TÜRK EDEBİYATINDA KULLANILAN NAZIM BİÇİMLERİ
A) İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI
* M.S.VIII. yüzyıla gelinceye kadar Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdeki edebiyattır.
* Bu dönem edebiyatı, sözlü olarak üretilmiş ve kulaktan kulağa yayılarak varlığını sürdürmüştür.
* Bu dönem edebiyatı müzik eşliğinde “kopuz” adı verilen sazla dile getirilmiştir.
* Ölçü, ulusal ölçümüz olan “hece” ölçüsüdür.
* Nazım birimi “dörtlük”tür.
* Dönemine göre arı(sade) bir dili vardır.
* Dizelere genel olarak yarım uyak hakimdir.
* Daha çok doğa, aşk ve ölüm konuları işlenmiştir.
* Bu döneme yönelik elimizdeki en önemli ve eski kaynak Kaşgarlı Mahmut’un “Divan-ı Lügat-it Türk” adlı eseridir.
Kullanılan Nazım Biçimleri:
Koşuk : “Sığır” denilen sürek avları sırasında söylenen şiirlerdir.
* Konusu daha çok doğa, aşk, savaş ve yiğitliktir.
* Bu tür daha sonra Halk edebiyatı nda “Koşma” adıyla anılmıştır.
Sagu : Yuğ adı verilen ölüm törenlerinde, ölen kişilerin erdemlerini ve duyulan acıları dile getiren şiirlerdir.
* Divan edebiyatında “mersiye”; halk edebiyatında “ağıt” ismini almıştır.
Sav : Dönemin özlü sözleridir.
* Bugünkü atasözleri nin ilk biçimi niteliğindedir.
Destan : Toplumu derinden etkileyen olaylar sonunda halk arasında kendiliğinden oluşan uzun nazım türüdür.
DESTANLARIN ÖZELLİKLERİ :
* Toplumun ortak görüşlerini yansıtması
* Olağanüstü özellikler taşıması
* Kişilerinin seçkin olması (Kral, Han, Hakan ...vb.)
* Ait oldukları milletten izler taşıması
* Oldukça uzun olması
* Konuları bakımından savaş, deprem, yangın... şeklinde sıralanabilmesi
TÜRK DESTANLARI
Destanlarımız yazıya geçirilmedikleri için bugün bunlarınancak konularını bilmekteyiz. Bunları da İran, Çin ve Arap kaynaklarından öğreniyoruz.
A) SAKA DEVRİ DESTANLARI
1) Alp Er Tunga Destanı: Türk-İran savaşlarında Alp Er Tunga’nın yiğitliklerini ve bu savaşları anlatır.
2) Şu Destanı: İskender’le Türkler arasındaki savaşı ve Türk hakanı Şu’nun kahramanlıklarını anlatır.
B) HUN DEVRİ DESTANI
Oğuz Kağan Destanı : Hun hükümdarı Mete’yi ve onun yaşamını anlatır.
C) GÖKTÜRK DEVRİ DESTANLARI
1) Bozkurt Destanı : Göktürklerin dişi bir kurttan türeyişini anlatır.
2) Ergenekon Destanı : Bir savaşta yenilen ve Ergenekon’a açılan Türklerin orada bir demir dağı eritip intikamlarını almalarını anlatır.
D) UYGUR DEVRİ DESTANLARI
1) Türeyiş Destanı: Uygurların bir erkek kurttan türeyişi anlatılır.
2) Göç Destanı : Uygur Türklerinin anayurtlarından göçünü anlatır.
NOT: Destanlar oluşumları bakımından iki grupta incelenebilir.
a) Doğal Destanlar : Halk arasında ortaya çıkan anonim ürünlerdir. Bunlar genellikle daha sonra bir şair tarafından derlenip düzenlenmiştir. Bu türe örnek olarak şu destanları sıralayabiliriz.
İliada, Odysseia Yunanlıların (Homeros)
Kalevala Finlilerin
Nibelungen Almanların
Ramayana, Mahabarata Hintlilerin
Cid İspanyolların
Chanson de Roland Fransızların
Gılgamış Sümerlerin
Şehnâme İranlıların(Firdevsi)
b) Yapma (Suni) Destanlar : Bir olayın doğal destana benzetilerek bir şairce destanlaştırılmasıdır. Yapma destan örneği olarak şunları sıralayabiliriz:
Virgilius - Aeneit
Dante - İlahi Komedi
Tasso - Kurtarılmış Kudüs
Milton - Kaybolmuş (Kaybedilmiş) Cennet
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA - Üç Şehitler Destanı
B) İSLAMİ DEVİR TÜRK EDEBİYATI
1) TÜRK HALK EDEBİYATI
* İslamiyet öncesinden günümüze kadar kesintisiz gelen bir edebiyattır.
* Halk içinde yetişmiş ozanların icra ettiği bir edebiyattır.
* Temelinde sözlü bir gelenek vardır.
* Dili sadedir.
* Dörtlük ve yarım kafiye esaslıdır.
* Hece ölçüsü kullanılmıştır.
* Halkın dertlerini, sevinçlerini, her türlü duygularını işlemektedir.
* Koşma, destan, semai, varsağı, mani, ağıt, türkü, bilmece, atasözü, devriye, şathiye, ilahi, deme gibi çeşitli nazım şekilleri vardır.
* Kendi arasında :
a) Âşık Tarzı Halk Edebiyatı
b) Anonim Halk Edebiyatı
c) Dini-Tasavvufi Halk Edebiyatı
olmak üzere 3’e ayrılır.
a) Âşık Tarzı Halk Edebiyatı :
* İslamiyet'ten önce başlamıştır.
* Bu edebiyatı genellikle“ aşık” adı verilen sazlarıyla yazdıklarını besteleyip köy köy dolaşan ozanlar icra etmiştir.
* Hece ölçüsü kullanılmıştır.
* Dili sadedir.
* Nazım birimi dörtlüktür, yarım kafiye kullanılmıştır.
* Son dörtlükte şairin mahlası (adı) kullanılır.
* Aşk, ölüm, gurbet, ayrılık konuları sıklıkla ilenmiştir.
* Coşkulu, lirik bir söylenişi vardır.
Kullanılan Nazım Biçimleri:
Koşma
* Aşk, ayrılık, gurbet,sevgi,doğa,yiğitlik gibi geniş çerçeveli konuların işlendiği bir nazım şaklidir.
* 11’li hece ölçüsüyle yazılır.
* 3 ile 6 dörtlükten oluşur.
* Dili sadedir.
* Kafiye düzeni “abab,cccb,dddb...”şeklindedir.
* Son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
* Koşmanın konularına göre “güzelleme, koçaklama, ağıt, taşlama”adlı türleri vardır.
Güzelleme: İnsan ve doğa sevgisinin lirik bir edayla işlendiği koşmalara denir.(Karacaoğlan)
Koçaklama: Savaş, yiğitlik, kahramanlık gibi konuları işleyen koşmalara denir. (Dadaloğlu ve Köroğlu)
Ağıt: Ölen kişinin arkasından duyulan acının ve onun iyiliklerinin işlendiği koşmadır.
Taşlama: Toplumun veya bireylerin aksayan yönlerini eleştiren koşmalara denir.
(Seyrani)
Not: Güzelleme, koçaklama, ağıt, taşlama birer nazım türüdür.
Varsağı
* Toros Dağları ve Adana civarında yaşayan “VARSAK” boylarının söyledikleri türkülere denir.
* Kafiye düzeni koşma gibidir.
* 4+4 şeklinde 8’li ölçüyle söylenir.
* “BRE, BEHEY, HEY“ nidaları sıklıkla kullanılmıştır.
* En az 3 en fazla 5 dörtlüktür.
* Konu olarak hayattan ve talihten şikayet gibi konular işlenir.
Semai
* Koşma ile aynı konular işlenir.
* Kafiye düzeni koşma ile aynıdır.
* 4 + 4 =8 ‘li ölçüyle yazılır.
* 3 – 5 dörtlükten oluşur.
* Koşmadan ezgisi,dörtlük sayısı ve ölçüsü bakımından ayrılır.
Destan
* 6+5 ‘li hece ölçüsüyle söylenir.
* Halk edebiyatının en uzun nazım biçimidir.
* Kendine özgü bir söylenişi vardır.
* Kafiye düzeni koşma ile aynıdır.
* Ayaklanma, kıtlık, savaş, hastalık gibi toplumsal konular işlendiği gibi bireysel konuların işlendiği destanlar da vardır. * Dörtlük sayısında sınırlama yoktur.
b) Anonim Halk Edebiyatı:
* Belli bir sahibi yoktur. Halkın ortak malı olan ürünlerden oluşur.
