     7-E

18 Nisan 2019 Perşembe

thumbnail

Kırık Hayatlar (Halid Ziya Uşaklıgil) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişiler

Kitabın Adı : Kırık Hayatlar

Kitabın Yazarı : 
Halid Ziya UŞAKLIGİL

Kitabın Konusu : 


Kitaptaki olaylar Osmanlı’nın son döneminde geçmektedir. Osmanlı’nın son döneminde Türk halkında batıya karşı körü körüne bir özenti oluşur. Batıdan alınması gereken teknoloji, ilim, bilim değilde; bizim yaşantımıza ters düşen kültürü taklit edilir. Özellikle İstanbul’da zengin diye nitelendirilen ve kendilerini halktan daha üstün gören bir gurup, kendilerine batıda yapılan çılgın eğlenceleri örnek alıp, hemen her yerde görgüsüzce eğlenmeye çalışıyorlardı. Bu durum özellikle Türk aile yapısına aykırıydı ve bunun sonucu olarak bu tabakada aile bağları iyice zayıflamış hatta kopmuştu. Çirkeflik başını almış gidiyordu. Eşler birbirine sadık kalmıyor, hatta eşini aldatmak, ailesine bağlı kalmamak bir başarı olarak görülüyordu. Kitap o günün bu acı tablosunu çok güzel bir şekilde anlatıyor.

Kitabın Özeti : 

Ömer Behiç yıllardır hayalindeki eve nihayet kavuşmuştu. Yatılı okulda okuduğu yıllarda hayal ettiği sıcak yuvasına kavuşmak için çok beklemişti. Bu gün onun en büyük hayaline kavuştuğu gündü.

Ömer Behiç bir doktordur. Ailesi onun siyasal okuyup önemli bir memur olarak devlet dairesinde çalışmasını istiyordu. Böylece onun hayatını kurtaracağını düşünüyorlardı. Fakat o ailesinden gizli olarak tıbbiyenin sınavlarına girer ve kazandığı gün gelir, ailesine haber verir. Bundan sonra ailesi de onun seçimini kabul etmek zorunda kalır. Okulda çok başarılı bir öğrencidir. Geçmişinden gelen eziklikten dolayı pek sosyal bir insan değildir. Arkadaşları onu inek diye nitelendirir. Onu sosyal etkinliklere katılmaya ikna edebilen tek kişi vardır. O da arkadaşlarının tabiri ile ‘Piç Bekir’dir. Okulun son senesinde Ömer Behiç Babasını kaybeder. Okul bittikten sonra Fransa’ya master yapmaya gider. Burada iken de annesini kaybeder. Ona artık sahip çıkacak kimse yoktur. Fransa’da fakirlik içinde zorlukla eğitimini devam ettirir. Nihayet Fransa’daki eğitimini bitirip İstanbul’a geri döner. 

Halası artık onun evlenmesi gerektiğini düşünür ve onun için Vedide’yi istemeye giderler. Ömer Behiç Vedide’yi ilk gördüğü anda ona vurulur. Vedide el değmemiş, ailesi zengin olmasına rağmen İstanbul’un o karmaşık eğlence hayatına dalmamış bir kızdır. Bu tanışmanın sonu evlilikle biter. O şimdi hayallerine karısını da eklemiştir. İşte bu gün sekiz yıllık arkadaşı ile ortak hayalleri gerçekleşmiştir.

Ömer Behiç evinin bir bölümünü de muayenehane olarak da kullanmaktadır. Burada birçok zengin hastalarını tedavi etmesinin yanında da fakir hastaları da ücretsiz tedavi etmektedir. Bu mutlu günlerinde karısı ile birlikte etraflarındaki kötü olayları düşünüp, bu olayların kendi ailelerinin başına gelmemesi için de dua etmektedirler.

Ömer Behiç bir gün yolda eski bir arkadaşına rastlar. Bu doktor arkadaşı İstanbul sosyetesinde çapkınlıkları ile ünlü ve bundan büyük gurur duyan bir şahıstır. Tabiki bu Piç Bekir’den başkası değildir. Karşılaştıkları günden itibaren Bekir Servet ile sık sık görüşmeye başlarlar. Bekir ona hovardalıklarını anlattıkça Ömer Behiç ona çok acımaktadır. 

Son zamanlarda Bekir Servet İstanbul’da zenginliği ile ve çapkınlığı ile tanınan bir ailenin uçarı kızı olan Nebile ile aşk yaşamaktadır. Bir gün Bekir Servet, Ömer Behiç’e bir hastasını bakması için daha doğrusu ondan görüş almak için rica eder. Gittikleri ev Nebile’nin evidir. Nebile rahat tavırları ile Ömer Behiç’i oldukça şaşırtmıştır. Bekir Servet ile Nebile onun karşışında aşk oyunları yapmaktan geri kalmamışlardır. İşleri bitip çıkarken Nebile’nin küçük kardeşi Neyyir ortaya çıkar. Ömer Behiç onu görür görmez içinde fırtınalar kopar, eve geldiğinde hâlâ onu düşünmektedir. 

Bir süre sonra Neyyir hasta olduğu bahanesi ile Ömer Behiç’i eve çağırır. Kontrol sırasında çok yakınlaşırlar ve Neyyir’in çıplak vücuduna dokunan Ömer Behiç, ona daha da vurulur. Kız ona bir adres verir ve orada buluşmalarında herşeyin daha farklı olacağını söyler. Böylece yasaklı aşk başlar. Bu sırada Bekir Servet Müzzan isimli dul bir kadına aşık olur ve onunla evlenip geçmişine bir sünger çeker. Bu durumda Ömer Behiç yasak aşkını arkadaşı ile dahi paylaşamaz.

Kara bulutlar ailenin başındadır. Ömer Behiç’in iki kızı vardır. Küçük olan kızlarının eski bir hastalığı tekrar başlar. Çocuk günden güne erir ve doktorlar bir çare bulamazlar. Ömer Behiç’in yasak aşk cephesi de kötü geçmektedir. Neyyir zengin biri ile evlenma hazırlıklarına başlar. Fakat ilişkileri hâlâ sürmektedir. Bu kötü olaylar Ömer Behiç’i harap eder. Neyyir’in etkisi ile ailesini hatta hasta kızını ihmal eder. Karısı ise bu yasak aşktan haberdar olmuştur bile. Aynı evde iki yabancı gibidirler. Küçük kızlar kısa bir süre sonra vefat eder. Vedide iyice kendi iç âlemine dalar. Tüm gün odasına çekilip, namaz kılıp, kur’an okumaya başlar. Bu sırada Neyyir de evlenmiş fakat yasak aşkını hâlâ sürdürmek istemektedir. Ömer Behiç onun her teklifini geri çevirir. Neyyir’in son mesajında onu son defa olarak görmek istediği yazmaktadır. Ömer Behiç bunu kabul eder. Fakat onu görünce tekrar bu ilişkinin başlamasından da korkmaktadır. Tam Neyyir’in yalısına giderken karar değiştirip kızının mezarına gider. Yaptığı her şeye pişman olur ve mezarın başında saatlerce ağlar. Acele ile evine geri döner. Hızla Vedide’nin odasına dalar. Vedide her zamanki gibi seccadesinin üstündedir. Çok eskiden olduğu gibi başını melek karısının dizlerine koyup ağlamaya başlar. Vedide ilk önce tepki vermez, daha sonra ise sıcak göz yaşlari Ömer Behiç’in yüzüne damlamaya başlar. Karı-koca birbirlerine sarılıp ağlamaya başlarlar. Ömer Behiç bir şeyi daha yeni farkeder. Vedide’nin simsiyah olan lüle lüle saçaları çoktan ağarmıştır…

Kitabın Kahramanları, Kişileri : 


Ömer Behiç:
Kültürlü, bir şeyler öğrenme arzusu ile yanan, idealist olmayan bir kişidir.

Vedide: Ailesi için her şeyini feda edebilecek kültürlü, iyi yetişmiş bir annedir.

Bekir Servet: Hayatı günü gününe yaşayan, kadınlara gereken değeri vermeyen, çapkın bir İstanbul beyefendisidir.

Neyyir: Minyon tipli, karşısındakini kendine bağlamayı çok iyi başaran, güzel, fakat Türk aile toplumuna aykırı bir yaşantısı olan bir genç kızdır.

Nebile: Kardeşine göre biraz daha şişman olan ve kardeşi kadar etkileyici olmayan, yaşantısı kardeşi gibi olan bir genç kızdır.

YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ -
Halid Ziya UŞAKLIGİL (1866-1945)

Servet-i Fünun romancılarındandır. İstanbul’da doğdu ve yine bu şehirde öldü. İlk tahsilinden sonra Fatih Askeri Rüştiyesi’ne gitti ve 17 yaşında okuldan ayrıldı. 1884’te ‘Nevruz’ gazetesini, daha sonra ’Hizmet’ ve ‘Ahenk’ gazetelerini kurdu. İzmir Rüştiyesi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı. İdadi’de Türk Edebiyatı dersi okuttu. Reji Müdürlüğü başkatibi oldu.Servet-i Fünun dergisine girdi ve en büyük romanları burada yayımlandı. Kitaplarındaki kişileri her zaman gerçek hayattan seçmiştir. Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Almanca, Arapça ‘da birçok eserleri vardır. 

30 Mart 2019 Cumartesi

thumbnail

Mai ve Siyah (Halid Ziya Uşaklıgil) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


KİTABIN ADI : MAİ ve SİYAH

KİTABIN YAZARI : HALİD ZİYA UŞAKLIGİL

KİTAP HAKKINDA BİLGİ :

Mai ve Siyah, Batı roman tekniklerine uygun ilk modern Türk romanıdır. Yapıtta roman kahramanı Ahmet Cemil’in kişiliğinde Servet-i Fünun dönemi sanat edebiyat ve basın hayatında yok olup giden sanatçılar anlatılmaktadır. Roman, Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiştir. Mai ve Siyah, roman tekniği bakımdan Tanzimat dönemi romanlarına göre ileri bir düzeydedir. Başarılı çevre betimlemeleri, psikolojik çözümlemeleri ile dikkat çekicidir. Romanın dili dönemin okurlarına ağır gelmiştir; bu yüzden sonraki baskılarında yazarı tarafından sadeleştirilmiştir.

KİTABIN KONUSU :

Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi.

KİTABIN ÖZETİ: 

Ahmet Cemil, babasının ölümünden sonra, binbir güçlükle okulu bitirir. Kız kardeşine ve annesine bakmak için çalışmak zorunda kalır. Bunun için elinden fazla birşey de gelmemektedir. Çünkü yabancı dil bilmekten başka bildiği birşey yoktur. Ona kalsa, bütün çalışmalarını şiir üzerinde toplamayı; edebiyatımıza bir başka yön vermeyi ister. Ancak hayat mücadelesi onu çok genç yaşta karşılar. 

Ali Şekip, Hüseyin Nazmi gibi arkadaşlarıyla başlıca tartışma konusu edebiyattır. Raci gibi kendisini kıskanan, arkasından dedikodular yapan birine rağmen şiirde birşeyler yapacağına inanır. Ahmet Cemil, sarı, uzun saçlı, mavi gözlü, kalem parmaklı bir gençtir. Bir yandan, Ahmet Cemil, Hüseyin Nazmi’nin kızkardeşi Lamia’yı sever. Tek kaygısı onunla evlenmek, ona layık bir yuva kurabilmektir. 

Okulu bitirdikten sonra, zavallı genç çok sıkıntılı günler geçirir. Evlerine ders vermeye gittiği öğrencilerin şımarıklıklarına katlanmak zorunda kalır. Böylelerinden para kabul etmeğe mecbur kalmak ona pek ağır gelir. Başka çare de yoktur. Pek dayanamaz hale gelince, bu sefer kitapçılara polis romanları tercüme etmeye kalkar. O çağlarda pek sayılı olan bu kitapçılar da onun derisini yüzerler. Geceler boyu göz nuru dökerek yaptığı anlamsız tercümelere hiç denecek kadar az para verirler. Ne öyle eserleri tercüme etmek ister, ne de parasını üzüle üzüle almaya razı olur.

Ahmet Cemil, günün birinde “Mirat-ı Şuun” adlı gazetede çalışmaya başlar. Hayatı az çok düzene girer. Hatta, gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, Ahmet Cemil’in kız kardeşi İkbal’le evlenir. O zaman Süleymaniye’de eski bir evde oturan Ahmet Cemil, kız kardeşini mutlu görmek hevesiyle güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik başarılı olmaz.

 Vehbi Efendi çok kaba, durmadan içen , küstah bir kimsedir.  Ahmet Cemil bu adiliklere dayanamaz . Dokunmaya kıyamadığı biricik kız kardeşinin hırpalanmasına, hatta dövülmesine razı olmaz. Bir gece Vehbi, İkbal’i çok hırpalar, durumunu düşünmeden öyle bir tekme atar ki zavallı kadın çocuğunu düşürür. Ahmet Cemil, çıldırmış bir halde, arkadaşı Ali Şekip’in dükkanına kendini atar. Ali Şekip’e anasınden aldığı küpeleri, yüzükleri emniyet sandığına rehin etmekte kendisine yardım için gitmiştir. Kız kardeşini ölümden kurtarmak için çabalar. Hiçbir önlem zavallı İkbal’i ölümün pençesinden kurtaramaz.

Hüseyin Nazmi, uzakça bir görevle dış işlerine tayin edilmiştir. Ahmet Cemil, bir gün onu ziyarete gider. Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini sanarak Ahmet Cemil’e başka bir haber daha verir. Lamia’yı evlendiriyorlardır. O zaman Ahmet Cemil Lamia’ya ait tek tük hatıra kırıntılarını bir daha yaşar. Bunlar, Lamia’nın çocukluğu ile ilgilidir. Zihninde, kızı, ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlar.Bir an sevgisini itiraf etmeyi düşünür. Ama yoksulluğu, işşizliği aklına gelince bir yuva kuramayacağını kabullenir. Bundan da vazgeçer. 

Önce kardeşi, sonra Lamia… Geriye ne kalmıştır? Eseri mi? Genç adam, bütün ömrürünü koyduğu şiirlerini bir an bile duraklamadan ocağa atıp yakar. O eserin bir anlamı kalmamıştır artık.

Madem ki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir. Bir gün Taksim bahçesinde oturuken ileriye ait tasarladıklarını hatırlar. Şimdi o da Anadolu’da bir görev alıp gidecektir işte. Kendisine kırgınlıktan başka birşey sağlamayan bu İstanbul’dan kaçacaktır. Kararını yerine getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa İstanbulu, Cihangiri seyreder. Deniz karanlık, gece karanlıktır. Vaktiyle Tepe başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar sanki sönmüştü. Şimdi her taraf simsiyahtır.

KİTABIN ANAFİKRİ:

İnsan hayatta karşısına çıkan zorluklara karşı mücadele etmeli, hayallerle gerçekleri birbirine karıştırmamalıdır.

Mai ve Siyah (Halid Ziya Uşaklıgil) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...

26 Mart 2019 Salı

thumbnail

Aşkı Memnu (Halid Ziya Uşaklıgil) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili

Kitabın Adı : Aşk-ı Memnu

Kitabın Yazarı : Halid Ziya Uşaklıgil

Kitap Hakkında Bilgi :

“Aşk-ı Memnu” da Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası gibi edebiyatımızdaki ilk realist romanlardan biridir. Bu eser Halit Ziya’nın en başarılı romanı sayılmaktadır.

Romanda II. Abdülhamit’in baskıcı yönetiminden dolayı toplumsal sorunlara değinilmemiş; bunun yerine yaşamlarında aşktan başka dertleri olmayan, varlıklı, hazır yiyen, Batılı yaşam biçimine düşkün kişilerin aşk serüvenleri anlatılmıştır. Roman kahramanları içinde bulundukları çevrede başarılı bir şekilde tahlil edilmiştir. Eşyanın yani dış dünyanın tasviri gerçekçi ve canlıdır.

Romanın yapısı, ruhsal çözümlemelerdeki ustalık gibi özellikler yönüyle Halit Ziya’nın Fransız romanından etkilendiği anlaşılmaktadır. Romandaki dil oldukça kuvvetlidir. Aşk-ı Memnu “Yasak Aşk” anlamına gelmektedir. Bundan anlaşılacağı gibi romanda uygunsuz bir aşk anlatılmaktadır.

Kitabın Özeti:


Eğlence düşkünü, genç ve güzel görünme heveslisi, lüks yaşamayı seven (hatta başkalarının aşk tekliflerine kapılıp durduğu için kocasının ölümüne sebep olan) Firdevs Hanım kocasının ölümünden sonra “Peyker” ve “Bihter” adlarındaki iki kızıyla yaşamaktadır.

Adnan Bey ise henüz ergenlik çağında olan kızı Nihal ve genç ve yakışıklı yeğeni “Behlül” ile birlikte yaşamaktadır. Adnan Bey varlıklı, kültürlü, kibar bir beyefendidir. Hanımı ise bir hastalıktan kurtarılamayıp ölmüştür.

Bir gün Firdevs Hanım ve iki kızı Bihter ve Peyker’le sandal gezintisi yaparken Adnan Bey hasbelkader, sandalıyla bunların çok yakınından geçer ve Firdevs Hanımın genç ve güzel olan küçük kızı Bihter’i görür ve çok beğenir. Firdevs Hanımdan küçük kızını ister, o ve kızı Bihter de lüks içinde ve rahat bir yaşam sürmek düşüncesiyle aralarındaki yaş farkına rağmen bu teklifi kabul ederler.

Yaş farkı olmasına rağmen önceleri iyi bir evlilik yaşarlar ancak zamanla Adnan Bey yaşlı olduğundan Bihter’in gezmek, eğlenmek gibi ihtiyaçlarını tam karşılayamaz. 

Adnan Bey’in yalısında onlarla birlikte kalan Behlül çok çapkın biridir. Pek çok kadının gönlünü kazanmasını bilmiştir. Bu delikanlı, yengesi (Adnan Bey’in karısı) Bihter’le ilgilenmeye başlar. Az zamanda Bihter’le Behlül arasında yasak aşk (Aşk-ı Memnu) başlar, sık sık birlikte olmaktadırlar. 

Bunu fark eden Firdevs Hanım (annesi olmasına rağmen) Behlül’ü Bihter’den kıskanmaktadır. Bu yüzden Adnan Bey’in kızı Nihal ile Behlül’ü evlendirme fikrini ortaya atar. Bu fikri zaten Bihter’den sıkılmaya başlayan Behlül kabul eder. 

Nihal, Behlül ile Bihter arasındaki ilişkiyi daha önceden fark etmiştir; ancak nişanlanmayı kabul eder. Bu yasak aşkı evdeki uşak Habeş Beşir de bilmektedir; Haber Beşir gizliden gizliye Nihal’e aşıktır.

Nihal bir gün Behlül ile Bihter’in gizli gizli konuştuklarını dinler, bu nedenle sinir krizine girer, bayılıp düşer. Kızının bayılma sebebine şaşıran Adnan Bey’e Habeş Beşir her şeyi anlatır.

