Kitabın Yazarı: Mustafa Işık
Kitap Hakkında Bilgi:
Mustafa Işık “gözü kaldı” sözünden yola çıkarak fantastik öğeleri gerçekle o kadar bütünleştirmiş ki, yazdığı romanın satır aralarında olağanüstü olayları dramatize etmiş, yaşamı, zorlukları, emeği ve gözyaşını iki ayrı dünyada yaşayan ailelere paylaştırmıştır. Yazarımız bu romanında bir şeyi daha başarıyor. Okur romanı takip ederken, ilerleyen sayfalarda kendini bir anda kitabın baş kahramanı olarak buluveriyor. Romanın birbiri ile bağlantılı hikayeleri içerisinde gezinirken her satırı adeta yaşarmışcasına bir hisse kapılıyor. Yarın, yolunuz kiminle, kimlerle kesişecek bilebilir misiniz? Emekli öğretmen Hasan Bey genç yazar Murat’ın yaşamına gireceğini hiçbir zaman düşünmemişti. Ta ki o olağanüstü güne değin…
Kitabın Konusu:
Kitabın Özeti:
Hasan Bey emekli bir öğretmendir ve bir kırtasiye dükkanı çalıştırmaktadır. Bir sabah kırtasiye dükkanının vitrinindeki kırmızı oyuncak arabanın üzerinde bulunan bir çift siyah göz dikkatini çeker. Önce yanlış gördüğünü düşünür ve diğer arabalarla karşılaştırır. Fakat diğer oyuncak arabalar kırmızı araba gibi değildir. Kırtasiyeye gelen herkes arabadaki gözleri görüp ilgi gösterir.
Kitabın Konusu:
Kitap, gözü kalmak deyiminden bahisle iki sosyal yaşam arasındaki farklılıkları ve köyden kente göçü, ekonomik problemleri, kız çocuklarının okutulmaması sorununu, şehir yaşamı ile kültürel farklılığı anlatır.
Kitabın Özeti:
Hasan Bey emekli bir öğretmendir ve bir kırtasiye dükkanı çalıştırmaktadır. Bir sabah kırtasiye dükkanının vitrinindeki kırmızı oyuncak arabanın üzerinde bulunan bir çift siyah göz dikkatini çeker. Önce yanlış gördüğünü düşünür ve diğer arabalarla karşılaştırır. Fakat diğer oyuncak arabalar kırmızı araba gibi değildir. Kırtasiyeye gelen herkes arabadaki gözleri görüp ilgi gösterir.
Akşam olunca evine giden Hasan Bey, kırmızı arabayı eşi Oya Hanım’a da anlatır. Oya Hanım kendisine inandıramayınca sabah dükkana birlikte giderler. Hasan Bey kırmızı arabayı içine koyduğu kutuyu getirip açar. Gözlerin uyur şekilde olduğunu gören Oya Hanım çok şaşırır ve çığlık atar. Bu çığlık üzerine arabadaki gözler uyanır.
Hasan Bey zaman geçtikçe bir çocukla konuşuyor gibi gözlerle konuşup dertleşmeye başlar. Anılarını ve düşüncelerini anlatır ve arabanın gözleriyle sohbet eder. Hasan Bey bir taraftan da bu gözlerin nereden gelmiş olabileceğini düşünmektedir. Hasan Bey, kırmızı arabayı çok isteyen fakat alamayan bir çocuğa ait olabileceği ihtimali düşünür. Hasan Bey, dükkana gelen çocuklara dikkatle bakmaya ve onları daha iyi tanımaya çalışır.
Murat, annesi, babası ve ablası Zeynep’le köyde yaşayan altı yaşında bir çocuktur. Köydeki pek çok kişi gibi şehre göç etmek durumunda kalırlar. Babası Kamber hayvanlarını ve tarlalarını satar ve İstanbul’a yerleşirler. İstanbul, Murat ve ablası için köylerine göre çok farklı bir yerdir. Evlerin üst üste, binaların yan yana uzayıp gittiği, her yer beton olduğu, yeşilliğin görülmediği, kalabalık ve gürültülü bir yerdir İstanbul. Bir apartmanın bodrumundaki daireye yerleşirler. Baba Kamber inşaatlarda işçi olarak çalışmaya başlar. Okula yazdırılan Murat kısa sürede öğretmeninin dikkatini çeken başarılı bir öğrenci olur. Okuldan eve gelince okulda ne işlemişlerse ablasına da anlatır. Zeynep, on iki yaşındadır ve okula gitmek istese de gelinlik yaşa geldiği gerekçesiyle okula gönderilmemiştir.
Aradan geçen üç yıl sonra Kamber inşaatlarda amelelik yaparken bir kaza sonucu hayatını kaybeder. Elif, iki çocuğu ile ortada kalır. Çevredekilerin önerisi ile Murat’ı bir berberin yanına çırak olarak verir. Zeynep ise bir tekstil atölyesinde işçi olarak çalışmaya başlar. Artık evin geçimini iki çocuk sağlamaktadır.
Murat bir gün berbere giderken Hasan Bey’in kırtasiye dükkanının önünden geçer ve vitrinde oyuncak kırmızı bir araba görür. Oyuncak tutkusu ve isteği olmayan Murat bu arabayı çok sever. Murat her gün kırtasiyenin önünden geçerek arabaya bakar ve izler. Berberde çalışırken bir gün ustası Hasan Bey’in kırtasiye dükkanına gitmesini ister. Murat cesaret edip arabayı sorunca, Hasan Bey arabadaki gözlerin Murat’a ait olduğunu anlar. Hasan Bey hemen arabayı getirip Murat’a hediye eder. O günden sonra Hasan Bey, Murat ve Zeynep’e yardımcı olur. Yıllar sonra okuma isteği bitmeyen Zeynep ünlü bir tasarımcı, Murat ise bir yazar olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder