Çağlayanlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Kasım 2019 Cumartesi

thumbnail

Çağlayanlar (Ahmet Hikmet Müftüoğlu) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Çağlayanlar

Kitabın Yazarı : Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Kitap Hakkında Bilgi :

Edebiyatımızdaki asıl yerini yazı hayatının ikinci devresinde yazıldığı hikayeleri ile elde edilen Ahmet Hikmet Müftüoğlu, önceleri Servet-i Fünûn topluluğu içinde yer almış, daha sonra millî edebiyat akımı etkisindeki yazılar yazmaya başlamıştır. Yerli konuları millî bir dille, sade bir üslüpla kaleme almıştır.

İkdam ve Servet-i Fünûn dergilerinde yazdığı düz yazılarda iyi bir tesir uyandırmak, gönülleri heyacanlandırmak için mübalağalı bir dil ve üslüp kullanan Ahmet Hikmet, ağır ve anlaşılması güç Servet-i Fünûn dilini işlediğini ve hayal ürünü konuları ele aldığını bizzat kendisi ifade eder. II.Meşrutiyet'ten sonra zamanın modasına uyarak o da millî edebiyat akımı doğrultusunda hareket eder. Millî duyguları güçlü bir sanatçı olan Ahmet Hikmet, 1908'den sonra başlayan Türkçülük hareketinin kurucuları arasında yer almıştır. Türk Ocağı gibi oluşumların kuruluşunda görev almıştır.

Milli şair unvanı verilen Mehmet Emin Yurdakul'un Türk şiirinde açtığı çığırı Ahmet Hikmet Müftüoğlu Çağlayanlar'da hikayeleriyle devam ettirmiştir. Yazar, bu eserdeki hikayelerinde Türk destanlarından, tarihinden, faydalanmış; Trablus, Balkan, I. Dünya Savaşlarında yaşanan olayları anlatmıştır. 

Kitabın Özeti :

Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun 1922′de yayınlanan Çağlayanlar adlı kitabı 18 parçadan ibarettir. Milli edebiyatımız içinde uyandırdığı milliyetçilik duygularıyla çok önemli bir yere sahiptir. Çağlayanlar hikayelerindeki kahramanların isimleri şunlardır: Alparslan Masalı, Yarayı Kanatan, Üzümcü, Sümbül Kokusu, İnci, Yakarış, Bekir ile Tekir, Ayşe Kızla Vato, Maviş .

Sümbül Kokusu

Pazar günü, Budapeşte Darülfünunu Tabiiyyat şubesinde öğrenim gören Hüseyin Arif, Macaristan'ın dar sokak larından birinin kasvetli, dar evlerinden birinde, gazete okumaktadır. Gazetede Çanakkale Savaşı'nın gidişatıyla ilgili pek çok haber vardır. İstanbul'un, Boğazlar'ın her yanının sarıldığı, ülkenin çok zor durumda olduğu yazmaktadır. Hüseyin Arif, memleketinin düştüğü bu durumdan dolayı büyük bir hüzün içindedir. Ülkenin cephane durumu çok eksiktir. Oysa düşman askerlerine her yandan yardım gelmektedir. Onların her türlü imkânı karşısında Türk askerinin yalnızca bir göğsü, bir de bazusu vardır.

İstanbul; camileriyle, mavi denizi ve göğü, mezarlıkları, surları ile gözlerinin önüne gelmektedir. Ona göre, İstanbul'un hamalları Avrupa'nın lordlarından daha asildir. Kaldığı Macar topraklarındaki sokaklara göre İstanbul'un sokakları daha nurani, daha neşelidir. İçinden bir çığlık kopar. Allah'a, vatanımı düşmana çiğnetme, diye yalvarır.

Bu hüzün içinde, memleketine ait neyi varsa hepsini koklar. Sonra pencereyi açar. Ev sahibi dört gün önce bir sümbül vermiştir. Pencereyi açınca duyduğu sümbül kokusuyla irkilir. Sümbül saksısının üzerine kapanarak ağlamaya başlar. O sırada kapı vurulur. Gelen Mehmet Siyavuş'tur. Mehmet'e sümbülü derinden koklamasını söyler. Mehmet Siyavuş da irkilir. Çünkü sümbül, İstanbul kokmaktadır.

Mart aylarında İstanbul'da iş portalarda 'bahariye kokuları' diye satılan sümbül kokusunu hatırlarlar. İkisi de Ah vatan!' derler. Vatanı kaybediyoruz.' diye ağlamaya başlarlar. İki genç, bir şey yapmaları gerektiğine karar verir. Hüseyin Arif arkadaşına; 'Yaşamak alçaklıktır. Çanakkale cephesinde ölmeliyiz.' der. Birbirlerine sarılarak ikisi de vatan için savaşmaya karar verir. İki gün içinde eşyalarını satarlar. Pasaport işlemleri için gittiklerinde görevli onlara 'Talebelerin askerlikleri ertelendi.' dediğinde, onlar büyük bir huzurla 'Biz gönüllü gidiyoruz.' cevabını verirler.

Padişahım Alınız Menekşelerimi, Veriniz Gülümü

Samime Hanım, kanepede gazeteleri okumaktadır. Yanında Ayşecik vardır. Ayşecik, Samime Hanım'in hizmetçisidir. Samime Hanım'ın kocası, Ayşecik'in de babası ve nişanlısı Trablus cephesine gittiklerinden beri koca evde birbirlerine arkadaşlık etmektedirler. Ayşecik, bu eve akrabası olan Samime Hanımın kocası Tuğrul Bey'in babasından haber alabileceği ümidiyle gelmiştir. Fakat Tuğrul Bey de kısa zaman sonra cepheye gitmiştir.

Samime Hanım ile Ayşe iki dert ortağı olmuşlardır. Her ikisi de her gün Allah'a cephedeki yakınları için yalvarmakta, evde matem havası esip durmaktadır. Samime Hanım, Ayşe'ye kocasından, Ayşe de utanarak nişanlısından bahsetmekte; böylelikle avunmaktadırlar. Ayşe, Samime Hanıma muharebeden bir haber olup olmadığını sorar. Samime Hanım, gazetedeki haberi okumaya başlar. Gazetede şunlar yazmaktadır:

'On üç zırhlıya karşı bir asker'
"Salı sabahı düşman zırhlılarından on üçü Trablus 'un şark tarafında kalan Hamidiye İstihkamı'nı dövmeğe başlamışlardır. İstihkam da on bir neferle bir çavuş vardı. Neferlerin dokuzu bir müddet sonra şehid, ikisi mecruh olmuş ve sağ kalan Mehmed Çavuş isminde bir kahraman henüz parçalanmayan birkaç topla, dünyanın hiç bir muharebesinde işitilmemiş, hiç bir memleketin tarihinde görülmemiş bir inat ve metanetle tek başına düşmana mukabele etmiş ve nihayet tunç toplarla beraber o pulat vücut da başına yağan yüzlerce gülle altında parça parça olmuştur. Böyle emsalsiz erlere malik olan millet dünyanın en büyük milletidir."

Gazetedeki haberi duyan Ayşe, haykırmaya ve ağlamaya başlar. Haberdeki Mehmet Çavuş babasıdır. Ayşe baygınlık geçirir. Samime Hanım, onu teskin etmeye çalışır. İkisi de abdestlerini alarak Allah'a secde ederler. Dakikalarca ağlayarak Allah'a dua ederler. Samime Hanım, Ayşe'ye yatmasını ve Allah'a nişanlısının yaşaması için dua etmesini söyler.

Ayşe rüyasında nişanlısı Tosun'u görür. Bir melek, onu Trablusgarb'a nişanlısının yanma götürür. Nişanlısının yanında babasıda vardır. Babası, nişanlısını götürmesini, onun yerine de savaşacağını söyler ve gider. Ayşe, Tosun'a sarılarak ağlamaya başlar. Tosun'la birlikte bir yere otururlar. Tosun, düşman kurşunu askerlerimizin bağrını delerken, buradan ayrılamayacağını söyler. Bu arada, Tosun'un her yerinden inciler akmaktadır. Ayşe incileri toplayıp padişaha vererek nişanlısının bedelini vereceğini düşünür ve sevinir. Tosun, düğmesini açtığında içinden mücevherler dökülmeye başlar. Tosun, ona:

"Benim bedelim bu çöllerin bütün kumlarıdır. Ben bitmeyince Trablus, bitmez." der. Padişaha bir demet çiçek götürmesini söyler. Ona son söylediği cümle:

"Gönlüm diyorki ben şehid olmamışsam mutlaka çiçekleri padişaha vereceksin."

Ayşe, sabah olunca hemen bahçeden çiçek toplar. Padişaha gidecektir. Dolmabahçe Sarayı'nın önünde elinde çiçeklerle duracak, padişah onu görünce Ayşe'yi yanına çağıracaktır. O da padişaha: "Alınız menekşelerimi, veriniz gülümü!" diyecektir. Bu düşüncelerle evden çıkar. Yolda birkaç bölük asker görür. İçlerinde Tosun da vardır. Onu görünce gözleri kararır ve oracığa düşüverir. Ayşe aklanmıştır. Gördüğü asker Tosun değildir. Elinde ki menekşeler de çamurun içine düşmüştür. O anda rüyada Tosun'un: "Ben şehid olmamışsam mutlaka çiçekleri padişaha vereceksin." dediğini hatırlar. Ağlayarak onun şehid olduğunu anlar.

7 Haziran 2019 Cuma

thumbnail

100 Temel Eser Lise Kitap Sınavı Yarışması Soruları 21-41 ve Cevap Anahtarı 2


TÜRK HALK ŞİİRİNDEN SEÇMELER (21.-22.SORULAR)

Seyyah olup şu alemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkarımca okur yazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu Kul Himmet
21. Halk Şiirinden Seçmeler adlı eserden alınmış yukarıdaki dörtlük hangi temayı işliyor? 

A) Yalnızlık
B) Umutsuzluk
C) Hayatın geçiciliği
D) Karamsarlık
E) Gezmenin önemi

Bir vakte erdi ki bizim günümüz
Yiğit belli değil mert belli değil
Herkes yarasına derman arıyor
Devâ belli değil dert belli değil
22. Ruhsati’ye ait yukarıdaki dörtlük hangi nazım türüne ait olabilir? 

A) Koçaklama
B) Semai
C) Varsağı
D) Taşlama
E) Ağıt

EVLİYA ÇELEBİ’NİN SEYAHATNAMESİNDEN SEÇMELER(23.-24.SORULAR)
 
23. Halkın ağzında şöyle bir fıkra vardır: Bir dervişe “Nereden geliyorsun?” demişler. O da “Kar rahmetinden geliyorum.” demiş. Bunun üzerine “O ne diyardır?” demişler. Derviş “Soğuktan insana zulüm olan ...............’dur.” demiş. “Orada yaz olduğuna rast geldin mi?” demişler. Derviş “Vallahi 11 ay, 29 gün sakin oldum. Halk hep yaz gelecek dedi. Ben göremedim.” demiş. Bir diğer fıkra da şudur: Kedinin biri kara kışta bir damdan diğer dama sıçrarken havada donup kalmış. Sekiz ay sonra don çözülünce miyavlayarak yere düşmüş. Gerçekten de bir adamın eli yaş iken bir demir parçasına yapışsa derhâl donar. Elini demirden koparmak ihtimali olmaz. Ancak bir miktar derisi yüzülerek demirden kurtulabilir.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinden alınmış yukarıdaki metinde adı geçen şehir hangisidir? 

A) Ankara
B) Kayseri
C) Muş
D) Erzincan
E) Erzurum

24. Önce Ok Meydanı’nın minberi üzerinde, rüzgârın sert olduğu sırada kartal kanatlarıyla sekiz dokuz kere havada uçarak talim etmiştir. Sonra MuradHan, Sarayburnu’ndaki Sinan Paşa Köşkü’nde boğazı seyrederken Galata Kulesi’nin ta tepesinden lodos rüzgârıyla uçarak Üsküdar’a kadar uçabilmiştir.
Tarihimizde kanat takarak uçan bu kişi kimdir? (Seyahatname’den) 

A) Hezarfen Ahmed Çelebi
B) Farabi
C) Dede efendi
D) Akşemsettin
E) Nasuhi

25. Aşağıdaki boşluklara getirilmemesi gereken sözcük hangisidir? 
17. yüzyılda yaşamış, medrese eğitimi görmüş, çeşitli devlet görevlerinde bulunmuştur. Devlet görevleri sırasında gezip gördüklerini kaleme almıştır. Bu gezintiler, zaman zaman kesintiye uğrasa da kırk yılı aşmıştır. Gezdiği yerlerden
derlediği bilgileri ve gözlemlerini on ciltlik Seyahatnamesinde toplamıştır. Bu eserinde sade bir dil kullanmıştır. Bu eser, .......... , ............, ............ ve ................. açısından oldukça önemlidir.

