31 Ağustos 2019 Cumartesi

Ezilenlerin Pedagojisi (Paulo Freire) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Ezilenlerin Pedagojisi

Kitabın Yazarı : Paulo Freire

Kitap Hakkında Bilgi :

Paulo Freire hayatını ezilenlerin eğitimine, özellikle de okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin eğitimine adamış bir eğitimci. Ezilenlerin Pedagojisi'nde ise sadece belli eğitim merkezlerinde uygulanacak alternatif bir pedagoji değil, amaçları kadar kullandığı araçlar da özgürlükçü olan bir özgürleşme siyaseti öneriyor. Ona göre, siyaset, kelimenin en geniş anlamıyla bir eğitim süreci çünkü. Freire öncelikle "bankacı eğitim modeli"ni reddeder. Bu modelde öğrenciler (ya da ezilenler), üzerlerine bilgi yatırımı yapılan pasif varlıklar, boş kaplardır.
Kitabın Özeti :

Ezilenlerin Pedagojisi, eğitim bilimleriyle ilgili bir kitaptan çok bir siyaset felsefesi kitabı. Yazarın bir eğitimci olması ve onun eğitime bakışını içermesi, kitabı eğitim bilimleri açısından da değerli kılıyor. Kitap ezme ve ezilenler sorununu ele alıyor. Ezen sistemin ürettiği insanın daha özgür bir dünya yaratamayacağını ve ne yapılması gerektiğini sorguluyor. Eğitim bilimleri açısından temel tavsiyesinin şu olduğunu söylemek hatalı olmaz sanırım. Bankacı eğitim anlayışı yerine, diyalogcu eğitim sistemini öneriyor.

Yazarın bankacı eğitim modeli dediği şey öğretmenin otoritenin merkezi olduğu ve öğrencilerin sadece pasif katılım sağladığı eğitim süreci. Öğrencinin ne öğrenmesi gerektiğine öğretmen karar verir ve öğrencinin sahip olacağı en büyük meziyet düzene uyum sağlamaktır. İşte yazara göre bu sistem aynı zamanda ezen sistemin devamını sağlayan şeydir. Çünkü kişi sürekli birilerini otorite olarak kabul etmeye alışacaktır ve bu onun özgürleşmesi önünde en büyük engeldir. Bunun yerine öğretmen ve öğrencilerin eşit olduğu özgürleştirici bir öğretim modeli tasarlanmalıdır.

Bir diğer nokta ezilen insanın artık bu sistemi kabul etmesi ve bunu değiştiremeyecek hale gelmesi tehlikesidir. Çünkü o sistemden özgür olmadığı için değil, ezen konumunda olmadığı için şikayetçidir. İtirazı sisteme değil, sistemdeki konumunadır. Hepsi varoluşunu gösterebilmek için başkasını ezmeye ihtiyaç duyar. Ezen hakim sistemin yarattığı bireyler sistemin savunucusu olurlar ve bir güçlü lider etrafında toplanıp kendilerini ezenlere alkış tutarlar.

Öyleyse ezilenler kendilerini ve beraberinde sistemi değiştirmesi için uğraşması gerekir. Bunun için yazarın önerdiği model diyalogcu eğitimdir. Diyalogcu eğitime göre öğretmen ve öğrenci, siyasetçi ve halk arasında dikey değil, yatay bir ilişki vardır. İşbirliği söz konusudur. Öğrenci ne öğrenmek istediğine kendi karar verir. Söz gelimi bir öğrenci “milliyetçilik hakkında konuşmak istiyorum” diyebilmelidir.

Diyalogcu eğitim sistemine karşı çıkacaklar vardır. Çünkü sistem tarafından ezmenin muhafaza edilmesi gereklidir. Ve ezen hakim sistem ezilenlerin bir araya gelmesini engellemek için bazı yöntemler kullanır. Bu yöntemler, böl ve yönet, manipülasyon ve kültürel istiladır. Kültürel istila, ezilene kendi kültürünün değersiz hissettirilmesi ile başlar. Ezilen kişi artık istilacılara benzemek, onlar gibi giyinmek, onlar gibi yürümek ister. Ezilenlerin, ezen hakim sisteme karşı koyması için kullanabileceği araçlar da vardır. Bunlardan yazarın üstünde en çok durduğu araç kültürel sentezdir. Kültürel sentez, ezilenin, kendi kültürünün değersiz olmadığını fark etmesiyle ve ona sahip çıkmasıyla başlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder