Necati Cumalı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Nisan 2020 Pazar

thumbnail

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları - Cumhuriyet Dönemi Sanatçıları 2, Cahit Sıtkı Tarancı, Haldun Taner, Peyami Safa, Orhan Kemal, Necati Cumalı

CUMHURİYET DÖNEMİ SANATÇILARI

11- CAHİT SITKI TARANCI (1910 - 1956)

* Necip Fazıl’ın şiirinden ve temalarından etkilenir. Ölüm onda bazen varmak istediği bir sonuç, bazense bir korku olarak belirir. Genel olarak ölümden korkar.
* Yaşama güzelliği içinde ölümlü olma bilincine varan, bunun acısını çekerek ölüm ve yalnızlık duygusunu dile getiren bir şairdir. Yurt sevgisi ve yaşama bağlılık konularını işlemiştir.
* Garip Akımının etkisinde kalıp yaşamın günlük akışını şiire getirir.
* Hatta Rifat Ilgaz’dan etkilenip ironik şiirler bile yazar.
* Baudler’in etkisinde kalıp, sembolist şiirin seçkin örneklerini verir.
* Hececi şiir geleneğini sürdürür. Ayrıca serbest ölçü ile de şiirler yazar.
* Arı, duru bir dili; akıcı bir söyleyişi vardır.

Yapıtları:
Şiirler:
* Ömrümde Sukut
* Otuz Beş Yaş
* Düşten Güzel
* Sonrası
Mektup:
* Ziya’ya Mektuplar

12- HALDUN TANER (1916 - 1986)

* Yüksek bir gözlem gücü vardır.
* Toplumsal sorunları, yaşam gerçekliğini, sıradan insanı eserlerinde yaşatmıştır.
* Yüksek bir gözlem gücü vardır. Kevser Hanım tiplemesi onun yüksek gözlem gücünün ürünüdür.
* Eselerinden toplumsal sorunları anlatırken güldürür, güldürürken de düşündürür.
* Sanat yaşamımızı epik tiyatroyla buluşturur.
* Son zamanlarda kendini tiyatroya verir. Tiyatro tarihimizdeki yerini alır.

Yapıtları:
Öyküleri:
* Yaşasın Demokrasi
* Tuş
* Şişhaneye Yağmur Yağıyordu
* On ikiye Bir Var
* Konçinolar
Oyunları:
* Günün Adamı
* Keşanlı Ali Destanı
* Lütfen Dokunmayınız
* Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
Fıkraları:
* Deve Kuşuna Mektuplar
Sözlük:
* Tiyatro Terimleri Sözlüğü
Portreler:
* Ölür ise Ten Ölür Canlar Ölesi Değil
Söyleşi:
* Hak Dostum Diye Başlayım Söze.

13- ORHAN KEMAL (1924 - 1970)

* Toplumsal gerçekçi anlayışla öykü ve romanlar yazmıştır.
* Halkın dilini onların söyleyişleriyle kullanır. Canlı, yalın bir anlatımı vardır.
* Karşılıklı konuşma tekniğini başarıyla kullanır.
* Yüzünü topluma dönmüş, toplumda sesini duyuramayan yoksulların sesi olmuştur.
* İşlediği konuları şöyle sıralayabiliriz: Adana’daki pamuk işçilerini, köyden kente göç eden insanların yaşamını, aile ve toplum ilişkilerini, yaşam savaşlarını, fabrika işçilerini, bu işçilerin patronları tarafından sömürülmesini, varoşlardaki yaşam koşullarını, aşklarını; yoksul çocukların
dünyalarını...
* “Murtaza” ve “Cemile” en ünlü romanlarıdır.

Yapıtları:
Romanları:
* Baba Evi
* Avare Yıllar
* Murtaza
* Vukuat Var
* Hanımın Çiftliği
* Kanlı Topraklar
* Kaçak
* Bereketli Topraklar Üzerinde
* Eskici ve Oğulları
* Devlet Kuşu* Gurbet Kuşları
* Bir Filiz Vardı
* Evlerden Biri
* Suçlu
* Müfettişler Müfettişi
* Üç Kağıtçı
* Yalancı Dünya
Öyküleri:
* Ekmek Kavgası
* Sarhoşlar
* Çamaşırcının Kızı
* Grev
* 72.Koğuş
Anıları:
* Nazım Hikmet’le Üç Buçuk Yıl
* İstanbul’dan Çizgiler

14- SAİT FAİK ABASIYANIK (1906 - 1954)

“Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.
Dünyayı güzellik kurtaracak.”