* Dili sade, akıcı bir halk Türkçesidir.
* Şiirlerde hece ölçüsünün 7’li, 8’li, 11’li kalıpları ağırlıklı olarak kullanılır.
* Şiirlerinin nazım birimi dörtlüktür.
* En çok yarım kafiye kullanılmıştır.. Bazı manilerde cinaslı kafiye görülür.
* Ölüm, aşk, tabiat sevgisi, ayrılık acısı, özlem, yiğitlik, toplumsal aksaklıklar gibi konular işlenir.
* Sözlü geleneğe dayanır.
Kullanılan Nazım Biçimleri:
Türkü
* Kendine özgü bir ezgi ile söylenen nazım biçimidir.
* Genellikle anonimdir,yazarı bilinenleri de zamanla halka mal olmuştur.
* Aşk, tabiat, ayrılık, hasret, gurbet, sevgi, güzellik gibi konular işlenir
* Türküler 8’li(4+4) veya 11’li(4+4+3) hece ölçüsüylesöylenir..
Türküler iki bölümden oluşur.
1- Bent: Türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür.
2- Kavuştak: Her bendin sonunda tekrarlanan bölümdür. Nakarat ya da bağlama adı da verilir.
Mani
* Hecenin 7’li kalıbıyla söylenirler.
* Bir dörtlükten oluşur.
* Uyak düzeni aaxa şeklindedir.
* İlk iki dize doldurmadır. Asıl konu son iki dizededir.
* Konu sınırlaması yoktur.
* Düz mani,kesik mani,yedekli mani ve cinaslı mani gibi türleri vardır.
Ninni
* Annelerin çocukları uyutmak için belli bir ezgiyle söylediği sözlü edebiyat ürünleridir.
* 7’li, 8’li ve 9’lu hece ölçüsüyle söylenir.
* Genellikle dörtlüklerden oluşur.
c) Dinî Tasavvufî Halk Edebiyatı (Tekke Edebiyatı) :
* Hece ölçüsü ağırlıklıdır, az da olsa aruz ölçüsü kullanılmıştır.
* Yarım uyak ve redif sık kullanılmıştır.
* Tasavvuf terimlerinin dışında dil,halkın anlayabileceği nitelikte ve sadedir.
* Saz eşliğinde söylenenler de vardır.
* Allah sevgisi, nefsin öldürülmesi, insan sevgisi, ölüm, Allah’a varış yolları, tasavvuf ilkeleri temel konularıdır.
* Coşkuludur, genellikle didaktik şiirlerden oluşur.
* Nazım birimi dörtlüktür ancak beyitle oluşturulmuş türlerde vardır.
Kullanılan Nazım Türleri:
İlahi
* Tekke edebiyatının ana nazım türüdür.
* 8’li hece ölçüsüyle söylenir, 7 ve 11’li de olabilir.
* Fanilik,Allah sevgisi,nefsin öldürülmesi temel konusudur.
* Bu türün en büyük ustası Yunus Emre’dir.
Nefes
* 8’li hece ölçüsüyle söylenir.
* İlahilerin konularının Bektaşilerce söylenmesi sonucu ortaya çıkmış türdür.
Deme (Deyiş)
* 8’li hece ölçüsüyle söylenir
* Saz eşliğinde kendine özgü bir makamla söylenir.
Nutuk
Tekke Edebiyatı’nda Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yenigiren müritleri bilgilendirmek tarikat derecelerini ve tarikat adabını öğretmek amacıyla söylenen didaktikşiirlerdir.
Devriye
Evrendeki canlı cansız her şey Allah'tan gelmiştir, yine Allah'a dönecektir. Bu felsefeyi yansıtan şiirlere Tekke edebi yatında devriye denilmiştir.
Şathiye
*Dini ve tasavvufi halk şiirinde genel olarak mizahi manzumelere şathiye adı verilir.
*İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir.
* Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır.
* Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır.
* Bu türün en tanınmış şairi Kaygusuz Abdal’dır.
Not:Yukarıdaki türler koşma nazım biçimiyle yazıldığı için birer nazım biçimi değil birer nazım türüdür.
