Don Kişot etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Don Kişot etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ocak 2020 Çarşamba

Don Quixote - Miguel de Cervantes Saavedra - Don Kişot İngilizce Kitap Özeti

Don Quixote - Miguel de Cervantes Saavedra
Don Kişot

Who is Don Kişot (Don Quixote)?

Don Quixote is a middle-aged gentleman from the region of La Mancha in central Spain. Obsessed with the chivalrous ideals touted in books he has read, he decides to take up his lance and sword to defend the helpless and destroy the wicked. After a first failed adventure, he sets out on a second one with a somewhat befuddled laborer named Sancho Panza, whom he has persuaded to accompany him as his faithful squire. In return for Sancho’s services, Don Quixote promises to make Sancho the wealthy governor of an isle. On his horse, Rocinante, a barn nag well past his prime, Don Quixote rides the roads of Spain in search of glory and grand adventure. He gives up food, shelter, and comfort, all in the name of a peasant woman, Dulcinea del Toboso, whom he envisions as a princess.

On his second expedition, Don Quixote becomes more of a bandit than a savior, stealing from and hurting baffled and justifiably angry citizens while acting out against what he perceives as threats to his knighthood or to the world. Don Quixote abandons a boy, leaving him in the hands of an evil farmer simply because the farmer swears an oath that he will not harm the boy. He steals a barber’s basin that he believes to be the mythic Mambrino’s helmet, and he becomes convinced of the healing powers of the Balsam of Fierbras, an elixir that makes him so ill that, by comparison, he later feels healed. Sancho stands by Don Quixote, often bearing the brunt of the punishments that arise from Don Quixote’s behavior.

The Story

The story of Don Quixote’s deeds includes the stories of those he meets on his journey. Don Quixote witnesses the funeral of a student who dies as a result of his love for a disdainful lady turned shepherdess. He frees a wicked and devious galley slave, Gines de Pasamonte, and unwittingly reunites two bereaved couples, Cardenio and Lucinda, and Ferdinand and Dorothea. Torn apart by Ferdinand’s treachery, the four lovers finally come together at an inn where Don Quixote sleeps, dreaming that he is battling a giant.

Along the way, the simple Sancho plays the straight man to Don Quixote, trying his best to correct his master’s outlandish fantasies. Two of Don Quixote’s friends, the priest and the barber, come to drag him home. Believing that he is under the force of an enchantment, he accompanies them, thus ending his second expedition and the First Part of the novel.

The Second Part of the novel begins with a passionate invective against a phony sequel of Don Quixote that was published in the interim between Cervantes’s two parts. Everywhere Don Quixote goes, his reputation —gleaned by others from both the real and the false versions of the story— precedes him.

As the two embark on their journey, Sancho lies to Don Quixote, telling him that an evil enchanter has transformed Dulcinea into a peasant girl. Undoing this enchantment, in which even Sancho comes to believe, becomes Don Quixote’s chief goal.

Don Quixote meets a Duke and Duchess who conspire to play tricks on him. They make a servant dress up as Merlin, for example, and tell Don Quixote that Dulcinea’s enchantment —which they know to be a hoax— can be undone only if Sancho whips himself 3,300 times on his naked backside. Under the watch of the Duke and Duchess, Don Quixote and Sancho undertake several adventures. They set out on a flying wooden horse, hoping to slay a giant who has turned a princess and her lover into metal figurines and bearded the princess’s female servants.

During his stay with the Duke, Sancho becomes governor of a fictitious isle. He rules for ten days until he is wounded in an onslaught the Duke and Duchess sponsor for their entertainment. Sancho reasons that it is better to be a happy laborer than a miserable governor.

A young maid at the Duchess’s home falls in love with Don Quixote. But he remains a staunch worshipper of Dulcinea. Their never-consummated affair amuses the court to no end. Finally, Don Quixote sets out again on his journey, but his demise comes quickly. Shortly after his arrival in Barcelona, the Knight of the White Moon —actually an old friend in disguise— vanquishes him.
Cervantes relates the story of Don Quixote as a history.