* Adapazarılı bir zengin çocuğudur. Bu nedenle para harcamanın her yolunu bilir. Bu bildiklerini öyküleştirir. Öykü yazmak dışında hiçbir iş yapmaz. Para kazandığı tek iş de budur. (Mirasını saymazsak tabii)
* İlk öyküleri sonları çarpıcı sonlarla biten öykülerden kuruludur.
* Daha sonra durum öyküleri yazdı. Konu ve olaydan çok şiire ve etkiye önem verdi. Modern öykücülüğümüzün (durum öykücülüğü) kurucusudur.
* İstanbul’un varoşlar
ında, arka sokaklarda,
balıkçı kasabalarında, sıradan insanların yaşamlarında gördü öyküyü. İşçiler, memurlar, öğrenciler... Özellikle denizi, balıkçı kasabalarını, balıkçıları, balıkları anlattı öykülerinde İstanbul’da kaçtıkça. Burgaz Adasına sığındı, orada yaşadı. Dahası kırlara çıktı, doğayı koklattı öykülerinde.
* Gözlemlerin, durumların, iç durumların anlatıcısıdır.
* Kalemini güzellikleri göstermekte, aramakta kullandı.
* Öykülerinde bilinç akışından yararlandı.
* Gerçeküstücü yöntemleri denedi.
* Dili yer yer anlatım bozukluklarıyla zedelense de şiir tadında akıcı bir dili vardır.

Yapıtları:
Öyküleri:
* Semaver
* Sarnıç
* Şahmerdan
* Lüzumsuz Adam
* Mahalle Kahvesi
* Havada Bulut
* Kumpanya
* Havuz Başı
* Alamdağda Var Bir Yılan
* Az şekerli
* Tüneldeki Çocuk
Romanları:
* Medar-ı Maişet Motoru (Bir Takımİnsanlar)
* Kayıp Aranıyor
Şiirleri:
* Şimdi Sevişme Vakti

15- PEYAMİ SAFA (1899 - 1973)

* Psikolojik roman türünde önemli bir addır.
* Küçük yaşta annesiz babasız kalmış, kendini kalemiyle geçindirmiştir.
* Fıkra, makale, öykü ve roman birçok eser veren sanatçı daha çok romanlarıyla tanınmıştır.
* Roman tekniği gelişmiştir, anlatımı güçlüdür. Edebiyat, felsefe, tıp, tarih, hukuk, resim, sosyoloji, psikoloji... türlerinde çok geniş bir kültüre sahiptir.
* Sanat kaygısıyla yazdığı yapıtlarda Peyami Safa adını, geçim kaygısıyla yazdıklarında Server Bedii adını kullanmıştır.

Yapıtları:
Roman:
* Sözde Kızlar
* Şimşek
* Bir Akşamdı
* Canan
* 9. Hariciye Koğuşu
* Fatih - Harbiyye
* Bir Tereddün romanı
* Matmazel Noralya’nın Koltuğu* Yalnızız
* Biz İnsanlar

16- NECATİ CUMALI (1921 - 2001)

* Önce şiirleriyle ün kazanmış, ardından öykü, roman, tiyatro türlerinde yapıtlar vermiştir.
* Şiirlerinde yaşama sevinci, aşk, sevgi... temalarını işleyen sanatçı öykü ve
romanlarında Anadolu halkının sorunlarına eğilir.
* Süssüz, mecazsız, iç ve dış gözlemleri başarıyla yansıtan bir anlatımı vardır.
* Nalınlar oyununu, geleneksel baskılar sonuca evlenemeyen gençler kız kaçırma yoluna girmiştir.

Yapıtları:
Şiirleri:
* Kızılçullu Yolu,
* Harbe Gidenin Şarkıları,
* Mayıs Ayı Notları,
* Güzel Aydınlık,
* Denizin İlk Yükselişi (İlk üç kitabı ve yeni şiirleri),
* İmbatla Gelen,
* Güneş Çizgisi,
* Yağmurlu Deniz (Son iki kitabı ile yeni şiirler),
* Başaklar Gebe,
* Ceylan Ağıdı,
* Aç Güneş,
* Bozkırda Bir Atlı,
* Yarasın Beyler.
* Hikâye
* Yalnız Kadın,
* Değişik Gözle,
* Susuz Yaz, (Kitaba adını veren ilk öykü Metin Erksan tarafından 1963'de beyaz perdeye aktarılmış ve büyük başarı kazanmıştır, ayrıca oyunlaştırılarak İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahneye konulmuştur
* Ay Büyürken Uyuyamam,
* Viran Dağlar: Makedonya 1900,
* Kente İnen Kaplanlar.
Roman
* Tütün Zamanı (Zeliş adıyla 1971),
* Yağmurlar ve Topraklar,
* Acı Tütün,
* Aşk da Gezer,
* Susuz Yaz.
Oyun
* Mine,
* Oyunlar I (Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri),
* Oyunlar II (Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar),
* Oyunlar III (Nalınlar, Masallar, Kaynana Ciğeri),
* Oyunlar IV (Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol),
* Oyunlar V (Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb'un Yumurtası),
* Oyunlar VI (Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte, Yaralı Geyik).
Deneme
* 1971 Niçin Aşk,
* 1976 Senin İçin Ey Demokrasi,
* 1982 Etiler Mektupları.

27 Nisan 2019 Cumartesi

thumbnail

Uç Minik Serçem (Necati Cumalı) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. Uç Minik Serçem adlı kitapta sütçü ile karısının ilk kızının ismi nedir?


A) İlkçiçek
B) Bahar
C) Narçiçek 
D) Sonçiçek

2. Sonçiçek’in köpeğinin adı nedir?

A) Kınalı
B) Sürmeli
C) Alımlı
D) Benekli

3. Uç Minik Serçem adlı kitabın yazarı kimdir?


A) Ömer Seyfettin
B) Kemalettin Tuğcu
C) Necati Cumalı
D) Necati Tosuner

4. Uç Minik Serçem adlı kitabın konusu nedir?


A) Yalnızlık
B) Aile ilişkileri
C) Cesaret
D) Doğa ve hayvan sevgisi

5. Sonçiçek’i sürekli ziyarete gelen dostu kimdir?

A) Köpeği
B) Arkadaşı
C) Serçesi
D) Leylekler

6. Sonçiçek’in babası otlağı neden satmıştır?

A) Çalışmadığı için
B) Çok baskı gördüğü için
C) Başka bir işle meşgul olduğu için
D) Borçlarını ödemek için

7. Sütçü ile karısı kaç yıllık evlilerdir?

A) 30
B) 25
C) 28
D) 22

8. Sütçü ile karısı nerede yaşamaktadır?


A) Marmara’nın batı kıyısında
B) Marmara’nın doğu kıyısında
C) Marmara’nın kuzey kıyısında
D) Marmara’nın güney kıyısında

9. Sonçiçek’in diğer kız kardeşlerinin isimleri nelerdir?


A) Songül – İlkgül
B) İlkçiçek – Narçiçek
C) Aygül – Songül
D) Narçiçek – Gülçiçek

10. Sonçiçek, Minik Serçe ve eşini en son ne zaman gördü?


A) Mart’ta serçeler göç ederken
B) Kısa göç yolculuğuna çıkarken
C) Minik Serçe’nin yuvasını görmeye gittiğinde
D) Eski evlerini ziyarete gittiğinde

11. Minik Serçe ile Genç Erkek Serçe gidince Sonçiçek ne yaptı?

A) Kavak ağacının dibine gitti, oturdu.
B) Kınalı ile Sürmeli’yi aramaya başladı.
C) Kuyunun başında ağlamaya başladı.
D) Salıncağına döndü, oturdu.

12. Minik Serçe, Genç Erkek Serçe ile nerede tanıştı?

A) Nar ağaçlarının gölgesinde
B) Ceviz ağaçlarının üzerinde
C) Damın saçağında
D) Dut ağacının altında

13. Sonçiçek’in babası otlaklarına gelen yabancılarla hangi konuda anlaştı?


A) İneklerin satışı konusunda
B) Yeni otlaklar açma konusunda
C) Otlakların satışı konusunda
D) İstanbul’da dükkân açma konusunda

14. Sonçiçek, Minik Serçe’yi ilk kez gezmeye çıkardığında önce kiminle karşılaştılar?

A) Pembe
B) Sürmeli
C) Ana Leylek
D) Sütçü

15. Aşağıdakilerden hangisi Sonçiçek’in Minik Serçe’yi birlikte beslediği arkadaşlarından biri değildir?

A) Osman
B) Zehra
C) Yeşim
D) Zeynep

16. Çocuklar Minik Serçe’yi çeşitli yiyeceklerle besliyorlardı. Minik Serçe’nin bu yiyeceklerden en çok sevdiği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Vişne
B) Solucan
C) Üzüm
D) Bulgur

17. Minik Serçe yuvadan düştüğünde onu ilk gören kim oldu?

A) Sürmeli
B) Leylek
C) Kınalı
D) Sonçiçek

18. Leyleklerin gelmesine serçeler neden seviniyorlar?

A) Leyleklerin kendilerine yiyecek getireceğini düşündükleri için
B) Leyleklerin onlara da yeni bir ev yapacaklarını düşündükleri için
C) Birlikte özgürce uçabilecekleri için
D) Baykuşların, atmacaların, şahinlerin artık kendilerine saldıramayacakları için

19. Sütçü Leylekleri ilk gördüğünde Sonçiçek neredeydi?


A) Mutfakta
B) Otlağın Girişinde
C) Okulda
D) Kuyunun başında

20. Leylek kafilesi yolculuklarının ikinci haftası sonunda ülkemizin hangi yöresinde görülmeye başladı?

A) Göller Yöresi
B) Çukurova
C) Marmara Kıyıları
D) Harran

21. Leylek kafilesinin üzerinden geçtiği Hartum hangi ülkenin başkentidir?

A) Sudan
B) Etiyopya
C) Kenya
D) Mısır

22. Komşu damın bacasına yuva kuran leylekler kışın hangi ülkeye göç ediyordu?

A) Tanzanya
B) Mısır
C) Uganda
D) Mozambik

23. Aşağıdakilerden hangisi Sonçiçeklerin ineklerinin adlarından biridir?

A) Güneyli
B) Bolu Güzeli
C) Böğürtlen
D) Karakız

24. Serçeler arasında üç keskin ötüş ne anlama geliyordu?

A) Dikkat, kedi!
B) Tehlike geçti.
C) Dikkat, yırtıcı kuş!
D) Yemek zamanı!

25. Aşağıdakilerden hangisi Sonçiçeklerin bahçelerinde yetişen meyvelerden biri değildir?

A) Vişne
B) Nar
C) İncir
D) Üzüm

26. Aşağıdakilerden hangisi serçelerin sütçünün ahırının saçağı altında yerleşmelerinin nedenlerinden biri değildir?

A) Gidecek başka yerlerinin olmaması
B) Sütçü ile karısının konukseverlikleri
C) Sonçiçek’in çok tatlı, çok sevecen bir kız olması
D) Sürmeli ve Kanalı’nın koruması

27. Bayan Serçe’ye göre türkü söylemek ne ile özdeşti?

A) Umutla
B) Özgürlükle
C) Anılarla
D) Uçmakla

28. Ablaları evlendiğinde Sonçiçek kaç yaşlarındaydı?

A) Üç yaşlarında
B) Dört yaşlarında
C) Beş yaşlarında
D) Altı yaşlarında

29. Hikâyenin kahramanı Sonçiçek ve ailesi nerede yaşardı?

A) Ege kıyılarında
B) İstanbul’un güneyinde
C) Marmara’nın doğu kıyısında
D) Uzak diyarlarda

Cevap Anahtarı : 


1 – A       2 – B       3 – C      4 – D      5 – C
6 – B      7 – A      8 – B      9 – B      10 – B
11 – D   12 – A    13 – C    14 – C     15 – B
16 – A    17 – C    18 – D    19 – C    20 – B
21 – A    22 – A    23 – B    24 – C    25 – D
26 – A    27 – D    28 – B   29 – C

11 Nisan 2019 Perşembe

thumbnail

Tütün Zamanı - Zeliş (Necati Cumalı) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişiler


Kitabın Adı : Tütün Zamanı - Zeliş

Kitabın Yazarı : Necati Cumalı

Kitap Hakkında Bilgi :


"Tütün Zamanı", Necati Cumalı'nın 1959'da yayımlanan romanı. Roman, İzmir'in bir köyünde geçen bir hadiseyi konu alır. Tütün zamanına denk gelen bir aşk öyküsü çerçevesinde bir Ege köyünün tarıma dayalı yaşamı, gelenek ve görenekleri, inançları, değerleri gözler önüne serilir.

1950'li yılları konu alan roman aynı zamanda yazarın çocukluğunun geçtiği yerde geçmesi nedeniyle otobiyografik özellikler taşır. Necati Cumalı'nın bu romanın bir başka özelliği de henüz yayınlanmadan filme çekilmiş olmasıdır.

Tütün ekicilerinin yaşamını gözlemci bir gerçekçilikle yansıtan ve temiz bir aşkı canlı, sürükleyici bir dille sergileyen romanın ikinci baskısı Zeliş (1971) adıyla yapıldı.

"Zeliş, Yağmurlar ve Topraklar, Acı Tütün" birbirini bütünleyerek "Tütün Zamanı" genel başlığıyla bir üçleme oluştururlar.

Kitabın Konusu :

Romandaki olaylar Urla'da tütün zamanı geçer. Babası Recep'in borçtan kurtulmak için Bekir'le evlendirmek istediği Zeliş, bahçe komşuları Ali Onbaşı'nın oğlu Cemal'e aşıktır. Bekir'e yüz vermeyen Zeliş, onun kendisini kaçıracağını öğrenince sevgilisiyle birlikte kaçar. Ama iki sevgili çok geçmeden yakalanırlar. Zeliş'in yaşı küçük olduğu için Cemal altı aya hüküm giyerse de sevgilisinden ayrılmak istemeyen kızın durumu, olup biteni izleyen halkın araya girmesine ve Recep'e çıkışmasına yol açar. Böylece Recep davadan vaz geçecek, iki sevgili evlenecektir.

Kitabın Özeti :


İzmir'in Urla yakınlarında bir tarlada temmuz sıcağı her yanı sarmıştır. Zeliha, bağlı keçinin kaçmış olduğunu görür ve annesine söyler. Annesi bağırmaya başlar. Kocası kahveden gelip de sağlam bir ip almadığı için keçi kaçmıştır. Keçi, çardaktan öbür tarafa gitmiş ve yan komşunun bahçesine girmiştir. Bahçeye bakan Kadıovacıklı Ali Onbaşı ve ailesi keçiyi yakalar. Fakat Zeliha'ya hiç kızmazlar. Ali Onbaşı'nın oğlu Cemal, Zellha'dan çok etkilenir. Zellha da bu görüşmeden sonra Cemal'i hiç aklından çıkaramaz. Bu arada Zeliha'nın yaşı evlenme çağına gelmiştir. Babası Recep, kızını Bekir'le evlendirmek istemektedir. Bekir; evi, tarlası, hayvanları olan zengin biridir. Kızı almak için Recep'e her türlü yardımı yapmaktadır. Anne ve babasının niyetini anlayan Zeliha, Bekir gibi biriyle evlenmeyi asla istemez.

Günler geçmekte, Zeliha ve ailesi tütünleri toplamakta, sürekli tarlada çalışmaktadır. Zeliha ve Cemal birbirlerinden çok etkilenmişlerdir. Bir gün, Zeliha çeşmeden su doldururken Cemal'le karşılaşır. Cemal, ona onu sevdiğini söylemek ister. Fakat çok kızarır, utanır, sadece mâni söyleyebilir. Zeliha da ne yapacağını bilemediğinden ikisi de birbirlerine duygularını açamaz. Onları Zeliha'ya tutkun olan Yaşar görür. Yaşar, dışardan onların birbirlerine karşı bir şeyler hissettiğini anlar. Gözlemecinin oğlu olan Yaşar, Zeliha ona yüz vermediği için karar verir. Zeliha'yı hiç sevmediği Bekir'le birleştirmek ve Cemal'den ayırmak için her yolu deneyecektir.

Birkaç gün geçer. Temmuz sıcağı tütünlerin erken olgunlaşmasına neden olmuştur. Recep'in ailesi sürekli çalıştıkları hâlde tütünlere yetişememektedir. Recep, bir yardımcıya ihtiyaçları olduğunu düşünür. Bu arada, Ali Onbaşı ile sohbet ederken onunla anlaşırlar. Önce Ali Onbaşı'nın çocukları onlara yardıma gelecektir. Daha sonra onun çocukları Ali Onbaşı'ya yardıma gidecektir. Cemal'in kardeşleri Zelihaların tarlasına yardıma gelmeye başlarlar. İki aile arasında özellikle Zeliha ve Cemal'in kız kardeşleri arasında büyük bir dostluk oluşur.

Bir akşam, Ali Onbaşı çardağına komşularını davet eder. Zeliha, annesi ve Rabia da giderler. Çardakta koyu bir sohbetin ardından şarkılar söylenmeye başlar. Herkes oynamaktadır. Bu kalabalığı fırsat bilen Cemal ve Zeliha oradan uzaklaşır ve ıssız bir yerde birbirlerini sevdiklerini söylerler. Fakat kısa süre sonra yoklukları fark edilir ve dönmek zorunda kalırlar. Zeliha'nın annesi şüphelenmiştir. Babası, annesinin de etkisiyle, tütün kalkınca Zeliha ile Bekir'i evlendirmeye karar verir. Bütün bunlar olup biterken Zeliha ile Cemal arasındaki aşk büyümektedir. Mektuplaşmaları başlar. Eğer bir aksilik çıkarsa kaçacaklardır. Bu arada Yaşar, her yerde Cemal'in Zeliha'yı kaçıracağı dedikodusunu yayar. Bekir, bunu duyunca çok öfkelenir. Zeliha'nın babası ile anlaşarak kızı boş bir anda kaçırmaya karar verir.

Tütünlerin kalkma zamanı gelmiştir. Dedikodu her yeri sarmıştır. Zeliha ve Cemal, Bekir'in kaçırma planını duyarlar ve çok dikkatli davranırlar. Bekir'in kaçırma işlemi başarısızlıkla sonuçlanır. Bunun üzerine Zeliha ve Cemal kaçar. Hiç paraları yoktur. Boş bir eve sığınırlar. Burada öldürdükleri kuşların eti ile beslenirler. Recep, Bekir karakola şikâyette bulunurlar. Cemal yakalanırsa Zeliha'nın yaşı 18'in altında olduğu için Cemal tutuklanacaktır. Bir ay geçtikten sonra Zeliha ve Cemal tütünde çalışmaya karar verip bulundukları yerden çıkarlar. Bir süre sonra yakalanırlar. Cemal tutuklanır. Mahkemeyi dinleyen halk, Cemal ile Zeliha'nın aşkına hayran olur ve her şeyin iç yüzü meydana çıkar. Halk, Recep'e şikâyetini geri alması için baskı yapar. Recep, kızının mutluluğu için şikâyeti geri alır ve Cemal ile Zeliha evlenirler. İzmir'e yerleşmek üzere yola çıkarlar.

Kitabın Kahramanları, Kişileri :

Zeliha:
17-18 yaşlarında bir genç kızdır. Eli çabuk, titiz, iyi kalpli bir köylü kızıdır.

Recep: Zeliha'nın babasıdır. Kızını zengin biri ile evlendirip rahat etmeyi ister. Karısı ve kızı tarlada çalışırken o hep kahvede vakit geçirir. Temelde iyi bir insandır.

Rabia: Zeliha'nın küçük kardeşidir. Sevimli, ablasını koruyan, neşeli bir çocuktur.

Cemal: Zeliha'nın âşık olduğu gençtir. Aynı zamanda komşularıdır. Göçmen oldukları için kendilerine ait ev ve malları yoktur. Fakat ailesi nazik ve çalışkandır.

Sıdıka: Zeliha'nın en büyük ablasıdır. İzmir'de kocasıyla yaşar.

Ayşe: Sıdıka'nın küçüğüdür. Kocası ve onun kalabalık ailesiyle birlikte Urla yakınında yaşar. Sürekli onlarla kavga eder.

Bekir: Zeliha ile evlenmek isteyen, malı mülkü olan, sevimsiz bir adamdır. Maddeci, sevgiyi maddi olarak algılayan bir köylüdür.

About