Öğretmen ve öğrencilere yönelik kitap özetleri, kitap sınavları, kitap soruları ve eğitici hikayeler
22 Temmuz 2019 Pazartesi
Metal Fırtına 2 Kurtuluş (Burak Turna) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili
Kitabın Adı : Metal Fırtına 2 Kurtuluş
Kitabın Yazarı : Burak Turna
Kitabın Özeti :
Sir Eli denilen kişinin ekonomik desteğiyle, Stillson ABD’nin başkanı olmuştur. Bu başkan sadece Sir Eli’nin verdiği emirleri yerine getiren kukla, göstermelik birisidir. Perde arkasında hükümeti yöneten asıl kişi ise Sir Eli olacaktır. Gayri meşru yollarla hükümet olan Stillson sadece onaylayan konumundadır. Kabine ilk toplantısını New York’ta yapmıştır. Stillson toplantıya çağırdığı Sir Eli’yi kabineye tanıtır. Stillson ayağa kalkıp Sir Eli’ye yervererek kenara çekilir. Sir Eli, Stillson’a hiç bakmadan başkanlık koltuğuna oturarak bütün gücün kendisinde olduğunu gösterir.
Beyler çok önemli bir görev için buradasınız diyerek söze başlar. Emir veriyor gibidir. Gerçek başkan gibi davranmaktadır. Stilson ise onun yanında başıyla onaylayan kişi konumundadır.
Sir Eli hedeflerini bir bir sıralamaya başlar. Bütün taşeronları ortadan kaldıracağız. Gerçek imparatorluk bugün ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bakanlardan tek isteğim Amerikan ordusunun harekete geçmesi için düğmeye basmalarıdır. Şimdi ana planlarımızı uygulamaya koyabiliriz. İlk olarak Ortadoğu’yu tam bir kaosun ortasına sürüklemeliyiz. Bu kaos sayesinde top yekün savaş çıkararak Müslüman dünyayı yenilgiye uğratmalıyız. Ortadoğuda taşeron devletlere ihtiyacımız kalmamalı. İsrail’in bile bizim için bir önemi yok artık. İsrail etrafına gereken zararı verip ondan sonra ortadan kaldırılmalı. Yani Ortadoğu’da yakılacak ateşle beraber Amerikan politikalarına muhalefet edebilecek hiçbir devlet yapısı kalmamalı. Oradaki Yahudiler Amerikanın kontrolüne geçmelidir.
Amerikan ordusunun Suudi Arabistan ve İran’a saldırması için Amerikalılar, Amerika’da büyük bir terör eylemi düzenlerler. Bu eylemin sorumlusu olarak İranlılar ve Suudiler gösterilir. Buna karşılık olarak Suudi Arabistan’daki kutsal toprakların ele geçirilmesi emri verilir. İsrail’de büyük bir patlama yapılır. İsrail bu saldırının İran tarafından yapıldığı zannederek İran'a savaş açar.
Amaç Ortadoğu’da tek büyük bir devlet kurmak ve bunun için federal bir yapı oluşturularak kontrolünün Amerikanın denetiminde olmasını sağlamaktır.
Amerika Suudi Arabistan topraklarına hava saldırısı yaparak savaşı başlatmıştır. İran da Amerikan Hava Kuvvetleri uçaklarına karşı taarruz harekatı başlatmıştır. Suudi Arabistan tüm Müslüman ülkelere çağrıda bulunarak cihat ilan etmiştir.
İstanbul’da ise Dolmabahçe Sarayında Türkiye’nin ev sahipliğinde Rusya, Çin ve Hindistan Amerika’nın yapmış olduğu saldırıları toplantıda konuşulmaktadır. Gelişmeler hakkında görüşmeler yapıllmaktadır.
Türk Pilotları da Rusya’ya giderek Rus uçaklarıyla ortak olarak Amerikan uçak gemilerine saldırıda bulunurlar. Birçok Amerikan uçağı düşürülmüştür. Kısmen Türkiye’de Rusya ile birlikte savaşa dahil olmuştur.
Amerika, Türkiye’ye bir CIA Ajanı olan Michael Einckharff’u gönderir. Bu ajanın geliş sebebi ise Dışişleri Bakanı olan Abdullah GÜL’ü kaçırıp Amerika’ya götürmektir. Bunun için gerekli tüm planları yapan ajan uygulamaya tam geçecekken Dışişleri Bakanı Abdullah GÜL üç –beş kişilik bir heyetle Amerika'ya gider ve ajan da dönmek zorundakalır.
Abdullah GÜL’ün Amerika’yı ziyareti esnasında kaybolduğu bildirilir. Fakat olay kaybolma değil kaçırılmadır. Kaçırıldıktan sonra dört metrekarelik bir hücrede hapis tutulur. Daha sonra Abdullah GÜL ve diğerlerini Teksas’ta Bilimsel Araştırma Merkezine götürerek beynini yıkamaya çalışırlar. Bakanların beyni yıkanıp daha sonra da serbest bırakılacak ve o sayede Türkiye Amerika'nın istekleri doğrultusunda yönetilecektir.
Gri Takım Üyesi Amerika’da Türkiye lehine çalışan ajanlardan Mert, Han, Kurt, Deniz ve Amerikalı Tracy isimli hayat kadının çalışmaları ile Abdullah GÜL ve diğer bürokratlar kurtarılır.
Kuzey Irak’ta Hakkari Dağ Komando Tugayında görevliyken bir operasyon esnasında Asteğmen Selçuk girdiği çatışmada Amerikan askerlerine esir olur ve Amerika’ya götürülür. 2 yıl boyunca bir Araştırma Merkezinde tutulduktan sonra Abdullah GÜL’ün de aynı yerde olduğunu öğrenir. Yangın çıkartarak Abdullah GÜL ve diğer bürokratların kurtarılmasını sağlar.
Büreyde yakınları / Suudi Arabistan
Amerikan 1.Tank Tümeni General Smith komutasında Suudi Arabistan topraklarında hızla ilerliyorlardı. Hedefleri Kutsal toprakları olduğu bölgeyi ele geçirmekti. Amerikan askerlerinin içinden bazıları oraya gitmek istemiyorlardı. İçlerinden sürekli olarak kaçmak geliyordu ama çölde kısılıp kalmışlardı.
Akşam olmak üzereydi ve etraftan Tank Tümenin öncü kuvvetleri arasındaki zırhlılar üzerlerine doğru gelen RPG Roketleri Topçu Atışları, makineli tüfek atışlarıyla başlayan atışlar General Smith’ın sinirlerini bozmuştu. Çölün içinde ciddi büyük bir kuvvet gizliydi. Bir Amerikan askeri General Smith’e gelerek Komutanım büyük birdirenişle karşı karşıyayız. Çok profesyonelce Suudilerden beklenmedik şiddetli ve kararlı ateşle karşılaştık dedi.
Türkiye’den Kayseri Komando Tugayı Tuğgeneral Hasan KARA’nın komutasında dünyada eşi benzeri az bulunur bir harekatla Suudi Arabistan çöllerine girmişti. Takımlara ayrılıp Suriye bağlantısı üzerinden gizlice çölü geçmiş ve Amerikalılardan habersiz HİCAZ’a yaklaşmışlardı. İki Taburuyla BÜREYDE etrafına yerleşirken iki Taburda Tank Tümenin yolunu kesmek üzere geniş bir alanda yerli halkla beraber direniş hattı oluşturulmuştu. Amerikalıların bundan haberi yoktu. Tümen ilerledikçe daha fazla direnişle karşılaşacaktı.
Tabur Komutanı Binbaşı Hakan havancılara emir vermişti.Durmaksızın ateş edilecekti. Havan toplarının yerinin belirlenmesizordu. Bu gerçekleşinceye kadar Tümenin geri çekilmesi için baskı yapacaktı.
Amerikan Uçakları, Apaçi helikopterleri hava saldırılarına başlayınca ölüm makineleri kan kokularını almış köpek balıkları gibi hedefe üşüşmek için uğraşıyordu. Uçakların geldiğini gören Bnb.Hakan Metal Fırtına operasyonu nedeniyle daha önceden tecrübeliydi. Özel olarak seçilmişlerdi. Türk birlikleri hazırlıklıydı. İki Tabur asker yeterli değildi. Ama Tugayın geri kalanı daha geniş bir alana yayılmıştı. Bnb. Hakan’ın emriyle Havan Topları Amerikan askerlerine ardı ardına ateşe başlamıştı. Öncü Tank birliklerinin askerleri zırhlı aracın üstündeki kapaktan dışarı çıkarak makineli tüfeklerine hedef arıyordu.
Amerikalı Generalin sinirleri aşırı derecede bozulmuştu.Telsizden hava kuvvetlerini isteyerek bu işi yapamayacaklarsa defolup gitsinler diye haykırıyordu. Apaçiler ve A-10 uçakları da belirmişti. Daha önceden hazırlanmış sahte mevzileri bombalayıp gidiyorlardı. Amerikan uçakları ve helikopterleri birer birer RPG ve taşınabilir uçak savar silahları ile avlanarak tek tek düşürülüyordu. Gelişmiş Amerikan silahları hiçbir işe yaramıyordu.
