12 Aralık 2019 Perşembe

thumbnail

Matmazel Noraliya’nın Koltuğu (Peyami Safa) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Matmazel Noraliya’nın Koltuğu

Kitabın Yazarı : Peyami Safa

Kitap Hakkında Bilgi :

Karşılaştığı bir takım olağanüstü olayları benimsediği materyalist ve pozitivist felsefenin ilkeleriyle açıklayamayan, şüphe, tereddüt ve bunalımlar içinde kıvranan Ferit, tıp fakültesini bırakıp felsefe bölümüne geçen fakat içinde bulunduğu mütereddit ruh hali sebebiyle buraya da düzenli olarak gitmeyen bir üniversite öğrencisidir. Ferit, Yüksekkaldırım'da içinde birbirinden garip insanların yaşadığı bir pansiyonda kalmaktadır. Pansiyonda kaldığı altı gün boyunca karşılaştığı olağanüstü olaylar ve kız arkadaşı Selma ile arasında geçen tartışmalar, ciddi bir psikolojik bunalımdan geçen Ferit'in durumunu daha da kötüleştirir. Pansiyonda tanıştığı Aziz, bu sıkıntılı günlerinde Ferit'in en büyük destekçisi olur. Teyzesinin gizemli bir şekilde ölümü ile yüklü bir mirasa kavuşan Ferit, yaşadığı travmayı atlatabilmek için Aziz'in tavsiyesiyle Ada'da bir ev kiralar. Bu ev bir yıl önce ölmüş, gizemli bir kadın olan Matmazel Noraliya'ya aittir. Peyami Safa'nın, kaleme aldığı romanları içinde en fazla beğendiğini ifade ettiği romanı Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, anlatım tekniği ve olay örgüsü bakımından bütün eleştirmenlerce Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı olarak kabul edilmektedir.

Kitabın Özeti :

Ferit, üzücü olayların art arda gelmesiyle psikolojik olarak bunalıma düşmüştür. Babasının Avrupa’ya gitmesinden sonra, kendisinden bir haber alamamıştır. Küçük kız kardeşi Nilüfer, teyzesi Necmiye Hanım’ın himayesi altında, kendisi de bir pansiyon odasında kalmaktadır. Kaldığı bu pansiyon sakinlerinin hemen hemen hepsi psikolojik olarak rahatsız kimselerdir. Pansiyonda karşılaştığı olaylar, Ferit’in ruh dünyasının iyice allak bullak olmasına sebep olur.

Ferit’in annesi, öğrenimini batıda yapmış, hariciye memuru, veremli, hassas ve sinirli bir kadındır. Ferit’in iki ablası, veremden ölmüş, babası da Avrupa’ya gitmiştir. Babası maddi açıdan tekrar toparlanmak amacıyla İkinci Dünya Savaşı devam ederken Londra’ya gitmiş ve ondan bir daha da haber alınamamıştır.

Verem Ferit'in küçük kardeşi Nilüfer’e de sıçramış, annesi de ölünce kız kardeşi, dindar bir kadın olan teyzesi Necmiye Hanım ile yaşamaya başlamıştır. Bunun üzerine Ferit, Tıp fakültesinden ayrılıp maddi durumu nedeniyle bulabildiği en ucuz pansiyon olan bu pansiyona yerleşmiştir.

Bu pansiyonda çok çeşitli kişiler kalmaktadır. Bir ailenin kızı ortalıkta çırılçıplak dolaşabilmekte, gaipten haber aldığını iddia etmektedir. Başka bir odada çok nadir dışarı çıkan Tosun Bey oturmakta, bir lisede felsefe öğretmeni olan Yahya Aziz Bey de oradadır. Aziz Bey, kuvvetli kültürü ve dengeli mantığı ile Ferit’in sinirleri üzerinde yatıştırıcı bir rol oynar.

Felsefe eğitimi alaya başlayan Ferit’in pansiyon dışındaki çevresi ise hasta kız kardeşi Nilüfer, aşkta ruhi derinliği cinsi duygulardan üstün tutan sevgilisi Selma ve sevgilisinin arkadaşından ibarettir. Ferit’in birisi milliyetçi öteki komünist iki arkadaşı daha vardır.

Kardeşi Nilüfer, zaman zaman Ferit’in yanına uğrayıp teyzesinin kendisine baskı yaptığını anlatmakta, ağabeyinden kendisini kurtaracak yardım elini beklemektedir. Kardeşinden duydukları nedeni ile teyzesi Necmiye hanıma çok sinirlenen Ferit, yüksek sesle zengin teyzesini öldürebileceğini söylemiş, bu seslenişlerini Tosun Bey de duymuştur. Kardeşinin durumuna çok üzülen Ferit, o gece boğulduğunu hissederek çığlık çığlığa uyanmış, pansiyondaki herkes ayağa fırlamıştır. Pansiyondaki Tosun Bey duruma çok üzülmüştür.

Pansiyonda tanıştığı herkes ve yaşadığı olaylar Ferit’in ruh dünyasını allak bullak etmektedir. Sadece lise öğretmeni Yahya Aziz, kültürlü mantıklı biri olarak bulmakta diğer kiracıların hepsini birer psikopat, ruh ve akıl hastası olarak görmektedir.

Bir gece Zehra, birisinin bıçaklanarak öldürülmekte olduğunu gaipten haber aldığını söyleyerek çığlıkları basmıştır. Pansiyonda, kimse buna inanmamış ama iki üç saat sonra bir hanımın bıçakla öldürüldüğü haberi duyulmuştur. Bıçakla ölen kadın ise Ferit’in zengin ve ihtiyar teyzesidir. Ertesi gün Tosun Bey, Ferit’i odasına çağırıp her şeyi anlatır. Tosun Bey profesyonel bir katildir. Ferit’in "teyzemi öldüreceğim" sözünü duymuş ve adaletin yerine gelmesi için Ferit’in teyzesini öldürmüştür. Tosun Bey işlediği cinayetleri tek tek anlatır. Tosun bu cinayetleri kendine has bir ahlak ve adalet anlayışı nedeni ile işlemiştir. Bu cinayeti de Ferit’e çok acıdığı ve haksızlığı giderip sosyal adaleti sağlamak için teyzesini öldürmek olarak açıklamıştır. Ferit’in zengin teyzesinin paralarını da almış ve aldığı paraları Ferit’e teslim etmiştir.

Nilüfer’in hastalığı daha da çok artmıştır. Ferit daha çok sarsılmış hatta daha da bir kuruntulu, sinirli, kuşkucu, korkak ve marazi bir adam haline gelmiştir. Teyzesinin ölmesini istemiş olmaktan dolayı vicdan azabı duymakta, teyzesinin bundan dolayı öldürülmüş olması onu çok sarsmaktadır.

Aziz Bey, Ferit’e Ada’da bir ev tutup Nilüfer’le birlikte bir süre dinlenmesini önerir. Ferit, Tosun sayesinde teyzesinden kalan bu para ile Büyükada’da bir ev tutar. Bu ev babası Türk, anası İtalyan olan çevresinde Matmazel Noraliya olarak bilinen Nuriye Hanım’ın evidir. Matmazel Noraliya kazasker soyundan olan babaannesiyle, koyu bir Katolik olan annesinin zıt etkileri altında büyümüş büyükannesinin sayesinde Müslümanlığı seçmiş bir kadındır. Annesinin sürüklediği aşk macerasının yarattığı buhrandan yeni kurtulmuş, bu köşke kapanarak yarı münzevi bir hayata başlamıştır. 32 yıldır yapayalnız yaşayan bu kadın ölünce bu köşk de boş kalmıştır.

Eve taşınan Ferit, hizmetçiden dinlediği hikâyelerin etkisi altında kalır. Bayan Noraliya’nın duvarda resmi her an kımıldanır gibi durmakta evin tüm eşyalarında onun izi görünmektedir. Ferit, bu evde geçirdiği ilk gece korku içinde uyur. Gece boyunca sanki Matmazel Noraliya karşısına oturmuş, oturduğu koltukta hep onu izlemiş, durmadan ona bir şeyler anlatmıştır. Ferit o gece yaşadıklarının rüya mı vehim mi olduğunu ayırt edememiştir.

Ertesi gün, bu evi Aziz Bey’le birlikte dolaşırlar. Ferit odalardan birini görünce şaşkınlık içinde kalır. Bu oda ve içindeki koltuk, önceki gece gördüğü dekorun aynısıdır. Ferit hizmetçiden, Matmazel Noralya’nın hakkında bilgi alır. Matmazel Noraliya, çok mutsuz yaşamış, genç yaşında kendisini dine ve Tanrıya adamış yıllarca bu evden çıkmamış çoğu kez de bu koltukta oturarak münzevi ve çok sakin bir hayat yaşamış bir kadındır. Hizmetçi, daha sonra Ferit’e Bayan Noraliya’nın hatıra defterini de getirir.

Ferit, Madam Noraliya’nın koltuğuna oturarak defteri okumaya başlar. Birkaç gece sonra Matmazel Noraliya’nın ruhu ile konuştuktan sonra ruh dünyasında düzelmeler başlamıştır. Artık dine ve mensubu olduğu milliyetine karşı daha bir saygılıdır. Madam Noraliya’nın ruhundan gelen telkinler onu ruhen düzeltmeye başlamış, bu durumdan Nilüfer de etkilenmiştir. Nilüfer ile Aziz Bey arasında hissi bir yakınlaşma başlarken, Ferit de hem sevgilisi Selma ile hem de iç dünyası ile barışık bir adam olmuştur.

Matmazel Noraliya’nın Koltuğu (Peyami Safa) Kitap Sınavı YAzılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...

Subscribe by Email

Follow Updates Articles from This Blog via Email

No Comments

About