Öğretmen ve öğrencilere yönelik kitap özetleri, kitap sınavları, kitap soruları ve eğitici hikayeler
İslami Dönem Türk Edebiyatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İslami Dönem Türk Edebiyatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
29 Mart 2020 Pazar
27 Mart 2020 Cuma
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları - İslami Dönem Türk Edebiyatı, Halk Edebiyatının Genel Özellikleri
İSLAMİ DÖNEM TÜRK EDEBİYATI
1. Halk Edebiyatı
Halk Edebiyatının Genel Özellikleri
Halk Edebiyatı, sözlü edebiyatın uzantısıdır.
Halkın oluşturduğu sözlü eserlerden oluşur.
Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır.
Türklerin Anadolu’ya geldikten sonra edebiyatları beş gruba ayrılmıştır.
Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu “Yüksek Zümre Edebiyatı” ve İslam öncesinden gelen sözlü bir “Halk Edebiyatı“. Anadolu’ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti.
Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri Halk Edebiyatı’dır.
Halk Edebiyatının Dönemleri
13. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda ele geçen eserler daha çok fetih ve savaşlara aittir. Bunların en önemlileri İslami Türk destanlarıdır. Battal Gazi Destanı, Danişmentname bunlardan en ünlüleridir.
Dönemin en ünlü kişisi Nasreddin Hoca’dır. O, zekâsıyla, keskin görüşleri ve zeki söyleyişleriyle, nükteleriyle dünyaca tanınmış biridir. 13. yüzyılda yaşadığı halde halka mal olarak kendinden sonra gelen Timurlenk ile karşılaştırılmıştır. Bu asrın en önemli şairi Yunus Emre’dir.
14. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın en önemli eseri Kitab-ı Dede Korkut ‘tur.Bu kitapta hikayeler Oğuz Türkleri arasında yaşanmış ve yayılmıştır. Kitapta Oğuz Türkleri’nin Gürcüleri, Rumlar, Ermeniler ve diğer Türk boylarıyla yaptıkları barışlar anlatılır. Hikayelerde nazım, nesir iç içedir.
Dili destansı bir dildir. Bazı yönleriyle destana benzer. Bu yüzden destandan halk hikayeciliğine geçiş ürünü olarak olarak görülür. Bu asırdaki en ünlü şair, Yunus tarzı söyleyişleriyle ün kazanan tekke şairi Kaygusuz Abdal’dır.
15. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın tanınmış ismi Hacı Bayram Veli’dir. Ankara’da doğan Hacı Bayram Veli, çok güçlü bir medrese tahsili yapmıştır. Aruzla da yazmakla birlikte daha çok hece ölçüsünü kullanmış ve dini şiirler yazmıştır. İlahileri tekkelerde, zaviyelerde dillerden dillere dolaşmıştır.
16. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda sadece Tekke edebiyatının değil, din dışı konularda söylenen şiirlerin de metinleri ele geçmiştir. Ellerinde sazlarla diyar diyar dolaşan, nerede bir güzel görülürse ona aşık olan ve şiirler söyleyen şairler, ordularda, kışlalarda, hudut boylarında boy gösteren aşıklar eski halk geleneğini sürdürmüşler ve “Aşık Edebiyatı” denen edebiyatı yaşatmışlardır. Bunların en tanınmışı, yüzyılın sonlarında şöhret kazanan Köroğlu’dur. Ayrıca Kul Mehmet, Hayali, Bahşi adlı âşıklar da dönemin önemli şairleridir.
Tekke Edebiyatının bu dönemdeki temsilcisi Pir Sultan Abdal’dır. Pir Sultan Abdal tekke şairleri arasında şiirlerini sazla söyleyen ender kişilerdendir. Daha çok nefesleriyle tanınır.
17. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu dönem Türk edebiyatının altın çağıdır. Hem Âşık edebiyatı hem Tekke edebiyatı hem de Anonim Halk edebiyatı ürünlerden birçoğu ele geçmiştir. Tekke edebiyatının önde gelen şairleri Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi Mısri’dir.
Her iki şair de derin ilim sahibidirler. Bu asırda Âşık edebiyatında büyük gelişmeler olmuş, Divan şairlerine bile ilham verecek lirik şiirler söylenmiştir. Ayrıca aruzla şiir söyleyen saz şairleri, kendilerini Divan şairleri kadar başarılı saymışlardır. Bunların arasında Yeniçeri ordusunda bulunan ve Evliya Çelebi’nin de dikkatini çeken Kâtibi, denizci olan Kayıkçı Kul Mustafa ünlüdür. Ancak günümüzde bile çok sevilen, şiirlerin çoğu halk Türküsü haline gelen âşık Karacaoğlan’dır. Şiirlerinin tümünü hece ölçüsüyle söyleyen, halk anlayışını, yaşayışını şiirlerine en iyi şekilde yansıtan Karacaoğlan tabiat ve sevgili teması ile yazdığı koşmalarıyla tanınır. Dönemin diğer büyük saz şairi Âşık Ömer’dir. Halk şairleri arasında en kültürlü, en yaratıcı olarak tanınır.
18. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda halk edebiyatı şairleri, divan şairleriyle boy ölçüşme, aruzla şiir söyleme bu devirde biraz daha yaygınlaşmıştır. Tekke edebiyatı bu dönemde bir duraklama içindedir. Dönemin en büyük tekke şairi, aynı zamanda büyük bir âlim olan Erzurumlu İbrahim Hakkı’dır. İlahiname adlı divanında genellikle tasavvufi kasideler, gazeller, ilahiler bulunur. Ayrıca şairin Marifetname adında nesir eseri de vardır.
19. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Halk şiir geleneği bu asırda klasik söyleyişini sürdürmüştür. Özellikle Âşık edebiyatının çok yetenekli saz şairleri görülür. Bunlardan biri de Bayburtlu Zihni’dir. Hem Divan hem de âşık tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Çok iyi medrese eğitimi görmüştür. Bu nedenle divan tarzında yazdığı şiirler, Divan şairlerini aratmaz. Ayrıca halk tarzında söylediği şiirlerde tam bir âşık söyleyişi vardır. Dönemin diğer tanınmış şahsiyeti Erzurumlu Emrah’tır. Divan tarzı şiirleri pek başarılı değildir. Asıl lirik şiirleri, koşma tarzında söyledikleridir.
1. Halk Edebiyatı
Halk Edebiyatının Genel Özellikleri
Halk Edebiyatı, sözlü edebiyatın uzantısıdır.
Halkın oluşturduğu sözlü eserlerden oluşur.
Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır.
Türklerin Anadolu’ya geldikten sonra edebiyatları beş gruba ayrılmıştır.
Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu “Yüksek Zümre Edebiyatı” ve İslam öncesinden gelen sözlü bir “Halk Edebiyatı“. Anadolu’ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti.
Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri Halk Edebiyatı’dır.
Halk Edebiyatının Dönemleri
13. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda ele geçen eserler daha çok fetih ve savaşlara aittir. Bunların en önemlileri İslami Türk destanlarıdır. Battal Gazi Destanı, Danişmentname bunlardan en ünlüleridir.
Dönemin en ünlü kişisi Nasreddin Hoca’dır. O, zekâsıyla, keskin görüşleri ve zeki söyleyişleriyle, nükteleriyle dünyaca tanınmış biridir. 13. yüzyılda yaşadığı halde halka mal olarak kendinden sonra gelen Timurlenk ile karşılaştırılmıştır. Bu asrın en önemli şairi Yunus Emre’dir.
14. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın en önemli eseri Kitab-ı Dede Korkut ‘tur.Bu kitapta hikayeler Oğuz Türkleri arasında yaşanmış ve yayılmıştır. Kitapta Oğuz Türkleri’nin Gürcüleri, Rumlar, Ermeniler ve diğer Türk boylarıyla yaptıkları barışlar anlatılır. Hikayelerde nazım, nesir iç içedir.
Dili destansı bir dildir. Bazı yönleriyle destana benzer. Bu yüzden destandan halk hikayeciliğine geçiş ürünü olarak olarak görülür. Bu asırdaki en ünlü şair, Yunus tarzı söyleyişleriyle ün kazanan tekke şairi Kaygusuz Abdal’dır.
15. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın tanınmış ismi Hacı Bayram Veli’dir. Ankara’da doğan Hacı Bayram Veli, çok güçlü bir medrese tahsili yapmıştır. Aruzla da yazmakla birlikte daha çok hece ölçüsünü kullanmış ve dini şiirler yazmıştır. İlahileri tekkelerde, zaviyelerde dillerden dillere dolaşmıştır.
16. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda sadece Tekke edebiyatının değil, din dışı konularda söylenen şiirlerin de metinleri ele geçmiştir. Ellerinde sazlarla diyar diyar dolaşan, nerede bir güzel görülürse ona aşık olan ve şiirler söyleyen şairler, ordularda, kışlalarda, hudut boylarında boy gösteren aşıklar eski halk geleneğini sürdürmüşler ve “Aşık Edebiyatı” denen edebiyatı yaşatmışlardır. Bunların en tanınmışı, yüzyılın sonlarında şöhret kazanan Köroğlu’dur. Ayrıca Kul Mehmet, Hayali, Bahşi adlı âşıklar da dönemin önemli şairleridir.
Tekke Edebiyatının bu dönemdeki temsilcisi Pir Sultan Abdal’dır. Pir Sultan Abdal tekke şairleri arasında şiirlerini sazla söyleyen ender kişilerdendir. Daha çok nefesleriyle tanınır.
17. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu dönem Türk edebiyatının altın çağıdır. Hem Âşık edebiyatı hem Tekke edebiyatı hem de Anonim Halk edebiyatı ürünlerden birçoğu ele geçmiştir. Tekke edebiyatının önde gelen şairleri Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi Mısri’dir.
Her iki şair de derin ilim sahibidirler. Bu asırda Âşık edebiyatında büyük gelişmeler olmuş, Divan şairlerine bile ilham verecek lirik şiirler söylenmiştir. Ayrıca aruzla şiir söyleyen saz şairleri, kendilerini Divan şairleri kadar başarılı saymışlardır. Bunların arasında Yeniçeri ordusunda bulunan ve Evliya Çelebi’nin de dikkatini çeken Kâtibi, denizci olan Kayıkçı Kul Mustafa ünlüdür. Ancak günümüzde bile çok sevilen, şiirlerin çoğu halk Türküsü haline gelen âşık Karacaoğlan’dır. Şiirlerinin tümünü hece ölçüsüyle söyleyen, halk anlayışını, yaşayışını şiirlerine en iyi şekilde yansıtan Karacaoğlan tabiat ve sevgili teması ile yazdığı koşmalarıyla tanınır. Dönemin diğer büyük saz şairi Âşık Ömer’dir. Halk şairleri arasında en kültürlü, en yaratıcı olarak tanınır.
18. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda halk edebiyatı şairleri, divan şairleriyle boy ölçüşme, aruzla şiir söyleme bu devirde biraz daha yaygınlaşmıştır. Tekke edebiyatı bu dönemde bir duraklama içindedir. Dönemin en büyük tekke şairi, aynı zamanda büyük bir âlim olan Erzurumlu İbrahim Hakkı’dır. İlahiname adlı divanında genellikle tasavvufi kasideler, gazeller, ilahiler bulunur. Ayrıca şairin Marifetname adında nesir eseri de vardır.
19. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Halk şiir geleneği bu asırda klasik söyleyişini sürdürmüştür. Özellikle Âşık edebiyatının çok yetenekli saz şairleri görülür. Bunlardan biri de Bayburtlu Zihni’dir. Hem Divan hem de âşık tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Çok iyi medrese eğitimi görmüştür. Bu nedenle divan tarzında yazdığı şiirler, Divan şairlerini aratmaz. Ayrıca halk tarzında söylediği şiirlerde tam bir âşık söyleyişi vardır. Dönemin diğer tanınmış şahsiyeti Erzurumlu Emrah’tır. Divan tarzı şiirleri pek başarılı değildir. Asıl lirik şiirleri, koşma tarzında söyledikleridir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Site İçi Linkler
- 9. Sınıf Ders Notları
- 10. Sınıf Ders Notları
- 11. Sınıf Ders Notları
- 12. Sınıf Ders Notları
- Kitap Özetleri
- Kitap Sınavları
- Eğitim ve Teknoloji
- İngilizce - Türkçe Hikayeler
- A. Hamdi Tanpınar
- Ahmet Ümit
- Amin Maalouf
- Binbir Gece Masalları
- Cengiz Aytmatov
- Cemil Meriç
- Dan Brown
- Dede Korkut
- Dostoyevsky
- Fakir Baykurt
- H.G. Wells
- Halide E. Adıvar
- İskender Pala
- Jules Verne
- Kemalettin Tuğcu
- Mevlana Celaleddin Rumi
- Ömer Seyfettin
- Peyami Safa
- Reşat Nuri Güntekin
- Sabahattin Ali
- Stefan Zweig
- Tolstoy
- Y. Kemal Beyatlı
- Yaşar Kemal
- Ziya Gökalp