Türk askerleri ve yerli gönüllülerle birlikte bedevilerin ellerinde nereden geldiği belli olmayan birkaç ton C-4 olduğunu öğrenen Bnb. Hakan bütün C- 4’leri belli bir derinliğe gömmüşler ve etrafına da binlerce 155.lık top mermisi RPG mermilerini yerleştirerek bir cephanelik oluşturulmuştur.
Amerika, birliklerinin çok fazla kayıp vermesi üzerine ve hava desteğini de yitirmesiyle bir toplantı yapar. Ne yapılması gerektiğini sorar fakat General Smith’ten korktukları için hiç kimse cevap veremez. Yarbayın bir tanesi şöyle bir manevra şekli sunar. Ortadan bir yarma harekatı yaparak ilerleyebileceklerini düşünmektedir. Bu fikir kabul görür ve hareket başlar. Türk birlikleri de bunun yapılmasını bekler. İleri gözetleyici Subayı Teğmen Alper gelişmeleri Tbk.Bnb. Hakan’a bildirir. Tank Zırhlıları ilerlemeye başlayınca daha önceden gömülen C-4 patlayıcıları patlatılır. Cephanelik şeklindeki tuzak devreye sokularak bu patlamayla bütün tanklar ve araçlar ses ve basıncın etkisiyle etkisiz hale getirilir. General Simth’in aracıda devrilerek kendisi yaralanmıştır.
Modern tarih geride kalmıştı sanki karşısındaki insanlar öyle iyi kamufle olmuş ve o kadar hareketliydiki modern savaş teknikleri işe yaramaz hale gelmişti.
General Smith etrafında yavaşça ilerlemekte olan tank ve zırhlı araçların birer birer durmaya başladığını fark etmişti. Dağ gibi bir kum bulutu bütün savaş alanını sarmıştı. Askerler birbirlerine yakın bir şekilde hareket ediyordu. Kum fırtınası zamanla şiddetini arttırmış, tüm silahların namluları kumla dolmuştu. Silahlar artık işe yaramıyordu. Kumlar hepsini yutacak duruma gelmişti 50 metreyi bulan kum bulutları her yeri dağıtıyordu. Karanlık çökmeye başlamıştı. Nefes bile almak mümkün değildi.
Bütün silahlar susmuş bir işe yaramıyordu. Amerikalılar ve Türkler karşılıklı olarak tüfeklerine süngülerini takarak artık süngülerle muharebe ediyorlardı. Tüm her yer ölü ve yaralılarla dolmuştu. Savaş neredeyse durma noktasına gelmiş hatta tamamen durmuştu. Bir süre sessizce beklediler. Komutanlar yavaş yavaş öne doğru gelmeye başladılar. General Smith ve Tuğgeneral Hasan KARA karşı karşıya geldiler. Amerikalı askerler de yavaş yavaş öne doğru gelerek birbirlerine yaklaştılar. Aynı hareketi Türk Askerleri ve Arap siviller de yaptı ve savaş bitmiş oldu.
Sonuç olarak Arabistan çöllerinde tüm dünyaya hakim olmaya çalışan ekonomi ve teknolojinin işe yaramadığı bir savaşta Amerika’nın Türk ordusu karşısında başarısızlıkla sonuçlanan savaşın Türk Subaylarının ve askerlerinin dahiyane fikirleri ve harekatı sonucu zaferle sonuçlandı.
Orkun Uçar ve Burak Turna'nın Yazdığı Metal Fırtına Kitapları Nelerdir? öğrenmek için tıklayınız...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Site İçi Linkler
- 9. Sınıf Ders Notları
- 10. Sınıf Ders Notları
- 11. Sınıf Ders Notları
- 12. Sınıf Ders Notları
- Kitap Özetleri
- Kitap Sınavları
- Eğitim ve Teknoloji
- İngilizce - Türkçe Hikayeler
- A. Hamdi Tanpınar
- Ahmet Ümit
- Amin Maalouf
- Binbir Gece Masalları
- Cengiz Aytmatov
- Cemil Meriç
- Dan Brown
- Dede Korkut
- Dostoyevsky
- Fakir Baykurt
- H.G. Wells
- Halide E. Adıvar
- İskender Pala
- Jules Verne
- Kemalettin Tuğcu
- Mevlana Celaleddin Rumi
- Ömer Seyfettin
- Peyami Safa
- Reşat Nuri Güntekin
- Sabahattin Ali
- Stefan Zweig
- Tolstoy
- Y. Kemal Beyatlı
- Yaşar Kemal
- Ziya Gökalp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder