31 Mart 2021 Çarşamba

Panik - Donarak Ölen Denizci

Donarak Ölen Denizci


1950’li yıllarda bir İngiliz şilebi (gemisi) Portekiz’den aldığı Madura şaraplarını İskoçya’ya götürür.

Demir attığı bir İskoç limanında yükünü boşalttıktan sonra, şilepte çalışan denizcilerden biri unutulan şarap kolisi kaldı mı diye bakmak için, soğuk hava deposuna girer.

Onun içeride olduğunu fark etmeyen başka bir denizci ise, kapıyı dışarıdan kapatır.

Soğuk hava deposunda mahsur kalan denizci, var gücüyle bağırır, çelik duvarları yumruklar, ama kimseye  sesini duyuramaz.

Çakısıyla  kapıyı içeriden açmaya çalışır ancak kapının açılması mümkün değildir.

Yükü boşaltılmış olan şilep, yeni yükünü almak üzere hareket ederek Portekiz’e doğru yola çıkar.

Mahsur kalan denizci, depoda açlıktan ölmeyecek kadar yiyecek bulur.

Denizci deponun dondurucu soğuğuna fazla dayanamayacağının bilincindedir. Kapıyı açamayan çakısıyla, çelik duvarlara kendisini bekleyen ölüm sürecini yazmaya, daha doğrusu kazımaya başlar.

Günbegün, adeta bilimsel bir titizlikle soğuğun vücuduna önce uyuşturucu sonra yavaş yavaş öldürücü etkilerini, el ve ayaklarının nasıl duyarsızlaştığını, donan burnunu ve buz gibi havanın dayanılmaz yakıcılığını anlatır.

Şilep, Lizbon’a demir attığında, soğuk hava deposunun kapısını açan kaptan, zavallı denizcinin cesediyle karşılaşır. Duvarlara kazıdığı acılı sonunu okur. 

Kaptan hayretten dona kalır.

Çünkü soğuk hava deposunun derecesi 19’dur.

İskoçya’ya götürdükleri Madura şarapları 18 derecede taşınmayı gerektirirmiş, şilep yükünü boşalttıktan sonra soğutma sistemi zaten kapatılmış olup, kendi haline bırakılan deponun sıcaklığı bir derece de yükselmiştir.

Yani biçare denizci donarak ölmemiş, donduğunu sandığı ya da donacağına inandığı için ölmüştür.

(Kaynak: Bernard Werber, ‘İzafi ve Mutlak Bilgi Ansiklopedisi’)

Evet sevgili okurlar,...

Paniğin bağışıklık sistemini % 50 zayıflatan bir etkisi vardır.

Zihnimiz bize inanılmaz oyunlar oynayabilir.

Korku çoğu zaman iyidir, sizi hayatta tutar. Lakin panik her zaman kötü sonuçlar verir. 

Stres bir çok hastalığın baş sebebidir.

İnsanın boş kaldığı, amaçsız hissettiği anlar ise zihnine en kolay yenildiği anlardır.

Sürekli sıkıldığınızı düşünmek, haberleri takip ederek olası felaket senaryolarına kafa yormak, sosyal medyadaki komplo teorileri ve asılsız haberler ile stres sınırında, paranoyada level atlamak yerine, zihninizi oyalayacak işler ile meşgul olmayı deneyin.

Umudunu kaybedince, insan her şeyini kaybeder. 

Sosyal medyadan birazcık uzak kalıp, evde müzik dinleyerek, tarifi kolay hafif yemekler yaptığınızda zamanın nasıl geçtiğini anlayamazsınız.

Corona, pandemi döneminde panik olmadan, tedbiri elden bırakmadan ve iyimserlik içerisinde olumlu düşüncelerle bu süreci atlatmaya çalışalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder