Kitabın Adı: Sokrates'in Savunması
Kitabın Yazarı: Platon (Eflatun)
Kitap Hakkında Bilgi:
Yunan filozof Platon (Eflatun) tarafından yazılmıştır. Sokrates'in bir grup Atinalı bazı kişiler tarafından şehrin tanrılarına inanmayışı; ve gençlerin ahlakını bozması nedeniyle suçlanmasını anlatmaktadır. Atina demokrasisi tarafından yargılanması ve cezalandırılması konu alınmıştır. Ancak suçlayanların kim olduğu tam olarak bilinmemekte; ama suçlayanların başında Meletos'un olduğu düşünülmektedir.
Kitap Hakkında Bilgi:
Yunan filozof Platon (Eflatun) tarafından yazılmıştır. Sokrates'in bir grup Atinalı bazı kişiler tarafından şehrin tanrılarına inanmayışı; ve gençlerin ahlakını bozması nedeniyle suçlanmasını anlatmaktadır. Atina demokrasisi tarafından yargılanması ve cezalandırılması konu alınmıştır. Ancak suçlayanların kim olduğu tam olarak bilinmemekte; ama suçlayanların başında Meletos'un olduğu düşünülmektedir.
Euthyphron adlı eserin devamı niteliğindedir. Kitap, Euthyphron ve Kriton ile birlikte bir üçleme oluşturur. Euthyphron mahkeme öncesini, Sokrates'in Savunması mahkeme sürecini, Kriton mahkeme sonrasını anlatır.
Ünlü komedi yazarı Aristophanes de Sokrates'i Sofistlerle (Şüphecilerle ) aynı kabul etmiştir. Sokrates'in kötü, yalancı bir insan olduğu, her şeye karıştığı, eğriyi doğru diye gösterdiği gibi suçlamalar ortaya çıkmıştır.
Aristophenes, eserine Sokrates'in öğrencilere para karşılığında ders verdiğini, öğrencilerin aklını karıştırdığını yazmaktadır. Oysa Sokrates'in kimseye verecek bilgisi yoktur.
Aristophenes, eserine Sokrates'in öğrencilere para karşılığında ders verdiğini, öğrencilerin aklını karıştırdığını yazmaktadır. Oysa Sokrates'in kimseye verecek bilgisi yoktur.
Kitabın Özeti:
Bir gün, Sokrates'in bir arkadaşı halka Sokrates'ten daha bilgili kimsenin olup olmadığını sormuştur. Tanrı sözcüsü Sokrates'ten daha bilgili kimse olmadığını söylemiştir. Sokrates bu olanlardan sonra bilgili bir insan olmadığı hâlde Tanrı'nın neden böyle söylediğini düşünüp durmuştur. Sürekli kendinden daha bilgili birisini arar. Sonunda görür ki hiç kimse bilgili değildir. Yalnız kendisinin ayrıcalığı, bilgili olmadığını bilmesidir.
Sokrates daha bilgiliyi arama sürecinde çok düşman kazanmıştır. Çünkü pek çok kişinin gerçekte bilgisiz olduklarını ortaya çıkarmıştır. Önce sokratesin savunması adamlarının bilgisizliğini ortaya çıkarmıştır. Sonra şairlere gitmiş, onların şiirlerini yalnız içgüdü ile yazdıklarını göstermiştir. Sanat sahiplerinin de aynı kusuru taşıdıklarını, bilmedikleri şeylerden dem vurduklarını ispatlamıştır. Sokrates aslında asıl bilgiye sahip olanın Tanrı olduğunu düşünmektedir. Bu süreçte, Sokrates kafasını meşgul eden soruların cevabını ararken çevresinde olan bitenlerin farkına varmamıştır. Etrafındaki pek çok kişi, onun gençleri doğru yoldan ayırdığını, tanrıların yerine yeni tanrılar koyduğunu söylemektedir. Bu söylentiler onu mahkemeye sürükler. Sokrates, mahkûm olursa suçlandığı gibi tanrıtanımaz olduğu için değil üzerine kin çektiği içindir. Bu gelişmeler karşısında, Sokrates çok soğukkanlıdır. Ölmek veya mahkûm olmak onun umrunda değildir, o sadece doğruların peşindedir. Tehlike karşısında yılmamak, korkmamak onun prensibidir. Ona göre insanların en çok korktuğu şey olan ölüm aslında kaçınılacak bir şey değildir. O sadece kötülük yapmaktan korkar.
Sokrates, ideallerinden dönmemekte kararlıdır. O, asla Tanrı dışında kimseye boyun eğmez. Hakkında atılan iftiralar hep asılsızdır. Sokrates'in sürekli öğrencileri olmadığı gibi malı mülkü de yoktur. O dünya hayatına önem vermeyen bilge birisidir. Yargıçları yumuşatmak amacıyla asla mahkemeye ailesini ve çocuklarını getirmez. Karan, tamamıyla yargıçların iradeleri elinde olan Tanrı'ya bırakır.
Sokrates, mahkemece suçlu görülür. O bunu beklemektedir ve hemen hiç tepki göstermez. O, herkesten farklı bir kişidir. İnsanların geneli gibi makama, mevkiye, dünya hayatına hiç önem vermemiştir ki şimdi üzülsün, insanlara, hep ahlakı, erdemi öğütlemiştir. Böyle bir insana ancak sokratesin savunmasıin hesabına çalıştığı için ödül verilmelidir. Mahkeme, para cezası vermez; çünkü parası yoktur. Sürgün etmez; çünkü sürgüne gittiği yerlerde yine halkı yönlendirecektir. Sonunda ölüm cezası verilir. 0, ölüm cezasına rağmen başkaları gibi ağlayıp sızlamamıştır. Yaptığı hiçbir şeyden dolayı pişmanlık duymaz. Platon'a göre Sokrates'in öldürülmesi İçin oy kullananlar çok acı çekecektir. Kurtulması için oy kullananlar ise gerçek birer yargıçtır.
Sokrates'e göre ölüm bir ceza değildir. Sadece bir yolculuktur. Ayrıca öteki dünyada soru sormak yüzünden mahkûm edilme tehlikesi de yoktur. Sokrates, Atinalılardan son bir şey diler: Çocukları erdemden, doğruluktan ayrılırsa kendisinin Atinalılara gösterdiği gibi onlara yol göstersinler. Çocukları kendilerine fazla değer verir ve bu dünyada bir hiç olduklarını unuturlarsa onları azarlamalarını ister Atinalılardan.
Sokrates, idam esnasında ölüme giderken yargıçlar da hayata giderler. Ancak Platon'a göre, bunların hangisinin daha güzel ve doğru olduğunu ancak Tanrı bilir.
Bir gün, Sokrates'in bir arkadaşı halka Sokrates'ten daha bilgili kimsenin olup olmadığını sormuştur. Tanrı sözcüsü Sokrates'ten daha bilgili kimse olmadığını söylemiştir. Sokrates bu olanlardan sonra bilgili bir insan olmadığı hâlde Tanrı'nın neden böyle söylediğini düşünüp durmuştur. Sürekli kendinden daha bilgili birisini arar. Sonunda görür ki hiç kimse bilgili değildir. Yalnız kendisinin ayrıcalığı, bilgili olmadığını bilmesidir.
Sokrates daha bilgiliyi arama sürecinde çok düşman kazanmıştır. Çünkü pek çok kişinin gerçekte bilgisiz olduklarını ortaya çıkarmıştır. Önce sokratesin savunması adamlarının bilgisizliğini ortaya çıkarmıştır. Sonra şairlere gitmiş, onların şiirlerini yalnız içgüdü ile yazdıklarını göstermiştir. Sanat sahiplerinin de aynı kusuru taşıdıklarını, bilmedikleri şeylerden dem vurduklarını ispatlamıştır. Sokrates aslında asıl bilgiye sahip olanın Tanrı olduğunu düşünmektedir. Bu süreçte, Sokrates kafasını meşgul eden soruların cevabını ararken çevresinde olan bitenlerin farkına varmamıştır. Etrafındaki pek çok kişi, onun gençleri doğru yoldan ayırdığını, tanrıların yerine yeni tanrılar koyduğunu söylemektedir. Bu söylentiler onu mahkemeye sürükler. Sokrates, mahkûm olursa suçlandığı gibi tanrıtanımaz olduğu için değil üzerine kin çektiği içindir. Bu gelişmeler karşısında, Sokrates çok soğukkanlıdır. Ölmek veya mahkûm olmak onun umrunda değildir, o sadece doğruların peşindedir. Tehlike karşısında yılmamak, korkmamak onun prensibidir. Ona göre insanların en çok korktuğu şey olan ölüm aslında kaçınılacak bir şey değildir. O sadece kötülük yapmaktan korkar.
Sokrates, ideallerinden dönmemekte kararlıdır. O, asla Tanrı dışında kimseye boyun eğmez. Hakkında atılan iftiralar hep asılsızdır. Sokrates'in sürekli öğrencileri olmadığı gibi malı mülkü de yoktur. O dünya hayatına önem vermeyen bilge birisidir. Yargıçları yumuşatmak amacıyla asla mahkemeye ailesini ve çocuklarını getirmez. Karan, tamamıyla yargıçların iradeleri elinde olan Tanrı'ya bırakır.
Sokrates, mahkemece suçlu görülür. O bunu beklemektedir ve hemen hiç tepki göstermez. O, herkesten farklı bir kişidir. İnsanların geneli gibi makama, mevkiye, dünya hayatına hiç önem vermemiştir ki şimdi üzülsün, insanlara, hep ahlakı, erdemi öğütlemiştir. Böyle bir insana ancak sokratesin savunmasıin hesabına çalıştığı için ödül verilmelidir. Mahkeme, para cezası vermez; çünkü parası yoktur. Sürgün etmez; çünkü sürgüne gittiği yerlerde yine halkı yönlendirecektir. Sonunda ölüm cezası verilir. 0, ölüm cezasına rağmen başkaları gibi ağlayıp sızlamamıştır. Yaptığı hiçbir şeyden dolayı pişmanlık duymaz. Platon'a göre Sokrates'in öldürülmesi İçin oy kullananlar çok acı çekecektir. Kurtulması için oy kullananlar ise gerçek birer yargıçtır.
Sokrates'e göre ölüm bir ceza değildir. Sadece bir yolculuktur. Ayrıca öteki dünyada soru sormak yüzünden mahkûm edilme tehlikesi de yoktur. Sokrates, Atinalılardan son bir şey diler: Çocukları erdemden, doğruluktan ayrılırsa kendisinin Atinalılara gösterdiği gibi onlara yol göstersinler. Çocukları kendilerine fazla değer verir ve bu dünyada bir hiç olduklarını unuturlarsa onları azarlamalarını ister Atinalılardan.
Sokrates, idam esnasında ölüme giderken yargıçlar da hayata giderler. Ancak Platon'a göre, bunların hangisinin daha güzel ve doğru olduğunu ancak Tanrı bilir.