4 Temmuz 2019 Perşembe

Kitty Genovese Sendromu Nedir? Bir Olaya Tepki Vermede Seyirci Etkisi Nedir?


Kitty Genovese Sendromu

1964 yılında Newyok şehrinde akşam üstü Kitty Genovese isimli bir kadın çok da ıssız olmayan bir caddede cinayete kurban gider.

Bu olayda ilginç olan şudur: Kadına saldıran şahıs dakikalarca kadına tecavüz etmeye çalışır, başaramayınca darp eder öldürmeye çalışır. Kadını yaralı halde bırakır. Bir süre sonra tekrar gelir ve kadını öldürür. Bir saat boyunca zavallı kadın çığlıklar atarak yardım istemiştir.

Polis olay yerine gelir ancak resmi ihbar olaydan tam bir saat sonra yapıldığından geç gelmiştir, çevreyi inceler. Kadının öldürüldüğü bölgede olayı kimsenin duymaması imkansızdır.

Polis çevre evleri incelediğinde şu görünümle karşılaşmıştır: Yaşanan bu olayı 37 mahalle sakini görmüştür hatta bir kısmı olayı sonuna kadar pencereden izlemiştir ancak hiç biri ne olaya müdahale ettmiş ne de polis çağırmıştır.
Bu olay yaşandıktan sonra bir polis şefi gazeteci arkadaşı ile konuşurken durumu anlatır. Gazeteci bu olayla çok ilgilenir ve bunu haber yapar. Haber sonrası Amerika'da büyük infial olur. Ve olay psikologlar, psikiyatrisler, sosyologlar tarafından incelenmeye başladığında şu durum ortaya çıkar: Olaya tanık kişilerin hepsi bir başkası mutlaka polise haber verir veya müdahale eder diye duyarsız kalmıştır. Kadın da bu nedenle kalabalığın ortasında öldürülmüştür.

Bu sosyal davranışa katledilen kadının adı ile Kitty Genovese sendromu adı verilir. Evet Sosyal Psikolojide bu ve benzeri durumlara Kitty Genovese sendromu diyoruz. Kitty Genovese Sendromu, yaşananlara duyarsızlıktan çok, başkasına yükleme, bekleme ve sosyal kaytarmadır.

Birisi çözer,
Birisi yardımcı olur,
Biri mutlaka görmüştür,
Biri mutlaka dilekçe verir,
Düşüncesi ile sorunu, problemi ve sıkıntıları başkasına atmak.

Sonuç mu?

Etkisiz güçsüz, zayıf hatta sıfır tepkiye neden olur. Toplumsal refleks azalır ve zorba istediğini yapar.

Size çok bilindik bir duygu gibi mi geldi?

Etrafımızda olup bitene ses çıkarmadığımızda ve duyarsız kalındığında bu hepimizin başınıza gelebilir.

Sessiz kalmayın,duyarlı olun..!


Kitty Genovese Olayı Basında Geçtiği Şekliyle Nasıl Oldu? :

Gerçek adı Catherine idi. Basın ona Kitty adını verdi.

Catherine 'Kitty' Genovese (28), 13 Mart 1964 tarihinde, çalıştığı yerden çıkıp arabasıyla evine gidiyor. New York City'de bulunan Hoover Caddesi'nde ilerlerken, arabasını park etmiş bir şekilde bekleyen Winston Moseley tarafından fark ediliyor ve takip edilmeye başlanıyor. Evinin 100 adım mesafesindeki otoparka arabasını park etti. Sokak lambasının altına geldiğinde bir adam Genovese’yi yakaladı. Kadın bağırmaya başladı. Hemen yakındaki on katlı apatmanda ışıklar yandı. Kadın “Beni bıçakladı Tanrım yardım edin”diye bağırdı. Apartmandaki pencerelerden biri açıldı. Bir adamın ‘kızı rahat bırak‘ diye bağırdığı duyuldu. Saldırgan apartmana doğru baktı, omuzlarını silkti geri sokağın başına kadar yürüdü. Kadın güçlükle doğruldu. Apartmandaki ışıklar tekrar söndü.

Saldırgan geri gelip kadını yeniden bıçakladı. Bayan Genovese “Ölüyorum, Ölüyorum” diye bağırdı tekrar. Etraftaki apartmanlarda ışıklar tekrar yandı. Saldırgan arabasına yönelerek uzaklaştı.

