Kayıp Kitaplıktaki İskelet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kayıp Kitaplıktaki İskelet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Eylül 2024 Pazar

Söyleme Bilmesinler (Şermin Yaşar) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi



Kitabın Adı: Söyleme Bilmesinler

Kitabın Yazarı: Şermin Yaşar

Kitap Hakkında Bilgi:

“Yalansızız artık. Hâlâ birkaç sırrımız var. Ama yalansızız.”

Evlenip aynı çatı altında yaşıyorlar diye karı koca olur mu insanlar?
Aynı ana babadan oldular diye birbirlerine sahiden kardeş olur mu çocuklar?
Yıllar kalbini dağlasa da içlerindeki o kor söner mi âşıkların?
Her şeyi aşikâr olanların sakladıkları sırlar daha mı çoktur?

Şermin Yaşar, Söyleme Bilmesinler’de, kalabalık bir ailenin ilk bakışta sıkı örülmüş gibi görünen nakışlarını ilmek ilmek çözüyor. Hem de roman kahramanlarına ayrı ayrı söz hakkı vererek yapıyor bunu. “Herkesin hikâyesini dinledin. Haydi, şimdi sen anlat: Aslında ne oldu, nasıl oldu?” diyor adeta. Karakterleri konuştukça çözülen bir sırlar yumağı, Söyleme Bilmesinler. Yumak çözüldükçe iplerin uçları nerelerden çıkmıyor ki…

Aile bağları nasıl düğümler atar insanların yazgısına? Anne babaların, çocukların omuzlarına yükledikleri onlara neler yapar? Hayatlarımıza vicdan azabı gibi oturanlar bir gün yerinden kalkar mı? Yanı başınızdaki o sıradan evlerde aslında neler yaşanır? Romanda bunların cevaplarını okurken acı bir gülümseme, hatta katran karası bir gülümseme belirecek yüzünüzde. Yazar, avuç içlerinden yazgılarını okumuyor insanlarının; kalplerinin kıvrımlarındaki sırları cesaretle döküyor kâğıda. Gülümsemenin acı yanını bilenler, göründüğü gibi olmayanla ve bir şeyin iç yüzüyle hesaplaşmaya cesareti olanlar için...

Prof. Dr. Mustafa Kurt

(Tanıtım Bülteninden)

Kitabın Konusu:

Kitap, kalabalık bie ailede yaşananları ailede yaşayan her ferde teker teker anlatırarak aile içi yaşananları ve sırları anlatmaktadır.

Kitabın Özeti:

Kazım Bey, Mürüvvet Hanım ailemizin anne ve babasıdır. Diğer kahramanlarımız ise evin çocukları Emin, Ethem ve Ekrem ile ailenin gelinleri Hülya, Nurten ve Sevgi'dir. Çocuklar hayatlarının anne babalarının gölgeleriyle şekillendiğine ve anne babalarından dolayı hayatlarının karardığına inmaktadırlar. 

Emin ailenin tek okumuş ve öğretmen olan ferdidir ve annesinin göz bebeği olarak büyür. Üniversiteden tanıdığı Çiğdem adında bir sevdiği vardır. Evlilik çağı geldiğinde Çiğdem yerine annesinin köyden bulduğu Hülya ile evlenmek zorunda kalır. Emin öğretmenlikten emekliye ayrılınca kendine bir emlakçı dükkanı açar. Annesinin vefatından sonra yalnız kalan babasına bakmaya başlar.

Emi diğer kardeşlerinin bencil olduğunu, babasına sadece onun baktığını düşünmektedir. Kardeşlerinin çektiği zorlukları bilmediklerini düşünür. Emin'in karısı Hülya aksi bir kadındır. Hülya sigara da içiyordur. Emin karısı Hülya'yı sevmese de ondan boşanmaz. Hülya babasıyla ilgilendiğinden boşanırsa babasına tek başına bakamayacağını düşünmektedir. 

Bir gün Çiğdem’den Emin'e bir mektup gelir. Emin yıllarca Çiğdem’le mektuplaşır. Hastalanıp ölüm korkusu içine düşünce mektupların başkasının eline geçmesinden korkup kardeşi Ethem’i çağırır. Ethem’e mektuplardan bahseder ve ‘Ben öldüğümde ister yak ister sakla ancak sakın okuma’ der. 

Ethem evin pek de sevilmeyen ortanca çocuğudur. Ethem, annesinin sevmediği babasının da sevmekten korktuğu çocuktur. Ethem askere gitmeden önce annesi onu da gittiği hocanın kardeşinin kızı Nurten’le evlendirir. Nurten'in bir ayağı aksaktır. Hayatını dinine ve imanına adamış bir kadındır. Ethem karısının dindarlığı karşısında öyle sıkılıp bunalır ki ne karısını kadın gibi görür ne de evini ev gibi hisseder.

Küçük kardeş Ekrem de Ethem kadar olmasa da sevilmeyen bir çocuktur. Abileri gibi annesi tarafından istemediği biri ile aniden evlendirilmemek için yeni tanıştığı Sevgi’yi kaçmaya ikna eder. Aileler razı geldiğinde evlenirler ancak bir türlü birlikte olamazlar. Sevgi birlikte olmaktan korkar haliyle çocukları da olamaz ancak onlar çocuklarının olmadığını söyleyerek yalan söylerler. Ekrem bu durumdan sıkılıp boşanmak istediğinde Sevgi bunu kabul etmeyerek başka kadınlarla görüşmesine müsaade eder. 

Ekrem içgüveysi olduğu evliliğinde defalarca başka kadınlarla beraber olur. Ekrem bir keresinde yengesi Hülya’ya yakalanır. Hülya durumu abileri Ethem ile Emin’in konuştuğu günde gidip onlara anlatır. Ethem her iki kardeşinin de karılarını aldattığını ve sıkıntılarına çözüm olarak başka yollar bulduklarını fark eder. 

Kardeşler her hafta bir ailede geleneksel olarak yemek yemektedirler. Geleneksel yemek verme sırası Ethem’dedir. Akşam yemek vakti geldiğinde babaları Kazım Bey eşliğinde yemeklerini yerler. Muhafazakar ve dini bütün olan Nurten eltisi Sevgi’ye çocuğu olsun diye götürdüğü türbenin faydasını gören kadınların hikayelerini anlatmaya başlar. O esnada anlattığı hikaye uyuklayan Kazım Bey’in kulağına gelir. Olayı yanlış anlayan Kazım bey yıllardır sakladığı sırrı ifşa etmek durumunda kalır. Bu sır üç kardeşe de Nurten’e de büyük bir şok etkisi yaratır. 

Kardeşler oradan ayrılıp evlerine dönerler. O gece herkes eve döndüğünde Ethem ve Nurten birbirlerinin yaralarını ilk defa karı koca gibi beraber sarar. Sabah olduğunda Kazım Bey’in öldüğü haberi gelir.

1 Ocak 2024 Pazartesi

Kayıp Kitaplıktaki İskelet (Aytül Akal ve Mavisel Yener) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi


Kitabın Adı: Kayıp Kitaplıktaki İskelet

Kitabın Yazarı: Aytül Akal ve Mavisel Yener

Kitap Hakkında Bilgi:

Türk çocuk ve gençlik yazınının iki büyük kaleminden etkileyici bir edebiyat buluşması: "Kayıp Kitaplıktaki İskelet" Aytül Akal ve Mavisel Yener, yıllar önce başlattıkları ikili şiir oyunlarını sürükleyici bir romanla bir adım daha ileriye taşıyorlar! "İki yazar - tek kitap" kavramı yetişkin edebiyatı için bile son derece ender rastlanır bir olguyken, çocuk edebiyatı için ilham verici yepyeni bir deneyim vaat ediyor. Böylesi cesaret gerektiren bir çalışmanın ardında Türk çocuk ve gençlik edebiyatının iki dev isminin bulunması ise kuşkusuz bir tesadüf değil.

Aytül Akal ve Mavisel Yener'in yıllar önce "Mavi Ay" adlı şiir kitabıyla başlattıkları iki yazarlı ortak çalışmaları, tatlı tesadüflerin ardından yepyeni bir roman üzerinde yeniden buluştu. İki yazar tek bir kitap üzerinde nasıl çalışabilir, diye düşünmeden edemiyor insan. Bu fikir bile kitabı alıp okumaya yetecek nitelikte! Ama bu da işin en büyük sırrı, büyüsü herhalde. Aytül Akal ve Mavisel Yener, kitabın iskeletini bir bayram tatilinde oluşturmuşlar. Üstelik bir araya gelmeyerek, sadece e-postalar aracılığıyla. Kitap bu yönüyle bizlere internet dünyasının istenildiğinde ne denli faydalı olabileceğini de kanıtlamış oluyor. İki yazar, sürekli fikir alışverişi ve karşılıklı yazılı atışma yoluyla adeta oyun oynar gibi ilmik ilmik işlemişler kitabı. Sadece bu özelliğiyle bile "Kayıp Kitaplıktaki İskelet" yılın en özgün çocuk kitabı olmaya aday!

Kitabın başkahramanı Ceylan, iki yazardan da izler taşıyan, ne istediğini bilen, kararlı bir kız olarak çıkıyor karşımıza. Ceylan; Aytül Akal kadar hayat dolu, renkli; Mavisel Yener kadar da olgun ve duygu yüklü bir kız aslında. Her iki yazarın tek bir karakterde buluştuğu Ceylan, Efes antik kentinde ailesiyle birlikte yaşayan sevimli bir kız çocuğu olarak karşılıyor okurlarını. Başına buyruk olmaktan hoşlanan, hayvan dostu, yer yer asi, cesur bir kız...

"Kayıp Kitaplıktaki İskelet", Efes antik kentinde bulunan dünyaca ünlü tarihi Selsus Kütüphanesi'nde başlayan bir serüvenin ilk macerası. Kitabın bir seri olup olmayacağı tam olarak belirtilmiş olmasa da sonuna doğru bu ihtimalin yüksek olduğunu anlamak hiç de güç değil. Bu sebeple, çocukları, Ceylan, Ali ve hayvan dostları ile daha nice maceralar bekliyor olabilir.

Özgürlüğüne düşkün Ceylan, küçük kedisi Efes, yaşlı kaplumbağa Kapkap, yardımsever köpek Çelimsiz ve Ceylan'ın hoşlandığı çocuk Ali çevresinde şekillenen sürükleyici bu roman, olay örgüsünün ara satırlarına tarihsel bilgiler de eklemeyi ihmal etmemiş. Olayların tarihi Selsus Kütüphanesinde geçiyor olması, iki yazarın da dikkatleri bu antik kalıntıya çekmek istiyor olmalarından kaynaklanan bir seçim. Böylece, Anadolu tarihinde son derece önemli bir işlevi bulunan Selsus Kütüphanesinin anıtsal değeri, bu kitap aracılığıyla bir kez daha vurgulanmış oluyor.

"Kayıp Kitaplıktaki İskelet", çok yönlü bir keşif öyküsü aslında: Ceylan'ın Ali'ye karşı filizlenmeye başlayan duyguları, Efes'in aniden ortadan kayboluşu, yüzyıllık bir kaplumbağanın tarihten günümüze taşıdığı gizemli sırlar, yazılı tabletler ve bir anahtar...

Tarih, gizem, merak, macera ve heyecan dolu bir serüvene hazır olun! Ceylan, Ali, Efes, Kapkap ve Çelimsiz sizi Selsus Kütüphanesine doğru sırlarla dolu bir yolculuğa davet ediyor!..

Kitabın Konusu:

Kitapta, Efes Antik Kenti’nde yaşayan Ceylan’ın kedisi Efes’in saklı kalmış bir hazineyi ortaya çıkarması anlatılmaktadır. 

Kitabın Özeti:

Ceylan, İzmir Efes’te yaşayan bir çocuktur. Her gün okula giderken adını Efes koyduğu kedisine mamasını bırakır ve kedisiyle oynar. Kedi Efes bir süre mama kabında yasemin çiçeğinden başka bir şey bulamaz. Kedi Efes araştırmaları sonucunda bu işi yapanın Kapkap isimli kaplumbağa olduğunu bulur. 

Kapkap ile Efes arkadaş olurlar. Bu arkadaşlık kaplumbağanın anlattığı hazine hikayesine dayanmaktadır. 

Efes tiyatrosunda bir pop müzik grubu konser verecektir. Ceylan’ın babası bekçilik yapmaktadır. Babası konser alanına çocukları biletsiz içeri alamayacağını söyler. Ceylan, arkadaşlarını kütüphanenin altındaki gizli geçitten konser alanına geçirebileceğini söyler. Arkadaşları Ayda ve Zeycan karanlık ve yasaklı bir yere girmek istemeyince Ceylan’la araları açılır. 

Bu arada Ceylan, sınıflarına sonradan gelen, depremde anne ve babasını kaybeden ve hayvanlarla konuştuğu iddia edilen Ali’ye karşı ilgi duymaktadır. Ceylan, Ali’yi harabeleri gezmeye davet eder.

Kedi Efes, gizli geçitte keşif yapan Ceylan’ın peşine takılıp sessizce geçide girer. Geçitte ölen annesinin kokusunu duyar. Kokunun en yoğun geldiği yerde bir açıklık fark eder. İçeriye doğru uzandığında ayağı kayıp düşer. Kedi Efes, düştüğü yerde bir insan ve bir kedi iskeleti olduğunu görür. Orada bir tabletin üzerinde anahtar bulunmaktadır. Efes, ses çıkarmak için anahtarla ve tabletle oynar. Tablete vurunca alt tarafından bir bölme açılır. Efes bölmeden içeriye girer. 

Aşağıda kupalar ve parşömenler bulan Efes burada aç ve susuz kalır. Bir süredir arkadaşını göremeyen Kapkap, Efes'i merak eder. Gizli geçidin girişinde Efes'in tüylerini görünce, harabelerde yaşayan köpek  Çelimsiz'den yardım ister. Kapkap, köpeğin kokuyu takip etmesiyle Efes’i bulur. Efes’i düştüğü yerden kurtaramazlar. 

Kapkap ve Çelimsiz, insanlara dertlerini anlatmaya çalıştıkları süre içinde Efes’e yiyecek ve su taşırlar. Ceylan'ın sınıfı öğretmenleri ile birlikte Efes’teki Selsus Kütüphanesine gezi düzenler. Çelimsiz’in hareketlerinden yavrularını kaybettiğini sanan Ali, köpeği takip eder. Ali ve Ceylan’ın peşine sınıftaki diğer arkadaşları da takılır. 

Gizli geçidin önüne geldiklerinde sınıf öğretmenleri Ceylan’ın babasından içeri girmek için izin alır. Ceylan, Ali ve öğretmenleri içeri girerler. Çelimsiz’in yol göstermesiyle kedi Efes'i bularak düştüğü yerden çıkarırlar. Efes yukarı çıkarken ağzında bir kupa da vardır. Böylece buradaki hazine gün ışığına çıkarılmış olur.