Kitabın Adı: Kuşlar da Gitti
Kitabın Yazarı: Yaşar Kemal
Kitabın Özeti:
Yozlaşmayan, her yeri betonarme yapılar olmayan İstanbul’da Florya düzlüğü tenha iken insanlar ağlarla kuşları yakalayıp cami, sinagog, kilise önlerinde, kalabalık yerlerde satar. Kuşu alan insanlar arkalarından dua okuyarak kuşu özgürlüğüne kavuşturur.
Uzun Süleyman, Hayri ve Semih de kuşları yakalayarak satmaya çalışır. Üç arkadaş farklı şehirlerden gelerek tesadüfen burada buluşurlar. Üç arkadaş çadırlarını Florya düzlüğüne kurarak kuşlara dikenlerin üzerine ağ kurarlar. Kuş çoktur. Kuş ağa girer girmez onu hemen çıkarmaları gerekir; yoksa kuş ağı yırtabilir.
Üç genç geçimini zar zor sağlar veya sağlayamaz. İnsanlar eskisi gibi kuş alıp gökyüzüne salarak azat etmek istemez. Farklı farklı birçok yere kuş satmaya giden, türlü etkinlikler yapan gençler kalabalığı etrafına toplar; fakat kalabalıktan alıcı çıkmaz. Kuşlar artık kafeslerde üst üste yığılıdır. Alan olmazsa birkaç gün içinde ölümleri kaçınılmaz olur.
Çadırda yaşayan gençler yanlarına gelen bir adamla dost olurlar. Çoğunlukla yanlarına uğrayan bu adam, gökyüzünde alıcı bir kuş süzülürken eğer onu yakalayabilirlerse onlara yüz lira karşılığında alabileceğini söyler. Çok sevinen gençler tüm çabalarıyla kuşu yakalamaya çaba göstermesine rağmen kuşu yakalayamazlar.
Dostları onların durumunu görerek üzülür ve parayı peşin vermeyi teklif eder. Gençler parayı kabul eder. Ertesi gün yanlarına tekrar eğelen adam Hayri ve Süleyman’ı üzgün görür. Alıcı kuşu yakaladıklarını; fakat Semih’in onu çok beğendiği için alıp gittiğini söylerler. Dostları bunun önemli olmadığını gökte uçan kızıl kartalı da yakalayabileceklerini söyler. Gençler kızıl kartalı da yakalayamaz. Bu durum gençleri çok üzer.
Yozlaşan İstanbul’da gençler artık ölüm kalım savaşı verir. Kuşları satamadıkları için ekonomik olarak durumları her geçen gün daha da kötüye gider. Kuşlarla beraber insanlığın da gittiğini düşünürler.
Kitabın Özeti:
Yozlaşmayan, her yeri betonarme yapılar olmayan İstanbul’da Florya düzlüğü tenha iken insanlar ağlarla kuşları yakalayıp cami, sinagog, kilise önlerinde, kalabalık yerlerde satar. Kuşu alan insanlar arkalarından dua okuyarak kuşu özgürlüğüne kavuşturur.
Uzun Süleyman, Hayri ve Semih de kuşları yakalayarak satmaya çalışır. Üç arkadaş farklı şehirlerden gelerek tesadüfen burada buluşurlar. Üç arkadaş çadırlarını Florya düzlüğüne kurarak kuşlara dikenlerin üzerine ağ kurarlar. Kuş çoktur. Kuş ağa girer girmez onu hemen çıkarmaları gerekir; yoksa kuş ağı yırtabilir.
Üç genç geçimini zar zor sağlar veya sağlayamaz. İnsanlar eskisi gibi kuş alıp gökyüzüne salarak azat etmek istemez. Farklı farklı birçok yere kuş satmaya giden, türlü etkinlikler yapan gençler kalabalığı etrafına toplar; fakat kalabalıktan alıcı çıkmaz. Kuşlar artık kafeslerde üst üste yığılıdır. Alan olmazsa birkaç gün içinde ölümleri kaçınılmaz olur.
Çadırda yaşayan gençler yanlarına gelen bir adamla dost olurlar. Çoğunlukla yanlarına uğrayan bu adam, gökyüzünde alıcı bir kuş süzülürken eğer onu yakalayabilirlerse onlara yüz lira karşılığında alabileceğini söyler. Çok sevinen gençler tüm çabalarıyla kuşu yakalamaya çaba göstermesine rağmen kuşu yakalayamazlar.
Dostları onların durumunu görerek üzülür ve parayı peşin vermeyi teklif eder. Gençler parayı kabul eder. Ertesi gün yanlarına tekrar eğelen adam Hayri ve Süleyman’ı üzgün görür. Alıcı kuşu yakaladıklarını; fakat Semih’in onu çok beğendiği için alıp gittiğini söylerler. Dostları bunun önemli olmadığını gökte uçan kızıl kartalı da yakalayabileceklerini söyler. Gençler kızıl kartalı da yakalayamaz. Bu durum gençleri çok üzer.
Yozlaşan İstanbul’da gençler artık ölüm kalım savaşı verir. Kuşları satamadıkları için ekonomik olarak durumları her geçen gün daha da kötüye gider. Kuşlarla beraber insanlığın da gittiğini düşünürler.