Kitabın Adı : Uçurtma Avcısı
Kitabın Yazarı : Khaled Hosseini
Kitabın Özeti :
Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali ile bilikte birçok dram yaşanır. Monarşinin son yıllarında Kabil’de birlikte büyüyen ve çok iyi arkadaş olan Hasan ve Emir, süt kardeşidir. Emir, zengin ve yardımsever bir iş adamının oğludur. Hasan ise ülkede sevilmeyen, hazara çocuğudur. Hasan’ın babası (Ali) Emir’in babasının hem dostu hem de hizmetkârıdır. Ali Hazara’dır, kısırdır ve Hasan’ın kendi oğlu olmadığını bilmesine rağmen onu oğlu gibi sever.
Hasan okuma yazma bilmez; ama Emir her zaman yazdığı hikâyeleri Hasan’a okur. Kabil’de her yıl düzenli olarak uçurtma şenliği düzenlenir. Bu yıl yapılacak uçurtma şenliğine Emir ve Hasan da katılır. Yaklaşık yüz uçurtmadan sadece iki uçurtma sona kalır ve son uçurtmayı da Emir kopararak kazanır. Emir’e söz veren Hasan, kopan uçurtmanın ardından koşar ve onun düştüğü yeri tespit etmeye çalışır.
Aradan zaman geçmesine rağmen, dönmeyen Hasan’ı merak eden Emir, Hasan’ı aramaya başlar. Emir, yaşlı bir satıcıya Hasan’ı tarif eder ve görüp görmediğini sorar. Yaşlı satıcı da elinde uçurtma olan bir çocuğun peşinden birkaç kişinin kovaladığını söyler. Emir bir ses duyup hemen oraya yönelir.
Zengin, kendini beğenmiş, kötü bir çocuk olan Assef ve arkadaşları, Hasan’ı kıstırıp elindeki uçurtmayı ister. Hasan ise hiç tereddüt etmeden “Söz verdim, uçurtmayı Emir ağama götüreceğim.” der. Assef o zaman hayatı boyunca unutamayacağı bir şey yapar. Hasan’ı önce döver sonra da ona tecavüz eder. Bütün bu olanları görüp korkan Emir, hiçbir şey yapmadan arkasına bile bakmadan oradan koşarak uzaklaşır.
Bu olanlardan sonra Emir, Hasan’ın yüzüne bakamaz ve her gün onu gördükçe kendini kötü hisseder. Emir, babasına artık Hasan gili burada istemediğini söyler; ama babası sıcak bakmaz. Sonra Emir pes etmez, Hasan’ı hırsızlıkla suçlar. Emir‘in babası bu olayı da affetse de Ali bu utançla yaşamayacağını söyleyerek oradan ayrılırlar.
Sovyet işgalinin başlaması ile Emir ve babası her şeylerini kaybedince, ülkeyi terk edip Kaliforniya’ya giderler. Yaşadığı yerden uzaklaşsa da Emir geçmişinden gelen utanç ve pişmanlıkla yaşamaya devam eder. Aradan yıllar geçer. Büyümüş olan Emir, Afganistan’dan bir telefon alır. Hasan’ın başının tehlikede olduğunu ve yardıma ihtiyacı olduğunu belirtir. Vicdanını rahatlatmak için fırsat bulan Emir, Amerika’daki hayatını bırakarak Afganistan’a döner. Afganistan’a gelince bir sürü yeni bilgi öğrenir. Öncelikle Emir yıllarca babası tarafından kandırıldığını, yani aslında Hasan’la Emir’in süt kardeşi olmadığını öğrenir. Hasan’ın Farzana adında karısının ve Sahrab isminde bir de oğlunun olduğunu öğrenir.
Hasan bir çatışma sırasında ölür. Sahrab’ın yetimhanede olduğunu, yetimhanedeki adamın onu köle gibi çalıştırdığını öğrenir. Uzun aramalardan sonra Emir yetimhaneye tek başına gider. Yetimhanedeki adama ne için Kabil’de olduğunu anlatır. Daha sonra Emir, yetimhane sahibinin Assef olduğunu anlar ve tartışmaya başlar. Yıllarca kaçtığı olaydan bu defa kaçamayan Emir, Sahrab’ı da alarak oradan hızla kaçar.
Emir ve Sahrab Kaliforniya’ya giderler. Birlikte parka giderler. Emir, Sahrab’a uçurtmayı öğretir. Yıllar sonra şimdi Hasan’ın yerinde oğlu Sahrab vardır. Makarayı Sahrab tutuyor, ipi ise Emir. Birlikte diğer uçurtmayı koparırlar. Kopan uçurtmayı yakalamak için Sabrab’a söz veren Emir uçurtmanın peşinden koşar.
Kitabın Özeti :
Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali ile bilikte birçok dram yaşanır. Monarşinin son yıllarında Kabil’de birlikte büyüyen ve çok iyi arkadaş olan Hasan ve Emir, süt kardeşidir. Emir, zengin ve yardımsever bir iş adamının oğludur. Hasan ise ülkede sevilmeyen, hazara çocuğudur. Hasan’ın babası (Ali) Emir’in babasının hem dostu hem de hizmetkârıdır. Ali Hazara’dır, kısırdır ve Hasan’ın kendi oğlu olmadığını bilmesine rağmen onu oğlu gibi sever.
Hasan okuma yazma bilmez; ama Emir her zaman yazdığı hikâyeleri Hasan’a okur. Kabil’de her yıl düzenli olarak uçurtma şenliği düzenlenir. Bu yıl yapılacak uçurtma şenliğine Emir ve Hasan da katılır. Yaklaşık yüz uçurtmadan sadece iki uçurtma sona kalır ve son uçurtmayı da Emir kopararak kazanır. Emir’e söz veren Hasan, kopan uçurtmanın ardından koşar ve onun düştüğü yeri tespit etmeye çalışır.
Aradan zaman geçmesine rağmen, dönmeyen Hasan’ı merak eden Emir, Hasan’ı aramaya başlar. Emir, yaşlı bir satıcıya Hasan’ı tarif eder ve görüp görmediğini sorar. Yaşlı satıcı da elinde uçurtma olan bir çocuğun peşinden birkaç kişinin kovaladığını söyler. Emir bir ses duyup hemen oraya yönelir.
Zengin, kendini beğenmiş, kötü bir çocuk olan Assef ve arkadaşları, Hasan’ı kıstırıp elindeki uçurtmayı ister. Hasan ise hiç tereddüt etmeden “Söz verdim, uçurtmayı Emir ağama götüreceğim.” der. Assef o zaman hayatı boyunca unutamayacağı bir şey yapar. Hasan’ı önce döver sonra da ona tecavüz eder. Bütün bu olanları görüp korkan Emir, hiçbir şey yapmadan arkasına bile bakmadan oradan koşarak uzaklaşır.
Bu olanlardan sonra Emir, Hasan’ın yüzüne bakamaz ve her gün onu gördükçe kendini kötü hisseder. Emir, babasına artık Hasan gili burada istemediğini söyler; ama babası sıcak bakmaz. Sonra Emir pes etmez, Hasan’ı hırsızlıkla suçlar. Emir‘in babası bu olayı da affetse de Ali bu utançla yaşamayacağını söyleyerek oradan ayrılırlar.
Sovyet işgalinin başlaması ile Emir ve babası her şeylerini kaybedince, ülkeyi terk edip Kaliforniya’ya giderler. Yaşadığı yerden uzaklaşsa da Emir geçmişinden gelen utanç ve pişmanlıkla yaşamaya devam eder. Aradan yıllar geçer. Büyümüş olan Emir, Afganistan’dan bir telefon alır. Hasan’ın başının tehlikede olduğunu ve yardıma ihtiyacı olduğunu belirtir. Vicdanını rahatlatmak için fırsat bulan Emir, Amerika’daki hayatını bırakarak Afganistan’a döner. Afganistan’a gelince bir sürü yeni bilgi öğrenir. Öncelikle Emir yıllarca babası tarafından kandırıldığını, yani aslında Hasan’la Emir’in süt kardeşi olmadığını öğrenir. Hasan’ın Farzana adında karısının ve Sahrab isminde bir de oğlunun olduğunu öğrenir.
Hasan bir çatışma sırasında ölür. Sahrab’ın yetimhanede olduğunu, yetimhanedeki adamın onu köle gibi çalıştırdığını öğrenir. Uzun aramalardan sonra Emir yetimhaneye tek başına gider. Yetimhanedeki adama ne için Kabil’de olduğunu anlatır. Daha sonra Emir, yetimhane sahibinin Assef olduğunu anlar ve tartışmaya başlar. Yıllarca kaçtığı olaydan bu defa kaçamayan Emir, Sahrab’ı da alarak oradan hızla kaçar.
Emir ve Sahrab Kaliforniya’ya giderler. Birlikte parka giderler. Emir, Sahrab’a uçurtmayı öğretir. Yıllar sonra şimdi Hasan’ın yerinde oğlu Sahrab vardır. Makarayı Sahrab tutuyor, ipi ise Emir. Birlikte diğer uçurtmayı koparırlar. Kopan uçurtmayı yakalamak için Sabrab’a söz veren Emir uçurtmanın peşinden koşar.