25 Haziran 2019 Salı

Körlük (Jose Saramago) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı: Körlük

Kitabın Yazarı: Jose Saramago

Kitap Hakkında Bilgi:

Körlük, 1998 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Portekizli yazar Jose Saramago'nun son yıllarda yazdığı en etkileyici kitap. Araba kullanmakta olan bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken ansızın körleşir. Körlüğü, başvurduğu doktora da bulaşır. Bu körlük, bir salgın hastalık gibi bütün kente yayılır. Öldürücü olmasa da tüm ahlâki değerleri yok etmeyi başarır. Toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere, tecavüzlere tanık olur. Ayakta kalabilenler ancak güçlü olanlardır. Koca kentte körlükten kurtulan tek kişi, göz doktorunun karısıdır.

Portekiz'in yaşayan en önemli yazarı olan Jose Saramago, bu çarpıcı romanında körlük olgusunu bir metafor olarak kullanmış, basit imgelere, sıradan sözcük oyunlarına başvurmadan, yoğun bir anlatımla, anlatıcının ve kahramanların konuşmalarını ortaklaşa bir monologa dönüştürerek kişilere ad vermeksizin liberal demokrasinin insanları sürüklediği sağlıksız ortamı olağanüstü bir ustalıkla anlatmıştır.

Kitapta hiç bir şeyin ismi yoktur. İsimsiz bir ülkede isimsiz bir şehirde isimsiz insanların başlarına gelenler anlatılır. Diğer bir özelliği ise kitapta nokta ve virgül dışında hiçbir noktalama işaretinin kullanılmamış olmasıdır.

Kitabın Özeti :

Kırmızı ışıkta duran arabasıyla yeşil ışığın yanmasını bekleyen bir adam beklenmedik bir anda kör olur. Bu durumdan faydalanmak isteyen, yardım etmek istercesine yaklaşan kötü niyetli bir hırsız da bu beklenmeyen körlüğe yakalanır.

Körlük bulaşıcı bir hal alarak talihsiz adamın iletişim kurduğu bütün insanlara da bulaşır. Ardından tedavi amaçlı gittiği klinikte körlük doktorada bulaşır. Durum gittikçe içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Körlük hızla yayılırken doktorun karısı bu salgından etkilenmez ve kör olmaz.

Herkes Beyaz Körlük denilen hastalığa yakalanmaya başlar. Hastalığın özelliği insanları kör etmesi fakat karalık yerine her şeyi bembeyaz görmeleridir.

Bu körlük salgınını ülke ve toplum çaresizce seyretmektedir. Panik hali herkesi etkisine almış ve bulaşıcı körlük hastalığından kurtulmak için çözüm aranmaktadır. Devlet yöneticileri körlük salgınından kurtulabilmek için hastaları eski bir akıl hastanesinde karantina almaya karar verir.

Karantina bölgesi askeri bir disiplinle yönetilmektedir. Dışarı çıkışlar kesinlikle yasaktır. Dışarı çıkanlar öldürülecektir. Körlük akıl almaz bir hızla yayılmakta ve ülkede kaos derinleşmektedir. Alınan önlemler ve baskıcı politikalar ne körlüğün yayılmasını engelleyebilmektedir, ne de ortada devlet yetkililerinin iddia ettiği gibi bir düzen vardır.

Herkesin kör olduğu bir yerde bir tek doktorun karısı görür ve her an o da hastalığa yakalanacağı korkusu ile yaşar. Yine de bir an olsun eşini yalnız bırakmaz.

Hastalığın ilerlemesi nedeni ile karantina bölgesindeki insanlara kimse yaklaşmak istemez. Bunun üzerine bölgede düzen tamamen bozulur. Çeteler kurulmaya ve güçlü olanın zayıfa eziyet ettiği bir yer haline gelir.

Körlük hastalığına yakalananların sayısı arttıkça, karantina bölgesinin nüfusu artar. Kalabalığın artması yeni güç dengeleri ve kamplaşmaları da beraberinde getirir. İçeride çeteler kendi hükümdarlıklarını ilan etmeye çalışmakta ve zulüm ederek diğer körleri sömürmek istemektedir. Doktor ve karısının kaldığı tarafta körler zaman geçtikçe zorluklar yaşamaktadır. Çünkü diğer tarafta bulunan çeteler onlardan haraç istemekte ve şiddet yoluyla onları tehdit etmektedir. İçerideki kimsenin bilmediği bir gerek ise doktoru karısının gerçekte kör olmadığıdır. Oda kör taklidi yaparak içeride kalmış ve diğer insanların yardımına koşmaktadır. Tabi bu durumun anlaşılmaması içinde kör gibi davranmak zorundadır.

Zaman geçtikçe çetelerin baskısı ve istekleri artar. Bu durumda doktor, karısı ve beraberindekiler çetelerle mücadele etmek zorunda kalırlar. İşler daha da kötüye gidince doktorun eşi gizlice çete liderini öldürür fakat bu işleri daha da kötüye sürükler. Karantina bölgesinde ayaklanma çıkar ve herkes kaçar. Şehirde de hastalık tamamen yayılmıştır.

Karantina bölgesinde büyük bir yangın çıkar. Dışarı çıkmanın yasak olduğu hastaneden yangın sayesinde doktor ve beraberindekiler kurtulurlar. Dışarıdaki hayat gittikçe daha zor bir hal almış ve yaşam savaşı tüm hızıyla sürmektedir.

Bunun üzerine doktorun eşi, eşini de alarak evlerine döner. Eski hayatlarına uyum sağlamaya ve yeni bir düzen kurmaya çalışırlar. Beklenmedik bir anda ortaya çıkan ve müthiş bir hızla yayılıp tüm ülkeyi kaosa sürükleyen körlük salgını son bulmuştur artık. Doktorun karısı körlüğün kendi yakasına yapıştığını düşünürken her şey tıpkı eskisi gibi gerçek, canlı ve tamda gözlerinin önündedir. Onun herkesi gördüğü gibi herkes tarafından da o görülmektedir.

1 yorum:

  1. "doktorun eşi, eşini de alarak evlerine döner. Eski hayatlarına uyum sağlamaya ve yeni bir düzen kurmaya çalışırlar." burası yanlış. Doktor ve karısı karantinadaki dostlarını bırakmaz ve onlarla beraber hayatta kalmaya çalışır. Birlikte aynı evde uyuyolar, birlikte yemek yerler.

    YanıtlaSil