A) Tarih
B) Coğrafya
C) Tıp
D) Folklor
E) Toplumbilim

KEREM İLE ASLI (26.28.SORULAR)

26. Aşağıdakilerden hangisi Kerem İle Aslı hikâyesinin özelliklerinden değildir?

A) Olağanüstü olaylara yer verilir
B) Bir aşk hikâyesidir
C) Birbirini seven iki gencin aşkını anlatır
D) Mutlu sonla biter
E) Hikâye sonunda kavuşamazlar

27. Kerem ile Aslı nerede yaşamaktadır? 

A) İsfahan
B) Semerkant
C) Hicaz
D) Konya
E) İstanbul

28. Aşağıdaki bilgilerden hangisi Kerem ile Aslı hikâyesi ile ilgili değildir? 

A) Yazarı belli değildir
B) Nazım nesir karışıktır
C) Fuzuli’ nin önemli bir eseridir
D) Sonunda ikiside ölür
E) Bir halk hikayesidir

SERGÜZEŞT (29.-31.SORULAR)

29. Sergüzeşt romanının sonunda roman kahramanı Dilber neler yaşamıştır? 

A) Sevdiğine kavuşup evlenmiştir
B) Özgürlüğüne kavuşur
C) Memleketine geri döner
D) Yaşadığı esaretten acı çekerek ölür
E) Nil nehrine atlayıp intihar eder

30. Sergüzeştin kahramanı Dilber İstanbul’a nereden ve nasıl gelmiştir?
 
A) Viyana’ dan trenle
B) Batum’ dan deniz yoluyla
C) Roma’ dan kara yoluyla
D) Sofya’ dan trenle
E) Yunanistan’ dan kara yoluyla

31. Aşağıdakilerden hangisi Sergüzeşt’ in kahramanlarından değildir?

A) Bihruz Bey
B) Hacı Ömer
C) Celal Bey
D) Dilber
E) Cevher Ağa

ŞEHİR MEKTUPLARI (32-34.SORULAR)

32. Şehir Mektupları adlı eserin türü nedir? 

A) Makale
B) Fıkra
C) Anı
D) Tiyatro
E) Biyografi

33. Şehir Mektupları adlı eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Ahmet Mithat Efendi
B) Namık Kemal
C) Ahmet Rasim
D) Orhan Kemal
E) Halit Ziya Uşaklıgil

ÇAĞLAYANLAR (34–35.SORULAR)

34. Ahmet Hikmet Müftüoğlu‘nun 1922′de yayınlanan Çağlayanlar adlı kitabı kaç parçadan oluşmuştur? 

A) 15
B) 16
C) 17
D) 18
E) 19

35. Aşağıdakilerden hangisi Çağlayanlar hikâyelerindeki kahramanların isimlerinden değildir?

A) Sümbül Kokusu
B) İnci
C) Recai
D) Yakarış
E) Bekir ile Tekir

ÖMER SEYFETTİN HİKAYELERİNDEN SEÇMELER (36–38.SORULAR)

36. Aşağıdakilerden hangisi Ömer Seyfettin’in “Kaşağı” adlı hikâyesinde geçen kişilerden değildir?

A) Hasan
B) Dadaruh
C) Ruhi
D) Pervin
E) Hasan’ın abisi

37. Kaşağı adlı hikâyede kahramanın başından geçen hastalık hangisidir? 

A) Kuşpalazı
B) Suçiçeği
C) Kızamık
D) Verem
E) Difteri

38. Ömer Seyfettin’in “Bomba” adlı eserinin kişilerinden olan Grazia’nın eşinin ismi nedir?

A) Ahmet
B) Erol
C) Hulusi
D) Kenan
E) Ömer

BİZE GÖRE (39-41.SORULAR)

39. “Bize Göre” adlı eser aşağıdaki yazarlardan hangisine aittir? 

A) Ömer SEYFETTİN
B) Yahya Kemal BEYATLI
C) Mehmet Akif ERSOY
D) Muallim NACİ
E) Ahmet HAŞİM

40. “Bize Göre” adlı eserin türü aşağıdakilerden hangisidir? 

A) Makale
B) Fıkra
C) Anı
D) Röportaj
E) Deneme

41. Aşağıdakilerden hangisi “Bize Göre” adlı eserde geçen başlıklardan değildir?

A) Mecmualar
B) Münekkit
C) Kargalar
D) Yeni İstanbul
E) Gençlik

Cevap Anahtarı :

21-A   22-D    23-E    24-A    25-C
26-D   27-A    28-C    29-E    30-B
31-A   32-C    33-C    34-D    35-C
36-C   37-A    38-D    39-E    40-B
41-E   

About