10 Aralık 2022 Cumartesi

Böyle Buyurdu Zerdüşt (Friedrich Nietzsche) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı: Böyle Buyurdu Zerdüşt

Kitabın Yazarı: Friedrich Nietzsche

Kitap Hakkında Bilgi:

Alman filozof Friedrich Nietzsche tarafından yazılan roman felsefi bir başyapıt olarak nitelendirilir.  Böyle Buyurdu Zerdüşt, dört bölümden oluşan felsefi bir romandır.

Saygılı, dayanıklı ve kuvvetli bir ruhun ağır yükleri vardır. Onun kuvveti, daima ağırı ve en ağırı ister. "Ağır nedir?" Dayanıklı ruh böyle sorar. Deve gibi diz çöker ve iyi yüklenmek ister. "Yiğitler, en ağır şey nedir ki omzuma alayım ve kuvvetime sevineyim?" Her türlü cefayı çekebilen ruh böyle sorar. Kibirini zedelemek için alçalmak mı? Hikmetiyle alay için deliliğini belli etmek midir? Yoksa, zaferini kutlayan bir davadan ayrılmak mı?

Akıl erdirmenin çayır ve otu ile geçinmek ve gerçeğin aşkıyla ruhta açlık çekmek midir? Hasta olmak ve teselliye geleni geri çevirmek ve senin istediğini hiçbir zaman duyamayan sağırlarla dostluk yapmak mıdır? Bizi hor görenleri sevmek ve bizi korkutmak isteyen hayalete el uzatmak mıdır? İçinde gerçek var, diye kirli sulara dalmak ve soğuk kurbağaları, sıcak yengeçleri itememek midir? Bütün bu en güç şeyleri dayanıklı bir ruh yüklenir. Yükünü almış ve çöl yolunu tutan bir deve gibi o da kendi çölüne doğru yürür.

Alışılagelmiş söylemlerin dışına çıkıp, düşünerek yaşamını önemini anlatan, insan hayatını daha da anlamlandıran bir başucu kitabını elinizde tutuyorsunuz. Akıcı, doyurucu ve zengin dili ile tüm dünyada onlarca yıldır okunan eşsiz bir eser. Nietzsche'nin düşüncelerinin en yüksek düzeye eriştiği olgunluk dönemi, 'Böyle Buyurdu Zerdüşt' adlı bu eseri ile başlar. Bu eser, Nietzsche Felsefesi'nin de ana kitabıdır.

Kitabın Konusu:

Kitapta, 30 yaşında dünya yaşamına ait bütün maddeleri reddederek dağlara çıkan Zerdüşt 'ün orada ruhunun dinginliğine erişmesi, daha sonra bilgelikten bunalıp dağdan insanların bulunduğu yere inmesi, insanları derin uykusundan uyandırma çabası, doğrunun ne olduğunu göstermesi, insanların yanlış bildiği şeyleri aşmasına yardımcı olarak üst insana ulaştırma amacı anlatılmaktadır.

Kitabın Özeti:

Zerdüşt, otuz yaşında dünya gerçeklerini geride bırakarak dağlara çıkar. Dağlarda ruhu dinginliğe ulaşır. Kendisi artık insanları aşkla seven büyük bir bilgedir. İçindeki bu insan sevgisinden dolayı, keşfetmiş olduğu  gerçekleri başkalarına da öğretmek için dağ evinden ayrılır. 

Zerdüşt yolda bir köye gelir ve burada Tanrı’nın öldüğünü ilan eder. Üstinsanı ve insanlığın çabalaması gereken gerçek varlık hali olduğunu anlatır. Köy halkı onu bir deli olarak görür ve söylediklerini reddeder. Zerdüşt öğretilerini farklı bir yol izlemesi gerektiğini anlar.

Zerdüşt bir süre sonra öğretilerini dinlemeye istekli insanlar bulur. Onlarla özel olarak ilgilenir. Öğrencilerini öğretisini dünyanın geri kalanına aktarabilmeleri için ve üstinsan olabilmeleri için eğitir. Zerdüşt onlara bilgisinin önemli unsurlarını öğretir. 

Üstinsan olabilmek için; kıskanç olmalı, savaşçı olmalı ve dünyaya acımamalıdır. Tıpkı diğer dini liderlerin müritlerinin öğretileri ilk başta anlamamaları gibi, Zerdüşt’ün öğrencileri de anlatılanları anlamazlar. Zerdüşt büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığıyla öğrencilerini yalnızlık dağına dönmek için terk eder. Öğrencilerini dışarı çıkıp öğretilerinin sözlerini yaymaları için yönlendirir.

Zerdüşt dağ evinde yalnızken öğrencilerinin onun öğretilerini çarpıttığını fark eder. Zerdüşt onları doğru yola sokmak için geri dönmesi gerektiğine karar verir. Dağ evini ve yoldaşları olan hayvanları terk ederek öğrencilerini bulmak için Kutlu Adalar’a gider. Burada öğrencilerinin yaptığı hatanın, üstinsan hakkındaki yeni öğretilerini Hıristiyanlığın eski öğretileriyle karıştırmaya çalışmak olduğunu anlar. 

Zerdüşt üstinsan öğretisini çarpıtıp yanlış bir şeye dönüştürmeye çalışanlar ile mücadele etmeye başlar. Ölü Tanrı’ya hala inanan rahiplerle mücadele eder. Tanrı’nın yerine başka bilgi arayışları koymaya çalışan bilginlerle tartışır. İnsanları gerçek durumundan saptıran bilginler de en az dinsel bağnazlar kadar yanlış yoldadır.

Zerdüşt daha sonra insanlara rüya görmeleri, cennete ve öbür dünyaya inanmaları için ilham veren şairlerle mücadele eder. 

Zerdüşt çok geçmeden kendisinin de büyük bir düşman tarafından engellendiğini anlar. Bu üstinsana gerçek yükselişi engellemeye başlayan şey, insanlığa olan kendi sevgisidir. İnsanları çok sevse de, kendi gerçek varoluş halini bulmak için insanları terk etmeye karar verir.

Zerdüşt'ün dağına geri dönüş yolculuğu başlar. Yol boyunca, tanrısallığın gerçek doğasını anlar. Bir hastalık anında, başına gelen her şeyin tekrar olacağını anlar. Mutluluğa ulaşır ve uzun yıllar dağında mutlu yalnızlığı içinde yaşar.

Yıllar sonra, üstinsandan bir yardım çığlığı duyar. Üstinsan, Zerdüşt’ün öğretilerini inceler ve Zerdüşt’ün bulduğu mutluluğa erişebilmek için Zerdüşt’ü bulmak ister. Zerdüşt, kendisine gelenlerin aslında kralları, bir büyücüyü ve ondan varlığın gerçek doğasını öğrenmek için mağarasına gelen diğer bilgi arayanları içeren bir grup insan olduğunu anlar. Zerdüşt kendisine gelen bu insanlarla alay eder. Gelenler kendi öğretisini yıkmaya çalışırlar. Eşeğe yeni bir tanrı adını verdikleri ve ona tapındıkları bir eşek festivali düzenlerler. Zerdüşt yeni bir anlayışa varır; Bu insanlar, onun aradığı üstinsanlar olmasalar da, Hıristiyanlığın sembolleriyle ve eski öğretilerle alay etmeyi öğrenmişler, böylece kendilerine gerçek bir mutluluk bulmuşlardır. Zerdüşt bu yeni durumu insanlara götürmek için bir kez daha dağından ayrılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder