Kitabın Yazarı : Gülten Dayıoğlu
Kitabın Özeti :
Suna çok yaramaz bir kızdır. Mahallenin erkek çocuklarının oynadıkları toplarını çalmayı çok severdi. Çünkü onlar Suna'yı maç yaparken oyuna almazlardı.
Gene bir gün erkeklerin topunu aldı ve onlardan kaçtı. En sonunda yoruldu. Onlara top karşılığı bir söz vermelerini istedi, kendisini de oyuna alacaklardı artık. Çocuklar zar zor kabul etti. Bir gün top oynarlarken topları bahçeye kaçtı. Bahçe sahibi sinirli bir kadındı ama evde yoktu. Suna gitti topu aldı fakat top elinden kaçtı. Suna’nın önünde işçiler kireç kuyusunda kireç söndürüyorlardı. Suna dengesini kaybedip kuyuya düştü. Her yeri yandı.
Bir yıl okula gidemeyecekti. Suna hiç konuşmuyordu. Aylarca evdeki koltuğunda oturmaktan sıkılıyordu. Bir gün her yeri kar kaplamıştı. Pencereye bir serçe kondu. Annesi onu içeri aldı ve karnını doyurdular. Sonra dışarıya saldılar. Suna salmak istememişti. Çünkü onu çok sevmişti. Serçe onu mutlu etmişti. Annesi gene gelir bu karda kışta başka nereye gidecek dedi. Ertesi gün serçe birkaç arkadaşı ile geri geldi. Daha sonra sayıları 17 oldu. Suna çok mutluydu.
Her gün annesine babasına onları anlatıyordu. Serçeleri ayırt etmek için ayaklarına rengarenk halkalar bağladı. Sonunda bahar geldi. Serçelerin biri Suna biz artık gidiyoruz buraya gelmeyeceğiz kırlarda daha çok yiyecek var ama her hafta birimiz gelip sana hikaye anlatacağız dedi.
Her gün annesine babasına onları anlatıyordu. Serçeleri ayırt etmek için ayaklarına rengarenk halkalar bağladı. Sonunda bahar geldi. Serçelerin biri Suna biz artık gidiyoruz buraya gelmeyeceğiz kırlarda daha çok yiyecek var ama her hafta birimiz gelip sana hikaye anlatacağız dedi.
Her hafta bir serçe gelip sabırsızlıkla bekleyen Suna'ya hikaye anlatıp gidiyordu. Bu süre içinde pembe serçe yavrulamıştı. Suna yavaş yavaş iyileşiyordu, artık yürümeye başlamıştı bile. Bir gün pembe serçe geldi. Yanında yavruları vardı. Öyküsünü anlattı gitti. Annesi Suna’ya bir şey söylemek istiyordu.
Suna buna izin vermiyordu. Ertesi hafta yavrular geldi. Suna’ya kendi öyküsünü anlattı ama sonu değişikti. Sonunda Suna kendi uydurduğu öykülerini kendi anlatıyor annesine babasına bunları serçeler anlattı diyordu. Suna serçelerin sözünü kesti ben bunun sonunu biliyorum dedi. Serçeler gitti. Annesi Suna’ya kızım ben bu hikayeleri kendinin uydurduğunu biliyorum. Ama yürüyünce bunların sona ereceğini de biliyorum dedi. Suna evet anne bugün sondu dedi. Annesine ilk serçenin pencerede belirdiğini gösterdi. Annesi ile onu izlediler. Serçe gitti. Arkasında el salladılar. Suna ve annesi birbirini öptü ve sarıldılar.