Bayan Genovese yavaş yavaş doğrulmaya çalıştı. Saldırgan son kez geri döndü. Onu evinin merdivenlerinde yakaladı. Üç kez daha bıçakladı. Öldürücü darbeyi vurmuştu artık. Sonrasında polis olay hakkında ilk telefonu almıştı. Hızlı bir şekilde olay yerine geldiklerinde Bayan Genovese çoktan ölmüştü. Arayan bir erkekti ve polise bir arkadaşı ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra haber vermişti. Daha sonraki ifadesinde olayın içinde yer almak istemediğini beyan etmişti.

Başlarda Genovese cinayeti basında yeteri kadar ilgi görmedi. Daha sonrasında yapılan araştırmalarda, komşulardan bir tanesi polisi aramamasının sebebini ''Olaya dahil olmak istemedim.'' sözüyle açıklaması üzerine basın, odağını, olayı görüp tepki vermeyen ya da yeteri kadar etkin olmayan 38 kişi üzerine çevirdi.
Bu cinayet, New York gibi metropolitan şehirlerde, toplumun olaylara karşı duyarlılığını yitirmesiyle, Amerikan halkının toplumsal olaylara karşı giderek kayıtsızlaşmasıyla bağdaştırıldı.

Katil için ilk olarak idam kararı verilse de daha sonrasında bu karar, akli denge yetersizliği sebebiyle müebbet hapse çevrildi.

Moseley, şartlı tahliye kararlarının hiçbirisinden yaralanamadı ve 28 Mart 2016 tarihinde 81 yaşındayken hapishanede doğal koşullarla öldü.

Bir diğer deyişle ''Benden başka diğer insanlar da var. Bir tek ben değilim.'' düşüncesi nedeniyle üstümüze düşen görevi yapmıyoruz.

Yapılan Deneyler :

Gruptaki insan sayısı arttıkça yardımda bulunan insan sayısı azalıyor.

Bu fenomen "bystander etkisi" yani "seyirci etkisi" olarak da biliniyor.

John Darley bir deney grubu oluşturuyor ve bu insanların yardıma muhtaç olan insanlara (solunum desteğine ihtiyaç duyan ya da uyuşturucu komasında olanlar) nasıl tepki verdikleri ölçülüyor. Deneyde

%85 yalnızken
%62 iki kişiyken
%31 dört kişiyken tepki veriyor.

Yapılan deneyler sonucunda gruptaki kişi sayısı arttıkça tepkisiz kalan insan sayısının arttığı görülüyor.

Duman Deneyi :

Seyirci etkisini araştırmak için yapılan deneylerden en meşhuru ise duman deneyi. Deneyde odaya alınan bir kişi tek başına otururken odaya bir yangının işareti olan duman veriliyor. Bu durumda odadaki kişi dumanı yetkililere ihbar ediyor. Odadaki kişi sayısı arttığı zaman dumana verilen önemin ve yetkililere ihbar etme oranının düştüğü görülüyor.

Bütün bu deneylerin sonucu olarak uzmanlar, yardım gerektiren bir durumla karşılaşıldığında yardımın hızlı gelmesini sağlayabilmek için "yardım edin lütfen" demek yerine toplumdaki bir kişiyi işaret ederek yardım istemeyi, örneğin 'sarı şemsiyeli lütfen yardım edin' demeyi öneriyor. Böylelikle seyirci etkisi yenilmiş oluyor ve yardım çok daha çabuk geliyor. Bu psikolojik fenomene göre, toplumda yardıma ihtiyacı olan insanlara tepki verme süremiz, grup içindeki birey sayısı arttıkça artıyor.

Peki izleyici etkisinde izleyicilerin sadece acil bir durumla karşılaşmış olmaları gerçekten sorumluluk yükler mi ? Yüklemeli mi? Gerçekten de vergisini ödeyen bir vatandaş için bu gibi konuları güvenlik güçlerinin yetki alanında görmesindeki beis nedir?

Kral çıplak öyküsünü hepimiz biliriz. Üzerinde hiç giysi olmadan halkını selamlayan kralın içine düştüğü komik durumu dahası hiç kimsenin bunu krala söyleyememesi gülümsetici bir öykü olarak anlatılagelinir. Fakat seyirci etkisi her zaman böyle gülümsetici sonuçlar ortaya çıkartmıyor. İnsanlar kralların çıplak değil despot, zalim olduğunu söyleyemediği dönemler yaşamışlardır. Neredeyse bütün inanç sistemlerinin ortak paydası olan haksızlığa zulüme karşı davranmak modern zamanlarda gittikçe azalmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder