Yüzüncü Ad / Baldassare'nin Yolculuğu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Haziran 2019 Pazar

thumbnail

Yüzüncü Ad / Baldassare'nin Yolculuğu (Amin Maalouf) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Yüzüncü Ad / Baldassare'nin Yolculuğu

Kitabın Yazarı : Amin Maalouf

Kitap Hakkında Bilgi :

Doğu'daki son Cenevizlilerden, antika tüccarı Baldassare Embriaco, 1665 yılı sonlarında, soyunun yüzyıllardır yaşadığı Lübnan'dan yollara düşer. Ertesi yıl, İncil'e göre "Canavar'ın Yılı"dır. Kimilerine göre düpedüz Mahşer: Kan, ateş, yıkım ve her şeyin sonu.

Zamanın sonu! Dünyayı ve Baldassare'yi kurtarabilecek tek şeyse, Yüzüncü Ad'dır. Kimselerin görmediği bir yazma Allah'ın, Kuran'da anılan doksan dokuz adının, sıradan ölümlülere bildirilmemiş olan yüzüncüsü. Tanrı'nın gizli ve yüce adı. Korku, şaşkınlık, düş kırıklığı, umut ve aldanma, menzil taşlarıdır bu uzun yolun. Bir de en beklenmedik anda yolcunun karşısına dikiliveren aşk.

Kitabın Özeti :

Herşey 1648 yılında Evdokim adlı bir Rus'un ta Moskova'dan kalkıp Libya'nın Cübeyl ilinde eski bir antika dükkanı ve kitapçısı olan Baldessera Embriaco'ya "Yüzüncü Ad" adlı kitabı sormasıyla başlar.

Rus'u Cübeyl'e getiren kendi ülkesinde yayınlanan "Gerçek ve Ortodoks Dininin Tek Kitabı" adlı kitaptır. Bu kitaba göre 1666 yılında dünyanın sonu gelecektir. Bu sonu engelleyecek tek şey ise Allah'ın yüzüncü adının yazıldığı idddia edilen Yüzüncü Ad adlı kitaptır. Ama Rus aradığını bulamaz, fakat garip bir şekilde ilerleyen yıllarda bir çok kişi Embrioca'nın dükkanına gelerek Yüzüncü Ad'ı sorar ve sonunda 1665 yılına gelinir.

Artık canavarın yılına bir yıl kalmıştır ve dünyanın sonunu geldiğine dair söylentiler dilden dile dolaşmaktadır. Bazıları bunu saçma bulurlar ama bazıları iyiden iyiye kendini kaptırmıştır ve korku içindedir.

Bir gün 7-8 yıl önce Cübeyl'e yerleşmiş olan ve birşeylerden kaçmış olduğu belli olan İdris adlı bir Müslüman Embrioca'ya gelerek eski ve değeri olmayan bir kitabı satmasını ister. Embriaco adama acır ve kitabı sattığını söyleyerek ona kitabın değerinin üstünde para verir adam buna karşılık olarak Embriaco'ya bir kitap verir. Bu kitap Yüzüncü Ad'ın ta kendisidir.

Embriaco şaşkınlık içine düşer hemen okumak için dükkanına gider ama ne yazık ki tam kitabı okurken Fransa saray görevlisi olan Marmontel adlı bir soylu kitabı görür ve satın almak ister. Embriaco bu pek değerli kitabı satmak istemese de adam Fransa'yı temsil ettiği için ona hayır diyemez ve kitabı satar.

Ertesi gün İdris'in öldüğü haberi kalır ve Yüzüncü Ad ile ilgili sorular cevapsız kalır. Embriaco, kendisini dünyanın sonunun geldiğine iyice kaptırmış olan büyük yeğeninin etkisiyle ve biraz da kendisi pişmanlıktan dolayı küçük ve büyük yeğeniyle birlikte Marmontel'in peşine, İstanbul'a, gelirler.

İstanbul'a giderken dünyanın sonuyla ilgili ilginç olaylarla karşılaşırlar. Ama bunlardan farklı ve daha da ilginç olanı ise Marta'dır. Marta, Embriaco'nun zamanında evlenmek isteyip de evlenemediği kadındır. Marta bir korsanla evlenmeyi istemiştir. Fakat şimdi Marta kocasını yıllardır bulamamaktadır ve artık öldüğüne dair bir belgeyi almak için İstanbul'a gitmektedir. Zamanla Embriaco ile Marta arasında bir aşk alevlenmeye başlar. Marta'nın eski kocasının öldüğüne dair belgeyi alıp evlenme kararı alırlar.

Embriaco İstanbul'a geldiğinde Marmontel'in gemisinin İzmir civarlarında korsanlar tarafından yağmalanıp batırıldığını öğrenir. Kitaptan ümidini keser bu arada Marta da ölüm belgesini alamaz ve şansını kocasının son görüldüğü yer olan Sakız Adası'nda denemek ister.

Embriaco, Marta ve iki yeğeni İzmir'e giderler. İzmir'de kaderin bir cilvesi olarak, Embriaco İzmir'de tanıştığı bir arkadaşının evinde Marmontel'e kitabı satarken bir jest olarak verdiği yontucuğu bulur. Arkadaşına bunu nerden bulduğunu sorar. Arkadaşı onu bir İngiliz arkadaşından aldığını ve arkadaşının da sabah İngiltere'ye aceleyle yola çıktığını söyler.

Artık çok geçtir. İngiltere'ye gitmeye hiç niyetli değildir. O an için Yüzüncü Ad macerası kapanır. Artık tek yapmak istediği Marta'nın kocasının öldüğüne dair bir kanıt bulmaktır. Bu kanıtı bulmak için Sakız Adası'na Marta ile beraber giderler ama işler hiç umulduğu gibi gitmez. Marta'nın kocası yaşıyordur. Bunun üzerine Marta kocasının evine ayrıldıklarını onaylatmak için tek başına gider. Kocasının artık yeni bir karısı vardır. Marta bir gün boyunca gelmez.

Embriaco iki yeniçeriyle birlikte Marta'nın kocasının evine gider. Marta'ya bir şeyler olmuştur. Tüm yalvarmalara rağmen geri dönmez. Bunun üzerine iki yeniçeri yalan beyanda bulunmaktan Embriaco'yu tutuklarlar. Bir gemiye gözleri elleri bağlı olarak Cenova'ya sakız kaçakçılığı yapan bir gemiye koyarlar.

Cenova, bir Cenevizli olan Embriaco'nun atalarının çok eski yıllarda yaşadığı ve şehrin en zengini ve en ihtişamlı sülalesi olduğu şehirdir. Geminin kaptanına kendisini tanıtır. Kaptan onu saygıyla karşılar. Embriaco'yu Cenova'ya geldiklerinde eskiden Embriacoların hizmetinde bulunmuş, onların sayesinde şimdi şehrin en zengini olmuş Gregerio Mangiavacci ile tanıştırır. Adam onu evinde uzun bir süre en yi şekilde ağırlar. Cenova’da kalıp kızıyla evlenmesi için ısrar eder. Ama Embriaco'nun aklı Marta ve iki yeğenindedir. Bu sebepten Marta'nın tehdit edildiği inancını taşıyarak Sakız Adası'na geri döner.

Marta onu tekrar reddeder. Embriaco'nun dünyası mahvolur ve Cenova'ya geri döner.

Gregerio, Embriaco'dan şirketinin bir kısmına sahip olan bir adama bir zarf teslim etmesini ister. Teslim edeceği yer Portekiz'dedir, bu yüzden kabul etmez. Gregerio ona bir oyun oynar ve gitmek zorunda kalır. Portekiz' e gelince zarfı teslim eder ve zarf karşılığında yüklü bir miktar para alır. Artık yeniden parayı teslim etmek için Cenova'ya dönmek zorundadır. Geri dönerken Holandalı bir savaş gemisi gemilerini teslim alır. Gemiyi gemidekilerle birlikte Hollanda'ya götürür. Hollanda'da bir süre tutulduktan sonra serbest kalır.

Artık tek isteği eve dönmektir ama Yüzüncü Ad macerasını yeniden başlatır ve Londra' ya uğrar. Orada İngiliz'i bulur. İngiliz ona kitabı bir rahibe sattığını söyler. Embriaco rahibin adresini alır ve adrese gider. Kitabı satın almak ister. Rahip kitabı satmıyacağını fakat Arapça yazılı kitabı kendisine açıklaması karşılığında kitabı verebileceğini söyler. Embriaco buduruma çok sevinir. Hem kitabı okuyup yüzüncü adı öğrenme şansını yakalayacaktır hem de kitaba sahip olacaktır. Ama garip bir nedenledir ki kitabı her okumaya başladığında gözlerine bir perde iner, okuyamaz, ama bu durumu rahibe söylemez. Kitabı okur gibi yapar ve kafasından birşeyler söyler.

Bu arada 1666 yılına çoktan girilmiştir. Embriaco dünyanın öbür taraflarında neler olduğunu merak etmektedir. Bu sırada Londra'da büyük bir yangın başlar. Nerdeyse tamamı ahşap olan evleriyle birlikte Londra'nın yarısı yanmıştır. Embriaco kitabı alarak Londra'dan kaçar. Çeşitli yollarla Cenova'ya yeniden döner, parayı teslim eder. Adamın kızıyla evlenmeyi kabul ederek evlenir.
Artık 1666 yılının sonları gelmiştir ve son gün de olaysız geçer. Böylece Yüzüncü Ad macerası biter. Kitabı sonsuza kadar saklamak üzere evinin en ücra köşesine koyar.

About