Falih Rıfkı ATAY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Falih Rıfkı ATAY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2019 Perşembe

Çankaya (Falih Rıfkı ATAY) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişiler


Kitabın Adı : Çankaya

Kitabın Yazarı : Falih Rıfkı Atay

KİTABIN KONUSU :

Atatürk'ün doğumundan ölümüne kadar olan hayatı, harp zamanında düşmana ve Cumhuriyet zamanında yaptığı inkılaplarla gericilere karşı verdiği savaşı anlatmaktadır.

Çankaya, Falih Rıfkı Atay'ın 1961 yılında kitaplaştırılan hatıra (anı) türündeki eseridir.

KİTABIN ÖZETİ :


Atatürk, 1881 yılında ahşap bir evde doğmuştur. Annesi Zübeyde Hanım, babası ise önce gümrük muhafaza memurluğu sonra kerestecilik yapan Ali Rıza Efendi'dir. Naciye isimli bir kızkardeşi vardır; fakat Naciye çocukken vefat etmiştir. Babası da 1887 yılında vefat etmiştir.

Atatürk ilk eğitimine mahalle mektebinde başlamış daha sonra Şemsi Efendi okuluna geçmiştir. Bu okulda hocadan dayak yemesinden dolayı kaçmıştır. Bir müddet dayısını çiftliğinde çalışmış sonra halasının desteğiyle okula yeniden başlamıştır. Zübeyde Hanım'ın gitmesini hiç istemediği halde kendi çabasıyla askeri okula yazılmıştır. Lise hayatında çok başarılı olmuştur ve "Kemal" adını burada almıştır. Manastır Askeri İdadisinden sonra İstanbul'a gitmek istediği halde bir subayın tavsiyesiyle Manastır Pangaltı Harp Okuluna gitmeyi tercih etmiştir.

1904 yılında Harp Akademisinide bitirerek kurmay yüzbaşı diplomasıyla göreve başlamıştır.

En büyük isteği Selanik'i tekrar görebilmekti ve umutluydu fakat Şam'a tayin edilmişti. Bu birlik halkı soymakla görevli bir süvari birliğiydi ama Atatürk bu soygunların hiçbirinden kendine pay almamıştır ve bu hırsızlığa karşı koymaya calışmıştır. Daha da kötüsü bu durum heryerde bu şekildeydi.

Vatanperver duyduları ağır basan Atatürk, okuduğu kitaplarla İttihat veTerakki Cemiyetine yaklaşarak gelecekte vereceği büyük savaş için kendini yetiştirmeye başlamıştır. Şeriat kanunlarını isteyen, bu yolda kan döken isyancıları bastırmada Hareket Ordusu'nda görev almış ve başarılı da olmuştur.

Çıkan isyanların bastırılmasından sonra Enver Paşa'nın yüzünden sürüklendiğimiz 1.Dünya Harbinde birçok cephede düşmanla çarpıştı. Balkan Savaşında, Çanakkale'deki birçok direnişte komutanlık yaptı.Trablusgarp cephesine gönderildi ama devletin acizliği nedeniyle bu toprakları bırakıp geri döndü. Veliaht Vahdettin'e Almanya seyehatinde yaverlik yaptı ve geleceğin padişahından bazı imtiyazlar alarak vatanın selamete ulaşmasında önemli adımlar atmak için çaba harcadı.

Kuvettli ama kabiliyetsiz müttefikimiz Almanya'nın aldığı yenilgilerden dolayı bizde savaşı kaybetmiş sayılıyorduk.İmzalanan Mondros ve Sevr mütarekeleriyle vatan düşmanın acımasız ellerine bırakıldı.Silahımızı yetmedi istedikleri topraklarımızı aldılar.Büyük Türk, bu yenilgiyi İstanbul'dakiler gibi kabullenip elini kolunu bağlayarak beklememekte kararlı idi.

Yunan gavurun 16 Mayısta İzmir'e çıkmasıyla Atatürk de 19 Mayısta Samsun'a çıktı. Amacı direniş için gerekli kuvvetleri toplamaktı ama satılmış İstanbul Hukümeti, İngilizlerin talimatıyla Atatürk'ü görevden aldı. Bunun üzerine o da orduan istifa etti. Doğuda Kazım Karabekir Paşa'nın desteğiyle harekete geçti. Birçok ilde toplantılar düzenledi. Milleti uyandırdı ve gerekenleri yapmaya başladı.

İngilizlerin, İstanbul'u işgaliyle hukümete duyulmayan güven tamamen sona erdi.Bu arada Kuvayi Milliye birlikleri Antep,Maraş ve Urfa'da düşmana dişini göstermekteydi ama alınan kesin ve kalıcı bir zafer yoktu.Bu sebeple Atatürk bu çete kuvvetlerini toplayarak düzenli orduya geçmek istiyordu.Zaten bu çeteci birliklerin bazı yararlarının yanında birçok zararları vardı.Bu çeteler halkı soyuyor,adam öldürüyorlardı.Afyon'da aldıkları yenilgi bu olaylara son verdi ve düzenli orduya geçildi.

Düzenli orduya geçmiştik ama ordu başına geçirilecek komutanlar ve askerler binbir zorluklarla toplanabildi.Tüm zorluklara, yokluklara hatta duyulan güvensizliğe rağmen düşman Akdeniz'e döküldü.Düşman dökülmüştü ama şimdi çok daha zor olan savaş başlamıştı. İnkilaplar dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti.

İlk iş olarak saltanat kaldırıldı. Gericilerin hatta, Atatürk'ün ilk destekleyicisi Kazım Karabekir'in tüm uğraşlarına rağmen halifelik kaldırıldı. Ayrıca hilafetin kaldırılmasına zorluk çıkaran kesimler, yani yobazlar yapılan tüm yeniliklerde yine köstek olmuşlardır. Ama Atatürk'ün azmi ve kararlılığı karşısında dayanamamışlardır. Ankara'nın başkent yapılmasını, şapka kanunu, Latin harflerinin kabulünü, Tevhid-I Tedrisat Kanununu, Medeni Kanunun kabulünü, kadılnlara verilen eşitlik hakkını ve soyadı kanununu zor da olsa halka benimsetmiştir. Başkenti Ankara yapmıştır ve Ankara'nın yenileştirilmesinde çok çaba harcamıştır. Hükümette çok partili sisteme geçiş için denemeler yapmıştır. Ama alınan sonuçlar zamanın daha erken olduğunu göstermiştir. Herkese soyadı verilmesine önayak olmuştur. Ülkenin her yerinde eğitim seferberliği başlatmıştır. Bu devrimleri hayatı pahasına yapmıştır. İzmir'de yapılan süikast girişimi de bunun en iyi göstergesidir.

Atatürk yapacağı işleri, vediği davetlerde anlatırdı. Bu davetleri sabaha kadar sürerdi, ancak o çok kısa bir uykunun ardından yapacağı işleri düşünürdü. Davet masasından sohbet ve onu hazin sona götürecek rakısı hiç eksik olmazdı. Fakat içmesini bilirdi, hiçbir zaman şuurunu kaybedecek şekilde içmemiştir. Diğer hobileri; bilardo oynamak, köpeği Fox, Florya'da yüzmek, alaturka musiki dinlemek, dostlarıyla sohbet etmek ve Savarona yatıyla gezmekti. Ayrıca giyimde, evinin döşenmesinde ve temizlik konusunda çok titizdi. En büyük dertleri ise; Hatay sorunu, dil sorunu ve eğitim konuları idi. Türk kadınına verdiği değer çok büyüktü. O, her zaman Türk milleti ve Türkiye için çalıştı. Son zamanlarında bazı kişler İsmet Paşa ile arasını açmıştı. Ama O, her zaman İsmet İnönü'yü çok sevmiş ve güvenmiştir.

Atatürk'ün şaşılacak bir hafızası vardı. Fakat son zamanlarda hafızası iyice zayıflamıştı ve asabileşmeye başlamıştı. Bunun sebebi ise, hastalıktan başka birşey değildi. Karaciğerlerinde su toplanıyordu. Hastalığında gezmek için alınan Savarona yatında dinlenmekte idi. Fakat bir sabah çok ağırlaşmıştı ve son olarak "Saat kaç?" diyerek ebedi uykuya çekilmiştir. Saat dokuzu beş geçiyor ve Türk milletinin gözlerinde yaşlar dinmiyordu.

KİTABIN ANA FİKRİ :


Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün attığı tohumlarla ve bir çok zorluklar aşılarak kurulmuş, onu geliştirmek, gericilerin karşısında durmak ve yeniliklerin arkasında olmak bizim en önemli görevimizdir.

KİTAPTAKİ OLAYLAR VE KİŞİLERİN TAHLİLİ :

FALİH RIFKI ATAY: Atatürk ile bir gezide tanışan ve daha sonra varlığıyla ve yazılarıyla daima Atatürk'ün yanında olan bir gazetecidir.

İSMET İNÖNÜ: Savaştan önce tanışan ve sonra Atatürk'ün yanında olan değerli bir komutan ve devlet adamıdır.

FEVZİ ÇAKMAK: Savaşta ve Cumhuriyet döneminde Atatürk'ün yanında olan ayrıca mareşal rütbesi alan büyük bir komutandır.

KAZIM KARABEKİR: Atatürk'e ilk yardım elini uzatan, vatanperver, hilafetçi büyük bir komutandır.

10 Nisan 2019 Çarşamba

Zeytindağı (Falih Rıfkı ATAY) Kitabın Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : 
Zeytindağı

Kitabın Yazarı : Falih Rıfkı Atay

KİTABIN KONUSU :

Kitapta Osmanlı saltanatının son günlerinden Türkiye Cumhuriyetinin ilk günlerine kadarki bir zaman dilimi anlatılmaktadır. Yazar bir görev sebebiyle Cemal Paşa'nın karargahına yani Zeytindağı'na gitmiştir. Burada yaşamış olduğu olayları ve anılarını bulunduğu tarihin önemli olaylarını da içine alacak şekilde anlatmıştır.

KİTABIN ÖZETİ :

Kitabın ismi; Cemal Paşa'nın karargahının (4. Karargah) bulunduğu Kudüs'e yakın bir dağın isminden gelmektedir.

Birinci Dünya Harbi patlak verdiğinde Falih Rıfkı yedek subay olarak orduya alınır ve Cemal Paşa'nın karargahına tayin olur. Cemal Paşa ile ilişkileri de burada gelişir.

Kitabın ilk kısımlarında İttihat ve Terakki'den söz edilmiştir. İttihat ve Terakki içerisinde Cemal Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa en önemli simalardır. Cemal Paşa yenilikçiliği ile tanınmaktadır. Enver ve Talat Paşa'lar ise muhafazakar bir kişilik sergilemektedir. Enver Paşa'nın Turancılık fikirleri güçlüdür. Falih Rıfkı, Enver Paşa'nın bu fikirlerini benimsememekte ve Enver Paşa'yı diktatör olarak nitelemektedir. Türkiye'nin kurtuluşunun Enver Paşa gibilerden kurtulmakla mümkün olduğu düşüncesindedir. İttihat ve Terakki kendi içerisinde bölünmüş bir yapı sergilemektedir. Bir birlik ve beraberlik söz konusu değildir. Her liderin bir grubu vardır. Falih Rıfkı da Cemal Paşanın adamı damgasını taşımaktadır. Falih Rıfkı, İttihat ve Terakkinin bu yönünü yani fikir birliğinin bulunmayışını eleştirmektedir. Çünkü yaşanılan buhrandan kurtuluş ancak birlik ve beraberlikle mümkündür. Buna rağmen bilinçsiz yaklaşımlar, kişisel hesaplaşmalar İttihat ve Terakkiyi kendi kendisiyle uğraşan bir duruma düşürmüştür.

Falih Rıfkı, Cemal Paşa ile beraber çalışmaya başladıktan sonra, olayları daha açık ve net bir şekilde görebilmektedir. Bir dönem, bir İmparatorluk yok olmaktadır. Yazar bunu sezinleyebilmektedir. Suriye, Filistin ve Hicaz'da yaşamış oldukları bir devrin çöküşünü gözler önüne sermektedir.

Falih Rıfkı Osmanlı'nın bir kukla devlet olduğunu söylemektedir. Örneğin şöyle bir olay anlatılmakta; "Mahmut Şevket Paşa'yı öldüren Kavaklı Mustafa, memleketten kaçmaya muvaffak olmuştu. Bir Rus vapuruna binmişti. Fakat Osmanlının Rus sancağı taşıyan bir vapurdan bir kişiyi almaya hakkı yoktu. Bunun üzerine bir Osmanlı hükümeti görevlisi, Kavaklı Mustafa'yı gemiden kaçırır ve boğdurur. Bu olayı haber alan Ruslar, Kavaklı Mustafa'yı kaçıran zatı görevden aldırır ve bundan böyle devlet hizmetinde kullanılmamasını isterler ve istedikleri de olur."

Osmanlı, ümmetçilik fikri sebebiyle neredeyse üç kıtada egemen olmuştu. Bu coğrafyanın büyük bir kısmını Arapların yaşadıkları ülkeler kapsamaktaydı. Kudüs, Şam, Filistin, Hicaz gibi. Osmanlı sadece coğrafyada büyüyebilmişti. Çünkü, bu kazanılan toprakların hiçbirinin kültürlerine, dillerine, ticaretlerine ve maddiyatlarına egemen olunamamıştı. Hatta Osmanlı, Arapları Türkleştireceğine oradaki Türkler Araplaşmıştı.

"Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık."

Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi. Eğer, medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Araplığın Anadolu içlerine kadar gireceğine şüphe yoktu. Osmanlı Emperyalizmi şu ana fikir üstünde kurulmuş bir hayal idi. " Türk milleti kendi başına devlet yapamaz! "

Osmanlı, Arap topraklarını alarak oraları bir bakıma imar ediyordu. Çünkü, Arap şeyhleri arasındaki kanlı savaşlar sonucunda Arap halkı mağdur oluyor ve maddi olarak da çöküntüye uğruyordu. Osmanlı geldiğinde ise bu şeyhleri uzlaştırıp sükuneti sağlıyor ve onlara belirli imtiyazlar veriyordu. Bir bakıma Osmanlı onlar için bir kurtuluş gibiydi. Buna rağmen Osmanlının güçsüz duruma düşmesini fırsat bilip hemen İngilizlerle, Fransızlarla anlaşmışlar ve Osmanlı' yı arkadan vurmuşlardır. Osmanlı' ya karşı görünüşte bağımlı olan Araplar her zaman kendi halifeliklerini istiyordu. Müslüman Araplar arasında Arap Halifeliği hükümeti peşinde olanlar vardı ve 1. Dünya savaşı çıktığında bu düşüncelerini gerçekleştirmek için ve İngilizlerin vereceklerini vaadettikleri imtiyazlardan dolayı Osmanlı' ya ihanet etmişlerdi.

Osmanlının Araplara vermiş olduğu haklar, onların küçük bir anlaşmazlıkta bile isyan etmelerini sağlıyordu. Cemal Paşa zamanında çıkmış olan bir kanun ile komutanlara eğer vatan müdafaası için zaruri görülürse idam hükümlerini yerine getirmesi yetkisi verilmişti. Yani isyanlar artık kanla bastırılıyordu.

Cemal Paşanın bir amacı da Suriye' yi Osmanlılaştırmaktır. Bu düşüncesini gerçekleştirmek için Suriye' de modern okullar açtırmıştır. Bunun yanında bir de hicret eden Ermenileri, Suriye içlerine dağıtarak güçlenen Araplılığa karşı bir teminat olarak kullanıyordu. Hatta Ermenileri güçlendirmek için ev ve toprak bile verilmiştir.

Falih Rıfkı Atay, Arapları anlatırken din sömürüsü konusuna da değinmiştir. Falih Rıfkı' ya göre din sömürüsü bütün dinler için geçerlidir. "Medine dini mallaştırmış ve maddeleştirmiş bir Asya pazarıdır. Kudüs dini oyunlaştırmış bir Garp tiyatrosudur". Araplar çok fakirdir. Kendi ülkelerinde; ata topraklarında hizmetçi konumuna düşmüşlerdir. Filistin ikiye ayrılmıştır. Eski Filistin Arapların,yani hizmetçilerin; yeni Filistin ise tüm güzelliği ve ihtişamıyla Yahudilerin. Din satışa sunulmaktadır. Hac dönemlerinde Araplar da Yahudiler de büyük kazanç elde etmek peşindedir.

Osmanlı Devletinin Almanlarla beraber savaşa girmesinin en büyük nedeni İttihat ve Terakki yöneticilerinden Enver Paşa' nın Alman hayranı olmasından kaynaklanıyordu.

Birinci Dünya harbi sonucunda Tuna yukarısındaki iki İmparatorluk, Akdeniz kıyısındaki bir İmparatorluk ve Tuna kenarındaki bir krallık devrilmek üzereydi.

Suriye ve Filistin' de Almanların durduramadığı İngiliz seli yine bir Türk, fakat bu sefer öz bir kumandan, Mustafa Kemal tarafından Halep aşağısında tutulmuştur. Mustafa Kemal' in orada seçtiği savunma hattı, Milli Misak' taki Türkiye sınırıdır.

Cemal Paşa' nın yerine, Suriye' de silahlı kuvvetlerin başına geçen Alman Fon Falkenhein bozgunu durduramadı ve Kudüs İngilizlerin eline geçti.

Artık yalnız Anadolu ve İstanbul düşünülür. İmparatorluğa ve onun rüyalarına "Allahaısmarladık! " denir.

Artık Şam' dan ayrılmak zamanı gelmiştir. Cemal Paşa İstanbul' da istifa edecektir.

Cemal Paşa harap Anadolu topraklarını gördükçe

- "Keşke vazifem buralarda olsaydı, keşke o altın sağanağı ve enerji fırtınası, bu durgun, boş ve terkedilmiş vatan parçası üstünden geçseydi. Anadolu hepimize hınç ve güvensizlikle bakıyordu. Yüz binlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya şimdi kendimiz pişmanlığımızı getiriyoruz. Kumar oynadık ve kaybettik" diye düşünmektedir.

Cemal Paşaya sorulan :

- Paşam bu harbe niçin girdik? sorusuna cevap ilginçtir.

- Aylık vermemek için! Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik.

İlim, İhtisas ve tecrübe sahibi Mustafa Kemal, vatan ve istiklal düşüncesiyle milletin nesi var nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için vermesi gerektiği düşüncesindedir.

Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Lozan, hepsi böyle ödenmiştir.

Mustafa Kemal büyük harbe girmek karşıtı idi: Çünkü O kafa ve sanat adamı idi.

Mustafa Kemal Kurtuluş Harbini bırakmak fikrinde asla bulunmadı : Çünkü O vatan adamı idi.

27 Mart 2019 Çarşamba

Zeytindağı (Falih Rıfkı ATAY) Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı


ZEYTİNDAĞI (FALİH RIFKI ATAY) KLASİK SORULAR 

1. “Zeytindağı” adlı eserin konusu nedir?

Osmanlı saltanatının son günlerinden Türkiye Cumhuriyetinin ilk günlerine kadarki bir zaman diliminde Osmanlının son günleri anlatılmaktadır.

2. “Zeytindağı” adlı eserdeki olaylar nerede geçmektedir?

Olaylar genellikle Garp ( Batı ) Cephesinde ve Şam’da geçmektedir.

3. “Zeytindağı” adlı eserin ana fikri nedir?

Vatan için bir şeyler yapmak gerektiğinde, birer komutan olarak ilk önce fikir ve sanat adamı olmalıyız.

4. Cemal Paşa, kendisine sorulan: “Paşam bu harbe niçin girdik?” sorusuna ne cevap vermiştir?

“Aylık vermemek için! Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik.”

5. Suriye’ yi Osmanlılaştırmak isteyen Cemal Paşa, bu düşüncesini gerçekleştirmek için Suriye’ de neler yapmıştır?

Bu düşüncesini gerçekleştirmek için Suriye’ de modern okullar açtırmıştır. Bunun yanında bir de hicret eden Ermenileri, Suriye içlerine dağıtarak güçlenen Araplılığa karşı bir teminat olarak kullanıyordu. Hatta Ermenileri güçlendirmek için ev ve toprak bile verilmiştir.

6. Mustafa Kemal, vatan için halkın nasıl bir katkıda bulunması gerektiği düşüncesindedir?

Vatan ve istiklal düşüncesiyle milletin nesi var nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için vermesi gerektiği düşüncesindedir.

7. Falih Rıfkı ATAY, hangi savaş başladığında, hangi rütbeyle orduya alınmıştır?

Birinci Dünya Harbi patlak verdiğinde Falih Rıfkı yedek subay olarak orduya alınır.

8. Son dönemde Osmanlının bir kukla devlet olduğunu öne süren Falih Rıfkı ATAY, buna örnek olarak anlattığı Mahmut Şevket Paşa’yı öldüren Kavaklı Mustafa’ nın memleketten kaçarken bindiği vapur, hangi ülkenin bayrağını taşımaktadır?

Vapur Rus bayrağı taşımaktadır.

9. İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinden Cemal Paşa, nasıl bir dünya görüşüyle tanınmaktadır?

Cemal Paşa yenilikçiliği ile tanınmaktadır.

10. İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinden Enver Paşa, nasıl bir dünya görüşüyle tanınmaktadır?

Enver Paşa, muhafazakâr bir kişilik sergilemektedir ve Turancılık fikirleri güçlüdür.

11. Falih Rıfkı ATAY’ a göre hangi durum devam etseydi, Araplığın Anadolu içlerine kadar gireceğine şüphe yoktu?

Medrese ve şuursuzluk devam etseydi.

12. Falih Rıfkı ATAY’ a göre Kudüs, Şam, Filistin, Hicaz gibi Arap topraklarında Osmanlının durumu nedir?

Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisidir. Osmanlı sadece coğrafyada büyüyebilmişti. Çünkü bu kazanılan toprakların hiçbirinin kültürlerine, dillerine, ticaretlerine ve maddiyatlarına egemen olunamamıştı. Üç kıtaya egemen olan Osmanlı, bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırabilmişti.

13. Kitabın isminin “Zeytindağı” olmasının nedeni nedir?

Cemal Paşa’nın bulunduğu 4. karargahın orada “Zeytindağı” adlı bir dağ vardır ve eserin adı buradan gelmektedir.

ZEYTİNDAĞI (FALİH RIFKI ATAY) TEST SORULARI

1. Falih Rıfkı Atay’ın “Zeytindağı” adlı eserinin konusu nedir?

A) Osmanlı saltanatının son günlerinden Türkiye Cumhuriyetinin ilk günlerine kadar zaman diliminde Osmanlının son günleri…
B) Osmanlı’nın devletten imparatorluğa geçiş süreci
C) Osmanlı’nın Yunanistan’ ı topraklarına katması.
D) Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yılları.
E) Yunanlıların bağımsız bir devlet kurup Osmanlı’ dan ayrılması.

2) “Zeytindağı” adlı eserdeki olaylar nerede geçmektedir?

A) Gelibolu Yarımadası’nda
B) İstanbul
C) Libya ve Tunus’ ta
D) Garp ( Batı ) Cephesinde ve Şam’da
E) Trablusgarp’ ta

3. “Zeytindağı”adlı eserin ana fikri nedir?

A) Vatan için can da alınır, can da verilir.
B) Vatan için iyi bir komutan olmak gerekir.
C) Vatan için bir şeyler yapmak gerektiğinde, birer komutan olarak ilk önce fikir ve sanat adamı olmalıyız.
D) Vatan için herkesin yapacağı bir şeyler vardır.
E) Vatanı korumak için güçlü devletlerle işbirliği içinde olmalıyız.

4. Cemal Paşa, kendisine sorulan: “Paşam bu harbe niçin girdik?” sorusuna ne cevap vermiştir?

A) “Savaşçı bir millet olarak naralarımızla gökyüzü, atlarımızın nal sesleriyle yer inlesin diye…”
B) “ Aylık vermemek için! Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik.”
C) “Almanlarla dost olduğumuz için…”
D) “Almanlar yardım istediğinde bitaraf ( tarafsız ) kalamazdık.”
E) “Yeniyi temsil eden Batılılara karşı, muhafazakâr bir millet olarak dur demek, halifeyi ve İslam ümmetini korumak için…”

5. Aşağıdakilerden hangisi Suriye’yi Osmanlılaştırmak isteyen Cemal Paşa’nın yaptıklarıyla ilgili değildir?


A) Suriye’ de modern okullar açtırmıştır.
B) Hicret eden Ermenileri, Suriye içlerine dağıtarak güçlenen Araplılığa karşı bir teminat olarak kullanmıştır.
C) Ermenileri güçlendirmek için ev ve toprak verdirmiştir.
D) Muhafazakâr Arapları desteklemiştir.
E) İmparatorluğun imkânlarını Suriye’ ye aktararak imar faaliyetlerinde bulunmuştur.

6. Mustafa Kemal, vatan için halkın nasıl bir katkıda bulunması gerektiği düşüncesindedir?


A) Fethedilen diyarların maddi imkânları, imparatorluğa aktarılmalıdır.
B) Vatan ve istiklal adına para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğilmeli veya öbür tarafla birleşilmelidir.
C) Vatan ve istiklal düşüncesiyle milletin nesi var nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için vermelidir.
D) Vatanın korunması için halk, İngiliz mandası olmaya ikna edilmelidir.
E) Vatanın korunması için Müslüman olan kavimlerin halifeye itaat etmeleri sağlanmalıdır.

7. Falih Rıfkı ATAY, hangi savaş başladığında, hangi rütbeyle orduya alınmıştır?

A) Dünya savaşı / Yüzbaşı olarak
B) I. Dünya savaşı / Yedek subay olarak.
C) Sakarya Meydan Muharebesi / Yedek subay olarak.
D) Osmanlı – Rus Savaşı / Onbaşı olarak.
E) I. Dünya savaşı / Onbaşı olarak.

8. Son dönemde Osmanlının bir kukla devlet olduğunu öne süren Falih Rıfkı ATAY, buna örnek olarak anlattığı Mahmut Şevket Paşa’yı öldüren Kavaklı Mustafa’ nın memleketten kaçarken bindiği vapur, hangi ülkenin bayrağını taşımaktadır?

A) Yunanistan
B) İtalyan
C) İngiliz.
D) Alman
E) Rus

9. İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinden Cemal Paşa, nasıl bir dünya görüşüyle tanınmaktadır?

A) Yenilikçi
B) Ümmetçi
C) Turancı
D) Muhafazakâr
E) Osmanlıcı

10. İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinden Enver Paşa, nasıl bir dünya görüşüyle tanınmaktadır?

A) Yenilikçi / Turancı
B) Muhafazakâr / Ümmetçi
C) Yenilikçi / Turancı
D) Muhafazakâr / Turancı
E) Muhafazakâr /Osmanlıcı

11. Kudüs, Şam, Filistin, Hicaz gibi Arap topraklarında Osmanlının durumu ile ilgili verilenlerden hangisi Falih Rıfkı ATAY’ a ait değildir?

A) Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisidir.
B) Osmanlı sadece coğrafyada büyüyebilmişti.
C) Osmanlı, bu Müslüman topraklarda Haçlı saldırılarına karşı göğsünü siper eden bir devlet olarak seviliyordu.
D) Bu kazanılan toprakların hiçbirinin kültürlerine, dillerine, ticaretlerine ve maddiyatlarına egemen olunamamıştır.
E) Osmanlı, bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırabilmişti.

12. Falih Rıfkı ATAY’ a göre Konya’ dan Şam’ a göç eden “Kemik Hüseyin oğulları” nın “Şamlı Azimzâdeler” olarak Arap milliyetçiliği yapmalarının sebebi nedir?

A) Arap asıllı olmaları
B) Medrese ve şuursuzluk.
C) Türk kökenli olmamaları.
D) Arap milliyetçiliğini İslam dininin gereğiymiş gibi görmeleri.
E) Cemal Paşa’ nın açtırdığı modern okullarda okumaları.

CEVAPLAR:

1-A   2-D   3-C   4-B   5-D   6-C   7-B   8-E   9-A   10-D   11-C   12-B

Zeytindağı (Falih Rıfkı ATAY) Kitabın Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız...