Jean-Christophe Grange etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jean-Christophe Grange etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2019 Çarşamba

Kurtlar İmparatorluğu (Jean-Christophe Grange) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Kurtlar İmparatorluğu

Kitabın Yazarı : Jean-Christophe Grange

Kitap Hakkında Bilgi :

Her şey korkuyla başladı. Ve yine korkuyla sona erecek.

"Gerçekten etkileyici bir yazar."
- The Guardian

"Grange güçlü bir kalem. Onu seviyorum."
- Anita Brookner, The Spectator

"Eleştirilere, mantığa, gerçeğe meydan okuyan bir kitap..."
- The Washington Post

"Paris'te sokak sokak, cadde cadde yaşanan bir kedi-fare oyunu... İstanbul'a kadar süren ve Nemrut Dağı'nda sona eren bir kaçma-kovalamaca... Jean-Chritophe Grance'ye yaraşır bir kitap."
- Le Monde

Seri cinayetlere, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denis'deki küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçları alet edilmesi. Paris'i kana boyayan Türk mafyası. Kızıl Nehirler'in, Taş Meclisi'nin ve Leyleklerin Uçuşu'nun yazarı Grange'den yine çarpıcı, yine soluk soluğa bir roman.

Kitabın Özeti :

Kurtlar İmparatorluğu kitabı iki ayrı konu ile başlar. Bir tarafta kaçak yollar ile Türkiye’den Fransa’ya gelen Türk kızları tek tek öldürülmeye başlar. Hepsinin ortak noktası yüzlerindeki çok sayıdaki kesikler olmasıdır. Olayı araştıran dedektif Paul bir zamanların kanunsuz polisi Jean Louis Schiffer’den yardım ister. Kaçakçılık dünyasını iyi tanıyan Schiffer yine kendi yöntemleri ile ipuçlarını takip ederek yer altı dünyasına girer. Tüm ipuçları Türk Ülkücülerini gösterir. Ülkücüler aradıkları bir kadını bulmak için Fransa’ya gelmiş ve o kadın olduğunu inandıkları kadınları öldürmeye başlamışlardır. İki dedektifin yapması gereken o kadını onlardan önce bulmak ve nedenini öğrenmektir.

Bu sırada Anna yaşadığı kaza sonrası hafızasını tamamen kaybetmiştir. Yapılan tüm incelemelere rağmen hiç bir şey hatırlamamaktadır. Kocasının ondan bir şey gizlediğini düşünmektedir. Sanki kocasının yüzü değiştirilmiş ve yabancı bir adam kocasının kılığına girmiştir. Bir gece kocasının yüzünü tamamen inceler ama ameliyat izi bulamaz. Bunun üzerine artık delirmeye başladığını düşünür. Beyin ameliyatı için doktora gideceği gün kafatasındaki yara dikkatini çeker. Kafasını incelediğinde ise yüzü değiştirilenin kocası değil kendisi olduğunu anlar. Bunun üzerine kaçar ve sözde kocasının da arkadaşı olan beyin doktoruna gider. Onu tehdit ederek bilgi almaya çalışır ve zihninin tamamen silindiğini öğrenir. Fakat yüzünü o doktor değiştirmemiştir, ona geldiğinde yüzü bu şekildedir. Bunun üzerine doktor zihin silme işlemini tersine alır ve Anna gerçekte kim olduğunu tamamen hatırlar. Tabi yüzünün neden değiştirildiğini de!

Schiffer’in uygulamaları Paul’un hiç hoşuna gitmez ama ona ihtiyacı olduğunu da bilir. Aradıkları kızı bulmaya çalışırken ikili öldürülmenin eşiğine gelirler. Bunun üzerine Schiffer, Paul’dan olayın peşini bırakmasını ister ve kendisi de işi bırakır. Paul buna rağmen incelemeye devam eder. Öldürülen kızlardan birinin olayında başka bir kadının tutuklandığını ve daha sonra terörle mücadele ekiplerinin kızı alıp götürdüğünü öğrenir. Daha sonra kızın yüzünün değiştirildiğini ve bu yüzden sürekli farklı kızların öldürüldüğünü anlar. Bunu yapabilecek doktoru ziyaret eder. Ziyaret sırasında yine saldırıya uğrar ve doktor ölür. Katil kaçarken arkasında kurtlara özgü olan takısını düşürür. Paul bu takıyı bir yerlerden hatırlamaktadır. Tam olarak hatırladığında ise bunca zaman Schiffer’in kendisine yardım etmek yerine kullandığının farkına varır!

Schiffer, Anna ve Paul’un bir araya gelişi kitabın heyecan boyutunu daha da arttırıyor. Olaylar karşısında sürekli yanılıyorsunuz fakat yanıldıklarınız konularda bir daha yanılmanız kitaba inanılmaz bir heyecan katıyor. Kovalamaca Türkiye'ye uzanır. İstanbul'daki kovalamaca Nemrut Dağı'nda son bulur.

Kitap ülkücü bir mafya yapılanmasını anlatırken tüm ülkücüleri aynı şekilde değerlendirme hatasına düşmüştür.