Cervantes relates the story of Don Quixote as a history. He claims he has translated from a manuscript written by a Moor named Cide Hamete Benengeli. Cervantes becomes a party to his own fiction, even allowing Sancho and Don Quixote to modify their own histories. He comment negatively upon the false history published in their names.

In the end, the beaten and battered Don Quixote forswears all the chivalric truths he followed so fervently and dies from a fever. With his death, knights-errant become extinct. Benengeli returns at the end of the novel to tell us that illustrating the demise of chivalry was his main purpose in writing the history of Don Quixote.

Don Kişot (Miguel de Cervantes Saavedra) Kitabının Türkçe Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız...

4 Kasım 2019 Pazartesi

Don Kişot (Miguel de Cervantes Saavedra) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı



1. Don Kişot’un zamanla aklını yitirmesinin sebebi nedir?

A) Yaşlanması
B) Sürekli annesinin onu dövmesi
C) Sürekli şövalye hikâyeleri okuması
D) Eşeğinin onu tepmesi

2. Gerçek bir şövalyenin sahip olduğu değerler nelerdir?

A) Soylu bir at- soylu bir sevgili- soylu bir isim
B) Eşek- at- zırh
C) At-silah-yardımcı
D) Silah- araba- ev

3. Don Kişot dört yol ayrımına geldiğinde gideceği yolu nasıl seçiyordu?

A) Yazı tura atarak.
B) Hangi yol daha kullanışlıysa o yolu seçiyordu.
C) Dümdüz gidiyordu
D) Atının ipini bırakıp atı nereye giderse o yöne gidiyordu.

4. Don Kişot yanına yardımcısını da alarak yola koyulmuştu. Biraz ilerledikten sonra, Don Kişot’un otuzdan fazla dev zannederek saldırdığı aslında neydi?

A) Yel değirmenleri
B) Sanço
C) Koyunlar
D) İnekler

5. “- Bak dostum şu gelen toz bulutlarının içinde kalabalık bir ordu var. İşte adımın şöhret kitabına yazılıp yüzyıllar boyu silinmemesi için bir fırsat!...”
Don Kişot’un kalabalık iki ordu zannettiği şey nedir?

A) Koyunlar
B) Yel Değirmenleri
C) Şövalyeler
D) Ordular

6. “Don Kişot başını kaldırıp ufukta gelmekte olan bir insan kalabalığı gördü.” Cümlesinde "ufukta" kelimesinin anlamı nedir?

A) Gökyüzü
B) Deniz
C) Yer ile göğün birleşir gibi olduğu çizgi
D) Yer ile denizin birleştiği yer.

7. -Kafanızdaki şu lazımlığı düzeltin, Öküz altında da buzağı aramayın.! diyerek şövalyeyi alaya aldı.”
Yukarıdaki metinde geçen “öküz altında buzağı aramak” deyimi ne anlama gelmektedir?

A) İneğin altında buzağı olacağı
B) Öküzlerin yavrusuna buzağı denmediği
C) Öküzlerin yavrusu olmadığı
D) Buzağılar öküzlerin yanında değil ineklerin yanında dolaşır. Bunun için alakası olmayan konuların karıştırılmaması gerektiği.

8. Don Kişot’u dağdan indirip evine getirmek ve burada deliliğine bir çare aramak için planlar yapmaya başlayan iki kişi kimlerdi?

A) Annesi ve babası
B) Oğulları
C) Rahip ve Berber
D) Sanço ve Dülsine

9. “Don Kişot’un durumuna üzülen köylüler Don Kişot’u köye getirmeyi başarmışlardı. Don Kişot bir müddet dinlendikten sonra aklı başında konuşmaya ve mantıklı sözler söylemeye başladı. Rahip ortaya bir laf attı.
— Osmanlılar büyük bir filoyla saldırıya geçecekler.”

Rahibin ortaya attığı bu lafın sebebi nedir?

A) Don Kişot’un Osmanlılar hakkında fikrini öğrenmek istemesi.
B) Don Kişot’un konuşabildiğini görmek istemesi
C) Don Kişot’un hala şövalyelik peşinde koşup koşmadığını öğrenmek istemesi.
D) Don Kişot’u tekrar şövalye yapmak istemesi.

10. “Don Kişot’un durumuna üzülen köylüler Don Kişot’u köye getirmeyi başarmışlardı. Don Kişot bir müddet dinlendikten sonra aklı başında konuşmaya ve mantıklı sözler söylemeye başladı. Rahip ortaya bir laf attı.
— Osmanlılar büyük bir filoyla saldırıya geçecekler.”

Rahibin ortaya attığı bu lafa Don Kişot nasıl bir cevap vermiştir?

A) Beş tane şövalyenin Osmanlıya yeteceğini.
B) Bu konunun kendisini ilgilendirmediğini.
C) Osmanlılara seve seve kendini teslim edeceğini.
D) Osmanlıların çok adil bir devlet olduğunu.

11. Don Kişot yolda bir araba durdurdu ve içindekinin ne olduğunu sordu. İçindekinin bir aslan olduğunu öğrenince, onunla savaşmak istedi. Don Kişot bu olaydan sonra hangi unvanla anılmaya başlamıştır?

A) Mahzun Yüzlü Şövalye
B) Aslanlar Şövalyesi 
C) Le Manşlı Don Kişot
D) Altın Tolgalı Şövalye

12. “Don Kişot, Sanço’ya diz çökerek Dük’ü selamlaması ve dük’ün bu bağışı için teşekkür etmesi gerektiğini söyledi.” Dük’ün Sanço’ya verdiği bağış neydi?

A) Çok iyi bir at.
B) Güzel bir ev
C) Ömür boyu yetecek yemek
D) Bir ada valiliği

13. Sonço’nun elde ettiği ödül karşısında Don Kişot’un tepkisi ne olmuştur?

A) Kıskanmıştır.
B) Kendinden önce arkadaşının muradına ermesine çok sevinmiştir. 
C) Kızmıştır.
D) Şaşırmıştır.

14. Sanço valiliği bıraktıktan sonra, efendisini aramaya başladı. Don Kişot ile Sanço yeniden nasıl buluştular?

A) Ormanda karşılaştılar.
B) Handa karşılaştılar.
C) Birbirlerini bir daha bulamadılar.
D) Sanço bir kuyuya düşmüştü, Don Kişot onu orada buldu.

15. Don Kişot’u yenerek köyüne dönmesini sağlayan şövalye hangisidir?

A) Aslanlar Şövalyesi
B) Altın tolgalı şövalye
C) Beyaz ay şövalyesi
D) Le Manşalı şövalye

Cevap Anahtarı :

1-C      2-A      3-D      4-A      5-A
6-C      7-D      8-C      9-C     10-A
11-B   12-D    13-B    14-D    15-C

Don Kişot (Miguel de Cervantes Saavedra) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız...

7 Haziran 2019 Cuma

100 Temel Eser Lise Kitap Sınavı Yarışması Soruları 42-61 ve Cevap Anahtarı 3


KELİLE VE DİMNE (42-45. SORULAR)

42. Kelile ve Dimne hangi Hint hükümdarı için yazılmıştır? 

A) Cihangir Şah
B) Hümayun Fal
C) Debşelem Şah
D) Feri
E) Ekber Şah

43. Aşağıdakilerden hangisi "Kelile ve Dimne" kitabının başlangıç öyküsüdür? 

A) Arıların Đlhamı
B) Bir Varmış Bir Yokmuş
C) Kalbi Uyandıran Işık
D) Arslan, Öküz, Çakal
E) Derviş ile Kurt

44. “Aşağıdakilerden hangisi "Kelile ve Dimne'ye" ait özelliklerden değildir?

A) Aslı Sanskritçedir.
B) Hint hükümdarı için yazılmıştır.
C) Fabl türünün başarılı örneğidir.
D) Ülke içindeki kavgaları anlatır.
E) Doğruluğun simgesi Kelile’dir.

45. "Beni, düşüncenin aydınlık dünyasında günlerce ağırladın. Her biri paha biçilmez değerde olan öykülerinle, dünyanın dört bucağında gezdirdin. Şimdiye dek bildiklerimin bilgisizliğin ta kendisi olduğunu öğrettin. Eğer kabul buyurursan küçücük bir armağan sunmak isterim sana, dedi. " Yaşlı Bilge, Debşelem Şah'tan armağan olarak neyi ister? 

A) Kaf Dağı’na yolculuk yapmayı
B) Şah'ın veziri olmayı
C) Devlet hazinesini
D) Hazinenin fakirlere dağıtılmasını
E) Anlattıklarının bir kitapta toplanmasını

DEVLET (46-49. SORULAR)

46. Platon’un “Devlet” adlı eserinde anlattığı, ama sonraları gerçekleşmesinin imkânsızlığını kendisinin de anladığı bu devlet sistemine, Yunanca “hiç bir yerde olmayan” anlamında aşağıdaki kavramlardan hangisi kullanılmıştır? 

A) Epope
B) Ütopya
C) Politea
D) Nomoi
E) Dialektika

47. “Devlet” adlı eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Victor Hugo
B) Turgenyev
C) Gogol
D) Cervantes
E) Platon

48. “Devlet” adlı eser hangi alanda yazılmış bir edebi eserdir? 

A) Din
B) Sosyoloji
C) Psikoloji
D) Felsefe
E) Folklor

49. Aşağıdakilerden hangisi Sokrates’in “Devlet”adlı eserinde kurulan devletin değerlerinden biri değildir?

A) Bilgelik
B) Ölçü
C) Cömertlik
D) Yiğitlik
E) Adalet

SOKRATES’İN SAVUNMASI (50–53.SORULAR)

50. “Güçlük, dostlarım, ölümden kaçınmak değil, ama haksızlıktan kaçınmaktır; çünkü o ölümden daha hızlı koşar. Sizin istediğiniz gibi konuşup yaşamaktansa, kendim gibi konuşup ölmeyi yeğlerim.”
Yukarıdaki cümle aşağıdaki eşleştirmelerden hangisine aittir? 


A) Tolstoy-Nikolai Rostov
B) Reşat Nuri Güntekin-Feride
C) Dostoyevski-Raskalnikov
D) Cervantes-Don Kişot
E) Eflatun-Sokrates

51. Aşağıdakilerden hangisi Sokrates’in savunması’nın temel noktalarından biri değildir?

A) Bilmediğini bilmenin erdemini keşif ve aktarış
B) Gerçeklik
C) İftira edenlerle arsında kesin ayrılık
D) Kendinin bilge olduğunu ispat
E) Gerçek erdem sahibinin tanrı olduğunu dile getiriş

52. Sokrates’in Savunması adlı eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Eflatun
B) Beydaba
C) Aristo
D) Tolstoy
E) Dostoytevski
 
53. “Sokrates’in Savunması” adlı eser hangi alanda yazılmış bir edebi eserdir? 


A) Din
B) Sosyoloji
C) Felsefe
D) Folklor
E) Psikoloji

GÜLİSTAN (54-57.SORULAR)

54. Sadi’nin en meşhur eseri aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Bostan
B) Devlet
C) Gülistan
D) Beydeba
E) Gün

55. ”Gülistan” adlı eserin içeriğinde aşağıdakilerden hangisi yoktur? 


A) Hükümdarın hal ve hareketleri
B) Allah dostlarının ahlakı
C) Eldekiyle yetinmenin güzellikleri
D) Susmanın faydası
E) Hayvanlara merhamet

56. ”Gülistan” adlı eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Peyami Safa
B) Sadi-i Şirazi
C) Necip Fazıl Kısakürek
D) Beydeba
E) Yunus Emre

57. ”Gülistan” adlı eserin giriş bölümünün içeriği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Terbiyenin önemi
B) Sohbet yöntemi
C) Aşk ve gençlik
D) Hükümdarın hal ve hareketleri
E) Susmanın faydası

DON KİŞOT (58-61. SORULAR)

58. Avrupa toplumunda çürümekte olan bir müesseseyi, şövalyeliği, alaylı bir üslupla hicveden kitap aşağıdakilerden hangisidir?

A) Galetea
B) İbret Alınacak Hikayeler
C) Don Kişot
D) Vadideki Zambak
E) Açlık

59. ”Don Kişot” adlı eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Honore
B) Cervantes
C) Victor Hugo
D) Dostoyevski
E) De Balzac

60. ”Don Kişot” adlı eser kaç bölümden oluşmaktadır? 

A) 1
B) 3
C) 2
D) 4
E) 5 

61. ”Don Kişot” adlı eserdeki Don Kişot’un gerçek adı nedir? 

A) Alanso
B) Sancho Panso
C) Dulcinea del Tobaso
D) Paro Perez
E) Master Nicholas

Cevap Anahtarı :

          42-C    43-A    44-D    45-E
46-B   47-E    48-D    49-C    50-E
51-D   52-A    53-C    54-C    55-E
56-B   57-D    58-C    59-B    60-C
61-A

30 Mart 2019 Cumartesi

Don Kişot (Miguel de Cervantes Saavedra) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


KİTABIN ADI: DON KİŞOT

KİTABIN YAZARI: Miguel de Cervantes Saavedra

KİTAP ÖZETİ:

İspanya, Meça Kenti’nin köylerinden biride elli yaşlarında soylu bir adam yaşardı. Bu adam boş zamanlarını şövalye romanları okuyarak geçirirdi. Bu onda öyle bir tutku haline gelmişti ki kendini okuduğu romanlarda anlatılan “gezici şövalye” olarak görmeye başlamıştı. 

Artık o, evinde oturamazdı, romanlarda olduğu gibi zırhını ve silahlarını alıp serüvenden serüvene koşmalıydı. Fakat bir eksiği vardı, okuduğu romanlarda her şövalyenin yaptığı kahramanlıkları adadığı bir prensesi olurdu. Prenses olarak kendi köyünde yaşayan ve çok güzel bir kız olan Aldonz Lorence’yi seçtikten sonra yola koyuldu. Yolda kendisinin şövalye ilan ettirmediğini hatırladı, bu yüzden yolda gördüğü ilk kişiye kendini şövalye ilan ettirecekti. Biraz daha yol aldıktan sonra bir han gördü, bu hanı bir şatoya benzetti, içindede kendini şövalye ilan edecek bir soylunun yaşadığını düşündü. Hancı Don Kişot’u ilk gördüğünde onun nasıl bir insan olduğunu ve onun suyuna gitmeyi kendisi için uygun olacağını düşündü ve Don Kişot’un isteğini geri çevirmedi. Sabaha karşı uydurma bir tören düzenleyip Don Kişot’u şövalye ilan ettiler. Hancı şövalyeye iyi bir şövalyenin parasının ve bir seyisinin olmasını gerektiğini söyler. Buna inan Don Kişot köyüne dünüp biraz para ve birde seyis bulmaya karar verir. 

Dönüş yolunda bir grup tüccarla karşılaşır ve onları duelloya davet eder. Düello esnasında atından düşen sövalye birde dayak yer. Olaydan sonra oradan geçmekte olan bir köylü tarafından bulunur ve köyüne getirilir. Köye döndüğünde ailesi onu bu işten vaz geçirmeye çalışsada o gezici şövalye olmaya kararlıdır. Yanına kendi köyünde yaşayan Sanşo Panza bir delikanlıyı seyis olarak almak ister. Delikanlıyı ikna ettikten sonra sabah erkenden yola koyulurlar. Bir süre yol aldıktan sonra bir ovaya vardılar. Burada birçok yel değirmeni vardır ve Don Kişot bunları dev sanarak üzerlerine yürümeye başlar, seyisinin tüm engellemelerine rağmen vazgeçmez atını tüm gücüyle en yakındaki yel değirmenine sürmeye başlar. Hayali bir deve saldıran şövalye yel değirmenin kanadına takılarak yirmi metre ileri fırlar. 

Don Kişot kendine geldikten sonra tekrar yola Lapice limanına doğru yola çıkarlar. Yolculuk sırasında kendileri yorgun hisseden çift biraz mola verirler. Bu sırada bir grup katırcının Don Kişot’un atının eğerini ve Sanşo Panza’nın eşeğinin yüklerini çalmaya çalıştığını geçte olsa fark ederler ve katırcılarla kavga eden Don ve Sanço kavgadan bir hayli kötü durumda çıkarlar.

Zor da olsa kendilerini bir hana atarlar, içeriye perişan halde girdiklerini gören hancı, karısı ve kızı onlara yardım ederler yaralarını sararlar. Birkaç gün sonra handan ayrılı ve yeniden yola koyulurlar.

Yolculuk sırasında yolun karşısından kendilerine doğru gelen bir atlı görürler. Atlının başındaki gümüş tası Mambrrinin büyülü miğferi sanır ve adama saldırır adam canını kurtarmak için her şeyini bırakır ve kaçar. Aslında adam bir berber ve kafasındaki tasta yağmurdan korumak için taktığı bir traş tasıydı. Sonra yeniden yola koyulurlar.
Yolculuk sırasında bir kalabalık gördüler ve bu kişiler zincirlerle birlerine bağlı idiler Sanço bunların birer şuçlu olduklarını anladı ve efendisini bu adamlardan uzak durması konusunda uyardı fakat Don Kişot gezici şövalyenin görevleri arsında bu durumdaki kişileri kurtarmak ta olduğunu savunarak onların yanlarına gitti. Onlara eşlik eden şövalyelere saldırarak suçluların serbest kalmasını sağladı. Buna karşılık olarak Don Kişot suçluları prensesi ilan ettiği Aldonz Lorence’ya göndermek isteyince mahkumlar Don Kişotu taşlarlar ve hepsi kendi yoluna gider.

Kara Dağa doğru yola koyulan kahramanlarımız oraya vardıkların birkaç gün dinlemeye karara veriler. Burada Don Kişot’un aklına dünya şövalyelerinin en kahramanı olan Aamadis de Gaules’ün yaptığını yapıp, tuhaf delilikler yapıp, çile çekecek ve onları prensesine adayacaktı. Prensesin bunlardan haberdar olması içinde seyisiyle bir mektup yazıp ona gönderdi. Seyis bir hanın yanından geçerken köylüsü olan papaz ve berberi gördü, papaz ve berber Don Kişotu gezici şövalyelikten vaz geçirmek istiyorlardı. Sançodan Don Kişotun yerini öğrenip bir plan yaparak Don Kişotu yeniden köyüne götürdüler. Fakat Don Kişot ve seyisinin bu işten vazgeçmeye niyetleri yoktur. Bir plan yaparak evden kaçmayı başarırlar. Bu kaçışa sinirlenen Don Kişotun ailesi ve arkadaşlar berber ve papaz bu kaçıştan Sançoyu sorumlu tutmaktadırlar. Don Kişotu eve getire bilmek için tekrar plan yaparlar. Bu sefer berber bir gezici şövalye kılığına girip Don Kiştu yenicek ve şartlarını ona kabul ettirecektir. Fakat işler umduğu gibi gitmez ve dövüşü kayıp eder, bunun sonucunda berber Don Kişotun şartlarını kabule etmek zorunda kalır.

Don Kişot Saragosa doğru yola çıkar. Saragos yolunda kocaman ve üzerinde renk renk bayraklar olan bir yük arabasını durduran Don Kişot onun krala altın götürdüğünü sanmaktadır. Abracıyı sorgular. Abracı arabadaki kafesin içinde iki Afrika aslanı bulunduğunu söyler. Don Kişot a göre bu Fresto adında bir büyücünü işidir ve bu yüzden aslanlar savaşma ister. Abracıya zorla aslan kafeslerinin kapısını açtırır. Arabanın etrafında aslan bakıcısından başka kimse kalmamıştır. Bakıcının kapıları açmasına rağmen aslanlar dışarı çıkmak istemez. Don Kişot asların kendiden korktuğunu düşünür ve kapıların kapatılmasına izin verir.

Aslan serüveninden sonra Don Kişot bir köy düğününe katılır. Düğünde ters giden olayları düzeltir. İki sevenin birbirine kavuşmasını sağlar. Daha sonra Saragosa doğru yola koyulurlar.

Saragosa doğru ilerlerken yolları Dük ve Düşeşle kesişir. Dük ve Düşeş onların komik öykülerini duymuşlar, şakayı ve eğlenceyi seven bu insanlar. Bunları ağırlamak bu soyluların tek düze yaşantısında bir değişiklik yapacaktır diye düşünürler. Onlara gerçek Şövalye ve dünyanın en üstün seyisi muamelesi göstererek eğleneceklerdi. Don Kişot ve Sanço şato da misafir edildi şato halkı da bu eğlencelere katıldı. Sanço bir yere vali olmayı çok isteyen biriydi. Bunu öğrenen Dük Sançoya bir oyun oynayarak onu bir yere vali olarak atadı. Don Kişot ve Sançonun yolları burada ayrılmıştı. Sanço’nun geçici valiliğinden hemen herkes memnundu . Etrafındakiler bir köylünün bu kadar akıllı, sağ duyu sahibi olmasına hayrandı, emir ve önlemler çok akıllıca idi. Dük bile valinin ipe sapa gelmez işlerine gülsede çoğu zaman Sanço’yu övmek durumunda kalıyordu. Bazıları ise artık bu oyununu bitmesini istiyordu. Bu geclerden birinde vali Sanço dinlenmeye çekildiğinde, olağan dışı sesler duyan Sanço yaşadığı olaylı geceden sonra, işiden iğrendi. Oyunu tertipleyenler. İşi bu kadar ileri götürdüklerinden dolayı pişman olmuşlardı. Sanço olaylı gecenin sonunda eşeğini alarak valilikten vazgeçip köyünün yolunu tuttu.

Valiliğin sorunlarının eşeğinin yanında Don Kişot’un dostluğunun yanında kıymeti olmadığını anlamıştı. Şuanda efendisi ne yapıyordu acaba?

Sanço sonunda şatoda yaşadıklarının hatırladıkça Dük ve çevresindekilerin onlarla alay ettiklerini fark ediyordu.

Don Kişot’tan ayrıldığına çok pişmandı. Onu dünya zenginliklerine feda ettiğini düşündü. Onun yüzüne nasıl bakacaktı. Bu düşüncelerle ilerlerken eşeği ile beraber bir kuyuya düştü. Akşama kadar uğraştı kuyudan çıkamadı. Dışarıdan bir gürültü işitti, yardım istedi. Gelen Don Kişot’tu. Epey uğraştıktan sonra Don Kişot Sanço’yu kuyudan çıkarttı. İkisi birlikte uğraşıp Sanço’nun eşeğini de çıkartılar.

Don Kişot’ta Dük’ün kendisi ile alay ettiğinin fark edip şatodan ayrılmıştı. Beraber yeni serüvenlere doğru kucak açarak Barselona’ya doğru yöneldiler. Sonunda Barselona’nın surlarına vardılar. Bir sabah sahilde seyisi ile gezinen Don Kişot kendi gibi zırhlı bir şövalye ile karşılaştı. Adam beyaz ay şövalyesi olduğunu söyledi ve çarpışmaya karar verdiler. Bu sırada oradan geçen Barcelon’a valisi onları en doğrusu cirit oyunu düzenlemek olduğunu söyledi. 

Beyaz Ay şövalyesi Don Kişot’u yenerek, Don Kişot’tan 1 yıl boyunca şatosuna çekilmesini istedi. Don Kişot kabul etti. Beyaz Ay şovalyesi aslında Don Kişotun dostu berber idi.

Köylerine dönerler iken Don Kişot şatosunu gördüğünde “Bütün yaptıklarımın delilik olduğunu anladım. Benimle alay ettiklerini şimdi anlıyorum.” dedi ve özür diledi. 

Don Kişot şatosunu döndüğü günden beri hasta idi ve günden güne eriyordu. Don Kişot bir gün papaz ve berberle konuşup Allah’ın ona aklını yeniden bağışladığını ve artık Don Kişot olmadığını söyledi. Şövalye öykülerine inanmadığını belirtti. Bir süre sonra herkesi toplayıp notere son arzularını yazdırdı. Bu günün akşam saatlerinde huzurlu ve sakindi. Şatonun yakınındaki bir çalılıkta karatavukların sesi, gürgen dalında öten güvercinin sesi duyuluyordu. Don Kişot dünyadan gelen bu selama gülümsedi sonra ruhunu vefat etti.