Olaylar bu noktaya gelince Bihter kendi kalbine bir kurşun sıkarak intihar eder, Behlül utancından onları terk eder. Artık Adnan Bey kızı için kızı Adnan Bey için yaşamaya başlar. Baba kız yalnız kalır, olup biteni unutmak ve avunmak için Ada’ya taşınırlar.

KİTABIN ANAFİKRİ:


Aşkı- Memnu, insanların hayatını sürdüreceği insanı iyi seçmeli ve sadece maddi yönünü düşünüp bir insanla evlenmemeli olduğunu dile getirmektedir.

KİTAPDAKİ ŞAHISLAR


Firdevs Hanım: İstanbul’un tanınmış ailelerinden ve Göksu eğlenti yerlerinin sürekli ziyaretçileri arasında bulunan ve iki çocuk annesi olan bir hanım.

Adnan Bey : İki çocuklu dul bir adamdır ve sandal gezintileri düzenlemektedir.

Nihal : Adnan Bey’in kızı olup, bekardır. Aynı zamanda da çok duygulu bir yapıya sahiptir.

Peyker : Firdevs Hanım’ın büyük kızıdır. Aynı zamanda da evlidir.

Beşir : Evde büyütülmüş zenci çocuğudur. Bütün duygularıyla Nihal’a hayrandır.

2 Kasım 2016 Çarşamba

thumbnail

Aşkı Memnu (Halid Ziya Uşaklıgil) Kitap Yazılı Test Sınavı Soruları, Cevapları


1- Roman hangi dönemde hangi anlayışla örtüşmekte?

A- Tanzimat Dönemi,‘’Sanat Sanat İçindir.’’
B- Servet-i Fünun,’’Sanat Sanat İçindir.’’
C- Servet-i Fünun, ‘’Sanat Toplum İçindir.’’
D- II.Tanzimat Dönemi,’’Sanat Sanat İçindir.’’

2- Kitapta Matmazel ; Nihal,Bülent ve Beşir’i adaya kimin yanına götürüyor?

A- Halalarına
B- Teyzelerine
C- Dayılarına
D- Amcalarına

3- Firdevs Hanım niçin Bihter’in Adnan Bey ile evlenmesini istememiştir?

A- Adnan’ın Bihter’den büyük olduğu için
B- Adnan’ın çocukları olduğu için
C- Adnan’la kendi evlenmek istediği için
D- Bihter’i başka biriyle evlendirmek istediği için

4- Eserin teması aşağıdakilerden hangisidir?


A- Anneliğin önemi
B- Erken yaşta evlilik
C- Yanlış batılılaşma
D- Yasak aşk

5- Eserde Yasak Aşk nasıl anlaşılıyor?


A- Nihal merdivenlerde Bihter ve Behlül’ün konuşmasını duyar
B- Bihter Adnan’a her şeyi itiraf eder
C- Bihter ile Behlül konuşurken Adnan duyar
D- Beşir; Bihter ile Behlül ilişkisini öğrenip, Adnan’a anlatır

6- Melih Takımı kimlere denir?

A- Melih Bey’in ailesine verilen isimdir?
B- Soylulara verilen isimdir?
C- Zenginlere verilen isimdir.
D- O zamanda herkese verilen isimdir.

7- Bihter ve Behlül’ün birlikte olmasının asıl nedeni nedir?

A- Öylesine
B- Annesine benzemek istediği için
C- Annesi zorladığı için
D- Kocasından sıkılıp yeni bir aşk aradığı için

8- Aşağıdakilerden hangisi metnin anafikridir?

A- İnsanlar birbirleriyle maddiyat için değil maneviyat için evlenmelidir
B- İnsanlar aşık olunca aldatabilirler
C- Güven sağlamadan da mutlu olunabilir
D- Evlenirken ilk maddiyata bakılmalıdır

9- Beşir hangi olaydan sonra Adnan Bey’e her şeyi anlatmıştır?

A- Nihal evlendikten sonra
B- Nihal durumu öğrenince çok üzüldükten sonra
C- Behlül ile Bihter kaçtıktan sonra
D- Behlül’ün eve yerleşmesinden sonra,

10- Romanda hangi mekanlar geçmiştir?


A- Konak – Göksu – Ada
B- Konak – Ada – Çarşı
C- Ada – Bahçe – Konak
D- Ada – Bahçe – Çarşı

11- Beşir aslen nerelidir?

A- Habeşistan 
B- Fransa 
C- Arabistan 
D- Filistin

12- Firdevs Hanım ve kızları, Adnan Bey ile nerede karşılaşmışlardır ?

A- Kalender 
B- Yalıda 
C- Koruda 
D- Bahçede

13- Yalıda çalışan aşçının adı nedir?

A- Hacı Necip 
B- Ömer Usta 
C- Fatih 
D- Hacı Hüseyin

14- Aşağıdakilerden hangisi Bülent’in fiziki özelliklerinden biri değildir ?


A- Kumral olması
B- Tombul yanaklı olması
C- Mavi gözlü olması
D- Al yanaklı olması

15- Cemile kimin kızıdır?


A- Bihter ve Adnan’ın
B- Şakire Hanım ve Süleyman Efendi’nin
C- Peyker ve Nihat’ın
D- Adnan Bey’in üvey kızı

16- Aşk-ı Memnu romanı nasıl bir ilişkiye dönük bir romandır?

A- Topluma
B- Bireye ve bireyler arası ilişkiye
C- Aileye
D- Çevreye ve arkadaşlara
17-Bihter’in Adnan Bey’le evlenme nedeni nedir?

A- Adnan Bey’in yeğeni Behlül için
B- Adnan Bey’i sevdiği için
C- Yaşadığı ortamda mutsuz olduğu ve evliliği kurtuluş olarak gördüğü için
D- Adnan Bey’i öldürmek için

18- Matmazel Corton’un babası nerededir?

A- Paris’te yaşamaktadır
B- Yeni bir evlilik yapmıştır
C- Mirasını at yarışında kaybetmiş ve intihar etmiştir
D- Kızını terk etmiştir

19- Aşağıda temalardan hangisi romanda ağır basmamaktadır?

A- Kıskançlık 
B- Kavga 
C- Yalnızlık 
D- İhanet

20- Matmazel De Corton kimlerdendir? 

A- Fransız soylu bir ailenin kızı
B-Amerika’dan gelen bir mürebbiye
C- Alman kökenli bir ailenin kızı
D- Nihal ve Bülent’in annesi

21- Nihal piyano çalarken neden baygınlık geçirdi?


A- Ağır şeyler öğrendikten sonra
B- Hasta olduğu için
C- Heyecanlı olduğu için
D- Yorulduğu için

22- Firdevs Hanım’ın eşi Melih Bey neden ölmüştü?

A- Trafik kazasından
B- Hastalıktan
C- Başkası tarafından öldürülmüştür
D- Aldatıldığını öğrendikten sonra

23- Yasak aşkı öğrenen ilk kişi kimdir?


A- Adnan 
B- Matmazel 
C- Firdevs Hanım 
D- Beşir

24- Aşağıdakilerden hangisinde eserin yazıldığı dönem hakkında doğru bir bilgi verilmiştir?

A- Geleneklerimize bağlı kalınarak yazıldığı dönemdir
B- Batı etkisinden uzak durduğumuz bir dönemdir
C- Arapça ve Farsça tamlamalardan uzak durulmuş
D- Özellikle Fransa başta olmak üzere batı hayranlığından etkilenerek yazılmıştır

25- Beşir’in tedavi için yurtdışına yatırıldığı hastane hangi ülkedeydi ?

A- Letonya 
B- Lüksemburg 
C- İspanya 

About